ŞAKİR SUSUZ’UN ESERİ :
“SEVİMLİ DÜŞLER.”
Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI:

1942 yılında Yozgat’ın Akdağmadeni
ilçesinin Oluközü Beldesi’nde dünyaya geldi. İlkokulu orada bitirdi. Genç yaşta
(19) evlendi. Askerlik dönüşünden birkaç yıl sonra Ankara’ya geldi.
Burada Devlet memuru olarak çalışmaya başladı. Devlet memuru olarak çalıştığı
yıllarda, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdi.
Şiire karşı merakı gittikçe çoğalan şair,
bir çok şairden ve ilim adamlarından şiir konusunda teknik bilgiler konusunda
dersler aldı. Şiirle ilgili bir çok kitap, dergi ve kaynaklar okuyarak kendini
yetiştirdi.
Halk müziği sanatçıları tarafından iki
adet şiiri bestelendi. Bir çok radyo ve televizyon programlarına katılan Şakir
SUSUZ’un, “GÜNEŞ BATARKEN”, “AĞLADI YÜREĞIM”, “TİTREYEN
DUDAKLAR”, “SEVİMLİ DÜŞLER” adlı şiir kitapları ve
bir çok ödülleri bulunmaktadır.
Kitap Hakkında
Eserde, sanatçının: “Şiir çizgimde, bana
ilgisini esirgemeyen sayın Güzide GÜLPINAR TARANOĞLU (Toprak Anam)’na, Sayın Prof. Dr.
İbrahim Agâh ÇUBUKÇU ve Sayın İsa KAYACAN’a teşekkürlerimi sunarım.” sözleriyle
başlıyor..
Eseri, Kültür Ajans, BRC OFSET
basıyor. Bu defa kitapta olması gerekenler, özellikle ilk sayfada yerli
yerine oturtulmuş. Önceki kitapta görülen hataların bu kitapta
tekrarlanmadığını görmek şahsımı memnun etti. Bununla birlikte imlâ noktalama
ve yazım kurallarına, şiirlerin dizilişi esnasında dikkat edilmediğini
belirtmek, yeniden çıkarılacak kitaplar açısından uyarıcı ve dikkat edilmesi
gereken bir problem olarak, yararlı olacaktır.
Bu bilgiler, araştırmacılar, bilim
adamları, şairler ve şehir yıllıkları, bibliyografyacılar için önemli bir
bilgiler olup büyük önem arzetmektedir; çünkü bu bilgilerin kitabı basan
matbaanın reklamı, yayıncının, dağıtımcısının, dizenin de olumsuz veya olumlu
yönde reklamını yapacaktır. Bu reklam ise kitabın kalıcılığı, yazarın ömrü,
yayıncının yayın hayatı boyunca izlemesi gereken politikayı, stratejiyi de
beleirleyecektir.
Benim gördüğüm kadarıyla kardeş ve
akraba ülke matbaalarında basılan kitaplar dahi kapak ve ciltleme konusunda
Türkiye’deki bazı matbaalarda basılan ve ciltlenen kitapları geride bırakacak
derecede iyi ve kaliteli olarak çıkartılabilmektedir. Hem de hemen her kitabın
kapağı ciltlenirken karton kapak kullanılmakta değil ise bu defa da sıcak
tutkal kullanılarak, kapak kırmalarını ise çok güzel ve original bir şekilde
oturtularak kitap okuyucunun albenisine sunulmaktadır. Bu ise okuyucuya saygı
gereğidir.
Ülkemizin gözbebeği, memleketimizin ve
dahi Birleşik Avrasya’nın gözü ve kulağı olabilen bu büyük şehir (ANKARA)
matbacılarının bu konuda daha hassas, titiz ve seçici davranması, şirketlerin,
holdinklerin, fabrikaların babadan oğula yüzyıllarca bozulup yozlaşmadan devamı
açısından da büyük önem arz etmektedir.
ŞAKIR SUSUZ’UN
EDEBÎ ŞAHSIYETİ:
SUSUZ’un, Halk Edebiyatında Emrah,
Seyranî, Aşık Hasan, Gevheri tarzına yakın, herkes tarafından hemence
söylenemeyen; ama güçlü, akıcı, kolay ve basit original söyleyişe ulamış
olduğunu söylemeliyiz. Şair Şakir SUSUZ, şiiri artık bu tarz işleyişle rayına oturtuyor
ve şairi usta şairler arasına katıyor. Türkçe halk ağzına dayalı söyleyişte
başarı merdivenlerini bir bir çıkan şair, Anadolu yaylalarını, düzlüklerini dağ
ve ovalarını orijinal anlatımlarıyla başarılı bir şekilde şiire sokuyor.
Şakir SUSUZ’un yazdığı şiirlerde
sevgi, “AŞK” ön planda yer alıyor. Şakir SUSUZ, devrinin KARACAOĞLAN’i gibi her
güzeli sever her güzele aşık olur. Onlara güzelliği ölçüsünde şiirler
yazar. Aşkı sevgiyi, dostluğu, vefayı, vefâsızlığı SUSUZ’un şiirlerinde
yudum yudum içersiniz.
SUSUZ, güzellerin aşığıdır.
Onları ya bir şehirde şiir okurken, ya sahnede salınırken; veya saçlarını
arkaya doğru atmış olarak ilinde ilçesinde köyünde, bağda bahçede görür.
SUSUZ, şiirlerinde güzeli metheder, onu
tasfir eder, kaşlarını gözlerini, dudaklarını, boyunu, bosunu, selviler gibi
salınışına dayanamaz. Güzele övgüler düzer, ona kendi iç dünyasındaki durumunu
bildirir. Zaman zaman da güzelliğinden iyiliğinden, güzelliğinden bahsederek,
hoş sohbetinden bahsederek ondan yararlanmak ister. Güzele hemen oracıkta
aşkını ilan eder, onlara şiirler yazar. Örneğin:
“Geriye salmış saçları
Oluközü’nde bir güzel
Topuğa inmiş uçları
Oluközü’nde bir güzel”,
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, OLUKÖZÜ’NDE”(Şiir) s. 19
…
Kıskanır boyunu görünce selvi
Sımsıcak yüreğin sevginden belli
Sen orda evlisin ben burda evli
Dikenler içinde gülüm var benim
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “YEŞİL GÖZLER”, (Şiir) s. 21
Şair güzellere vurgun, güzeleri hayaran,
güzellere meftundur. Nerede bir güzel görse Erciyes’in karı gibi eriyip
dağılmağa, akarsu olup çağlmağa başlar. Onlarda aşk, sevgi, dostluk ve vefâ
arar. Onlarda gördüğü ihanete, hıyanete, iki yüzlülüğe, dost çekiştirmelere
tahammül edemez. Bunun için de zaman zaman hüsrana uğrar. Gönlü kırılır,
mutsuz, umutsuz ve kırılgan olur. Güzellerin bu vafasızlığından çok çeker.
Bunca zaman sevgisine, fadakârlığına karşılık şairi aldatıp, satıp gitmelerine
üzülüp kahrolur. Bu gönül kırgınlıkları içerisinde dudaklarından
ihaneti, dile getiren mısralar dökülür. Örneğin:
“Mualla, durmadan şeytan
taşladı
Şeytanın peşinden, gel git başladı
Göllerde sulandı, dağda kışladı
Kurban Bayramı’nda sattı da gitti”
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ DÜŞLER”,
“SEVİMLİ DÜŞLER”(Şiir) s. 81
Şairin bahtının kararması, güzellere olan
sadakatından, bağlılığından olacak ki onlarda vefa arıyor. Onca sevgisine,
aşkına karşılık; verdikleri acı ıstırap ve kabini yaralamaları onu hırpalıyor.
Bu sebeple onları sitemle anıyor. Hayıflanmalarını, sitemlerini, kahırlarını
mısralara döküyor. Bahtını karartan, bedenine sıra sıra dertler yükleyen yabani
kar çiçeklerine, kardelenlere, dağlarda açan yabani manolyalara kahır dolu
hüzünlerle seslenir: “Hangi dağ başında açtın Manolya’m? diye sormadan edemez. Örneğin:
“On yıl oldu benim bahtım karalı
Yığıldı üst üste, dertler sıralı
Öyle bir vurdun ki kalbim yaralı
Hangi dağ başında açtın manolyam?”
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “MANOLYAM”, (Şiir) s. 16
Şair, bulunmuş olduğu sosyal
topluluklarda, tanıştığı güzelleri tasvir ediyor. Onların güzeliğini, endamını,
boyunu posunu, yürüyüşünü, duruşunu, konuşmasını, gülüşünü hal ve tavrını bize
aktarıyor. Şairin güzellere olan tutkunluğunu, görüp tanıştığı, konuştuğu,
birlikte gezdiği o güzellerin, açılmış goncalar içinde, ona doğru koşarak
gelişini bekler gibidir. Örneğin:
“Cümleler bitmeden nasıl gülüyor
Oysa beni parça parça bölüyor
Sanki kucak açmış koşup geliyor
Açılmış goncası çiçek çiçek nar.”
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “YEŞİL GÖZLER”, (Şiir) s. 21
...
Nazilli’de başlar bizim sevdamız
Nihayet kavuştuk Kuşadası’nda
Sevgiyle yeşerdi gönül bağımız
Birlikte dolaştık Kuşadası’nda
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “KUŞ ADASINDA”, (Şiir) s. 41
Şairin okuduğumuz ve daha önceden yazmış
olduğu şiirlerden yola çıkarak, Şakir SUSUZ’u, edebiyatımızın en
coşkulu en romantik en hassas en yakışıklı ve en zampara şairlerinin önde
gelenlerinden biri olarak görmek mümkündür.
SUSUZ’un, kitaplarında,
özellikle son yazdığı “SEVİMLİ DÜŞLER”, kitabında, hemen hemen her konuda şiirler yapıp her
konuya değinmiş olmakla birlikte, SUSUZ “AŞK” şairidir”. Aşk onun
vazgeçilmezleri arasındadır. O aç ve susuz yaşayabilir; fakat aşksız yaşayamaz.
Şakir SUSUZ’u hayata bağlayan, ona
yeni heyecanlar ve yaşama azmi veren şey, güzele, güzelliklere, dostlar ve
hepsinden önemlisi sevgiliye olan aşkıdır. Bu aşk şairi diri, canlı ve
sağlam olarak ayakta tutmaktadır denebilir.
ŞAİRİN ŞİİRLERİNDEN SEÇİLEN ÖRNEKLER:
GÜZEL YURDUM
Lâlesi sümbülü gülleri güzel.
Vadilerden geçer dağlar ardına
Dolanıp gidiyor yolları güzel.
Dumanlı dağları göğü deliyor
Yamaçtan çıngırak sesi geliyor
Koyunlar otluyor kuzu meliyor
Yüksek yaylaları gölleri güzel
Bazen bir ay doğar gece yarısı
Ovaları tutmuş hardal sarısı
Çiçek çiçek gezer durmaz arısı
Peteği sepette balları güzel
Kimi ekin ekmiş toprağı kazmış
Toplamış üzümü bağını bozmuş
Kimisi cephede destanlar yazmış
Postada mektubu, pulları güzel
Bahçesi bir yanda bağı bir yanda
Güneşi gör, Nemrut, Adıyaman’da
Çiftçinin kağnısı dolu harmanda
Yüklemiş sapını, salları güzel.
Yakmışlar ateşi kazan kaynıyor
Düğünler kurulmuş herkes oynuyor
Güzeller geline duvak bağlıyor
Beyazlar giyinmiş telleri güzel
Her karış toprağın bin tarih dolu
Denizlere doğru uzanır kolu
Nelere şahitsin sen Anadolu
Şahlanmış atları nalları güzel
Yukardan aşağı sular çağlamış
Karşıdan karşıya köprü bağlamış
Vatan için şehit vermiş ağlamış
Sarılmış bayrağa alları güzel.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “GÜZEL YURDUM”, (Şiir) s. 6
GÖÇER MİYDİM?
Bir fabrika kurulsaydı
Ben köyümden göçer miydim?
Kim olduğum sorulsaydı
Ben köyümden göçer miydim?
Göçer miydim, göçer miydim?
Ben köyümden göçer miydim?
Zalim gurbet ellerinde
Kadeh kadeh içer miydim?
Üst üsteydi sorunları
Perişandı durumları
Güven verse yarınları
Ben köyümden göçer miydim?
Ekinleri boy sürseydi
Bire otuz, kırk verseydi
Köylüm refaha erseydi
Ben köyümden göçer miydim?
Yonca biçer, mal beslerdim
Koçu tekeyi süslerdim
Şöyle geriye yaslardım
Ben köyümden göçer miydim?
Hani nerde sosyal barış
Gece gündüz durma çalış
Olsa elde birkaç kuruş
Ben köyümden göçer miydim?
Susuz’a yetmeyen tarla
Altı ay, kaplıydı karla
Üç çocuk, bir nazlı yârla
Ben köyümden göçer miydim?
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “GÖÇER MİYDİM?”, (Şiir) s. 8
HALAY ÇEKERİZ
Kültür hazinesi kutsal vatandan
Türküler söyleyip halay çekeriz
Kerem Karac’oğlan Sultan Abdal’dan
Türküler söyleyip halay çekeriz
Kaynak kişi emek verir iz olur
Barak olur hoyrat olur biz olur
Yozgat’ta Sürmeli olur söz olur
Türküler söyleyip halay çekeriz
Türküler sevdamız türkü nazımız
Ezgilerde saklı alın yazımız
Çözülür notalar inler sazımız
Türküler söyleyip halay çekeriz
Nice kavim gelip geçmiş bu yerden
Vatan bayrak için geçeriz serden
Başlar duygu seli coşarız birden
Türküler söyleyip halay çekeriz
Susuz’un kağnısı köyde gıcılar
Geçti kara günler dindi acılar
Kol kola dizilir oynar bacılar
Türküler söyleyip halay çekeriz..
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “HALAY ÇEKERİZ”, (Şiir) s. 10
BİR GELİN AĞLIYOR
Bu gün dumanlıydı Çamlık’ın başı,
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
Dinmiyor feryadı akıyor yaşı
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
Şehit olmuş yâri ağıt yakıyor
Terör belâsına lânet okuyor
Her gün yollarına çıkıp bakıyor
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
Beklerken vurulmuş bu kutsal yurdu
Eşiydi başında inledi durdu
Yeter bunca zulüm, yeter diyordu
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
İki çocuğuyla kaldı sonunda
Biri koynundaydı biri yanında
Sarılmış şehidim Türk bayrağında
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
İnsan olamaz bu canları alan
Yanıyor yürekler gönüller talan
Bu kaçıncı şehit Yozgat’a gelen
Bir gelin ağlıyor Yozgat ilinde
Yıl iki bin altı, günlerden salı
Kırıldı çınarın yine bir dalı
Uğultu kapladı geçtiği yolu
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “BİR GELİN AĞLIYOR”, (Şiir) s. 12
MEVLÂNÂ
Felsefe ilminle coştun Mevlânâ
Tasavvuf merkezi yaptın Konya’yı
Gönüllere dolup taştın Mevlânâ
Sonbahar gelmişti yeşil yaprağa
Yetiştin bir figan düşmeden bağa
Diktin fidanları saldın toprağa
Mağripten maşruka uçtun Mevlânâ
Parladın evrende bir yıldız gibi
Yokuşlar yürüdün sanki düz gibi
Gölgende canlılar sıcak yaz gibi
Merhamet yolunu açtın Mevlânâ
Bir elin gökteydi bir elin yerde
Rahmet kapısında çareydin derde
Yaklaştın Rahman’a hep perde perde
Tek amaca doğru koştun Mevlânâ
Susuz’um seninle girdim bilime
Ne kâğıda sığdın ne de kaleme
Bir mesaj bıraktın, cümle âleme
Gövdeler üstünde baştın Mevlânâ.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “MEVLÂN”, (Şiir) s. 12
MANOLYAM
Bu nasıl ilkbahar bu nasıl kıştı?
Çağladı yüreğim dereler taştı
Sevenler kavuşup göklere uçtu
Hangi dağ başında açtın manolyam?
Yağmurum var boranım var karım var
Sitemim var efkârım var zarım var
Saklamayın dağlar, sizde yârim var
Hangi dağ başında açtın manolyam?
Bir yanda denizi bir yanda doğa
Bir yanda yaylası bir yanda ova
Girdin bu gönlüme kurdun bir yuva
Hangi dağ başında açtın manolyam?
Kondu her bahçeye bülbüller öttü
Güller bu seslere çok sitem etti
Manolyam ansızın bırakıp gitti
Hangi dağ başında açtın manolyam?
On yıl oldu, benim bahtım karalı
Yığıldı üst üste dertler sıralı
Öyle bir vurdun ki kalbim yaralı
Hangi dağ başında açtın manolyam?
Nice aşklar gördün sen Anadolu
İçinde sevdalı insanlar dolu
SUSUZ, asıl şimdi şaşırdı yolu
Hangi dağ başında açtın manolyam?
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “MANOLYAM ”, (Şiir) s. 16
OLUKÖZÜ’NDE
Geriye salmış saçları
Oluközü’nde bir güzel
Topuğa inmiş uçları
Oluközü’nde bir güzel
Devlet baba bir iş vermiş
Başı gökyüzüne ermiş
Yıldızları yere sermiş
Oluközü’nde bir güzel
Ne malda ne mülkte gözü
Ne kibir var ne de nazı
Sanki kaymak gibi yüzü
Oluközü’nde bir güzel
Bakışı yürek yakıyor
Bahçesinde gül kokuyor
Dudağından bal akıyor
Oluközü’nde bir güzel
Harmanı var yabası yok
İnce bir ruh kabası yok
Bir aşk için çabası yok
Oluközü’nde bir güzel
Susuz deymeyin kırılır
Kimi sever kim sarılır
Onu alan mutlu olur
Oluközü’nde bir güzel.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “OLUKÖZÜ’NDE”, (Şiir) s. 19
YEŞİL GÖZLER
Açtım sayfaları buldum resmini
Bir yanı al aldı diğer yanı mor
Telefonda duydum içli sesini
Ne hâllere düştüm gel de bana sor
Bir eş ki sevdayı saymış kusurdan
Kara günler uzun sürmüş asırdan
Farkım yoktu diye yazmış esirden
Giden gençliğini geri almak zor
Hayatın içinden kesit sözleri
Ruhunda gizliydi işve nazları
Tüm cihanı değer yeşil gözleri
O şûh gülüşünde ne sevdalar var
Derdim bitmez dedi şiir okudu
Sandım gül dalında bülbül şakıdı
Gönül tezgâhımda sevgi dokudu
Keşke benim olsa böyle şirin yâr
Cümleler bitmeden nasıl gülüyor
Oysa beni parça parça bölüyor
Sanki kucak açmış koşup geliyor
Açılmış goncası çiçek çiçek nar
Nice güzel gördüm içi hafiye
Her satırı hece aynı kafiye
Susuz çöle düştü yetiş safiye
Yaktın alev alev yüreğinde kor.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “YEŞİL GÖZLER”, (Şiir) s. 21
SENİ SEVİNCE
Sana gönül verip seni sevince
Az mı çile çektim az mı ağladım?
Gecem gündüz oldu gündüzüm gece
Getirdim ayları yıla bağladım
Sevdan ile gezdim gurbet elleri
Dolandım dağları, aştım belleri
Gözyaşım suladı, susuz çölleri
Döküp dertlerimi yürek dağladım
Sendeki güzellik başım döndürür
Toplar yıldızları yere indirir
Bir selâmın bile yüzüm güldürür
Gelmeyince kurda kuşa söyledim
Çürüyüp devrilen çınar gibiyim
İçimde bir volkan yanar gibiyim
Taşında baykuşlar pınar gibiyim
Her gelen yolcuya böyle çağladım
Susuz’um dalında yaprağım solsun
İsterse gözüme topraklar dolsun
Seni unutmak mı tövbeler olsun
Maziden kalanla gönlüm eyledim.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ DÜŞLER”,
“SENİ SEVİNCE”, (Şiir) s. 23
BİR GONCA GÜL
İlkbahar ayları girerken yaza
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Süzülüp dertlerim inerken saza
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Yağmur onda boran onda sel onda
Lâle onda nergiz onda gül onda
Sohbet onda kelâm onda dil onda
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Elde kalem kâğıt dönüp duruyor
Geçmiş yıllarına yanıp duruyor
Lavlar sona ermiş sönüp duruyor
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Kitaplara dökmüş olanca derdi
Nesi var nesi yok ortaya serdi
Yine görüşelim diye söz verdi
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Atımı bağladım otlar çayırda
Bir zarar gelmesin gözet kayır da
Belki dolaşırız kırda bayırda
Bir gonca gül açtı yine gönlümde
Dar etmiş dünyayı zalim felek dar
Kalkmamış dağından onca yağan kar
Susuz’la gelecek nice günler var
Bir gonca gül açtı yine gönlümde.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “BİR GONCA GÜL ”, (Şiir) s. 32
NASIL DA ÖZLEDİM
Kıskanır boyunu görünce selvi
Sımsıcak yüreğin sevginden belli
Sen orda evlisin ben burda evli
Dikenler içinde gülüm var benim
Hep kırda bayırda aradım seni
İlk defa rastladım candan seveni
Nasıl da özledim beyaz buseni
Açılmış bekliyor kolum var benim
Sevda yüküm günden güne ağıyor
Güneş senin için erken doğuyor
Mevsim kışa döndü hava soğuyor
Aşılmaz dağlarda yolum var benim
Çekilmiyor hasret çok yaman oldu
Savruldu umudum toz duman oldu
Mesajlar sığmıyor telefon doldu
Postada mektubum pulum var benim
Tek gerçeğim sensin gerisi bomboş
İçtim aşk badesi olmuşum sarhoş
Susuz’un kanadı kırılmış bir kuş
Böyle perperişan hâlim var benim.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “NASIL DA ÖZLEDİM”, (Şiir) s. 36
HASRET ÇEKERKEN
Gönül dağlarıma bir duman çöker
Sen orda ben burda hasret çekerken
Harcadım yılları hep teker teker
Sen orda ben burda hasret çekerken.
Hep seni aradım gonca güllerde
Dediler o güzel gurbet ellerde
Bir sevda ki name name tellerde
Sen orda ben burda hasret çekerken
Bir geceyi daha yeyip bitirdim
Güneşi ufuktan söküp getirdim
Nice emeklerle sevgi yetirdim
Sen orda ben burda hasret çekerken
Yine sabah oldu nerde uykular
Seher yeli ile geldi kokular
Bizi anlatıyor içli şarkılar
Sen orda ben burda hasret çekerken.
Susuz bıktı artık böyle hayattan
Bir ses geldi sanki yedinci kattan
Yükledim göçümü bugün Yozgat’tan
Sen orda ben burda hasret çekerken.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “HASRET ÇEKERKEN”, (Şiir) s. 40
KUŞADASI’NDA
Nazilli’de başlar bizim sevdamız
Nihayet kavuştuk Kuşadası’nda
Sevgiyle yeşerdi gönül bağımız
Birlikte dolaştık Kuşadası’nda
Bir şiir günüydü Türk’ün otelde
Bağlandı yolumuz gurbet elinde
Yanık türkü olduk sazın telinde
Notalardan taştık Kuşadası’nda
Gezdik sokakları sahile indik
Yâr bağrıma yaslı ben ise dimdik
Heyecan dorukta korkuyu yendik
Nice engel aştık Kuşadası’nda
Zaman oldu sustuk gözler konuştu
Nabızlar hızlandı yürekler coştu
Birleşti ruhumuz göklere uçtu
Aşk badesi içtik Kuşadası’nda
Bazen kayıp olduk bazen görüldük
İplik olduk desen desen örüldük
Bilmem kaç kez öldük kaç kez dirildik
Diyar diyar göçtük Kuşadası’nda
Ayrılık anıydı durmuştu diller
Birleşti dudaklar bırakmaz kollar
İzmir Terminali ayrıldı yollar
Zirveye ulaştık Kuşadası’nda.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ DÜŞLER”,
“KUŞADASI’NDA”, (Şiir) s. 41
BİR TEL GELDİ
Bu gün yardan bir tel geldi
Dağlarım kar boran diyor
Beni yakıp kül eyleyen
Aslı değil Kerem diyor
Sevdayı yıllara yaymış
Gündüzü geceye saymış
Yâre hasret çok hastaymış
Teşhis koymuş verem diyor
Garip bir kuş gibi dalda
Gel de dayan insan ol da
Sevdiğim yâr gurbet elde
Uzak kaldı aram diyor
Esip durmuş sevda yeli
Yüreğinden coşmuş seli
Aylar olmuş görmeyeli
Ondan azdı yaram diyor
Sevgi barış ondan yana
Hem sevdalı hem bir ana
Sitem edip durdu bana
Sensiz gülmek haram diyor.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “BİR TEL GELDİ”, (Şiir) s. 50
GEL DİYOR BANA
Ben sana aşığım el bana aşık
Ne olur bunları bil diyor bana
Duyunca şaşırdım kafam karışık
Dudak şeker dilim bal diyor bana
Kalkıyor kervanım göçü yükledim
Sandıkta basılı giyindiklerim
Geleceksen eğer seni beklerim
Hepsi on saatlik yol diyor bana
Başımda bir bulut havam bulandı
Aklım gitti dağı taşı dolandı
Yağmur gibi döktüm çöller sulandı
Yanağımdan taşan sel diyor bana
Sensiz geçen anım bir yıl sürüyor
Hayalin koluma girmiş yürüyor
Kader ağı bizden yana örüyor
Açıldı şansımız gül diyor bana
Mecnun Leyla diye çöllere düştü
Kerem kimin için yandı tutuştu
Susuz, bir yakınım evini açtı
İşte sana fırsat gel diyor bana.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “GEL DİYOR BANA”, (Şiir) s. 51
TEMMUZUN ON DÖRDÜ
Açılmış gülleri salmış her yana
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Solmadan çiçeğim gel dedi bana
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Bindim otobüse sabah ordayım
İçimde sevdası sanki kordayım
Gelmişim şehrine şu an buradayım
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Elimde adresi sokağa girdim
Dolandım çevrede herkese sordum
Giyinip kuşanmış nazlımı gördüm
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Zamanı durdurup içinden geçtik
Aşkın şarabını birlikte içtik
Kral dairesinde bol bol seviştik
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Bizim sevdamızla küsler barıştı
Hücreler yerinden çıktı yarıştı
Esanslar parfümler tere karıştı
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Gönül atlarını meydana saldık
Dudaktan başlayıp kalbe yol aldık
Birleşti ruhumuz bir beden kaldık
Temmuzun on dördü iki bin sekiz
Susuz der ki aciz kaldı
beyinler
Nice bayram geçti ne toy düğünler
Takılıp maziye gitti o günler
Temmuzun on dördü iki bin sekiz.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “TEMMUZUN ON DÖRDÜ”, (Şiir) s. 55
SEVİMLİ DÜŞLER
Güzel hayallerim sevimli düşler
Her biri bir başka yaktı da gitti
Name name çalan sazlar cümbüşler
Gönülden gönüle aktı da gitti
Usul boylu güzel çalım satardı
Çocuklar ardında katar katardı
Nerde akşam oldu orda yatardı
Bir sabah ardına baktı da gitti
Bir diğeri para yemek istedi
Ben böyle severim demek istedi
Peşinden koşmaya emek istedi
Koparttı ipleri attı da gitti
Mualla durmadan şeytan taşladı
Şeytanın peşinden gel git başladı
Göllerde sulandı dağda kışladı
Kurban Bayramı’nda sattı da gitti
Şimdi bulutlarda yüce dağım var
Bir yanında yağmur bir yanında kar
İndim enginlere çiçek çiçek nar
Bekledi kirazlar yetti de gitti
Susuz güzellerle el ele gezdim
Davullar çaldırıp halaya dizdim
Kimi bir muamma sonunda çözdüm
Sıfır aldı hepsi çaktı da gitti.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “SEVİMLİ DÜŞLER”, (Şiir) s.81
TASI TARAĞI TOPLAYANLAR
Yıllar yılı kadro dağıtıp durdun
Gördün mü sana da kalmadı işte
Mazlumun sırtına saltanat kurdun
Gördün mü sana da kalmadı işte
Ekmeden tarlanı önce sürmedin
O yüzden mahsulü çokça dermedin
Mağdurun sesine kulak vermedin
Gördün mü sana da kalmadı işte
Dağıttın kadroyu kimleri seçtin
Dinlemedin bizi hep güldün geçtin
Ezerek öldürdün çukurlar eştin
Gördün mü sana da kalmadı işte
Birini şef yaptın at oynatıyor
Birini şef yaptın it oynatıyor
Biri mesaide papaz atıyor
Gördün mü sana da kalmadı işte
Otuz sekiz yıldır koş babam ha koş
Dördün dokuzuyum gayrı beş yıl boş
Şef genel sekreter birbirinden hoş
Gördün mü sana da kalmadı işte
Bir türlü bülbülüm ötmedi bağda
Sen yanlış yaptın ben döktüm kâğıda
İsterim hakkımı öbür dünyada
Gördün mü sana da kalmadı işte
Hukukun gülleri artık solmasın
Dibi delik olsun cebin dolmasın
Bu gidişin olsun geliş olmasın
Gördün mü sana da kalmadı işte
Susuz der ki gittin sakın ha gelme
Bu güldüğün olsun bir daha gülme
Uzun yıllar sürün kolayca ölme
Gördün mü sana da kalmadı işte.
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “TASI TARAĞI TOPLAYANLAR”, (Şiir) s.96
TEKİRDAĞ’DA
Deniz mavi toprak yeşil bürümüş
Yenilmiş mevsime kar Tekirdağ’da
Kimi binip gelmiş kimi yürümüş
Kiraz festivali var Tekirdağ’da
Hilâl çizmiş şehir sahil boyunca
Birçok şair, koşup gelmiş duyunca
Kaktüsler boy atmış açılmış gonca
Eğmiş dallarını nar Tekirdağ’da
Balkondan seyrettik gece Kumbağı
Denizde balıkçı bembeyaz ağı
Çoktan yakalamış bu şehir çağı
Gel de güzelliği gör Tekirdağ’da
Tekirdağ bölgenin olmuş incisi
Misafirperverdi yaşlı gencisi
Bu yıl festivalin kırk beşincisi
Bunları başarmak zor Tekirdağ’da
Salonda bizimle başkanla Vali
Kısaca geçtiler onca ahvali
Ziyaret eyledik Namık Kemal’i
Yanmış meşalesi kor Tekirdağ’da
Susuz der ki bunlar en güzel anım
Renk kattı Şaziye Cahide Hanım
Kiraz ağaçları sarmış her yanım
Uzanmış topluyor yar Tekirdağ’da.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “TEKİRDAĞ’DA”, (Şiir) s. 108
BODRUM
Kurulup oturmuş her bir tepeye
Denizi bir yanda dağı bir yanda
Balıkçılar aşar gider öteye
Teknesi bir yanda ağı bir yanda
Şifadır güneşi kumu yakıyor
Bu yüzden sel gibi insan akıyor
Her taşında izler tarih kokuyor
Bugünü bir yanda çağı bir yanda
Bembeyaz evleri yeşile uymuş
Bodrum hâkimini tüm dünya duymuş
Her gecenin sonu bir güneş doğmuş
Batısı bir yanda doğu bir yanda
Sarmış etrafını on üç beldesi
Büyülüyor Bodrum gelen herkesi
Karışmış cümbüşe bülbülün sesi
Bahçesi bir yanda bağı bir yanda
Çıktık kalesine gezdik öreni
Merhum Halikarnas Zeki Müren’i
Yaşanır kılıyor bunlar evreni
Ölenler bir yanda sağlar bir yanda
Susuz türküleri yöre üstüne
Kurulmuş köprüler dere üstüne
Çiçek açmış dallar sıra üstüne
Zeytini bir yanda yağı bir yanda
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “BODRUM”, (Şiir) s. 109
KIZILIRMAK
Çağlayıp akarsın Karadeniz’e
Nedir bu telaşın hey Kızılırmak
Dağlardan aşağı inersin düze
Çizerek çevrende yay Kızılırmak
İlk çıkış kaynağın belki bir dere
Verdiğin zararı yazdık deftere
Ağıt oldun türkü oldun dillere
Yaktın yürekleri vay Kızılırmak
Ne toprak bıraktın ne de bir kaya
Geçit vermez oldun düğüne toya
Atlar yüzüyorken karşı kıyıya
Kalırdı geride tay Kızılırmak
Kuruldu barajlar hızın kesildi
Verimli tarıma çabuk geçildi
Sarardı başaklar saplar biçildi
Garip çiftçi oldu bey Kızılırmak
Suladın çevreni hayat götürdün
Taş başında çayır çimen bitirdin
Dallar çiçek açtı meyve yetirdin
Gelişti kasaba köy Kızılırmak
Bir gerdanlık sanır seni görende
Kimler konup göçtü acep çevrende
İzler bırakmışlar her bir örende
Kafile kafile boy Kızılırmak
Yol boyunca renkten renge girersin
Kıvrılırsın her bir yana dönersin
Denizlere doğru toplar gidersin
Susuz’a düşmez mi pay Kızılırmak.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “KIZILIRMAK”, (Şiir) s. 112
KARS’TAN SELÂM
OLSUN
ANADOLU’YA
Oturmuş tarihte haklı yerine
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya.
Yüklenmiş dertleri inmiş derine
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Ön safta Ermeni arkada Ruslar
İki Türk düşmanı dostluk kurmuşlar
Şehri kasabayı köyü sarmışlar
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Kış olmuş bir anda baharlar yazlar
Silaha sarılmış gelinler kızlar
Yas tutmuş mızraplar çalmamış sazlar
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Kazım Karabekir yılmaz ordusu
Kaçtı önlerinden çakal sürüsü
Görülmemiş böyle zulüm doğrusu
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Sökülüp düşmanlar Kars’tan atıldı
Türküler söylendi ağıt yakıldı
Haklı yere “Serhat” adı takıldı
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Sarıkamış Allahüekber Dağı
Bülbüle kavuştu bahçesi bağı
Çekildi kaleye şanlı bayrağı
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Toprağında âşık ozanlar dolu
Şenlik Baba Şeref vah Çobanoğlu
Bir baştan bir başa hep Anadolu
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya
Tarihin izleri tutmuş her yanı
Yüreklerde kaldı silinmez anı
Susuz der ki şimdi birlik zamanı
Kars’tan selam olsun Anadolu’ya.
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “KARS’TAN SELÂM OLSUN ANADOLU’YA”, (Şiir) s. 114
SANATÇI HAKKINDA YAZILANLAR ŞİİRLER
ŞAKİR SUSUZ ve “SEVİMLİ DÜŞLER”
Şakir Susuz, 1942’de Yozgat Akdağmadeni
Oluközü beldesinde doğmuş ve ilkokulu burada bitirmiştir. 1966 yılında
Sayıştay Başkanlığında resmî işine başlamıştır. Ortaokulu ve liseyi
dışarıdan bitiren Susuz’un başarısı övgüye değer niteliktedir.
Susuz, 1990 yılında yani kırk sekiz
yaşında şiir yazmaya başlamıştır. Deneme niteliğindeki ilk şiirlerinde
sanat yeteneği görülmüş ve Güzide Taranoğlu gibi değerli şairler
ona yol göstermişlerdir. Şiirinde sanatını geliştiren Susuz, başta Gülpınar dergisi
olmak üzere birçok yayın organında yazmaya başlamıştır. Şiir musluğu
devamlı akmış ve akan bu bereketli sulardan dört şiir kitabı oluşmuştur.
“Sevimli Düşler” Şakir Susuz’un beşinci şiir
kitabıdır.
Şiirle musiki güzel sanatların zirvesindedir.
Musiki seste ahenktir, şiir sanatı sözde ahenktir. Ancak musiki,
duyguları çoğu kez belirsiz olarak ifade eder. Duyguların açıklığını
ifade etmek için kaynak, şiirdir. Başka bir deyimle güfte, musikinin
tadını zenginleştirir.
Şiir yazan çok ama, kalıcı şiir yazmak
her şaire nasip olmaz. Şiirde her şeyden esin aranır, içtenlik aranır.
Baştan sona tutarlılık aranır. Ayrıca ustalık ve deneyim de önemlidir.
Şairin kültürü, şiirinin gücünü artırır.
Dili iyi bilen şair, sözcükleri dikkatle seçer ve yerine oturtur.
İyi bir şair, toplumun duygu, düşünce ve özlemini dizelerinde yansıtır.
Şiir konu doyurmaz ama insan ruhunu titretir. İnsana çıkarsız hazlar
yaşatır.
Şiir serbest ölçüde ya da ölçülü biçimde
yazılabilir. Önemli olan öge, sözcüklerin tam yerine oturmasıdır.
Ayrıca ahenk de önemlidir. Serbest şiirlerde bile iç ahenk şiirin gücünü
artırır.
Şakir Susuz’un şiirleri geleneksel
türdendir. Başka bir deyimle Şakir Susuz, halk şiiri türünde sanatını
devam ettirmiştir. Ölçüyü ve uyağı kullanmayı başarmıştır. Özellikle
aşk şiirlerine ağırlık vermiştir. Doğadan ve sosyal olaylardan etkilenerek
yazılan şiirleri de çoktur. Bakınız “Dağlar” şiirinin
bir dörtlüğünde şöyle söylüyor:
Üzerimden hasret yükü
inmiyor
Bir ateş ki alev alev sönmüyor
Kader peşimizde
geri dönmüyor
Diyardan diyara
aşırır dağlar
“Seni Düşündüm”
şiirinde sevgiliyi nasıl özlediğini dile getiriyor. Bu şiirden
de bir dörtlük sunalım:
Seninle doluydu
vadiler düzler
Aradı çevreyi bu nemli
gözler
Yabancıydı bana
gördüğüm yüzler
Seninle konuştum
seni düşündüm
Şair Vali Rıza Akdemir, Şakir Susuz
için yazdığı bir şiirinde şöyle söylemiştir:
Şiir sonsuzluktur,
anlatılamaz
Deryalara sığmaz
hayaâle sığmaz
Her gönülde böyle güneşler
doğmaz
İnsana sevgiyi
iman saymışsın
Şakir Susuz halk şiirlerinde bulunan
kafiyeleri sık sık kullanmış ve başarıya ulaşmıştır. Onun çabası
ve heyecanı övgüye değer. Kendisini “Sevimli Düşler”
adlı yeni kitabı dolayısıyla kutluyorum.
Prof. Dr. İbrahim Agâh ÇUBUKÇU
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “ŞAKİR SUSUZ ve “SEVİMLİ DÜŞLER”
”, (Şiir) s. 114
ŞAKİR SUSUZ’A
Ne mutlu şairim ne mutlu sana
Göklerden ışıklar düşmüş yoluna
Bir yanda Yunus bir yanda Mevlânâ
Dünyaya güzellik sevgi yaymışsın
Öyle duygular ki göğe yaklaşmış
Şi’rinden ateşli nağmeler taşmış
Kitabın hayatın ufkunu aşmış
Sen başka âlemden sesler duymuşsun
Şiir sonsuzluktur anlatılamaz
Deryalara sığmaz hayale sığmaz
Her gönülde böyle güneşler doğmaz
İnsana sevgiyi iman saymışsın
Her mısra ölçülü birbirine denk
Her satırda hoşa giden bir ahenk
Kafiyen yerinde buluşlar renk renk
Şiirde gerçekten sen ustaymışsın.
Rıza AKDEMİR
Emekli Eski Vali
02.08.2007
“SUSUZ, Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “ŞAKİR SUSUZ’A”, (Şiir) s. 116
BEKÂR ÇIKSAYDIN
- Şakir Susuz’a Bey’e -
Benim yerim meçhul sense Ankara
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın
Haykırdım aşkımı yüce dağlara
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın
Baharın olurdum yazın olurdum
Elinde mızrabın sazın olurdum
Gezdiğin her yerde izin olurdum
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın
Elimi sıkışın bir başka idi
Gözüme bakışın bir başka idi
Kalbime akışın bir başka idi
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın
Ardından bu kadar hasret çekmezdim
Ağlayıp her gece yaşlar dökmezdim
Dünyamı başıma böyle yıkmazdım
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın
Zor anımda çıktın karşıma birden
Sevgiye doyurup çekip giderken
Söyle ne yaparım bundan sonra ben
Ne olur karşıma bekâr çıksaydın.
11.07.2004
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “BEKÂR ÇIKSAYDIN”, (Şiir) s. 117
ŞAKİR ABİ
Güzel şiir yazıyorsun
Başarılar Şakir Abi
Mısra mısra diziyorsun
Başarılar Şakir Abi
Şairliğe verdin meyil
Gerçeklere biraz eğil
Aşkın ateşine kayıl
Başarılar Şakir Abi
Meydana çık canla başla
Haksız olanları taşla
İnsanlığı çokça işle
Başarılar Şakir Abi
Örnek olmalısın ele
Emeğini verme yele
Ummana git karış sele
Başarılar Şakir Abi
İnsanı insandan seçme
Cahillere sırrını açma
Sakın havalanıp uçma
Başarılar Şakir Abi
Zalimi kalemle mahvet
Özveri yalnışsa defet
Kusur işlediysem affet
Başarılar Şakir Abi.
Öztürk
ERKILIÇ
05.04.1991
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “ŞAKİR ABİ”, (Şiir) s. 118
SEVGİLİM - 2 -
- Şakir Susuz’a -
Gel deyince yatağına gelmezse
Senin gibi o da seni sevmezse
Sevmeyi sevilmeyi hiç sevmezse
Çekilmiyor çekemezsin sevgilim
Susuz şair olmuş şiir yazıyor
İçi coşmuş bir sevgili arıyor
Aradığını da belki buluyor
Çekilmiyor çekemezsin sevgilim
Coşmuş ırmaklar sel olur gider
Taşların üstünde güller de biter
Yeter çektiğim Allah’ım yeter
Çekilmiyor çekemezsin sevgilim
Yanımızda nazlı nazlı salındın
Söylediklerimizden hemen alındın
Benim için sen de çabuk yanıldın
Çözemedim çözülmüyor sevgilim
Soframın ortasında güzel baldın
Ne çabuk nasıl da hülyaya daldın
Yoksa beni de mi sıraya aldın
Çözemedim çözülmüyor sevgilim
Dağlar taşlar ateş olmuş yanıyor
Sevgilin herkese seni soruyor
Olmuyor olmuyor sensiz olmuyor
Çözemedim çözülmüyor sevgilim.
Zeliha ALTINDAL
06.05.2001
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “SEVGİLİM - 2 -”, (Şiir) s. 119
YABAN GÜLÜ
- Şakir Susuz’a -
Senin adını anmazsam dilim tutulsun
İçimde büyüyen sonsuz umutsun
Beni anlamazsan sebebim olursun
Ne olur insafa gel artık yaban gülü
Senin için sevgim sonsuz bir yoldu
Bütün ümitlerim sararıp soldu
Sonunda kazanan kötülük oldu
Aş engelleri dön yaban gülü
Sensiz bu yüreğim ne kadar yaşar
Sana olan sevdam biterken başlar
Gözlerimden akıyor tükenmez yaşlar
Gel de gözyaşlarımı sil yaban gülü
Bilirsin seni çok seviyorum ölesiye
Peki neden bu ıstırap niye bu çile
Bir daha adını anmayacağım diye
Yemin ettim ama olmadı yaban gülü
Demek ki sevenin kaderi buymuş
Gerçek sevgilerde yalan olurmuş
Geçen o günlerin hiç hatırı yokmuş
Sen bu kadar olmazsın yaban gülü
Fatma
ŞEKER
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “YABAN GÜLÜ ”, (Şiir) s. 120
LAYIK MISIN SEN?
- Şakir dostuma -
Senin aradığın ve özlediğin
Azıcık mutluluk farkındayım ben
Yıllarca umutla hep gözlediğin
Yollarda kalıyor gelmiyor neden?
Mum yakıp uzaktan el ediyorlar
Bir anda gönlünü gül ediyorlar
Sonra gözyaşını sel ediyorlar
Bir ağaç oluyor kuruyor beden
Göz kırparak sana verirler ümit
Düşüp peşlerine git ha dostum git
Yufka yüreğinle mümkünse incit
Kovalarsan kaçar gitmiştir giden
Kapılma güvenme şu zaman ele
Kanarak bırakma kendini sele
Biri olmaz ise birini dene
Küçücük değilsin büyümüşsün sen
Kendini toparla dönüp yeniden
Aldırma be dostum gitsin her giden
En küçük zulümü çekmesin beden
Düşün ki onlara layık mısın sen?
İsmail KARA
10.03.2001
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “LAYIK MISIN SEN?”, (Şiir) s. 121
ŞAKİR ABİ
Merhaba Şakir Abi nasılsın, iyi misin?
Aldım emanetini istedim ki bilesin
Yazdığın şiirleri severek okuyorum
Sen güzel bir şairsin bunu da biliyorum
Daha önce bahsettim biraz da geç tanıdım
Ankara gecesinde yanılmışım anladım
Gördüğün aymazlığı geldiğince söylersin
Bu güzel huylarınla biraz bana benzersin
Senle aynı kitapta isterim yer almayı
Aradığım lezzeti o kitapta bulmayı
Yazdığımız kitapta biraz sevda olmalı
Sevdalılar içinde kendisini bulmalı
Biraz gırgır komedi olmalı biraz hiciv
Serpiştirip içine birkaç sarışın civciv
Şiir diye basılır oldu birçok makale
Ondan dolayı üstad şair geldi bu hâle
Dangal dungal sözleri şiir diye basarlar
Hiç farkında olmadan şairliği asarlar
Birçoğunun sözleri hep kalıyor havada
Cümleler balık gibi kızarıyor tavada
Hiçbir anlam taşımaz birçoğunun sözleri
Şöhret hırsı bürümüş o doymayan gözleri
Yazdığımız şiirler çok anlamlar taşıyor
Neden şair bunları okuyunca şaşıyor
Bilmezler hece saymak bilmezler ki ayağı
Böyle nadan kullara derim kalem manyağı
Sakın ola sözümden alınma Şakir Abi
Sözlerim şarlatana sen güzel dostsun tabi
Benim haddime düşmez sende hata aramak
Kafayı sıyırmaya inan ki kaldı ramak
Seyfettin
VATANSEVER (Bursa)
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “ŞAKİR ABİ”, (Şiir) s. 122
NEDEN ARAMADIN
- Susuz’a ithafen -
Bekler miyim bundan sonra bir haber
Yollasan da olur yollamasan da
Oysa ben yalnız da gezer tozarım
Kollasan da olur kollamasan da
Aylarca yolunu bekledim durdum
Yüreğimi yakan sönmeyen kordun
Hani göz bebeğim canım diyordun
Arasan da olur aramasan da
Telefona bakar nemli gözlerim
Seninle geçen günleri özlerim
Kulağımda çınlar güzel sözlerin
Anlatsan da olur anlatmasan da
Yalvarmam gururum buna elvermez
Biliyorum senden bir hayır gelmez
Susuz kaldı bahçem güller derilmez
Çağlasan da olur çağlamasan da
Öldürecek beni bu kara sevda
Beklediğim bir tatlı söz bir eda
Ölürsem geriye kalsın hoş seda
Ağlasan da olur ağlamasan da.
10.07.2007
“SUSUZ , Şakir. “SEVİMLİ
DÜŞLER”, “ NEDEN ARAMADIN?”, (Şiir)
s.124
ŞAİRİN BASILMIŞ ESERLERİ:
1).Şakir SUSUZ, “Leylakların Gölgesinde”, Kültür Ajans, BRC Ofset, Ankara,
2008
2) Şakir SUSUZ, “GÜNEŞ
BATARKEN”,
3)Şakir SUSUZ, “AĞLADI YÜREĞIM”,
4)Şakir SUSUZ, “TİTREYEN
DUDAKLAR”,
5) Şakir SUSUZ, “SEVİMLİ DÜŞLER”, ISBN : 978-975-8951-91-8 kapak,
tasarımı, Erhan İVGİN - 0533.713 63 18, Kültür
Ajans Tanıtım ve Organizasyon
Ltd. Şti. Konur Sok. 66/9 Bakanlıklar-ANKARA, Tel: 0.312.425 93 53 Fax: 0.312 419 44 43, Baskı : BRC Basım, Tel: 0.312.384 44 54 (pbx), Baskı Tarihi : 1.
Baskı, Mayıs 2010, İsteme Adresi, Demetevler 8. Cad. 387.
Sokak No: 4/1, Şahinler Apt. Ankara, 0.312.3340316 - 535.586 03 85, www.kulturajans.net.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
1).Şakir SUSUZ, “LEYLAKLARIN
GÖLGESINDE”, Kültür Ajans, BRC Ofset, Ankara, 2008
2) Şakir SUSUZ, “GÜNEŞ
BATARKEN”,
3)Şakir SUSUZ, “AĞLADI YÜREĞIM”,
4)Şakir SUSUZ, “TİTREYEN DUDAKLAR”,
5) Şakir SUSUZ, “SEVİMLİ DÜŞLER”, ISBN : 978-975-8951-91-8, kapak,
tasarımı, Erhan İVGİN - 0533.713 63
18, Kültür Ajans Tanıtım ve Organizasyon
Ltd. Şti. Konur Sok. 66/9 Bakanlıklar-ANKARA, Tel: 0.312.425 93 53 Fax: 0.312 419 44 43, Baskı : BRC Basım, Tel: 0.312.384 44 54 (pbx), Baskı Tarihi : 1.
Baskı, Mayıs 2010, İsteme Adresi, Demetevler 8. Cad. 387.
Sokak No: 4/1, Şahinler Apt. Ankara, 0.312.3340316 - 535.586 03 85,
İsteme Adresi : Demetevler 8. Cad. 387. Sokak No: 4/1,
Şahinler Apt. Ankara,
Tel: 0.312.334 03 16 - 535.586 03 85
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder