10 Ekim 2016 Pazartesi

ASUMAN SOYDAN ATASAYAR’IN “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” ADLI ŞİİR KİTABI Abdullah Çağrı ELGÜN

ASUMAN SOYDAN ATASAYAR’IN 
“ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” ADLI ŞİİR KİTABI
               Abdullah Çağrı ELGÜN

HAYATI:
1959 K.Maraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu.  İstanbul’da yaşıyor.
1976-79 yılları arasında A.Ü.F.F. Matematik Bölümünde okudu.
Şimdiye kadar yüzün üzerinde yağlı boya, karakalem ve pastel tablo resim çalışmaları yapmaktadır. Yaptığı bu resimlerden oluşan tablolarla birçok sergilere katıldı.
Öğretmen Şükran Günay’ın ‘Geliyorlar’ adlı hikâye kitabına karakalem resim çalışmalarıyla katkıda bulundu,  kitabı resimledi.
Bazı televizyon ve dergilerde yayınlanan, yarışmalarda dereceye giren şiirleri olduğu gibi; “Vadiden Esintiler 3-4”, “Bir Demet Şiir”, “Barış Çağrısı 1-2”  “ Ihlamur Dergisi Buluşması" adlı şiir antolojisi kitaplarında yer aldı.
2010 yılının başında “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” adlı bir şiir kitabı, KÜLTÜR AJANS yayınları arasında çıktı. İkinci kitabı "KAHRAMAN ve ÖNCÜ KADINLARIMIZ" 24.MART.2011 tarihinde, GÖLKİTAP YAYINLARI tarafından yayınlandı.    
KİTAP HAKKINDA

Kitap şairenin kitabı « KİTAP HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ » başlığı altında sunuşuyla başlıyor. Prof. Dr. Hayrettin İVGİN’in (yayıncı, şair ve yazar ) « ÖNSÖZ » ‘ü ile devam ediyor. 
« Hani bazı rüyalar vardır, gördüğümüze bile inanamayız. Gerçek mi, rüya mı diye ayırmakta zorlanırız. Uyandığımızda iç geçiririz; Ah! gerçek olur mu bu rüya? diye. Bir süre sonra o rüyayı gerçek hayatta yaşayınca da hayretler içinde müthiş bir haz duygusu yayılır yüreğimize dalga dalga. Tatlı bir rüyanın gerçekleşmesi kadar mutluluk veren bir duygu var mıdır acaba insan hayatında?
Henüz ortaokul ve lise sıralarında iken hocalarımın beni fen ve matematik bölümüne yönlendirmelerine rağmen gözümün gönlümün edebiyatçılar da olduğunu hatırlıyorum. Özellikle şiir kitaplarına ve şairlere olan imrenmişliğim geliyor aklıma. Kaf dağının ardı gibi gördüğüm şairlik, ressamlık sıfatının bir gün gelip ismimin önüne yazılacağını hayal etmek bile muhaldi benim için. Kendimi asla yeterli bir ressam ve şair olarak gördüğüm için değil, yolun başındayım ve bir öğrenciyim; ama bu harika işlerle uğraşırken, bu yönümle ismim sıfatlaştırıldığı için aynen rüyası gerçekleşenlerin hayretler içinde kalışı gibi bir duygu yaşıyorum.
Genellikle, esrarını kafam¬a sürekli irdelediğim sevgi, özlem ve umut duygularını kaleme yansıtmaya çalıstım.Sevginin engin gücüne duyduğum hayranlığı ifade edememenin acizliği içindeyim.
Sanatın ve edebiyatın ana kaynağının SEVGI olduğuna inanıyorum.
Antoloji sitesinde yazmaya başladıktan sonra, önce internette da¬ha sonra yüzyüze tanışma fırsatı bulduğum can ablam Öğretmen Şükran GÜNAY Hanım’ın çalış¬malarıma verdiği destek ve moral ile önceonun GELIYORLAR adli kitabına karakalem resim çalışırken bir şiir kitabi sahibi olmayı kafama koymuştum. Bu zaman içinde torunumun geliş haberiyle Sidney’e uçuşum, orada geçen süre içinde olgunlaşan isteklerim, Türkiye’ye dönme süremin uzaması bu konuda sabırsızlaştırdı beni..Uzak diyarlardan kitap bastırtmam icin yardım talebimi memnuniyetle kbul eden değerli kalem dostum Ünal KAR Beyefendi’nin ilgisiyle gerçekleşti rüyalarım. O’nun samimi, yardımsever, şiire sevdalı yüreğinin gayretleriyle sahip oldum bu kitaba. Her iki dostuma da minnet borcum var.
                                 Asuman SOYDAN ATASAYAR
ÖNSÖZ 

Şiir nedir? diye belki de binlerce kez sorulmuş, binlerce ayrı ayrı cevap alınmıştır.
Kim olduğunu hatırlayamadığım bir yazar şiir için şunları söylemişti:
İnsanların gelip geçtiği bir cadde¬de yürüyorsunuz ve de kaldırımdan gidiyorsunuz. Son derece dalgınsınız, karşıdan gelen biri size çarpıyor. Birden sıçrıyor ve dalgınlığınızdan uyanıyorsunuz. İşte şiir budur.
Kim olduğunu hatırlayamadığım bu sözleri söyleyen yazar, belki de şunu anlatmak istiyordu: Şiir uyuyan kişinin uyandırılmasıdır. Hem de şok etkisi ile.
Asuman Hanım'ın şiirlerini okudum, hayat hikâyesini de. 1976-1979 yılları arasında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümünde okumuş. Çeşitli sebeplerle bitirememiş. Edebiyatla uğraşacak bir ortamda da bulunmamış. Evlenmiş, dört çocuk annesi olmuş. Kendi deyimiyle gerçek bir sanat eseri olan çocuklarını yetiştirmiş. Bu arada bazı kurslara katılmış; resim, diksiyon, İngilizce, Osmanlıca vb. Yağlı boya, pastel, karakalem resimler yapmış, desenler çizmiş.
Şiir, edebiyat? Henüz yok; ama ne var? Sanat var, resim var ve sanata ilişkin tüm altyapı var.
Bu değerli hanımefendi, adını hatırlayamadığım yazarın dediği gibi; dalgın dalgın kaldırımlarda habersizce yürürken karşıdan gelen birisi ile çarpışmış ve uyanmış. Yani şiire kavuşmuş. Şiir, bize göremediğimiz ya da baktığımız; ama farkına varamadığımız güzellikleri gösterir. Bizi, mutluluğumuzun ya da mutsuzluğumuzun ezik; ama o kadar da masalımsı anılar ülkesine götürür. Bu anılar, avuçlarımızda tuttuğumuz onlarca renkli cam bilyeler gibidir. Cebimizde onları kurcalar dururuz. O bilyelerin kıvrımlı renklerine, avuçladığımızda çıkardığı nahif seslere, derimizde hissettiğimiz sertliğinin büyüsüne kapılır da çocukluğumuzun en masum anlarına dönüveririz.
Sanıyorum Asuman Hanım'ı şiirin içine çeken, onu yazmaya yönlen¬diren ve onu şair yapan, bu rüyalardan uyanışı, rüyaların ona verdiği büyük hazlardır. Bunu o, kitabının Sunuş bölümünde başka türlü de olsa izah ediyor.
Şiir; renk, ışık, hareket, duygu ve de fikir demektir. Fikir kelimesini buraya bilinçli olarak ilave ettim;İ çünkü duygular fikirle beslenmezse, fikirler de duygularla tamamlanmazsa sanat olmaz. Bakınız, Asuman Hanım bir yazı aracı olan kaleme nasıl sesleniyor:
Yaz ki boşalsın içim

 Eğri-büğrü zihniyetler o biçim
 Çıkar içimden doğruya ait ne varsa
 İnsan insanı anlamıyor ne olsa.
 Bari ben bu yükten kurtulayım
 Biraz huzur içinde uyuyayım,
 Al beni benden
 Dök beynimi olabildiğin¬e
 Yaz beni ey kalem, yaz yazabildiğince.
İşte sanat böyle bir şeydir. Sanatçının elinde, dilinde bait bir kalem bir güç olarak ortaya çıkıverir.
Binbir rengi içeren gökkuşağı tadında
 Nakış nakış işledim nefesime ismini
 Bir gülümlük sefadan, bunca cefa doğuran
 Zaman silebilir mi gözlerimden resmi?
Ne demiştim?: Şiir: renktir, ışıktır, harekettir, duygudur, fikirdir. İşte bütün bu saydıklarımın hepsini yukardaki bu dörtlükte rahatlıkla görebilirsiniz.
Şiirin hammaddesi nedir bilir misiniz? Şairin iç kıpırtıları ve dışardan aldığı izlenimler. Acılar, hüzünler, sevinçler, mutluluklar, mutsuzluklar, özlemler şiirin birer itici gücüdürler. Peki dışardan ne gelir? Dışardan içimize dönen, tüm dünya güzellikleri ve çirkinlikleri, bunların izlenimleri; o karmaşık, içinden çıkamadığımız iç duygularımızı besler. İnanın biz bunun farkında olamayız; ama özümüze olan her müdahale bunlar sözdür, harekettir, yazıdır, manzaradır, doğadır vb.bizim iç dünyamızı olumlu-olumsuz etkiler. Bütün bunlar bizim şiir yapımızın harcıdır, bir tür şiirin motorudur. Bakınız, bu çelişki gibi görünen karmaşık iç ve dış etkiler Asuman Hanım'ın bir dörtlüğünde nasıl da iyi bir şiir hâline geliyor:



Özlemlerim içimde bir çığ gibi büyü¬or
 Yüreğim ahuzârın gölgesinde yürüyor
 Kararmış sanki güneş, gölgede bütün dünya
 N'olur değmeyin dostlar, sancılarım dorukta.
İstesem de istemesem de sözün burasında iyi şiir-kötü şiir tanımlamasına gireceğim.
İyi şiir (güzel şiir / gerçek şiir); bir kere okunduğunda bir süre sonra içinizden onu bir daha okumak isteği duyduğunuz şiirdir. Kötü şiir ise; bir defa bile okumaya katlanamadığımız ve bize hiçbir manevi zenginlik katmayan, haz vermeyen şiirdir.
Ne yalan söyleyeyim: Asuman Hanım'ın şiirlerini şahsen ben bir defa daha okumak, bir defa daha okumak isteği duyuyorum;çünkü, iyi şiirler defalar¬a okunur. Son günlerde okuduğum şiirlerin en iyilerini Asuman Hanım'ın yazdıklarında buldum. Ona şiir yolculuğunda başarılar diliyorum. Şiirin gizemini yakalamış bu Hanımefendi'yi kutluyorum. Hayrettin İVGİN ”
ŞAİRENİN ŞİİRLERİNİN KONU BAŞLIKLARI:
Üçüncü Mevsimdeyim,Yaz Beni, Nerdeyim, Ne Garip Bir Ömür, Mutluluğun Umudu,  Ben Sevgiyim,   Gözlerimdeki Nemler, Dostluk Dünyanın, En Güzel Şey,  Ben Değilim, Sevgiyi Tan Yapalım, Anneme, Ah Gelseydin Yanıma, Ahüzar, Aşk, Bir Başkasın İstanbul, İstanbul, İstanbul ve Ben, At Beni Sevdiğim, Ayrılık, Tadı Bitti, Babam, Bana Sorma, Bayrağım
Sağ Olsun Vatanım, 23 Nisan Bayrağı, Bekler Yine Can Seni, Anı Bahçemde, Vatanım mı Yavrum mu?, Bir Muhteşem Zafer, Bir Şiirsin Sen, Bitanem, Bu Gece, Büyülü Şehir, Bir Efsaneydin Boraboy, Çamlıdere İzlenimleri, Deriz Ya, Devr-i Alem, Dolar Gözlerim, Dosta Vefa, Döne Döne,Duvarlara Söz Geçmez, Dünden Gelen Kuşum Ben,Düşüncemin Asalağı, Efganı Berdar Eyle, Farkında mısın?, Gaflet, Gelme Üstüme Sevdam, Geriye Dönüş Var mı?, Gizli, Hakiki Dünyam, Umutlarda Yolcuyum, Hediye, Oğluma, Zeynebim, Eda'ma, Güle Güle Tekliğim (Eda'ma) , İlahi Sanat Eserleri, İçimdeki Çocuk, İlk Kar, İsrail Denen Azman,Vatan Dediğin Nedir ki, Kader İsterse, Kal Yeter, Kalemime Çığ Düştü, Kaymayan, Yıldızım, Mehtap, Mucize, Nasihat, Nazlı Meltem, Ne Değişti, Ne Kazandın, Nevruz Gülleri, O Benim İşte, Olurda Gelemezsem,Parramatta Nehri'nde,Gezindim, Özgürlüğüm Özürlü, Kahırlarım Pas Tutsun, Ressam Oldum, Rüzgârla Yaprağın Dansı, Sabır Taşı, Sen Bir Çanakkale'sin, Senin İçin Delirir,
 O Ses, Sevda Ehli Yürekler, Sevdim Dünya Seni Ben, Sevgi Defterimden, Sevginin Yüreğime Vuruşu, Sidney'den Esintiler, Sonbahar, Şaşkınım Dostlar, Söğüt Ağacı, Şubat Soğuğu, Türkümdesin Türkiye'm, Ulaşır, Uzaklardaki Işık, Ümit Direği, Ezan,Yağmur ve Gözyaşım,Yalnızlık Sevdi, Beni, Sığınağım, Yoldaşımsın, Güzellik, Yüreğimin Sabır Sesi, Takvimin İnadına, Müjde, Bir Öğretmenim Vardı Ki, Anladım, Serap, Sevgi İpi, Umut, Tefekküre Davet, Uzak Diyarlardan…başlıklarını taşımaktadır.

ŞAİRENİN EDEBÎ KİŞİLİĞİ:
Şaire Asuman SOYDAN ATASAYAR, şiirlerini hece ve serbest tarzda yazıyor. Hemen hemen her konuda eser veren şaireye ilham kaynağı olan, gözün gördüğü, hayalin uzandığı düşüncenin ve  hafızanın aldığı her şey ilham veriyor. ATASAYAR, şiiri felsefî bakışla okuyuculara sunuyor. “Tefekküre Davet, Yeryüzünde İşim ne?, Bir Başkasın İstanbul, Umut, Serap, Söğüt Ağacı, Bir Muhteşem Zafer, Ahüzar, Sığınağım… ve başkaları”
Şaire şiirlerini gittiği, gezdiği, gördüğü her şeyden ilham alarak, gözlemleyip irdeleyerek yazıyor. Hayatın içinden hayata dair herşey şiirinin konusunu oluşturuyor.
ATASAYAR, şiiri dörtlüklerde  bütünlük, anlamda bütünlük, anlatımda mükemmellik taşıyor. Kurgularda mükemmelliyetçilik, kafiyede mükemmeliyetçilik şiirde belli bir âhengi oluşturuyor.
Her dörtlüğün bağımsız, olduğu dörtlük sayısı hemen mhemen yok. Konular birbirleriyle alâkalı ve şiirler bütünde bir güzellik oluşturuyor. Şaire şiirin bütünlüğünü daha şiire başlamadan yakalıyor ve o tempoyla şiiri sonlandırıyor.  Divan edebiyatında aranan bu HÜSN Ü MUTLAK’lığa modern edebiyatımızın şairinde raslamak şaşılası bir durum değil şairenin şiir yazmak ve kurgulamaktaki ustalığının bir belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu şairin beceremediği şiirdeki bütünlüğü Asuman SOYDAN ATASAYAR Hanımefendi çok rahatlıkla başarıyor.
ATASAYAR, bütün bu ustalığına rağmen şiirde asıl unsurlardan ritim, musikî, rask üçlemesini kaçırıyor. Yazdığı şiirlerinde olması gereken musikî, kelimelerin ritmik dansı ise eksik kalıyor. Eğer şiirde bunu yakalayabilmiş olursa şiirleri bestelenip okunabilecek derecede kurgusu sağlam, bütün olarak güzel ve konu olarak çarpıcı olabilir.  

ŞİİRLERİNDEN SEÇİLMİŞ ÖRNEKLER 
ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM
Yaz ısısı kayboldu, ürpertiyle uyandım
Ayrılık telâşından, gittim yâre dayandım
Çözülmedim tıkandım, sarmallı sualimde
Üçüncü mevsimdeyim, sonuna geldim sandım
Hıçkırık çizim yaptı, sulugöz tuvalimde.
Sarı sıcak rengimle, telaş var her halimde.

Esen yelle geliyor, güz gülünün kokusu
Sarı renklerde gizli, hüznün ıslak dokusu
Rüzgârların ıslığı, yürekteki yeisler
Kuru dalda yaprağın, haylaz yelden korkusu
Her yaprağın dökümü, gönül hüznümü besler.
Eylülün nisanlara, göz kırpması bu hisler.

Başımda kavak yeli, tıpkı gençlik izleri
Sarı yaprağa düştü gönlümüzün gizleri
Bir hayatın tamamı dört mevsimlik hikâye
Nereye kadar gider bu yorgunun dizleri?
Dört mevsimlik ömrümüz, Rab elinden sermaye.
Son nefeste son heves, gönlümde yüklü gaye.

Geçen mevsime inat, güç eksilten halinden
Her nefes bir armağan, yüce kudret elinden
Mecburi istikamet, başka çıkış yolu yok
Heybem insanlık dolsun, sevgilerin selinden
Esen yelin önünde nefsim aç, bazen de tok.
Madem ki gidiyorsun, bari güller gibi kok!
                                      08 Ağustos 2009
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9

NERDEYİM?

Hiç aklından geçti mi, bir bilsen ben nerdeyim
Bende ben kaldı mı ki, öğütülmüs zerreyim
Prangada yüreğim, kayıplarda kilidi
Bir yere gidemem ki bıraktığın yerdeyim

Dingin akan nehirde yüzüyorken çakılan
Kancalı bir akışın kemendine takılan
Bıçak sırtına düşüp pas tutacak sevdada,
Düğümlenen benim ben, çözülmeden yakılan!

Esintine kapıldı ruhu öksüz şu beden
Gönül zaman ağında, yarınımı yok deren
Bir selamlık vuslatın, ömürlere eşdeğer
Anılar bahçesinden geçme beni görmeden!

Gün gelir belki bir gün hatırına düşersem
Deme, sakın el gibi “nerde? “diye ey sersem!
Yalnız gitme meçhule, yâdında götür beni
Mesâfeyle işim yok gülmen yeter gel dersem

Korkmadan yüreğine bir kerelik sor beni
Küllerime bir of! çek, bakışınla yor beni
Hangi yöne esersen o yönden geleceğim
Sevdamın gücü yüksek ulvi yere kor seni

Savurduğun rüzgârın, kopardığı dalım ben
Hayırlara yor e mi, düşlerine girersem
                                     2 Eylülü 2009
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 11

NE GARİP BİR ÖMÜR
Bin bir rengi içeren gökkuşağı tadında
Nakış nakış işledim nefesime ismini
Bir gülümlük sefadan, bunca cefa doğuran
Zaman, silebilir mi gözlerimden resmini?
Buram buram misk kokan, iz taşıyan şu yollar
Vuslata sırt çevirip beni hasrete yollar

Kirpiğimden gözyaşım yanağıma düşerken
Kahrı bitmez dünyadan nasıl hazlar alınır
Dünüm koynumda saklı, yarınlara yürek yok
Ne garip bir ömür bu, yokuşlarda salınır
Visale ermek için an gözleyen şu kollar
Eli değmez, eremez; yâri yürekte kollar

Derûnumda gizlenir, serserice kahırlar
Yürek engin olunca çağlayanı duyulmaz
Gizemimde gizlenen, masum yüzlü ahımın
İzi kalır derinde, sayı ile sayılmaz.
Ne acılar çekiyor hiç bilinmez şu sollar
Yüreğimin sızısı istikbalimi sollar

Ömrüm beni satıyor bir içimlik nefese
Yerim göğüm tutuşur kızıl gurub batınca
Adımlarım yamulur, azap çeker hallerim
Dalımdaki goncayı ayrık ota katınca
Yakamozlar koyunda uyanık yatan sallar
Umut beşiği gibi beni koynunda sallar.
                                  8 Ekim 2009
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 16


GÖZLERİMDEKİ NEMLER

İçimi bir hoş eder, ah! Yağmurlu geceler
Gözyaşına müptelâ vurgun yemiş heceler
Şarkı, türkü çağırıp dilimdeyken besteler
Heveslenir akmaya gözlerimdeki nemler

Penceremde vuruşan tıpır tıpır o sesler
Udun telinde hasret; hüzzam besteli hisler
Dünüm koynunda saklı vuslatı çalan sisler
Heveslidir akmaya gözlerimdeki nemler

Yağmurlara karışır ağladığım cümleler
Gözyaşıyla yarışır şu uçuşan perdeler
Beni benden almaya damla damla taneler
Sevdalıdır akmaya gözlerimdeki nemler

Karanlığı yakıyor, her damlada şuleler
Ay bulutta giryan, gizleniyor haleler
Göklerde mi bende mi çağlayan şelaleler
Sevdalıdır yağmaya gözlerimde ki nemler

Sevdiği bir gıdadır hüznümü yağmur besler
Kucağında uyutur ninni söyler o sesler
Alıp götürür beni kaf dağından nefesler
Meyillidir yağmaya gözlerimdeki nemler.
                                          8 Şubat 2009
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 23

İSTANBUL

Vapur sesi, ezan sesi
Marmara’nın derin nefesi
Türkiye’min en gür sesi
Erdi bahara İstanbul…
Bezeklendi tez elden
Güneş nurunu görünce
Aşka âşıktır ezelden
Baharın sevdalısı İstanbul…
Alı, moru, yeşili
Giydi yine sevgiyle
Şairin yaralı gönlüne
Düştü yine İstanbul
Bir başka bakış gözünde
Mana içinde mana
Ölümsüz hayaller peşinde
Her bahar sevdalanır İstanbul…
Baksan erenler diyarına
İnci mercan taç giyersin başına
Ay’ la Güneş’in izdivacına
Her daim şahittir İstanbul…
Ezelden ebede giden yolda
Tarih kokar koynunda
Boğazın serin suyunda
Mâhur beste çalar İstanbul…
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 36


İSTANBUL ve BEN
Bugün yağmur yağıyor İstanbul’da
Gözlerim gibi bulutlu yine havalar da
Mahzunlaştın karardın sen de ey sema!
Rahmet şefkatiyle insin yağmur yanaklarıma

Ne ağlarsın? Ey gözleri nemli şehir!
Senin de yüreğin benim kadar dertli midir?
Geçmişin buğusu mu duman gibi seni saran
Hasretlik mi yoksa içinde alev alev yanan

Gözlerimden akan sensin; ey semanın ürünü!
Ağlamıyorum, sen ıslattın yüzümü
Nalân gönlümdür, her zaman hüzünlü
Hangi sır, hangi dert ıslatır senin güzel gözünü

Ey İstanbul! Göster artık güzel yüzünü,
Semanın ürünü yıkasın o sevdalı gözünü
Hasret bana kalsın sen dinle sözümü
Güneşin güneşim olsun sustur ağlayan özümü

Rehaya da vefaya da hasretiz ikimiz
Gam çeksek de, çıkmıyor sesimiz
Çok oyun oynadı, tarih sana, mazi bana
Duamız ulaşır belki bir gün Arş-ı Alâ’ya!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 37

TADI BİTTİ
Tadı bitti bu bahçenin, bana târûmar görünüyor 
Gittin ya ey şeyda bülbül, ömrüm yerde sürünüyor
Sensiz bahar; vurgun mevsim, şubatın zalim soğuğu
Gül dalındayken mevsimler, kara kışa bürünüyor

Ateşte bile üşürken sıcaktı sesinle ruhum
Kuruyorum yollarında, damlaya muhtaç durumum
Bekleyen ahval içinde, sinem delindi yok çarem
Hazan dolandı başıma, dünya yansa ne umurum!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 120


BAYRAĞIM
Gözlerim ışığıyla nurlandı, aydınlandı
Masmavi sonsuzluk, huzur ile boyandı
Huşu ile dinledim; dalgasını nazını
Ebediyete namzet, coşkulu şarkısını! 

Hilâlimin İSTİKLAL, yüreğinin arzusu
Alnıma yazılan en güzel alın yazısı
Güven huzur içinde asil soylu bayrağım
Seni yerlerde değil gökte yaşatacağım

Yeryüzünden silemez, kimse onun adını
Söndüremez dalgasını, ışığını, nurunu
Yaşayacak hilalim, daha nice bin yılı
Milletimin neşesi…iftiharı...gururu!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 48


SAĞ OLSUN VATANIM
                           (buluşma tarzıyla)    
Geldi yine kara haber Güney Doğu ilinden
Pusu, tuzak, kurşun akmış
PKK itlerinden
Ateş düşen yürekler
Ses bekler şehitlerinden...
Yüreğinin közüyle alev alev yansa da,
Göz yaşını akıtarak içine
Tek bilek tek yürekler haykırır:
Bölünemez vatanım, bayrağım da bayrağım!
Son nefesim seninle, sağ olasın vatanım!

Eşkiya dolaşıyor, yurdumun kapısında
Binlerce şehit, gazi uğraşıyor soysuzla
Vatan aşkı var iken, kanımın yapısında
Gelecek elbet sonu, gitmez böyle bu hızla

Sen şehit oğlusun razı olsun senden atan
Emniyet içinde yatsın, vatan toprağında  yatan
Ağlamasın artık yüreği senin için atan
Ebedisin vatanım, bayrağım da bayrağım!
Son nefer kalsa bile, der ki “seninle olacağım”
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 50
     
DOLAR GÖZLERİM
Ah geçiyor gençliğim ne gelir elden!
Korlaşıyor hislerim alevli yelden
Sükût içinde ruhum sabır ezelden
Zerrelerim ölüyor dolar gözlerim

Cevher, nazarımda pul, sevgi veremem
İkbalimde ne varsa sensiz eremem
Yalvarışım içimde gülsüz deremem
Talan olan ömrümde solar gözlerim

Hazandayım baharı inan bilmem ben
Alnımdaki yazıyla asla gülmem ben
İstemem bu meclise gülsüz gelmem ben
Yüreği riyasızı yolar gözlerim

Yaratandan ötürü kalbi talibim
Sonsuzluğu yaratan, benim tabibim    
Ahde vefa dileyen kalbe sahibim
Islak nemli bakışla, güler gözlerim.
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9

EFGANI BERDAR EYLE
Efgânı berdar eyle zevkten serdergân olayım
Gelince yana canan gönülden handan olayım
Gam yüklü gecelerden haber götür seher yeli
Selamla dursun yürek yoluna büryan olayım

Yol çekerken gözlerim tümden lerzan olayım
Andıkça yan leblerim gölgende giryan olayım
Gevher nazarımda pul gönül selamım bir yola
Sevdanın girdabında ben de bir mihman olayım.
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 78

FARKINDA MISIN?

Ey kâinatı tarayan insan!
O büyük zatın farkında mısın
Nasıl oluşmuş bu düzen
Yoksa! Tesadüf çarkında mısın

Seni çizen kalem,
Ne muazzam bir hattat
Seni boyayan ressam,
Ne muhteşem bir üstat
Bilmem farkında mısın
Yoksa derin uykuda mısın

Seni koruyan asker,
Ne muzaffer bir komutan
Sana şefkat kolunu açan,
En âli bir sultan
Sen hâlâ isyanlarda mısın?
Yoksa duyarsızlardan mısın

En büyük âlim zâtın,
İlminde bir rakamsın
O büyük yazarın kitabında,
Önemli bir sayfasın
Bilmem farkında mısın
Sen o zatın sarayındasın

Kâinat denizinde yol alan
Zerreden bir yolcusun
O zatı tanımazsan eğer
O’na ebediyen borçlusun!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s.79

EDA’MA
Dokuz aydır yolunu beklemekten yorulduk
Geçtiğin evrelerle selamlaşıp dost olduk
Her takvim yaprağından bir oh! Çekip kurtulduk
Bin bir eda naz ile geldin Eda Bebeğim

Türkiye’mi terk edip, okyanuslar dolaştım
Dünyaya teşrifini görmek için yol aştım
Rütbemde terfi ettim, ben seninle gençleştim
Zulmetin perdesini deldin Eda bebeğim

Canlarımın canısın, sessiz evin müziği
Bir lokmacık hacminle dünyaların bezeği
Evlattan tatlı lezzet, bebeklerin nâziği;
Bir bakışla gönlümü çaldın Eda bebeğim

Şükürlere yol açan, kucağımda bir tat var
En mübarek geceden, gelişinde hayat var
Işık saçan yüzünde, nur ezgili fıtrat var
Gözümüze tebessüm saldın Eda bebeğim

Gökler selama durup, yıldızlar gülün olsun
Manalı duruşunda elemin rengi solsun
Mis gibi yüreğine güneş şulesi dolsun
Geleceğin gayesi, oldun Eda bebeğim.
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 30
  
GÜLE GÜLE TEKLİĞiM (EDA’MA)
Veda sana mahzun kalp, güle güle tekliğim
Gönderdiğim hüzünler, dönüşünüz olmasın
Yolum bahar kokuyor, gül dalında kekliğim
Vuslat renkli sevdamın, nev baharı solmasın

Yüreğimin yarısı! Dindi kanayan yaram
Sevgin tuttu elimden, kalmadı bende evham
Gözümdeki lâmbanın ışığını açan var
Tahliye oldu talih, kapandı hazin davam

Ey sevgili ne alâ! Buldum seni gitmeden
Dökülen yaprakların arasında yitmeden
Canımın ta kendisi, bir rüyanın gerçeği
Hoşluk kattın ömrüme, dünya beni itmeden

Analiz olamayız bu bütünlük halinde
Tebessümün sebebi kaderime girişin
Rengarenk bak yolumuz umutlar denizinde
Uçuşturdu ruhumu, gözlerime gülüşün

Terk etti beni şimdi solgun bakan duruşum
Göklerde arar iken, seni yerde buluşum
Şükürleri gönderdim en kudret sahibine
Tefekküre yöneltti bu muhteşem oluşum.
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 9

İSRAİL DENEN AZMAN
Eden bulacak derler ama ne zaman
Sabır gönder bari, ya Rabbi el aman!
Yavruları savurmuş her bir köşeye
Soy tüketiyor İsrail denen azman!

Nasıl seyredilir Allah’ım bu sahne
Kınayarak seyredenin yüzü sahte
Gizli emeller, idealler uğruna
Böylemi çürürmüş vicdan denen nesne

Utan insafsız insanlığından utan!
Baki mi kalacaksın dünyayı yutsan
Sermayen, mazlumun ahıysa eğer
Hesap veremezsin Allaha, ne yapsan!

Hangi sözlerle lanetlenir bu melun
Vurun artık ey dünya laine vurun!
Susmak, artık bir insanlık ayıbıdır
Kuduz köpekten lütfen bir hesap sorun!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 49

KAL YETER
Bir şeyler tükeniyor dizimde takat gibi
Durdu anlar geçmiyor mevsimler saat gibi
Her yanımda o resim isterim ki göreyim
Dilime yoldaş oldu adı nakarat gibi

Bir kez daha dilesem son nefeste gel yeter
Girdap deme yollara adresimi bulda gel
Çal ne olur kapımı beni benden al yeter!
Yüreğimin huşudan duruşunda kal yeter!

Hazan olmuş mevsimler kuru dallar benimdir
Yitik zamanda şehir viran yollar benimdir
Al yanağım solsa da yorgun bakış dolsa da
Eskimiş entariler allar pullar benimdir

Başka bir şey istemem selamınla gel yeter
Bakışını özledim bir kerecik gülde gel
Çal ne olur kapımı beni benden al yeter
Yüreğimin coşkudan duruşunda kal yeter!

Nevbahar var mı acep ahir ömürde tekrar
Bir pırlanta çıkar mı bunca kömürde tekrar
Ulu ömür dağında açılan tek çiçeksin
İbadetim oluşur gelmen şükürde tekrar

Son kez olsun istesem hasretinle gel yeter!
Duruşunu özledim bir kerecik gülde gel
Gir ne olur kapımdan beni benden al yeter
Yüreğimin sevgiden duruşunda kal yeter!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 90

SÖĞÜT AĞACI
Ne muhteşem bir ağaçsın sen
Padişah çadırı sanki gölgen!
Letafet yağıyor her bir dalından
Nameler dökülür narin yaprağından

Ana kucağı mı desem
Baba ocağı mı?
Altında kurasım geldi
Tacımı, tahtımı, sarayımı!

Gölgesi handır dalları hancı
Güneşe karşı bir kalkancı
Bu gün ağırladığı yolcu
Kim bilir kaçıncı

Adı Hamiyet, soyadı Şefkat
Bitap düşenlere derman ve takat
Kırık dökük sandalye;
Orada nasıl huzurlu ve rahat!

Gel gel eder kavrulan her kişiye
Yeşil kadifeden herkese davetiye
Derin sohbetlere dalarak
Kendinden geçer Latif ve Latife!

Doyumsuz güzellikte zarif kolları
Ziyafete çağırdı el etti bana da!
Şarkı söylüyor yine söğüt dalları
Yeşil hasırdan örmüş kurmuş çadırı
Altında bekliyor bizi serin bir kahvaltı!
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 110


YALNIZLIK SEVDİ BENİ
                   (triyole tarzında)
Tek kişilik perondan çıktım hayat yoluna
Gam üst üste yüklendi bu yolcunun soluna

Yarınların sattığı, dünlerimin borcuyum
Uykusuz gecelerde yıldızların harcıyım
Sükût içinde yolum yapayalnız yolcuyum
Tek kişilik perondan çıktım hayat yoluna

Bin mihnetle beklenen yıllar artık eskidi
Boğazımda düğümü, hıçkıranlar kim idi?
Yalnızlık sevdi beni, visal bana ecnebi.
Gam üst üste yüklendi bu yolcunun soluna.
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 58

MÜJDE     
Gün dönmek üzereyken bir devre verildi son
Değişti hayatımda pek çok dekor ile fon!

Ne güzel bir müjdeydi şaştım kaldım ya Rabbim!
Hop oturdu hop kalktı, çıkar gibi yüreğim

Bahar sesi miydi ne, yüreğimde duyduğum?
Kaybolan yıllarımdı tam yanımda bulduğum.

Sisler içinden gelen kayıp yol hikayesi
Gözlerimin önünde, bir filmin tüm karesi

Titreşirken sözlerim, gözlerime yaş doldu
Anıların içinde, kelimeler boğuldu

Mutluluklar içinde füsun sesli bir peri
Sevgi serpti yüzüme bütün kanım delirdi
 ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 122

TEFEKKÜRE DAVET
Ey! İlâhi letâfetin pek muazzam eseri!
Suretinde cem olmuş o sanatkârın cemili

Boş gezinme seyreyle ne güzeldir şu yolculuk
Her imzaya dur da bak, BİR; ne söylüyor ey mahlûk!

Zerreyle kürredeki yolcunun duruyor aklı
Sonsuz olan imzanın esrarı hep BİR' de saklı

Birin içinde sonsuz; sonsuz sayıda gene bir
Ezel ebed yolunda yaradan aynı yine bir

Ulema hesap ile çıkamaz işin içinden
Süphân'a huşû ile tefekküre gel peşimden

Tevekkülle şükre gel, davet götür yüreğine
El pençe divana dur şavkı vursun dileğine
ATASAYAR, Asuman Soydan; “ÜÇÜNCÜ MEVSİMDEYİM” (Şiirler) ; s. 112

HABERLEŞME  ve YAZARLA İRTIBAT ADRESLERİ:
http://uyeler.antoloji.com/asuman-soydan-atasayar/"
(http://www.soydanasu.blogspot.com)
(www.sanateserlerim.blogspot.com),
(www.asumansoydan.blogspot.com)

 M. Akif Ersoy Mah. M. Akif Ersoy Cad.
Ayışığı Evleri 8. Blok, 9. Daire
                  ÜSKÜDAR- İSTANBUL
Ev ve Cep Tel: 0216 328 82 73- 0532 788 09 67

İrtibat ve Kitap İsteme Adresi:
 Ko­nur Sok. 66/9 Ba­kan­lık­lar-AN­KA­RA
 Tel: 0.312.425 93 53 Fax: 0.312. 419 44 43

KAYNAKLAR:
Kültür Ajans Yayınları No: 65, Ankara – 2010, ISBN: 978-975-8951-65-9,
Kapak Tasarımı          : Erhan İVGİN - 0533.713 63 18,
Tasarım                       : Kültür Ajans Tanıtım ve Organizasyon Ltd. Şti.
Baskı                           : BRC Basım,  Tel: 0.312.384 44 54 (pbx), Baskı Tarihi: 1. Baskı, Ocak 2010




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder