ŞAKİR SUSUZ’UN KİTABI
(LEYLAKLARIN GÖLGESİNDE)
Abdullah Çağrı ELGÜN
Hayatı:
1942 yılında Yozgat’ın Akdağmadeni
ilçesinin Oluközü Beldesi’nde dünyaya geldi. İlkokulu orada bitirdi. Genç
yaşta(19) evlendi. Askerlik dönüşünden
birkaç yıl sonra Ankara’ya geldi. Burada Devlet memuru olarak çalışmaya
başladı. Devlet memuru olarak çalıştığı yıllarda, ortaokul ve liseyi dışarıdan
bitirdi.
Şiire karşı merakı gittikçe çoğalan
şair, bir çok şairden ve ilim adamlarından şiir konusunda teknik bilgiler
konusunda ders alır. Şiirle ilgili bir çok kitap, dergi ve kaynaklar okuyarak kendini
yetiştirir.
Halk müziği sanatçıları tarafından
iki adet şiiri bestelenmiştir. Bir çok radyo ve televizyon programlarına
katılan Şakir SUSUZ’un “Güneş Batarken”, “Ağladı Yüreğim”, “Titreyen Dudaklar”,
adlı şiir kitapları ve bir çok ödülleri
bulunmaktadır.
Edebî Şahsiyeti:

İkinci kısım aşk ve sevgi şiirleri.
Şair Susuz, bu şiirlerde oldukça olgunlaşmış görünüyor.
Halk edebiyatında Emrah, Seyranî,
Aşık Hasan, Gevheri tarzına yakın, kolay ve basit söyleyişe ulaşıyor. Şair
Şakir SUSUZ, şiiri artık bu tarz işleyişle rayına oturtuyor ve şairi usta
şairler arasına katıyor. Türkçe halk ağzına dayalı söyleyişte başarı
merdivenlerini bir bir çıkan şair Anadolu yaylalarını, düzlüklerini dağ ve
ovalarını başarılı bir şekilde şiire sokuyor.
Kitabının üçüncü kısımda çocuk
şiirlerine yer veren şair örnek öğrenciliği, iyi arkadaş olma özelliğini
işliyor. Dördüncü kısımda ise “Güfteler” ve son olarak da “Karşılıklı Şiirler”
yer veriyor.
Kitap Hakkında
144 sayfa olarak Kültür Ajans, BRC
OFSET tarafından basılıyor. Ön sayfada
yer alması gereken (Basıldığı şehir, basıldığı yıl ve ne kadar
basıldığı) bilgilerden bir kısmına diğer kitapların çoğunda gördüğümüz gibi
aynı kusuru, Şakir SUSUZ’un kitabında da görmekteyiz.
İstatistikî bilgiler gereği ve
ileride yapılacak kitap katalogları şehir ve şair yıllıkları için gerekli
bilgilere ulaşmak bu kitapta da zor olacaktır. Şairinden değil; ama basan
yayıncı ve dizgiciden kaynaklanan bu tür hatalar kitabın kalitesini düşürmektedir.
Basılan kitapların nerede, kaç yılında ve ne kadar adet olarak basıldığı ve
kaçıncı baskı olduğu konusunda tereddütler oluşturmaktadır. Buna engel olmak
için, eklenmeyen bu eksiklikler basılan kitaplarda mutlaka belirtilmelidir.
Bu bilgiler araştırmacılar, bilim
adamları, şair ve şehir yıllıkları, bibliyografyacılar için önemli bir bilgi
olup bu mutlaka belirtilmelidir.
Bir iyilik var ise o da ilk sayfada
kitabın ismi yazılıp, şairinin adı açıldıktan sonra kitabın yazarı tarafından
kişilere imzalanıp verilebilmesi için alt kısımda yeteri kadar olmasa da az maz
bir boşluk bırakılmış. Bu tür eksikliklerin usta dizgiciler profesyonel
matbaacılarda dahi görülmesi bizleri üzmektedir. Para kazanmak uğruna, kitabın
bilgilerindeki eksiklikler kitabın kalitesine gölge düşürmekte, yazarına ise
eziyet vermektedir. Kitabın kapağı ve ciltlenme konusunda ise baştan savmalık
göze batmaktadır; çünkü kitabı okumağa kalktığınızda daha ilk sayfaları açmadan
ciltlemedeki hata sebebiyle kapak elinizden düşüveriyor. Elinizde ise kapaksız
sarı sayfalar kalıyor ki bu durum matbaacıların para kazanmak uğruna, okuyucuya
yaptığı en büyük saygısızlıktır. Türkiye’nin başkentinin yayınevlerinin bu tür
sorumsuz matbaalarındaki vurdumduymazlık, olumsuz ve şaşırtıcı durum diğer
şehirlerde yapılacak hataları mazur göstermeğe yeterli mazeret teşkil
edecektir.
Şairin Şiirlerinden örnekler
ŞİKAYETİM VAR
Silmek istiyorlar yüce adını
Şikâyetim bunun için Atatürk.
Kara çarşaf giydi çağın kadını,
Şikâyetim bunun için Atatürk.
Adam kayırmalar bir adet oldu.
İşsiz dolaşanla
sokaklar doldu.
Şikayetim bunun için Atatürk
Vatana can siper Mehmetlerimiz.
Terör belâsından şehitlerimiz.
İflasta satılık hep KİT’lerimiz.
Şikâyetim bunun için Atatürk.
Kalmadı hazine malı çalındı.
Yemeyenler ise aptal sanıldı.
Çıkıldı medyaya şöhret olundu.
Şikâyetim bunun için Atatürk.
Pahalılık ateş oldu yakıyor,
İşçi, memur, esnaf öyle bakıyor,
Gülümüze baykuş kondu şakıyor,
Şikâyetim bunun için Atatürk.
SUSUZ der ki vatandaşın suçu ne?
İki de bir gidiyorlar seçime,
Tehlike çanları çaldı içime,
Şikâyetim bunun için Atatürk.
BAŞKENT ANKARA
Bir yanda Hititler, bir yanda Roma,
Selçukludan önce Bizans var; ama
Kuşanmış Seymenler belinde kama,
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Geçmişin, gömülü her bir yerinde,
Kazdıkça çıkıyor kökü derinde.
Burçların görünür yükseklerinde,
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Bin olay anlatır, senin her taşın.
Zaman olmuş, arşa çıkmış ataşın
Sel olup aktı mı, acap gözyaşın?
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Nice oklar atıp, gerilmiş yaylar
Tarihî hamamlar, kervansaraylar,
Asya, Avrupa’ya uzanır raylar,
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Hacı Bayram, göğe açmış elini,
Mevlânâ, Yunus’un, almış dilini,
Unutmak mümkün mü, Dikmen Belini?
Türkiye başkenti, güzel Ankara
Her yanın bir tarih, her yanda ören,
İşte Baddal Gazi, işte Tezveren,
Hep sende yatıyor Evliya, Eren
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Dün Kocatepe’de çarpan tek yürek,
Söylesin o çarık, o kazma kürek.
Barışı getirdin savaş ne gerek?
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Oğuzlardan almış beyaz şalını,
Keklik Pınarı’nda tuttun yolunu.
Paşam diye açtın sardın kolunu,
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Meclis sende devlet erkanı sende,
Kurumlar kurulmuş, bakanı sende.
Samsun’da meşale yakanı sende.
Türkiye başkenti güzel Ankara.
Cumhuriyet doğdu, senden vatana,
Canım kurban olsun, bayrak tutana,
SUSUZ minnet borçlu, şehit yatana,
Türkiye başkenti güzel Ankara.
ÖRNEK ÖĞRENCİ
Her gün okul çıkışı,
Aceleci çocuklar.
Kapılardan çıkarken,
Sanki boğulacaklar.
Oysa çok yanlış idi,
Bunların hareketi.
Sökülmüştü çocuğun,
Önlüğü ve çeketi.
Merdiven’in başından,
Gördü bunları Metin.
Yapılan hareketin.
Böyle okul çıkışı,
Yakışmaz öğrenciye.
Yazdı metin bir rapor,
Verdi yöneticiye.
Ondan sonra seçildi,
Metin örnek öğrenci.
Gecikmezdi okula,
Oydu her gün erkenci.
BİZ BÖYLE YAŞARIZ OLUKÖZÜ’NDE
Sol yanında orman, sağ yanı ova,
İlkbaharda coşar, tutulmaz doğa,
Her yanda kuş sesi, her dalda yuva,
Biz böyle yaşarız, Oluközü’nde
Tarihini doğru dürüst bilen yok,
Ulaşımı kolay, gelen giden yok,
Konuksever halkı, gözü gönlü tok,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
Son ağamız “Kambur Niyaz” namıyla,
Değirmene çuval gider kağnıyla,
Sahurlarda davul çalar maniyle,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
Çarığını bağlar tarlaya gider,
Kara saban ile toprağın sürer,
Sararır başaklar orağa girer,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
Odun tezkeresi her yıl sonbahar,
Kış boyunca keser, sobada yakar
Kızarır patates mis gibi kokar,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
Koyun kuzu otlar, Sebi Düzü’nde,
Sevenleri caymaz, durur sözünde,
Kadınlar çamaşır yıkar özünde,
Kış gelince avcı avını vurur,
Tavşan köftesini güzel yoğurur,
Düğünlerde herkes halaya durur,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
Susuz, yağar yağmur, akar selimiz,
Burcu burcu kokak, gonca gülümüz,
Türkülerdir bizim asıl dilimiz,
Biz böyle yaşarız Oluközü’nde.
SEVGİLİM
Süründüm Mecnûn’lar gibi peşinde,
Geriye dönmeden kaçtın sevgilim.
Yaktın bin derece, kor ateşinde.
Sevda yollarında, piştim sevgilim.
Buğulu gözlerin ince belinle,
Goncalarda açmış beyaz gülünle,
Badeler doldurup sundun elinle,
Aşkın şarabını içtim sevgilim.
Bu dağların kışı bitmez dediler,
Yükleme kervanı gitmez dediler,
Yollarımı kesip yağma ettiler,
Yardım et eline düştüm sevgilim.
Bir kavuşabilsem ne olur sana,
İstersen dünyayı zindan et bana,
Ondan sonra var git dönme arkana,
Çoktan mezarımı eştim sevgilim.
SUSUZ’um çıkmaza doğru giderim,
Bir canım var, iste peşin öderim,
Aslı’nın, Kerem’den daha beterim,
Diyardan diyara göçtüm sevgilim.
KAYNAKÇA
:
1. Mimar Nihat KIYAT, Edebî Âbideler: Altıncı Kısım, II.Baskı,
İstanbul-1937.
2. Mehmet Behçet YAZAR, Edebiyatçılarımız ve Türk
Edebiyatı, İstanbul- 1938
3. Mehmet KAPLAN, Cumhuriyet Devri Türk Şiiri, Başbakanlık Kültür
Müsteşarlığı Yayınları:7, İstanbul-1973, s.5-8
4. İlhan GEÇER, Cumhuriyet Döneminde Türk Şiiri, Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayınları. 785, Ankara-1987, s. 140-143
5. Mehmet
KAPLAN, Tevfik Fikret ve Şiiri, Türkiye Yayınevi, İstanbul-1946, s.149
6.
Abdullah Çağrı ELGÜN, "Türk Dili”, (Genişletilmiş İkinci Baskı)
Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2001;
7 (Edebiyat
Üzerine Düşünceler (Çev. Sevim Kantarcıoğlu), Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayınları, Ankara-1983, s.145)
8.(KAFİYE,
Edebiyâta Dâir, Yahya Kemal Enstitüsü Yayınları, İstanbul-1971, s.135)
9.
Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî Sanatlar”, (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri
2000);
10.
Murat DUMAN, AŞKIN DÜĞÜMÜ,
1. Baskı, Kültür Ajans Yayınları Yay. Nu.37,Ankara,2008
11Abdullah
SATOĞLU, “ Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedalar”, Akçağ Yayınları Yay.Nu 897 ,
1.Baskı Ankara, 2008,
12.Şakir
SUSUZ, “Leylakların Gölgesinde”, Kültür Ajans, BRC Ofset, Ankara, 2008
13.Mediha
UZAR, “Uzak Kıyılar”, Gündüz
Yayınevi, Birinci Baskı, Ankara, 2008
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder