ASUMAN SOYDAN ATASAYAR’IN
“ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” ADLI ŞİİR
KİTABI
Abdullah Çağrı ELGÜN
1959 K.Maraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu. İstanbul’da yaşıyor.
1976-79 yılları arasında A.Ü.F.F. Matematik Bölümünde
okudu.
Şimdiye kadar yüzün üzerinde yağlı boya, karakalem ve pastel tablo resim çalışmaları yapmaktadır.
Yaptığı bu resimlerden oluşan tablolarla birçok sergilere katıldı.
Öğretmen Şükran Günay’ın ‘Geliyorlar’ adlı hikâye kitabına karakalem resim çalışmalarıyla katkıda
bulundu, kitabı resimledi.
Bazı televizyon ve dergilerde yayınlanan, yarışmalarda
dereceye giren şiirleri olduğu gibi; “Vadiden
Esintiler 3-4”, “Bir Demet Şiir”, “Barış Çağrısı 1-2” “ Ihlamur Dergisi Buluşması" adlı
şiir antolojisi kitaplarında yer aldı.
2010 yılının başında “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” adlı bir şiir
kitabı, KÜLTÜR AJANS yayınları arasında çıktı. İkinci kitabı "KAHRAMAN ve ÖNCÜ
KADINLARIMIZ" 24.MART.2011 tarihinde, GÖLKİTAP YAYINLARI tarafından
yayınlandı.
KİTAP
HAKKINDA
Kitap şairenin kitabı « KİTAP HAKKINDA BİRKAÇ
SÖZ » başlığı altında sunuşuyla başlıyor. Prof. Dr. Hayrettin İVGİN’in
(yayıncı, şair ve yazar ) « ÖNSÖZ » ‘ü ile devam ediyor.
« Hani bazı
rüyalar vardır, gördüğümüze bile inanamayız. Gerçek mi, rüya mı diye ayırmakta
zorlanırız. Uyandığımızda iç geçiririz; Ah! gerçek olur mu bu rüya? diye. Bir
süre sonra o rüyayı gerçek hayatta yaşayınca da hayretler içinde müthiş bir haz
duygusu yayılır yüreğimize dalga dalga. Tatlı bir rüyanın gerçekleşmesi kadar
mutluluk veren bir duygu var mıdır acaba insan hayatında?
Henüz ortaokul
ve lise sıralarında iken hocalarımın beni fen ve matematik bölümüne
yönlendirmelerine rağmen gözümün gönlümün edebiyatçılar da olduğunu
hatırlıyorum. Özellikle şiir kitaplarına ve şairlere olan imrenmişliğim geliyor
aklıma. Kaf dağının ardı gibi gördüğüm şairlik, ressamlık sıfatının bir gün
gelip ismimin önüne yazılacağını hayal etmek bile muhaldi benim için. Kendimi
asla yeterli bir ressam ve şair olarak gördüğüm için değil, yolun başındayım ve
bir öğrenciyim; ama bu harika işlerle uğraşırken, bu yönümle ismim
sıfatlaştırıldığı için aynen rüyası gerçekleşenlerin hayretler içinde kalışı
gibi bir duygu yaşıyorum.
Genellikle,
esrarını kafam¬a sürekli irdelediğim sevgi, özlem ve umut duygularını kaleme
yansıtmaya çalıstım.Sevginin engin gücüne duyduğum hayranlığı ifade edememenin
acizliği içindeyim.
Sanatın ve
edebiyatın ana kaynağının SEVGI olduğuna inanıyorum.
Antoloji
sitesinde yazmaya başladıktan sonra, önce internette da¬ha sonra yüzyüze
tanışma fırsatı bulduğum can ablam Öğretmen Şükran GÜNAY Hanım’ın
çalış¬malarıma verdiği destek ve moral ile önceonun GELIYORLAR adli kitabına
karakalem resim çalışırken bir şiir kitabi sahibi olmayı kafama koymuştum. Bu
zaman içinde torunumun geliş haberiyle Sidney’e uçuşum, orada geçen süre içinde
olgunlaşan isteklerim, Türkiye’ye dönme süremin uzaması bu konuda
sabırsızlaştırdı beni..Uzak diyarlardan kitap bastırtmam icin yardım talebimi
memnuniyetle kbul eden değerli kalem dostum Ünal KAR Beyefendi’nin ilgisiyle
gerçekleşti rüyalarım. O’nun samimi, yardımsever, şiire sevdalı yüreğinin
gayretleriyle sahip oldum bu kitaba. Her iki dostuma da minnet borcum var.
Asuman SOYDAN ATASAYAR
“ÖNSÖZ
Şiir nedir?
diye belki de binlerce kez sorulmuş, binlerce ayrı ayrı cevap alınmıştır.
Kim olduğunu
hatırlayamadığım bir yazar şiir için şunları söylemişti:
İnsanların
gelip geçtiği bir cadde¬de yürüyorsunuz ve de kaldırımdan gidiyorsunuz. Son
derece dalgınsınız, karşıdan gelen biri size çarpıyor. Birden sıçrıyor ve
dalgınlığınızdan uyanıyorsunuz. İşte şiir budur.
Kim olduğunu
hatırlayamadığım bu sözleri söyleyen yazar, belki de şunu anlatmak istiyordu:
Şiir uyuyan kişinin uyandırılmasıdır. Hem de şok etkisi ile.
Asuman
Hanım'ın şiirlerini okudum, hayat hikâyesini de. 1976-1979 yılları arasında
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünde okumuş. Çeşitli
sebeplerle bitirememiş. Edebiyatla uğraşacak bir ortamda da bulunmamış.
Evlenmiş, dört çocuk annesi olmuş. Kendi deyimiyle gerçek bir sanat eseri olan
çocuklarını yetiştirmiş. Bu arada bazı kurslara katılmış; resim, diksiyon,
İngilizce, Osmanlıca vb. Yağlı boya, pastel, karakalem resimler yapmış,
desenler çizmiş.
Şiir,
edebiyat? Henüz yok; ama ne var? Sanat var, resim var ve sanata ilişkin tüm
altyapı var.
Bu değerli
hanımefendi, adını hatırlayamadığım yazarın dediği gibi; dalgın dalgın
kaldırımlarda habersizce yürürken karşıdan gelen birisi ile çarpışmış ve
uyanmış. Yani şiire kavuşmuş. Şiir, bize göremediğimiz ya da baktığımız; ama
farkına varamadığımız güzellikleri gösterir. Bizi, mutluluğumuzun ya da
mutsuzluğumuzun ezik; ama o kadar da masalımsı anılar ülkesine götürür. Bu
anılar, avuçlarımızda tuttuğumuz onlarca renkli cam bilyeler gibidir. Cebimizde
onları kurcalar dururuz. O bilyelerin kıvrımlı renklerine, avuçladığımızda çıkardığı
nahif seslere, derimizde hissettiğimiz sertliğinin büyüsüne kapılır da
çocukluğumuzun en masum anlarına dönüveririz.
Sanıyorum
Asuman Hanım'ı şiirin içine çeken, onu yazmaya yönlen¬diren ve onu şair yapan,
bu rüyalardan uyanışı, rüyaların ona verdiği büyük hazlardır. Bunu o, kitabının
Sunuş bölümünde başka türlü de olsa izah ediyor.
Şiir; renk,
ışık, hareket, duygu ve de fikir demektir. Fikir kelimesini buraya bilinçli
olarak ilave ettim;İ çünkü duygular fikirle beslenmezse, fikirler de duygularla
tamamlanmazsa sanat olmaz. Bakınız, Asuman Hanım bir yazı aracı olan kaleme
nasıl sesleniyor:
Yaz ki
boşalsın içim
Eğri-büğrü zihniyetler o biçim
Çıkar içimden doğruya ait ne varsa
İnsan insanı anlamıyor ne olsa.
Bari ben bu yükten kurtulayım
Biraz huzur içinde uyuyayım,
Al beni benden
Dök beynimi olabildiğin¬e
Yaz beni ey kalem, yaz yazabildiğince.
İşte sanat
böyle bir şeydir. Sanatçının elinde, dilinde bait bir kalem bir güç olarak
ortaya çıkıverir.
Binbir rengi
içeren gökkuşağı tadında
Nakış nakış işledim nefesime ismini
Bir gülümlük sefadan, bunca cefa doğuran
Zaman silebilir mi gözlerimden resmi?
Ne demiştim?:
Şiir: renktir, ışıktır, harekettir, duygudur, fikirdir. İşte bütün bu
saydıklarımın hepsini yukardaki bu dörtlükte rahatlıkla görebilirsiniz.
Şiirin
hammaddesi nedir bilir misiniz? Şairin iç kıpırtıları ve dışardan aldığı
izlenimler. Acılar, hüzünler, sevinçler, mutluluklar, mutsuzluklar, özlemler
şiirin birer itici gücüdürler. Peki dışardan ne gelir? Dışardan içimize dönen,
tüm dünya güzellikleri ve çirkinlikleri, bunların izlenimleri; o karmaşık,
içinden çıkamadığımız iç duygularımızı besler. İnanın biz bunun farkında
olamayız; ama özümüze olan her müdahale bunlar sözdür, harekettir, yazıdır,
manzaradır, doğadır vb.bizim iç dünyamızı olumlu-olumsuz etkiler. Bütün bunlar
bizim şiir yapımızın harcıdır, bir tür şiirin motorudur. Bakınız, bu çelişki
gibi görünen karmaşık iç ve dış etkiler Asuman Hanım'ın bir dörtlüğünde nasıl
da iyi bir şiir hâline geliyor:
Özlemlerim
içimde bir çığ gibi büyü¬or
Yüreğim ahuzârın gölgesinde yürüyor
Kararmış sanki güneş, gölgede bütün dünya
N'olur değmeyin dostlar, sancılarım dorukta.
İyi şiir
(güzel şiir / gerçek şiir); bir kere okunduğunda bir süre sonra içinizden onu
bir daha okumak isteği duyduğunuz şiirdir. Kötü şiir ise; bir defa bile okumaya
katlanamadığımız ve bize hiçbir manevi zenginlik katmayan, haz vermeyen
şiirdir.
Ne yalan
söyleyeyim: Asuman Hanım'ın şiirlerini şahsen ben bir defa daha okumak, bir
defa daha okumak isteği duyuyorum;çünkü, iyi şiirler defalar¬a okunur. Son
günlerde okuduğum şiirlerin en iyilerini Asuman Hanım'ın yazdıklarında buldum.
Ona şiir yolculuğunda başarılar diliyorum. Şiirin gizemini yakalamış bu
Hanımefendi'yi kutluyorum. Hayrettin
İVGİN ”
ŞAİRENİN ŞİİRLERİNİN KONU BAŞLIKLARI:
Üçüncü Mevsimdeyim,Yaz Beni, Nerdeyim,
Ne Garip Bir Ömür, Mutluluğun Umudu, Ben
Sevgiyim, Gözlerimdeki Nemler, Dostluk
Dünyanın, En Güzel Şey, Ben Değilim,
Sevgiyi Tan Yapalım, Anneme, Ah Gelseydin Yanıma, Ahüzar, Aşk, Bir Başkasın
İstanbul, İstanbul, İstanbul ve Ben, At Beni Sevdiğim, Ayrılık, Tadı Bitti,
Babam, Bana Sorma, Bayrağım
Sağ Olsun Vatanım, 23 Nisan Bayrağı,
Bekler Yine Can Seni, Anı Bahçemde, Vatanım mı Yavrum mu?, Bir Muhteşem Zafer,
Bir Şiirsin Sen, Bitanem, Bu Gece, Büyülü Şehir, Bir Efsaneydin Boraboy,
Çamlıdere İzlenimleri, Deriz Ya, Devr-i Alem, Dolar Gözlerim, Dosta Vefa, Döne
Döne,Duvarlara Söz Geçmez, Dünden Gelen Kuşum Ben,Düşüncemin Asalağı, Efganı
Berdar Eyle, Farkında mısın?, Gaflet, Gelme Üstüme Sevdam, Geriye Dönüş Var
mı?, Gizli, Hakiki Dünyam, Umutlarda Yolcuyum, Hediye, Oğluma, Zeynebim,
Eda'ma, Güle Güle Tekliğim (Eda'ma) ,
İlahi Sanat Eserleri, İçimdeki Çocuk, İlk Kar, İsrail Denen Azman,Vatan Dediğin
Nedir ki, Kader İsterse, Kal Yeter, Kalemime Çığ Düştü, Kaymayan, Yıldızım,
Mehtap, Mucize, Nasihat, Nazlı Meltem, Ne Değişti, Ne Kazandın, Nevruz Gülleri,
O Benim İşte, Olurda Gelemezsem,Parramatta Nehri'nde,Gezindim, Özgürlüğüm
Özürlü, Kahırlarım Pas Tutsun, Ressam Oldum, Rüzgârla Yaprağın Dansı, Sabır
Taşı, Sen Bir Çanakkale'sin, Senin İçin Delirir,
O
Ses, Sevda Ehli Yürekler, Sevdim Dünya Seni Ben, Sevgi Defterimden, Sevginin
Yüreğime Vuruşu, Sidney'den Esintiler, Sonbahar, Şaşkınım Dostlar, Söğüt Ağacı,
Şubat Soğuğu, Türkümdesin Türkiye'm, Ulaşır, Uzaklardaki Işık, Ümit Direği,
Ezan,Yağmur ve Gözyaşım,Yalnızlık Sevdi, Beni, Sığınağım, Yoldaşımsın,
Güzellik, Yüreğimin Sabır Sesi, Takvimin İnadına, Müjde, Bir Öğretmenim Vardı
Ki, Anladım, Serap, Sevgi İpi, Umut, Tefekküre Davet, Uzak Diyarlardan…başlıklarını
taşımaktadır.
Şaire Asuman SOYDAN ATASAYAR,
şiirlerini hece ve serbest tarzda yazıyor. Hemen hemen her konuda eser veren
şaireye ilham kaynağı olan, gözün gördüğü, hayalin uzandığı düşüncenin ve hafızanın aldığı her şey ilham veriyor.
ATASAYAR, şiiri felsefî bakışla okuyuculara sunuyor. “Tefekküre Davet,
Yeryüzünde İşim ne?, Bir Başkasın İstanbul, Umut, Serap,
Söğüt Ağacı, Bir Muhteşem Zafer, Ahüzar, Sığınağım… ve başkaları”
Şaire şiirlerini gittiği, gezdiği,
gördüğü her şeyden ilham alarak, gözlemleyip irdeleyerek yazıyor. Hayatın
içinden hayata dair herşey şiirinin konusunu oluşturuyor.
ATASAYAR, şiiri dörtlüklerde bütünlük, anlamda bütünlük, anlatımda
mükemmellik taşıyor. Kurgularda mükemmelliyetçilik, kafiyede mükemmeliyetçilik
şiirde belli bir âhengi oluşturuyor.
Her dörtlüğün bağımsız, olduğu dörtlük
sayısı hemen mhemen yok. Konular birbirleriyle alâkalı ve şiirler bütünde bir
güzellik oluşturuyor. Şaire şiirin bütünlüğünü daha şiire başlamadan yakalıyor
ve o tempoyla şiiri sonlandırıyor. Divan
edebiyatında aranan bu HÜSN Ü MUTLAK’lığa
modern edebiyatımızın şairinde raslamak şaşılası bir durum değil şairenin şiir
yazmak ve kurgulamaktaki ustalığının bir belirtisi olarak karşımıza
çıkmaktadır. Çoğu şairin beceremediği şiirdeki bütünlüğü Asuman SOYDAN
ATASAYAR Hanımefendi çok rahatlıkla başarıyor.
ATASAYAR, bütün bu
ustalığına rağmen şiirde asıl unsurlardan ritim, musikî, rask üçlemesini
kaçırıyor. Yazdığı şiirlerinde olması gereken musikî,
kelimelerin ritmik dansı ise eksik kalıyor. Eğer şiirde
bunu yakalayabilmiş olursa şiirleri bestelenip okunabilecek derecede kurgusu
sağlam, bütün olarak güzel ve konu olarak çarpıcı olabilir.
ŞİİRLERİNDEN
SEÇİLMİŞ ÖRNEKLER
ÜÇÜNCÜ
MEVSİMDEYİM
Yaz ısısı kayboldu, ürpertiyle
uyandım
Ayrılık telâşından, gittim yâre
dayandım
Çözülmedim tıkandım, sarmallı
sualimde
Üçüncü mevsimdeyim, sonuna geldim
sandım
Hıçkırık çizim yaptı, sulugöz
tuvalimde.
Sarı sıcak rengimle, telaş var
her halimde.
Esen yelle geliyor, güz gülünün
kokusu
Sarı renklerde gizli, hüznün
ıslak dokusu
Rüzgârların ıslığı, yürekteki
yeisler
Kuru dalda yaprağın, haylaz
yelden korkusu
Her yaprağın dökümü, gönül
hüznümü besler.
Eylülün nisanlara, göz kırpması
bu hisler.
Başımda kavak yeli, tıpkı gençlik
izleri
Sarı yaprağa düştü gönlümüzün
gizleri
Bir hayatın tamamı dört mevsimlik
hikâye
Nereye kadar gider bu yorgunun
dizleri?
Dört mevsimlik ömrümüz, Rab elinden
sermaye.
Son nefeste son heves, gönlümde
yüklü gaye.
Geçen mevsime inat, güç eksilten
halinden
Her nefes bir armağan, yüce
kudret elinden
Mecburi istikamet, başka çıkış
yolu yok
Heybem insanlık dolsun,
sevgilerin selinden
Esen yelin önünde nefsim aç,
bazen de tok.
Madem ki gidiyorsun, bari güller
gibi kok!
08 Ağustos 2009
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9
NERDEYİM?
Hiç aklından geçti mi, bir bilsen
ben nerdeyim
Bende ben kaldı mı ki, öğütülmüs
zerreyim
Prangada yüreğim, kayıplarda
kilidi
Bir yere gidemem ki bıraktığın
yerdeyim
Dingin akan nehirde yüzüyorken
çakılan
Kancalı bir akışın kemendine
takılan
Bıçak sırtına düşüp pas tutacak
sevdada,
Düğümlenen benim ben, çözülmeden
yakılan!
Esintine kapıldı ruhu öksüz şu
beden
Gönül zaman ağında, yarınımı yok
deren
Bir selamlık vuslatın, ömürlere
eşdeğer
Anılar bahçesinden geçme beni
görmeden!
Gün gelir belki bir gün hatırına
düşersem
Deme, sakın el gibi “nerde? “diye
ey sersem!
Yalnız gitme meçhule, yâdında
götür beni
Mesâfeyle işim yok gülmen yeter
gel dersem
Korkmadan yüreğine bir kerelik
sor beni
Küllerime bir of! çek, bakışınla
yor beni
Hangi yöne esersen o yönden
geleceğim
Sevdamın gücü yüksek ulvi yere
kor seni
Savurduğun rüzgârın, kopardığı
dalım ben
Hayırlara yor e mi, düşlerine
girersem
2 Eylülü 2009
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 11
NE
GARİP BİR ÖMÜR
Bin bir rengi içeren gökkuşağı
tadında
Nakış nakış işledim nefesime
ismini
Bir gülümlük sefadan, bunca cefa
doğuran
Zaman, silebilir mi gözlerimden
resmini?
Buram buram misk kokan, iz
taşıyan şu yollar
Vuslata sırt çevirip beni hasrete
yollar
Kirpiğimden gözyaşım yanağıma
düşerken
Kahrı bitmez dünyadan nasıl
hazlar alınır
Dünüm koynumda saklı, yarınlara
yürek yok
Ne garip bir ömür bu, yokuşlarda
salınır
Visale ermek için an gözleyen şu
kollar
Eli değmez, eremez; yâri yürekte
kollar
Derûnumda gizlenir, serserice
kahırlar
Yürek engin olunca çağlayanı
duyulmaz
Gizemimde gizlenen, masum yüzlü
ahımın
İzi kalır derinde, sayı ile
sayılmaz.
Ne acılar çekiyor hiç bilinmez şu
sollar
Yüreğimin sızısı istikbalimi
sollar
Ömrüm beni satıyor bir içimlik
nefese
Yerim göğüm tutuşur kızıl gurub
batınca
Adımlarım yamulur, azap çeker
hallerim
Dalımdaki goncayı ayrık ota
katınca
Yakamozlar koyunda uyanık yatan
sallar
Umut beşiği gibi beni koynunda
sallar.
8 Ekim 2009
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 16
GÖZLERİMDEKİ
NEMLER
İçimi bir hoş eder, ah! Yağmurlu
geceler
Gözyaşına müptelâ vurgun yemiş
heceler
Şarkı, türkü çağırıp dilimdeyken
besteler
Heveslenir akmaya gözlerimdeki
nemler
Penceremde vuruşan tıpır tıpır o
sesler
Udun telinde hasret; hüzzam
besteli hisler
Dünüm koynunda saklı vuslatı
çalan sisler
Heveslidir akmaya gözlerimdeki
nemler
Yağmurlara karışır ağladığım
cümleler
Gözyaşıyla yarışır şu uçuşan
perdeler
Beni benden almaya damla damla
taneler
Sevdalıdır akmaya gözlerimdeki
nemler
Karanlığı yakıyor, her damlada
şuleler
Ay bulutta giryan, gizleniyor
haleler
Göklerde mi bende mi çağlayan
şelaleler
Sevdalıdır yağmaya gözlerimde ki
nemler
Sevdiği bir gıdadır hüznümü
yağmur besler
Kucağında uyutur ninni söyler o
sesler
Alıp götürür beni kaf dağından
nefesler
Meyillidir yağmaya gözlerimdeki
nemler.
8 Şubat 2009
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 23
İSTANBUL
Vapur sesi, ezan sesi
Marmara’nın derin nefesi
Türkiye’min en gür sesi
Erdi bahara İstanbul…
Bezeklendi tez elden
Güneş nurunu görünce
Aşka âşıktır ezelden
Baharın sevdalısı İstanbul…
Alı, moru, yeşili
Giydi yine sevgiyle
Şairin yaralı gönlüne
Düştü yine İstanbul
Bir başka bakış gözünde
Mana içinde mana
Ölümsüz hayaller peşinde
Her bahar sevdalanır İstanbul…
Baksan erenler diyarına
İnci mercan taç giyersin başına
Ay’ la Güneş’in izdivacına
Her daim şahittir İstanbul…
Ezelden ebede giden yolda
Tarih kokar koynunda
Boğazın serin suyunda
Mâhur beste çalar İstanbul…
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 36
İSTANBUL
ve BEN
Bugün yağmur yağıyor İstanbul’da
Gözlerim gibi bulutlu yine
havalar da
Mahzunlaştın karardın sen de ey
sema!
Rahmet şefkatiyle insin yağmur
yanaklarıma
Ne ağlarsın? Ey gözleri nemli
şehir!
Senin de yüreğin benim kadar
dertli midir?
Geçmişin buğusu mu duman gibi
seni saran
Hasretlik mi yoksa içinde alev
alev yanan
Gözlerimden akan sensin; ey
semanın ürünü!
Ağlamıyorum, sen ıslattın yüzümü
Nalân gönlümdür, her zaman
hüzünlü
Hangi sır, hangi dert ıslatır
senin güzel gözünü
Ey İstanbul! Göster artık güzel
yüzünü,
Semanın ürünü yıkasın o sevdalı
gözünü
Hasret bana kalsın sen dinle
sözümü
Güneşin güneşim olsun sustur
ağlayan özümü
Rehaya da vefaya da hasretiz
ikimiz
Gam çeksek de, çıkmıyor sesimiz
Çok oyun oynadı, tarih sana, mazi
bana
Duamız ulaşır belki bir gün Arş-ı
Alâ’ya!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 37
TADI
BİTTİ
Tadı bitti bu bahçenin, bana
târûmar görünüyor
Gittin ya ey şeyda bülbül, ömrüm
yerde sürünüyor
Sensiz bahar; vurgun mevsim,
şubatın zalim soğuğu
Gül dalındayken mevsimler, kara
kışa bürünüyor
Ateşte bile üşürken sıcaktı
sesinle ruhum
Kuruyorum yollarında, damlaya
muhtaç durumum
Bekleyen ahval içinde, sinem
delindi yok çarem
Hazan dolandı başıma, dünya yansa
ne umurum!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 120
BAYRAĞIM
Gözlerim ışığıyla nurlandı,
aydınlandı
Masmavi sonsuzluk, huzur ile
boyandı
Huşu ile dinledim; dalgasını
nazını
Ebediyete namzet, coşkulu
şarkısını!
Hilâlimin İSTİKLAL, yüreğinin
arzusu
Alnıma yazılan en güzel alın
yazısı
Güven huzur içinde asil soylu
bayrağım
Seni yerlerde değil gökte
yaşatacağım
Yeryüzünden silemez, kimse onun
adını
Söndüremez dalgasını, ışığını,
nurunu
Yaşayacak hilalim, daha nice bin
yılı
Milletimin
neşesi…iftiharı...gururu!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 48
SAĞ
OLSUN VATANIM
(buluşma tarzıyla)
Geldi yine kara haber Güney Doğu
ilinden
Pusu, tuzak, kurşun akmış
PKK itlerinden
Ateş düşen yürekler
Ses bekler şehitlerinden...
Yüreğinin közüyle alev alev yansa
da,
Göz yaşını akıtarak içine
Tek bilek tek yürekler haykırır:
Bölünemez vatanım, bayrağım da
bayrağım!
Son nefesim seninle, sağ olasın
vatanım!
Eşkiya dolaşıyor, yurdumun
kapısında
Binlerce şehit, gazi uğraşıyor
soysuzla
Vatan aşkı var iken, kanımın
yapısında
Gelecek elbet sonu, gitmez böyle
bu hızla
Sen şehit oğlusun razı olsun
senden atan
Emniyet içinde yatsın, vatan
toprağında yatan
Ağlamasın artık yüreği senin için
atan
Ebedisin vatanım, bayrağım da
bayrağım!
Son nefer kalsa bile, der ki
“seninle olacağım”
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 50
DOLAR
GÖZLERİM
Ah geçiyor gençliğim ne gelir
elden!
Korlaşıyor hislerim alevli yelden
Sükût içinde ruhum sabır ezelden
Zerrelerim ölüyor dolar gözlerim
Cevher, nazarımda pul, sevgi
veremem
İkbalimde ne varsa sensiz eremem
Yalvarışım içimde gülsüz deremem
Talan olan ömrümde solar gözlerim
Hazandayım baharı inan bilmem ben
Alnımdaki yazıyla asla gülmem ben
İstemem bu meclise gülsüz gelmem
ben
Yüreği riyasızı yolar gözlerim
Yaratandan ötürü kalbi talibim
Sonsuzluğu yaratan, benim tabibim
Ahde vefa dileyen kalbe sahibim
Islak nemli bakışla, güler
gözlerim.
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9
EFGANI
BERDAR EYLE
Efgânı berdar eyle zevkten
serdergân olayım
Gelince yana canan gönülden
handan olayım
Gam yüklü gecelerden haber götür
seher yeli
Selamla dursun yürek yoluna
büryan olayım
Yol çekerken gözlerim tümden
lerzan olayım
Andıkça yan leblerim gölgende
giryan olayım
Gevher nazarımda pul gönül
selamım bir yola
Sevdanın girdabında ben de bir
mihman olayım.
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 78
FARKINDA MISIN?
Ey kâinatı tarayan insan!
O büyük zatın farkında mısın
Nasıl oluşmuş bu düzen
Yoksa! Tesadüf çarkında mısın
Seni çizen kalem,
Ne muazzam bir hattat
Seni boyayan ressam,
Ne muhteşem bir üstat
Bilmem farkında mısın
Yoksa derin uykuda mısın
Seni koruyan asker,
Ne muzaffer bir komutan
Sana şefkat kolunu açan,
En âli bir sultan
Sen hâlâ isyanlarda mısın?
Yoksa duyarsızlardan mısın
En büyük âlim zâtın,
İlminde bir rakamsın
O büyük yazarın kitabında,
Önemli bir sayfasın
Bilmem farkında mısın
Sen o zatın sarayındasın
Kâinat denizinde yol alan
Zerreden bir yolcusun
O zatı tanımazsan eğer
O’na ebediyen borçlusun!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s.79
EDA’MA
Dokuz aydır yolunu beklemekten
yorulduk
Geçtiğin evrelerle selamlaşıp
dost olduk
Her takvim yaprağından bir oh!
Çekip kurtulduk
Bin bir eda naz ile geldin Eda Bebeğim
Türkiye’mi terk edip, okyanuslar
dolaştım
Dünyaya teşrifini görmek için yol
aştım
Rütbemde terfi ettim, ben seninle
gençleştim
Zulmetin perdesini deldin Eda
bebeğim
Canlarımın canısın, sessiz evin
müziği
Bir lokmacık hacminle dünyaların
bezeği
Evlattan tatlı lezzet, bebeklerin
nâziği;
Bir bakışla gönlümü çaldın Eda
bebeğim
Şükürlere yol açan, kucağımda bir
tat var
En mübarek geceden, gelişinde
hayat var
Işık saçan yüzünde, nur ezgili
fıtrat var
Gözümüze tebessüm saldın Eda
bebeğim
Gökler selama durup, yıldızlar
gülün olsun
Manalı duruşunda elemin rengi
solsun
Mis gibi yüreğine güneş şulesi
dolsun
Geleceğin gayesi, oldun Eda
bebeğim.
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 30
GÜLE
GÜLE TEKLİĞiM (EDA’MA)
Veda sana mahzun kalp, güle güle
tekliğim
Gönderdiğim hüzünler, dönüşünüz
olmasın
Yolum bahar kokuyor, gül dalında
kekliğim
Vuslat renkli sevdamın, nev
baharı solmasın
Yüreğimin yarısı! Dindi kanayan
yaram
Sevgin tuttu elimden, kalmadı
bende evham
Gözümdeki lâmbanın ışığını açan
var
Tahliye oldu talih, kapandı hazin
davam
Ey sevgili ne alâ! Buldum seni
gitmeden
Dökülen yaprakların arasında
yitmeden
Canımın ta kendisi, bir rüyanın
gerçeği
Hoşluk kattın ömrüme, dünya beni
itmeden
Analiz olamayız bu bütünlük
halinde
Tebessümün sebebi kaderime
girişin
Rengarenk bak yolumuz umutlar
denizinde
Uçuşturdu ruhumu, gözlerime
gülüşün
Terk etti beni şimdi solgun bakan
duruşum
Göklerde arar iken, seni yerde
buluşum
Şükürleri gönderdim en kudret
sahibine
Tefekküre yöneltti bu muhteşem oluşum.
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9
İSRAİL
DENEN AZMAN
Eden bulacak derler ama ne zaman
Sabır gönder bari, ya Rabbi el
aman!
Yavruları savurmuş her bir köşeye
Soy tüketiyor İsrail denen azman!
Nasıl seyredilir Allah’ım bu
sahne
Kınayarak seyredenin yüzü sahte
Gizli emeller, idealler uğruna
Böylemi çürürmüş vicdan denen
nesne
Utan insafsız insanlığından utan!
Baki mi kalacaksın dünyayı yutsan
Sermayen, mazlumun ahıysa eğer
Hesap veremezsin Allaha, ne
yapsan!
Hangi sözlerle lanetlenir bu
melun
Vurun artık ey dünya laine vurun!
Susmak, artık bir insanlık
ayıbıdır
Kuduz köpekten lütfen bir hesap
sorun!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 49
KAL
YETER
Bir şeyler tükeniyor dizimde takat
gibi
Durdu anlar geçmiyor mevsimler
saat gibi
Her yanımda o resim isterim ki
göreyim
Dilime yoldaş oldu adı nakarat
gibi
Bir kez daha dilesem son nefeste
gel yeter
Girdap deme yollara adresimi
bulda gel
Çal ne olur kapımı beni benden al
yeter!
Yüreğimin huşudan duruşunda kal
yeter!
Hazan olmuş mevsimler kuru dallar
benimdir
Yitik zamanda şehir viran yollar
benimdir
Al yanağım solsa da yorgun bakış
dolsa da
Eskimiş entariler allar pullar
benimdir
Başka bir şey istemem selamınla
gel yeter
Bakışını özledim bir kerecik
gülde gel
Çal ne olur kapımı beni benden al
yeter
Yüreğimin coşkudan duruşunda kal
yeter!
Nevbahar var mı acep ahir ömürde
tekrar
Bir pırlanta çıkar mı bunca
kömürde tekrar
Ulu ömür dağında açılan tek
çiçeksin
İbadetim oluşur gelmen şükürde
tekrar
Son kez olsun istesem hasretinle
gel yeter!
Duruşunu özledim bir kerecik
gülde gel
Gir ne olur kapımdan beni benden
al yeter
Yüreğimin sevgiden duruşunda kal
yeter!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 90
SÖĞÜT
AĞACI
Ne muhteşem bir ağaçsın sen
Padişah çadırı sanki gölgen!
Letafet yağıyor her bir dalından
Nameler dökülür narin yaprağından
Ana kucağı mı desem
Baba ocağı mı?
Altında kurasım geldi
Tacımı, tahtımı, sarayımı!
Gölgesi handır dalları hancı
Güneşe karşı bir kalkancı
Bu gün ağırladığı yolcu
Kim bilir kaçıncı
Adı Hamiyet, soyadı Şefkat
Bitap düşenlere derman ve takat
Kırık dökük sandalye;
Orada nasıl huzurlu ve rahat!
Gel gel eder kavrulan her kişiye
Yeşil kadifeden herkese davetiye
Derin sohbetlere dalarak
Kendinden geçer Latif ve Latife!
Doyumsuz güzellikte zarif kolları
Ziyafete çağırdı el etti bana da!
Şarkı söylüyor yine söğüt dalları
Yeşil hasırdan örmüş kurmuş
çadırı
Altında bekliyor bizi serin bir
kahvaltı!
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 110
YALNIZLIK
SEVDİ BENİ
(triyole tarzında)
Tek kişilik perondan çıktım hayat
yoluna
Gam üst üste yüklendi bu yolcunun
soluna
Yarınların sattığı, dünlerimin
borcuyum
Uykusuz gecelerde yıldızların
harcıyım
Sükût içinde yolum yapayalnız
yolcuyum
Tek kişilik perondan çıktım hayat
yoluna
Bin mihnetle beklenen yıllar
artık eskidi
Boğazımda düğümü, hıçkıranlar kim
idi?
Yalnızlık sevdi beni, visal bana
ecnebi.
Gam üst üste yüklendi bu yolcunun
soluna.
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 58
MÜJDE
Gün dönmek üzereyken bir devre
verildi son
Değişti hayatımda pek çok dekor
ile fon!
Ne güzel bir müjdeydi şaştım
kaldım ya Rabbim!
Hop oturdu hop kalktı, çıkar gibi
yüreğim
Bahar sesi miydi ne, yüreğimde
duyduğum?
Kaybolan yıllarımdı tam yanımda
bulduğum.
Sisler içinden gelen kayıp yol
hikayesi
Gözlerimin önünde, bir filmin tüm
karesi
Titreşirken sözlerim, gözlerime
yaş doldu
Anıların içinde, kelimeler
boğuldu
Mutluluklar içinde füsun sesli bir
peri
Sevgi serpti yüzüme bütün kanım
delirdi
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 122
TEFEKKÜRE
DAVET
Ey! İlâhi letâfetin pek muazzam
eseri!
Suretinde cem olmuş o sanatkârın
cemili
Boş gezinme seyreyle ne güzeldir
şu yolculuk
Her imzaya dur da bak, BİR; ne
söylüyor ey mahlûk!
Zerreyle kürredeki yolcunun
duruyor aklı
Sonsuz olan imzanın esrarı hep
BİR' de saklı
Birin içinde sonsuz; sonsuz
sayıda gene bir
Ezel ebed yolunda yaradan aynı
yine bir
Ulema hesap ile çıkamaz işin
içinden
Süphân'a huşû ile tefekküre gel
peşimden
Tevekkülle şükre gel, davet götür
yüreğine
El pençe divana dur şavkı vursun
dileğine
ATASAYAR,
Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 112
HABERLEŞME ve
YAZARLA İRTIBAT ADRESLERİ:
http://uyeler.antoloji.com/asuman-soydan-atasayar/"
(http://www.soydanasu.blogspot.com)
(www.sanateserlerim.blogspot.com),
(www.asumansoydan.blogspot.com)
M. Akif Ersoy Mah.
M. Akif Ersoy Cad.
Ayışığı Evleri 8. Blok, 9. Daire
ÜSKÜDAR- İSTANBUL
Ev ve Cep Tel: 0216 328 82 73- 0532 788 09 67
İrtibat
ve Kitap İsteme Adresi:
Konur Sok. 66/9 Bakanlıklar-ANKARA
Tel: 0.312.425 93
53 Fax: 0.312. 419 44 43
KAYNAKLAR:
Kültür Ajans Yayınları No: 65, Ankara –
2010, ISBN: 978-975-8951-65-9,
Kapak Tasarımı : Erhan İVGİN - 0533.713 63 18,
Tasarım : Kültür Ajans Tanıtım ve
Organizasyon Ltd. Şti.
Baskı : BRC Basım, Tel: 0.312.384 44 54 (pbx), Baskı Tarihi: 1.
Baskı, Ocak 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder