CEMİLE
AÇIKSÖZ KANBUR ve ESERİ
“BİLEMEZSİN Kİ” Abdullah Çağrı
ELGÜN
HAYATI:
Çankırı ili, Orta ilçesi, Kırsakal
köyünde 1953’te doğdu. İlkokulu kendi köyünde bitirdi. 1973’te evlenen Cemile
AÇIKSÖZ KANBUR’un iki çocuğu bulunmaktadır.
Şaire bir süre Halk Eğitim Merkezi kurslarına devam ettikten
sonra, aynı kurum Halk Eğitim Merkezinde Usta Öğretici olarak çalışmaya
başladı.
Şaire Kitabına yazdığı önsözünde:
“Anadolu’nun folklorük özelliklerini konu alan ve yöremizin kültür değerlerinin
tanıtılmasına öncelik verilen
çalışmalarımın şiir kitabı haline getirilmesinde bana yardımcı olan başta
Çankırı Milletvekilimiz Tevfik AKBAK, danışmanı Erdal BAZ, Başbakanlık
Özürlüler İdaresi Personel Daiure Başkanı Devlet AKSOY, Başbakanlık Aile
Araştırma Kurumu Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Doç.Dr. Nihat
HATİBOĞLU, düzeltme ve tashih işlerinde
yardımlarını esirgemeyen İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri
Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri ile çalışanlarına teşekkürü
borç bilirim” diyerek başlangıç yapıyor.
Kitabın tamamı yüz on iki(112) sayfadan
meydana geliyor. Hece vezni ile şiirler yazan Cemile AÇIKSÖZ KANBUR’UN KİTABI
Dikmen Cad. Nu: 244/P, 13-14 Dikmen /ANKARA, 0312 482-75 45, Anıl Matbaa ve Ciltevinde basılıyor.
Kitap İsteme Adresi olarak: Tepebaşı
Mah.Ayarcık Sok.14/8 Keçiören/ANKARA olarak belirtiliyor.
ŞİİRLERİNDE
KULLANDIĞI BAŞLIKLAR:
Şair şiirlerini: “Baksana Ana, Köyüme Gömün,
Bana Sorsunlar, Dargınım Feleğe, İlçemize Bağlı Köyler, Doyamadım Köyüme, Köyde
Olsun Mezarım, O Zamanlar Bizim Köyde, Anayurdum, Kendimi Bilemedim, Nerde
Hani? Ne Güzeldi, Gamsız Dağlar, Sevgiye Çağrı, Tahammülüm Yok Benim, Devletli
Devlet Bey’e, Yoğudum Orda, Bir Yuvam Olsa, Biz O Evden Değil miyiz?, Kardeş
Olalım Kırsakal, Süründürdün Beni Kader, Senin Sevgin Var Allah’ım, İlâhi,
Yavaş Yavaş, Senin İznin Var Allah’ım, Ağlar Geyik Yavrum Diye, Tek Yoldaşım,
Sar da Gideyim, Can Doktor Aslıhan, Ayıran Suçlu, Benim Anam, Gelin, Ben Burada
Doğdum, Söylenip Durur, Askerin Sözü, Hasta Gencin Çağrısı, Derman Allah’ım,
Bilemezsin ki, Zalim Felek, Sen de Gidersin, Asker Yolu, Asker Yavrum, Kader
Ana, Kesildi Ümit, Özüm Ana, Şehidin Ağıdı, Geline Ağıt, Kına Kutlaması, İz
Bıraktı, Kına İlâhisi, Ninni Ninni, Benim Memleketim, Hayır Hayır!” başlıkları
adı altında toplamıştır.
Cemile AÇIKSÖZ KANBUR, şairenin, halk
kültürüne hizmet edecekbu kitap, köyüne olan özlemi, hasreti, yanıklığı,
çayırlarına çimenlerine olan susamışlığı,
mısralara dizilen kelimelerin maharetinde, hünerinde dile geliyor. Köye
olan sevgisini, özlemini, tabiat aşkını,
köylüye tutkunluğu, samimiyeti ve efendiliği şairi büyülüyor. Bu duygular
şairenin kaleminde şiirlere taşınıyor.
KİTABA ELEŞTİRİ:
Bütün kitaplarda çoğu kez
ve bariz olarak görülen hataları bu kitapta da görmek mümkündür. Elimizdeki bu
eser (BİLEMEZSİN Kİ), dizgi, baskı, düzeltmeler, tasarım yönünden
eleştiriye uğrayacağı şüphesizdir. Kıymetli şairenin kendisinden
kaynaklanmadığını sandığım bu tür hatalar, kitabındaki bilgiler yönünden
elbette değer kaybı yapmayacaktır; ancak umarım diğer baskılarda bu tür hatalar
da giderilerek eser layık olduğu değere ulaşarak çıkacaktır.
Ön sayfada yer alması
gereken (Basıldığı şehir, basıldığı yıl ve ne kadar basıldığı) bilgilerden bir
kısmına diğer kitapların çoğunda da gördüğümüz gibi aynı kusuru burada da
görmekteyiz. İstatistikî bilgiler gereği ve ileride yapılacak kitap katalogları
ve şair yıllıkları için gerekli bilgilere ulaşmak bu kitapta da zor olacaktır.
Şairinden değil; ama basan yayıncı ve dizgiciden kaynaklanan bu tür hatalar,
kitabın kalitesini düşürmektedir. Basılan kitapların nerede, kaç yılında,
kaçıncı baskı olarak ve ne kadar adet basıldığı mutlaka belirtilmelidir. Eserin
ve yazarının hangi yıllarda yaşadığı, kitabının hangi şehirde basıldığı, hangi
matbaada ne kadar baskı yaptığı konusunda tereddütlere ve kargaşaya meydan
vermektedir.
Bu bilgiler araştırmacılar,
bilim adamları ve şehir yıllıkları, kataloglar, bibliyografya çalışması
yapanlar için, önemli bir bilgi olup bu bilgilere ulaşmak isteyenleri zor
durumda bırakmaktadır.
Bu kitapta diğerlerinden çok olarak görülen
hatalardan biri de imlâ noktalama ve yazım kurallarıdır. Her nedense, nokta,
virgül, noktalı virgül, üç nokta soru işareti, ünlem işareti, soru ekleri “mi”
edat ve bağlaçlardan “ki, ama, çünkü, fakat, böyle, böylece, bundan
dolayı” gibi sözlerin yazılmasında çok
bariz hatalar görmemezlikten gelinerek akla esildiği şekilde yazılmıştır.
Kiap çıkaran şaire, yazar, araştırmacı Türk
Dilinin Uzmanı, Türkçe bilen, imlâ ve noktalama kuralları açısından kendini
yetiştirmiş bir kişiye, bu kitabı götürmesi ve hataların düzeltilmesini istemek
alicenaplığını gösterebilmelidir.
Böyle hece katliamı, Türkçenin kurallarının
alt üst edilmesi, Türk Dilinin hiçe
sayılması ve gelecek nesillere öncülük ederek Türkçeyi öğretecek, sevdirecek
olan sanatçıların bu kadar belirgin konularda hatalar yapması ve çala kalem
yazmalarını affetmek mümkün ise de bunları görmemezlikten gelerek aynı hataları
sürekli yapagelmek gafletinden kurtulmak gerekmektedir.
Bu kitabı çıkaran matbaacı, dizen dizgici,
kitabı kontrol eden birkaç tashihçi mutlaka vardır. Böyle olunca da bu
yanlışları görmemezlikten gelerek bu kadar ortada olan yanlışlara göz yumarak
Türk kültürü ve millî değerler açısından bakıldığında araştırmacı, yazar ve
edebiyat tarihçileri ve bibliyoğrafya yazarları açısından kaynak eser olmaya
aday bu eseri böylesine berbat, imlâsız, noktalamasız, yazım hatalarıyla dolu
olarak çıkarmak akla ve mantığa sığmamakta ve büyük bir talihsizlik örneği
sergilemektedir.
Bu ülkenin öncüleri, yol göstericiler, halkın
hislerine tercüman olarak onların dertlerini sıkıntılarını yüksek makamlara ve
ilgililere yazılarıyla, şiirleriyle, makaleleriyle ulaştıracak olan ülkeye ve geleceğe
yeni ufuklar açan sanatçılar Türçeyi en
iyi şekilde kullanmak, Türkçeyi en güzel şekilde yazmak, konuşmak, telâffuz
etmek ve bozulmadan, yozlaşmadan, tahribata uğratmadan gelecek kuşaklara
taşımak mecburiyetindedirler.
Türkiye’nin merkezi, övüncü, kıvancı olan
koca bir başkent, Ankara’da ufacık bir kitabı çıkarmakta bile böyle büyük
hatalar yapılır ise, taşrada ne büyük hatalar yapılabileceğini artık sizler
tasavvur ediniz....
Gülünç duruma düşmemek, Türkiye’nin başkenti
Ankara’da olduğumuzu hatırlayarak; ve büyük imkanların içinde büyük
üniversitelerin, fakültelerin, dil konusunda profesörlerin, öğretim
görevlilerinin, uzmanların rahatlıkla erişilebileceği, yerlerde ve imkânlara
sahip iken bu yanlışlıklara vesile olmak doğru bir yol değildir.
Bir köyde
yaşayan garip ve çaresizler gibi alel acele, çala kalem yazıp, hiçbir
tashih yapmadan, kitap çıkarmak ne akla ne mantığa uyan bir durum olamaz.

En alta bir yere de
kitabın ismi ve yayıncı ismi ve onun altına da mutlaka yayınlama yılı
yazılmalıdır.
Bütün bunlar
dikkate alındığında kitap daha bir başka kıymet kazanarak halk kültürü folklor
açısında büyük bir kaynak olacaktır.
Kitap
İsteme ve İrtibat Adresleri:
KİTAP, Anıl Matbaa ve Cilt Evi, Dikmen Cad.
Nu: 244/P-13-14 Dikmen /ANKARA Tel: 0312 482 75 45
İsteme Adresi olarak: Tepebaşı Mah.Ayarcık sok.14/8 Keçiören/ANKARA
Tel: 0312 356 80 43 adresinden temin edilebilmektedir.
ŞAİRENİN
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
BAKSANA
ANA!
Çankırı ilinin Orta Kazası
Kırsakal köyünden neymiş cezası?
Ne muhtarı belli ne de azası,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Köyümde hüzün, sessizlik başlar
O ıssız yollar, dikili taşlar,
Eskisi gibi ötmüyor kuşlar,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Irgadımız tarlaya, erken giderdi.
Arpa, fiy, buğdayın hepsin ekerdi,
Kağnılar yükleyip, deste çekerdi
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Köyümde bacalar, erken tüterdi,
Çoban hayvanları, alır giderdi,
Gelin sütün sağıp, peynir ederdi.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Ekinler yakardık, o büyük çayda,
Bugura deneye, koyardık payda,
Dibek döverdik, biz gece köyde
Köyüm ne hale gelmiş baksana ana!..
Koca Devrez’imiz kirlenmiş akar,
Eski halin, bilen hüzünlü bakar,
Sançar çayı üstten, bes beter akar.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Ben yine severim, o canım köyü,
Aza, Muhtar kimdir, kalmamış beyi,
Odalar kapanmış, yok kahve çayı,
Köyüm ne hale gelmiş, baksana an!..
Kalmadı komşuluk, dağıldı gitti.
Nedendir bilemem, eş dost unuttu,
İnsanlar şimardı, nefsine düştü.
Köyüm ne hale gelmiş, baksana ana!..
Karanlık köyümde geceler ürkütür beni,
Koyun kuzu kalmamış nerde çobanı,
Kırıp da
yakmışlar kara sabanı
Köyüm ne hale gelmiş baksana ana!..
DOYAMADIM
KÖYÜME
Dere tepe o taşlar
Söğüt, selvi ağaçlar
Dik bayırlı yamaçlar,
Doyamadım köyüme,
Baharına kışına,
Tarla tapan işine,
Hep giriyor düşüme
Doyamadım köyüme
Yazın bin bir çiçekler
Kurt, kuş, börtü böcekler,
Doğadan yiyecekler
Doyamadım köyüme
Pınarlarda kurnalar,
Sürü geçen turnalar,
Eş, dost hepsi ordalar
Doyamadım köyüme
Yazın sıcak güneşi,
Sorarsan yoktur eşi
Yakuttur toprak taşı,
Doyamadım köyüme
Köyde temiz bahar, yaz,
Anlayana sinek saz,
Ne yazsam da yine az,
Doyamadım köyüme
ANAYURDUM
Anayurdum benim,
Sıcaktır kanım, tenim,
Çankırılı kökenim,
Buralı dayım emmim
Çankırı’nın kınına,
Bağlı namus, arına
Herkes iyi davranır
Ana baba, yârına
Kuru bahçe, çöl olur
Zor engeller yol olur,
Çankırı’nın dikeni,
Ele batmaz gül olur
Yaran meclisi kurulur,
Başağa’dan sorulur,
Saygı, talimat vardır
Hazır selam durulur
Vardır tarihi ilçesi,
Kapanmaz yaren meclisi
Kulaklarda sürüp gider
Başağa’nın güçlü sesi
İnsanları yiğit, canlı,
Merhametli, sıcakkanlı
Köçek oynar delikanlı
Tarihi güzel Çankırı’nın
Üç etekte fermana,
Harman döker
yan yana
Yıllar boyu bir kalır
Gelin ile kaynana
Çankırı’nın özleri,
Sürektir öküzleri,
Güzel gelin oluyor
Çankırı’nın kızları
Çankırı’nın temel özü
Vardır yetimi, öksüzü
Bu şiiri yazan kişi,
Kırsakal köyünün kızı
NERDE HANİ?
Saman, yem, fiğ arpa,
Ören Eymür, Dere Tarla
Gece gidilirdi herge,
O çiftçiler nerde hani?
Zelve, kayış, boyunduruk,
Öküzleri iyi doyurduk,
Samanı, tohumu doldurduk,
Öğendere
nerde hani?
Demir pulluk, karasaba
Çifti sürerdi babam,
Düzlemeye tekrar daban,
Çarık bağı nerde hani?
Ekin işler çengel orak,
Kimi yakın kimi ırak
Düzgün yapılırdı yanılak
Su testisi nerde hani?
Kağnılara sap yüklenir,
Fiyen fiyene eklenir,
Gece kalır çeç beklenir,
Helâl mahsül nerde hani?
Karaağaç Özü, Sançar Özü
Çift koşarlardı öküzü,
Çalışkandı gelin, kızı
Sürü, ırgat nerde hani?
Çember demir, kalın teker,
Çift öküzler bunu çeker,
Deste deste buğdayını,
Getirip harmana döker
Yazın kışın hep yün yorgan,
Çelik uçlu, çatal dirgen,
Yan yanaydı komşu harman,
O toz duman nerde hani?
Kelep kelep halat urgan,
O örs çekiç koca tırpan,
Yel ile savrulan harman,
Tahta yaba nerde hani?
Hep çalışır gelin güvey,
Çakmak dişli, tahta düven,
Tek yönde durmadan dönen,
Saman saplar nerde hani?
Yaba, tırmık, çatal dirgen
Rençber olan kalkar erken,
Bap yüklü kağnı giderken,
Acı sesi nerde hani?
Gelinin yaydığı yayık,
Çiftçinin giydiği çarık,
Sap yüklü kağnı gidereken,
Acı sesi nerde hani?
Çay başında ekin yıkar,
Götürüp kilime döker,
Kurutup çuvala diker,
Ağız bağı nerde hani?
Taş değirmen tahta oluk,
Suyu gelir, ılık ılık
Burda olur buğday unluk,
Değirmenci nerde hani?
SENİN İZNİN VAR ALLAH’IM
Aydınlığın gidişinde,
Karanlığın çöküşünde,
Ay yıldızın çıkışında
Senin var Allah’ım
Dört mevsimin dönüşünde
Bahar yazın gelişinde
Gonca gülün soluşunda
Senin iznin var Allah’ım
Bülbüllerin ötüşünde
Gökte kuşun uçuşunda
Solan gülün açışında
Senin iznin var Allah’ım
Bebeklerin oluşunda
Ağlayıp da gülüşünde,
Her canlının ölüşünde
Senin iznin var Allah’ım
Suyun daim akışında,
Arının bal yapışında,
Kelebeğin nakışında,
Senin var Allah’ım
Türlü türlü biten otta,
Gökte ağlayan bulutta
Omuzda giden tabutta
Senin var Allah’ım
GELİNE AGIT
Nazlı anam ağlama,
Karaları bağlama,
Kısmet çıkmışken gidem,
Beni yoldan eyleme
Beni verdiler ele,
Sabah çıkacam yola,
Emir Allah’tan geldi,
Git kızım güle güle
Hem ağladım hem güldüm
Yetişip hulkuma erdim
Şimdi ben al gelin oldum
Ağlama sen canım anam
KINA KUTLAMASI
Çeyizim gitti serildi,
Tabağa kınam karıldı,
Emir Allah’tan kılındı,
Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana
Yüzündeki pullu duvak,
Hak emretmiş ere varmak,
Her genç kıza nasip olmaz
Al duvakla gelin olmak
Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana
Elime kına sürdüler,
Alı beyazı sardılar,
Allah yazmış da verdiler
Bak kınam yanıyor ana
Hakkın helâl eyle bana
KAYNAKLAR:
1) AÇIKSÖZ KANBUR, Cemile, Dikmen Cad.
Nu:244/P, 13-14 Dikmen/ANKARA, 0312 482-75 45, Anıl Matbaa ve Ciltevi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder