11 Ekim 2016 Salı

CEMİLE AÇIKSÖZ KANBUR ve ESERİ “BİLEMEZSİN Kİ” Abdullah Çağrı ELGÜN

CEMİLE AÇIKSÖZ KANBUR ve ESERİ
                “BİLEMEZSİN Kİ”                                                              Abdullah Çağrı ELGÜN

HAYATI: 
Çankırı ili, Orta ilçesi, Kırsakal köyünde 1953’te doğdu. İlkokulu kendi köyünde bitirdi. 1973’te evlenen Cemile AÇIKSÖZ KANBUR’un iki çocuğu bulunmaktadır.

Şaire bir süre Halk  Eğitim Merkezi kurslarına devam ettikten sonra, aynı kurum Halk Eğitim Merkezinde Usta Öğretici olarak çalışmaya başladı. 

Şaire Kitabına yazdığı önsözünde: “Anadolu’nun folklorük özelliklerini konu alan ve yöremizin kültür değerlerinin tanıtılmasına  öncelik verilen çalışmalarımın şiir kitabı haline getirilmesinde bana yardımcı olan başta Çankırı Milletvekilimiz Tevfik AKBAK, danışmanı Erdal BAZ, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Personel Daiure Başkanı Devlet AKSOY, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç.Dr. Nihat HATİBOĞLU, düzeltme ve tashih işlerinde  yardımlarını esirgemeyen İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri ile çalışanlarına teşekkürü borç bilirim” diyerek başlangıç yapıyor.

Kitabın tamamı yüz on iki(112) sayfadan meydana geliyor. Hece vezni ile şiirler yazan Cemile AÇIKSÖZ KANBUR’UN KİTABI Dikmen Cad. Nu: 244/P, 13-14 Dikmen /ANKARA,  0312 482-75 45, Anıl Matbaa ve Ciltevinde   basılıyor.  Kitap İsteme Adresi olarak: Tepebaşı  Mah.Ayarcık Sok.14/8 Keçiören/ANKARA olarak belirtiliyor.

ŞİİRLERİNDE KULLANDIĞI BAŞLIKLAR:
Şair şiirlerini: “Baksana Ana, Köyüme Gömün, Bana Sorsunlar, Dargınım Feleğe, İlçemize Bağlı Köyler, Doyamadım Köyüme, Köyde Olsun Mezarım, O Zamanlar Bizim Köyde, Anayurdum, Kendimi Bilemedim, Nerde Hani? Ne Güzeldi, Gamsız Dağlar, Sevgiye Çağrı, Tahammülüm Yok Benim, Devletli Devlet Bey’e, Yoğudum Orda, Bir Yuvam Olsa, Biz O Evden Değil miyiz?, Kardeş Olalım Kırsakal, Süründürdün Beni Kader, Senin Sevgin Var Allah’ım, İlâhi, Yavaş Yavaş, Senin İznin Var Allah’ım, Ağlar Geyik Yavrum Diye, Tek Yoldaşım, Sar da Gideyim, Can Doktor Aslıhan, Ayıran Suçlu, Benim Anam, Gelin, Ben Burada Doğdum, Söylenip Durur, Askerin Sözü, Hasta Gencin Çağrısı, Derman Allah’ım, Bilemezsin ki, Zalim Felek, Sen de Gidersin, Asker Yolu, Asker Yavrum, Kader Ana, Kesildi Ümit, Özüm Ana, Şehidin Ağıdı, Geline Ağıt, Kına Kutlaması, İz Bıraktı, Kına İlâhisi, Ninni Ninni, Benim Memleketim, Hayır Hayır!” başlıkları adı altında toplamıştır.

Cemile AÇIKSÖZ KANBUR, şairenin, halk kültürüne hizmet edecekbu kitap, köyüne olan özlemi, hasreti, yanıklığı, çayırlarına çimenlerine olan susamışlığı,  mısralara dizilen kelimelerin maharetinde, hünerinde dile geliyor. Köye olan  sevgisini, özlemini, tabiat aşkını, köylüye tutkunluğu, samimiyeti ve efendiliği şairi büyülüyor. Bu duygular şairenin kaleminde şiirlere taşınıyor.

KİTABA ELEŞTİRİ:
Bütün kitaplarda çoğu kez ve bariz olarak görülen hataları bu kitapta da görmek mümkündür. Elimizdeki bu eser (BİLEMEZSİN Kİ), dizgi, baskı, düzeltmeler, tasarım yönünden eleştiriye uğrayacağı şüphesizdir. Kıymetli şairenin kendisinden kaynaklanmadığını sandığım bu tür hatalar, kitabındaki bilgiler yönünden elbette değer kaybı yapmayacaktır; ancak umarım diğer baskılarda bu tür hatalar da giderilerek eser layık olduğu değere ulaşarak çıkacaktır.

Ön sayfada yer alması gereken (Basıldığı şehir, basıldığı yıl ve ne kadar basıldığı) bilgilerden bir kısmına diğer kitapların çoğunda da gördüğümüz gibi aynı kusuru burada da görmekteyiz. İstatistikî bilgiler gereği ve ileride yapılacak kitap katalogları ve şair yıllıkları için gerekli bilgilere ulaşmak bu kitapta da zor olacaktır. Şairinden değil; ama basan yayıncı ve dizgiciden kaynaklanan bu tür hatalar, kitabın kalitesini düşürmektedir. Basılan kitapların nerede, kaç yılında, kaçıncı baskı olarak ve ne kadar adet basıldığı mutlaka belirtilmelidir. Eserin ve yazarının hangi yıllarda yaşadığı, kitabının hangi şehirde basıldığı, hangi matbaada ne kadar baskı yaptığı konusunda tereddütlere ve kargaşaya meydan vermektedir.
Bu bilgiler araştırmacılar, bilim adamları ve şehir yıllıkları, kataloglar, bibliyografya çalışması yapanlar için, önemli bir bilgi olup bu bilgilere ulaşmak isteyenleri zor durumda bırakmaktadır. 

Bu kitapta diğerlerinden çok olarak görülen hatalardan biri de imlâ noktalama ve yazım kurallarıdır. Her nedense, nokta, virgül, noktalı virgül, üç nokta soru işareti, ünlem işareti, soru ekleri “mi” edat ve bağlaçlardan “ki, ama, çünkü, fakat, böyle, böylece, bundan dolayı”  gibi sözlerin yazılmasında çok bariz hatalar görmemezlikten gelinerek akla esildiği şekilde yazılmıştır.
Kiap çıkaran şaire, yazar, araştırmacı Türk Dilinin Uzmanı, Türkçe bilen, imlâ ve noktalama kuralları açısından kendini yetiştirmiş bir kişiye, bu kitabı götürmesi ve hataların düzeltilmesini istemek alicenaplığını gösterebilmelidir.
Böyle hece katliamı, Türkçenin kurallarının alt üst edilmesi, Türk  Dilinin hiçe sayılması ve gelecek nesillere öncülük ederek Türkçeyi öğretecek, sevdirecek olan sanatçıların bu kadar belirgin konularda hatalar yapması ve çala kalem yazmalarını affetmek mümkün ise de bunları görmemezlikten gelerek aynı hataları sürekli yapagelmek gafletinden kurtulmak gerekmektedir.

Bu kitabı çıkaran matbaacı, dizen dizgici, kitabı kontrol eden birkaç tashihçi mutlaka vardır. Böyle olunca da bu yanlışları görmemezlikten gelerek bu kadar ortada olan yanlışlara göz yumarak Türk kültürü ve millî değerler açısından bakıldığında araştırmacı, yazar ve edebiyat tarihçileri ve bibliyoğrafya yazarları açısından kaynak eser olmaya aday bu eseri böylesine berbat, imlâsız, noktalamasız, yazım hatalarıyla dolu olarak çıkarmak akla ve mantığa sığmamakta ve büyük bir talihsizlik örneği sergilemektedir.

Bu ülkenin öncüleri, yol göstericiler, halkın hislerine tercüman olarak onların dertlerini sıkıntılarını yüksek makamlara ve ilgililere yazılarıyla, şiirleriyle, makaleleriyle ulaştıracak olan ülkeye ve geleceğe yeni ufuklar açan sanatçılar Türçeyi  en iyi şekilde kullanmak, Türkçeyi en güzel şekilde yazmak, konuşmak, telâffuz etmek ve bozulmadan, yozlaşmadan, tahribata uğratmadan gelecek kuşaklara taşımak mecburiyetindedirler.

Türkiye’nin merkezi, övüncü, kıvancı olan koca bir başkent, Ankara’da ufacık bir kitabı çıkarmakta bile böyle büyük hatalar yapılır ise, taşrada ne büyük hatalar yapılabileceğini artık sizler tasavvur ediniz....
Gülünç duruma düşmemek, Türkiye’nin başkenti Ankara’da olduğumuzu hatırlayarak; ve büyük imkanların içinde büyük üniversitelerin, fakültelerin, dil konusunda profesörlerin, öğretim görevlilerinin, uzmanların rahatlıkla erişilebileceği, yerlerde ve imkânlara sahip iken bu yanlışlıklara vesile olmak doğru bir yol değildir.
Bir köyde  yaşayan garip ve çaresizler gibi alel acele, çala kalem yazıp, hiçbir tashih yapmadan, kitap çıkarmak ne akla ne mantığa uyan bir durum olamaz. 

 Çoğu kitaplarda olduğu gibi bu kitapta da ilk sayfa da kitabın kompozisyonuna dikkat edilmeyerek yazarın ismi yazılmamıştır. Halbuki yazar kimi kitaplarını imzalayıp takdim ederken belli bir aralıktan sonra, yazarın ismi yazılmalı ve yazar kitabını imzalamak istediğinde kolaylık olması bakımından ismini tekrar yazmasına gerek kalmadan hemen yanına “..den, …dan” ekleyerek yazacaklarını yazıp imzalaması için biraz boşluk bırakılmalıdır.
En alta bir yere de kitabın ismi ve yayıncı ismi ve onun altına da mutlaka yayınlama yılı yazılmalıdır.
Bütün bunlar dikkate alındığında kitap daha bir başka kıymet kazanarak halk kültürü folklor açısında büyük bir kaynak olacaktır.

Kitap İsteme ve İrtibat Adresleri:

KİTAP, Anıl Matbaa ve Cilt Evi, Dikmen Cad. Nu: 244/P-13-14 Dikmen /ANKARA Tel: 0312 482 75 45
İsteme Adresi olarak: Tepebaşı Mah.Ayarcık sok.14/8 Keçiören/ANKARA Tel: 0312 356 80 43 adresinden temin edilebilmektedir.

ŞAİRENİN ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
BAKSANA ANA!
Çankırı ilinin Orta Kazası
Kırsakal köyünden neymiş cezası?
Ne muhtarı belli ne de azası,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Köyümde hüzün, sessizlik başlar
O ıssız yollar, dikili taşlar,
Eskisi gibi ötmüyor kuşlar,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Irgadımız tarlaya, erken giderdi.
Arpa, fiy, buğdayın hepsin ekerdi,
Kağnılar yükleyip, deste çekerdi                                                                                                                                                               
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Köyümde bacalar, erken tüterdi,
Çoban hayvanları, alır giderdi,
Gelin sütün sağıp, peynir ederdi.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Ekinler yakardık, o büyük çayda,
Bugura deneye, koyardık payda,
Dibek döverdik, biz gece köyde
Köyüm ne hale gelmiş baksana ana!..

Koca Devrez’imiz kirlenmiş akar,
Eski halin, bilen hüzünlü bakar,
Sançar çayı üstten, bes beter akar.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Ben yine severim, o canım köyü,
Aza, Muhtar kimdir, kalmamış beyi,
Odalar kapanmış, yok kahve çayı,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana an!..

Kalmadı komşuluk, dağıldı gitti.
Nedendir bilemem, eş dost unuttu,
İnsanlar şimardı, nefsine düştü.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..

Karanlık köyümde geceler ürkütür beni,
Koyun kuzu kalmamış nerde çobanı,
Kırıp da  yakmışlar kara sabanı
Köyüm ne hale gelmiş baksana ana!..

DOYAMADIM KÖYÜME
Dere tepe o taşlar
Söğüt, selvi ağaçlar
Dik bayırlı yamaçlar,
Doyamadım köyüme,

Baharına kışına,
Tarla tapan işine,
Hep giriyor düşüme
Doyamadım köyüme

Yazın bin bir çiçekler
Kurt, kuş, börtü böcekler,
Doğadan yiyecekler
Doyamadım köyüme

Pınarlarda kurnalar,
Sürü geçen turnalar,
Eş, dost hepsi ordalar
Doyamadım köyüme
Yazın sıcak güneşi,
Sorarsan yoktur eşi
Yakuttur toprak taşı,
Doyamadım köyüme

Köyde temiz bahar, yaz,
Anlayana sinek saz,
Ne yazsam da yine az,
Doyamadım köyüme

ANAYURDUM
Anayurdum benim,
Sıcaktır kanım, tenim,
Çankırılı kökenim,
Buralı dayım emmim

Çankırı’nın kınına,
Bağlı namus, arına
Herkes iyi davranır
Ana baba, yârına

Kuru bahçe, çöl olur
Zor engeller yol olur,
Çankırı’nın dikeni,
Ele batmaz gül olur

Yaran meclisi kurulur,
Başağa’dan sorulur,
Saygı, talimat vardır
Hazır selam durulur

Vardır tarihi ilçesi,
Kapanmaz yaren meclisi
Kulaklarda sürüp gider
Başağa’nın güçlü sesi

İnsanları yiğit, canlı,
Merhametli, sıcakkanlı
Köçek oynar delikanlı
Tarihi güzel Çankırı’nın

Üç etekte fermana,
Harman döker  yan yana
Yıllar boyu bir kalır
Gelin ile kaynana

Çankırı’nın özleri,
Sürektir öküzleri,
Güzel gelin oluyor
Çankırı’nın kızları

Çankırı’nın temel  özü
Vardır yetimi, öksüzü
Bu şiiri yazan kişi,
Kırsakal köyünün kızı

NERDE HANİ?
Saman, yem, fiğ arpa,
Ören Eymür, Dere Tarla
Gece gidilirdi herge,
O çiftçiler nerde hani?

Zelve, kayış, boyunduruk,
Öküzleri iyi doyurduk,
Samanı, tohumu doldurduk,
Öğendere  nerde hani?

Demir pulluk, karasaba
Çifti sürerdi babam,
Düzlemeye tekrar daban,
Çarık bağı nerde hani?

Ekin işler çengel orak,
Kimi yakın kimi ırak
Düzgün yapılırdı yanılak
Su testisi nerde hani?

Kağnılara sap yüklenir,
Fiyen fiyene eklenir,
Gece kalır çeç beklenir,
Helâl mahsül nerde hani?

Karaağaç Özü, Sançar Özü
Çift koşarlardı öküzü,
Çalışkandı gelin, kızı
Sürü, ırgat nerde hani?

Çember demir, kalın teker,
Çift öküzler bunu çeker,
Deste deste buğdayını,
Getirip harmana döker

Yazın kışın hep yün yorgan,
Çelik uçlu, çatal dirgen,
Yan yanaydı komşu harman,
O toz duman nerde hani?
  
Kelep kelep halat urgan,
O örs çekiç koca tırpan,
Yel ile savrulan harman,
Tahta yaba nerde hani?

Hep çalışır gelin güvey,
Çakmak dişli, tahta düven,
Tek yönde durmadan dönen,
Saman saplar nerde hani?

Yaba, tırmık, çatal dirgen
Rençber olan kalkar erken,
Bap yüklü kağnı giderken,
Acı sesi nerde hani?

Gelinin yaydığı yayık,
Çiftçinin giydiği çarık,
Sap yüklü kağnı gidereken,
Acı sesi nerde hani?

Çay başında ekin yıkar,
Götürüp kilime döker,
Kurutup çuvala diker,
Ağız bağı nerde hani?

Taş değirmen tahta oluk,
Suyu gelir, ılık ılık
Burda olur buğday unluk,
Değirmenci nerde hani?

SENİN İZNİN VAR ALLAH’IM
Aydınlığın gidişinde,
Karanlığın çöküşünde,
Ay yıldızın çıkışında
Senin var Allah’ım

Dört mevsimin dönüşünde
Bahar yazın gelişinde
Gonca gülün soluşunda
Senin iznin var Allah’ım

Bülbüllerin ötüşünde
Gökte kuşun uçuşunda
Solan gülün açışında
Senin iznin var Allah’ım

Bebeklerin oluşunda
Ağlayıp da gülüşünde,
Her canlının ölüşünde
Senin iznin var Allah’ım

Suyun daim akışında,
Arının bal yapışında,
Kelebeğin nakışında,
Senin var Allah’ım

Türlü türlü biten otta,
Gökte ağlayan bulutta
Omuzda giden tabutta
Senin var Allah’ım

GELİNE AGIT
Nazlı anam ağlama,
Karaları bağlama,
Kısmet çıkmışken gidem,
Beni yoldan eyleme

Beni verdiler ele,
Sabah çıkacam yola,
Emir Allah’tan geldi,
Git kızım güle güle

Hem ağladım hem güldüm
Yetişip hulkuma erdim
Şimdi ben al gelin oldum
Ağlama sen canım anam

KINA KUTLAMASI
Çeyizim gitti serildi,
Tabağa kınam karıldı,
Emir Allah’tan kılındı,

Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana

Yüzündeki pullu duvak,
Hak emretmiş ere varmak,
Her genç kıza nasip olmaz
Al duvakla gelin olmak

Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana

Elime kına sürdüler,
Alı beyazı sardılar,
Allah yazmış da verdiler
Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana

KAYNAKLAR:
1) AÇIKSÖZ KANBUR, Cemile, Dikmen Cad. Nu:244/P, 13-14  Dikmen/ANKARA,  0312 482-75 45, Anıl Matbaa ve Ciltevi.

                  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder