SEVİL
MISIRLIOĞLU’NUN
“DİLLERİN
DANSI” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE
Abdullah Çağrı
ELGÜN
Hayatı:

Bugüne kadar yazdığı yedi kitabının
gelirlerini de hayır kurumlarına bağışlayan yazar, yeni yeni eserleriyle
dikkatleri çekmektedir.
2008 Yılında, Çukurova Lobi Dergisi’nin
yaptığı halk oylaması ile YILIN EN BAŞARILI ŞAİRİ seçilmiştir.
GASAT(Uluslararası Girişimci Sanat,
Edebiyat ve Bilim Adamları Topluluğu) tarafından verilen Kültür Sanat, Edebiyat
ve Bilim Adamları Ödülleri, kapsamında verilen “USTA KALEM BAŞARI ÖDÜLÜ”ne
lâyık görülmüştür.
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisinde yer almış, İLESAM(Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri
Meslek Birliği), EGAY(Egeli Araştırmacılar ve Yazarlar Birliği) üyesi ve Hatay
GASAT il başkanıdır.
Kitap Hakkında Bilgi:
Kitapta toplam on üç şiir bulunmaktadır.
Girişteki dördüncü sayfada bir paragraflık bölümle teşekkür edilmektedir. Şaire,
kitabın çevirisini yapan, çevirmenlere, teşekkür ediyor.
Kitapta bir önsöze rastlamadık. Toplam
119 s. Olan kitapta başka kimselerin veya yayıncının bu kitabı kısa yolla da
olsa tanıtan, sunulan, hakkında bilgi verebilecek bir yazısına da
rastlayamadık.
Kitabın içinde toplam on üç şiire yer
yeriliyor. Kitapta bulunan bu on üç şiir de on dile tercüme ediliyor.
Kitap İngilizce, Almanca, Hollandaca, İspanyolca, İrlandaca, Rusça,
Makedonca, Arapça, Farsça, Macarca olmak üzere on dile tercüme ediliyor.
Eserin ISBN: 987-99-44-761-80-2 birinci
baskısı, Ekim 2009 Ankara’da çıkartılıyor. İsteme adresi olarak da yine YAYINCININ
ilgili adresi veriliyor. Kitabının bu adres ve telefondan istenebilecektir.
“Dillerin Dansı” adlı kitapta, geçen şiir başlıkları:
Sevmek İbadetim, Sevmek, Adım Sevgidir,
Aşk Döngüsü, Şöhret, Anılar Var, Akıllı Oğlum, Bir Yıldız Kaydı, Güneşi
Kurşunladık, Önce Ölmek mi Lazım?, Neden?, Hayyam ve Şarap, Piyango Beni
Seçmiş”
KİTABA
ELEŞTİRİ:
Şiirde ve şiire bağlı olarak da bütün
kitapta imlâ ve noktalamaların görmemezlikten gelindiğini söylemeliyiz. Bu
hataların, şairenin mi yoksa yayıncının mı yoksa kitabı düzeltenin hatasından
mı kaynaklandığı anlaşılamamaktadır.
Kitap imlâsız ve noktalamasız bir
şekilde, imlâ ve noktalama hataları ile dolu olarak piyasaya sürülmüştür. Şairenin
bu konuda sorumluluğu olmakla birlikte,bu eksikliği gören çevirmenlerinin ve editörlüğünü
yapan kişilerin de dikkatlerinde kaçıyor.
Kitap, yayınevi tarafından ince elenip
sık dokunarak; ve yayınevi tashihçisi (editörü) tarafından da gözden
geçirilmiştir. Büyük talihsizlik olarak, yazar, yayıncı, düzeltici devre dışı
kalmış; kitap yazım ve noktalama hataları ile piyasaya sürülmüştür.
Bugün bunu bir akım olarak öne sürenler de
çıkmaktadır. cUMHURİYET DÖNEMLERİNDE ; ancak
TÜRK EDEBİYATI TARİHDE BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR AKIMA RASTLANMAMIŞTIR.
Edebiyatımızda Çeşitli Dönemlerde Özellikle Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Akımları'na Rastlanılmaktdır.
Bunlardan:
Şairler
Derneği
Nazım
Hikmet RAN Grubu “ olarak bilinmektedir. Bu gruplar süresini
tamamlamış ve devrini kapatmıştır. Zaten
bir grubun, bir iddia ile ortaya çıkması
için, en az bir yarım yüzyıl, bir asrın geçmiş olması gerekir ki edebiyat
tarihçilerinin değerlendirmesine girebilsin. Şimdi ise edebiyatımızda bu grupları devam ettirmek
isteyen sanatçılara rastlanmakla birlikte bugün, bunların devamı olduklarını
iddia ve isbat edebilecek gruplar yoktur.
Aslında olması gereken şey: kitap, bir
önsözle tanıtılıp tashihler yapılıp düzeltildikten sonra, bir çıktısı alınarak
şaireye gönderilmeliydi. Şairenin şiirlerinin metnini imlâ ve noktalama
kurallarına uygun bir şekilde düzeltilmesi yapılıp tashihler onaylandıktan
sonra, düzeltilmiş metinler yeniden muhatap kişi şaireye gönderilmeliydi.
Konu üzerinde düzeltmelere “tamam”
denildikten sonra yayınevi düzeltmecisi tarafından son bir kez daha gözden
geçirildikten sonra, kitap baskıya sokulmalıdır.
Bu kitapta böyle bir zahmete girilmeden, kolay yol seçiliyor. Şiirler düzeltilmeleri
yapılmadan, tanıtıcı bir önsöz veya kitap ve şiirler hakkında bilgi verilmeden,
doğrudan doğruya olduğu gibi baskıya giriyor ve öylece piyasaya çıkıyor. Tabii
bu yöntem de kitabın içindeki sözler ne olursa olsun, kitabın kalite olarak
değerine gölge düşürmektedir.
Bu hatalı tutum, yayınevinin aceleciliğine,
kitap yazarının Türkçeyi yanlışsız kullanmaktaki bilgisine, becerisine
titizliğine konu hakkındaki tecrübesine, gölge düşürmekte ve şüphe ile
baktırmaktadır.
Şaire bu kitapta şiirlerinin genelini noktalamasız,
kuralsız ve kaidesiz okuyucusuna sunuyor. Kitabın bu şekilde hatalarla
çıkmasına izin vererek bu konuda titiz davranmadığı için okuyucu tarafından hoş
karşılanmıyor. Buna sebep olarak da yazdığı ve imlâ ve noktalama hatalarıyla
dolu kitabı, piyasaya sürerek okuyucuya olan bakışını da ortaya sermiş oluyor.
Kitapta imlâ ve noktalama kuralları rafa kaldırılıyor;
ve adeta noktalama yok sayılıyor. Kitaba dizgi, düzeltme, imlâ, noktalama ve
baskı açısından bakıldığında tam bir felâketle karşılaşıyoruz. Bir kitap; ancak bu kadar kötü, üstünkörü ve
kapalı bir gözle çıkartılabilir.
Bu durum ne sanatçı için ne de yayıncı
için hoş olmayan bir durum olarak karşımıza çıkıyor; ve yayıncının da daha önce
harika, orijinal, güzelliklerle dolu çıkardığı eserleri gölgeliyor.
Kitabı çıkarmak isteyen şair, yazar ve yayınevleri
bilmelidirler ki: İmlâdaki birliktelik millî savunmadaki, millî güvenlikteki
birliktelik kadar önemlidir. Hatta imlâdaki bu birliktelik, millî
savunmadaki, millî güvenlikteki
birliktelikten daha da önemli ve elzemdir. Bunun için yayınevleri para
kazanmanın yanında kültürümüze, edebiyatımıza yayınladıkları eserlerle,
şaheserler kazandırarak isimlerinden bahsettirirler. Bu kuruluşlar ve şahıslar,
bastıracakları eserlerde, Türk dilinin kural ve kaidelerini ihlâl etmemeli; ve
Türk dilinin imlâ ve noktalamasına, yazım kurallarına harfiyen uymalıdırlar.
Yayınevleri, yazarlar, düzelmeleri
yapanlar, Türkçeyi katletmez, Türkçeyi imlâsız ve noktalamasız hale getirerek
kısırlaştırıp fakirleştirmezler. Bu durumdan kesinlikle kaçınmak ve para
kazanma uğrunda güzel Türkçemizi imlâsızlaştırmak, dağ başındaki teröristin
yaptığından daha büyük bir felâket olur. Bu vurdumduymaz tutum, bilerek veya
bilmeyerek millete ve onun mensuplarına, konuştuğu dile haksızlık ve
kötülüktür.
“DİLLERİN
DANSI” ADLI KİTABDAKİ Şiirlerden
Örnekler:
Şiirin Aslı:
“SEVMEK İBADETİM
Söylediğim
her söz fikrimdir benim
Yoksula
gülen yüz şükrümdür benim
Vicdanın
tutsağı dürüst kalp ile
Sevmek
ibadetim zikrimdir benim”
(Kaynak:
MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s.5, Ürün Yayınları, Konur Sokak 36/13,
2009, Kızılay/ANAKARA)
“SEVMEK İBADETİM
Söylediğim her söz, fikrimdir benim.
Yoksula gülen yüz, şükrümdür benim.
Vicdanın tutsağı, dürüst kalp ile,
Sevmek ibadetim, zikrimdir benim.”
Şiir millî veznimiz olan Hece Vezninin
kalıplarından, altı artı beş duraklı 6+5=11’li hece vezni ile yazılıyor. Şiirde
“imdir benim” redifleri oluştururken “rki, rkü” zengin kafiyeyi oluşturmaktadır.
Şiirin Aslı:
“SEVMEK
Sevmek
Kıymetini
bilmeden
Geriye
çevrilen hediyeleri
Keşkelerinde
üzülmek mi
Sevmek
Yaşama
hoyrat davranırken
Donuk
duygulardan kayıp
Buz
denizine süzülmek mi
Sevmek
Dünlerin
pişmanlığında
Yarınların
düşmanlığına
Güçlü
bir neden olurken
Hüzün
çarklarında ezilmek mi
Hırçın
sellerle denizi arayan yürek
Her
beklenti
Hacmince
özveri istiyor demek
Denize
girerken yüzmesini
Severken
de sevmesini bilmek gerek

Şiirin düzeltilmiş hali:
SEVMEK
Sevmek:
Kıymetini bilmeden,
Geriye çevrilen hediyelerin,
Keşkelerinde üzülmek mi?
Sevmek:
Yaşama hoyrat davranırken,
Donuk duygulardan kayıp,
Buz denizine süzülmek mi?
Sevmek:
Dünlerin pişmanlığında,
Yarınların düşmanlığına,
Güçlü bir neden olurken,
Hüzün çarklarında ezilmek mi?
Her beklenti,
Hacmince özveri istiyor demek.
Denize girerken yüzmesini,
Severken de sevmesini bilmek gerek.
Şiirin Aslı:
AŞK
DÖNGÜSÜ
Kıvamını
bulmuş aşk yarasından,
Süzülen
acılar, canımı yakmaz
Sevda
ateşinin kor karasından
Fırıncı
küreği yüreğim korkmaz
Aşk
döngüsündeki soysuz tecelli,
Kaypak
niyetlerle üflenen hüzün
Günlük
öykülerle gülen teselli
Gerçek
sevdalara açtırmaz yüzüm
(Kaynak:
MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s.36 Ürün Yayınları Konur Sokak 36/13,
2009, Kızılay/ANAKARA)
Düzeltilmiş hali:
AŞK DÖNGÜSÜ
Kıvamını bulmuş, aşk yarasından,
Süzülen acılar, canımı yakmaz.
Sevda ateşinin, kor karasından,
Fırıncı küreği, yüreğim korkmaz.
Aşk döngüsündeki, soysuz tecelli,
Kaypak niyetlerle, üflenen hüzün.
Günlük öykülerle, gülen teselli,
Gerçek sevdalara, açtırmaz yüzüm.
Şiirin Aslı:
HAYYAM
ve ŞARAP
Malumdur
Hayyam’ın şarapla muhabbeti
Aşka
varan bir şevkle severmiş o afeti
Hicivlerinde
Dertlenip
şarabın yaşamla çelişkisine
Düşmüş
isyan ile hayrete
Dünyadan
men edilen şarap
Ödül
olarak sunuluyordu cennette
Ne
diye bir ömür bekleyecekti
Hayam
Laf
söyletmemiş şarapla ilişkisine
(Kaynak:
MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s102, Ürün Yayınları Konur Sokak 36/13,
2009, Kızılay/ANAKARA)
HAYYAM ve ŞARAP
Malumdur, Hayyam’ın şarapla muhabbeti.
Aşka varan bir şevkle, severmiş o âfeti.
Hicivlerinde:
Dertlenip, şarabın yaşamla çelişkisine;
Düşmüş, isyan ile hayrete.
Dünyadan men edilen şarap,
Ödül olarak sunuluyordu, Cennet’te
Ne diye bir ömür bekleyecekti,
Hayam?!.
Laf söyletmemiş, şarapla ilişkisine.
EDEBî
KİŞİLİĞİ:
Şaire Sevil MISIRLIOĞLU, şiirlerini daha
çok görerek, yaşayarak, hissederek yazıyor. Onun şiirleri duygu yüklü, özlem
yüklü, fikir yüklü ve hepsinden daha fazla da sevgi yüklü olarak görülüyor.
Hayatın hemen hemen her konusuna değinen her konuyu rahatlıkla şiirlerine
taşıyan şairin şiirleri, renkli bir özellik sergilemektedir. Konu bakımından
sıkıntı çekmeyen sanatçı, hayatın gerçeklerini kimi zamanlar bir nükte, tenkit,
güldürme, düşündürme ve zaman zaman alay etme ve kimi zaman da ders çıkarma
maksatlı vermiştir. Sevil MISIRLIOĞLU, “Dillerin
Dansı” adlı kitabındaki aşağıdaki şiirinde bu söylediklerimizi
belgelendirmektedir:
“BİR YILDIZ KAYDI
Önce,
güneş misâli yüreğimi yaktı,
Sonra,
ay oldu, uzaktan baktı.
Küçüldü
küçüldü, yıldız oldu;
Kayıp
hayatımdan çıktı."
Onun şiirlerinde: Özlemler, arayışlar, yakarışlar ve sevgi baş yere oturmuştur. Sevgi onun şiirlerinde adeta ibadet gibidir. Sevgisiz yaşanmasının
mümkün olmayacağı, aşkın insanların içinde yaratıcı bir ruh olduğunu görmüş; ve
bu dünyada iç huzurunu yakalamıştır. Sanatçı kendi kendisiyle barışık olarak
karşımıza çıkmaktadır. Şiirlerinde hep
yeninin peşinde, sanatın zirvelerini zorlama, yükseklere erişme yarışındadır.
MISIRLIOĞLU için diyebiliriz ki o didaktik (öğretici) şiirin kapısını
aralayarak şiirde yeni buluşlar ve
orjinallikler peşine düşmüştür. Sevil MISIRLIOĞLU’nu cezbeden ve kendisine
şaire dedirten de zaten bu yoldur. Herkesten
farklılığı, fikirleri şiirleştirmekteki mahareti,
güzelliği, kelimeleri seçmedeki kolaylığı, külfetsiz dili, sadeliği ve içtenliğidir. Kelimeler şairenin şiirlerinde
yeni bir hayat buluyor. Türkçenin kelimelerini kullanmaktaki gücü, şiire
kattığı çeşitlilik, hepsinden önemlisi şiire yeni arayış ve buluşlar
getirmesindeki mahareti dikkate değerdir.
Şiiri, hem
hece hem de serbest tarzda yazıyor. Serbest tarzda yazdığı şiirlerde zaman
zaman nazma yaklaşan özellikleri olsa da şiirdeki
arayışlar, yeni buluşlar yapabilmekteki
mahareti onu orjinalleştiriyor ve
diğer şairlerden ayırıyor.
MISIRLIOĞLU,
“Dillerin DANSI” adlı kitabıyla
büyük bir zorluğu da başarmış olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu şairlerin
şiirlerini kendi dillerinde dahi çıkaramadığı şu dönemde Sevil MISIRLIOĞLU’nun
şiirlerini on dile çevrilerek
sunabilmiş olması takdire şayan, tebriğe
ve alkışa değerdir.
MISIRLIOĞLU,
öğretici, bilgi yüklü, fikir (didaktik)
şaireliğinin yanında sevgi şairidir
de. Gönlü geniş BÜTÜN İNSANLIĞI
KUCAKLAYAN, HER PARÇAYA AYNIO GÖZLE BAKABİLEN, HÜMANİST, SEVGİ YÜKLÜ bir
sanatçı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sanatçı
kitaplarının gelirlerini kısa adı ZİREM olan Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi’ne bağışlıyor.
MISIRLIOĞLU,
daha önceden yayınlanan, "Yüreğimden
Tutun Beni" isimli üçüncü kitabının tüm gelirini de korunmaya muhtaç
çocuklara bağışlıyor. Bu açıdan bakıldığında da sanatçının geniş yüreği, sonsuz sevgisinin bir tezahürü de bu şekilde
belgelenmiş olmaktadır.
YAYINLANMIŞ
ESERLERİ:
1) 1998 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Konuşan
Sessizlik”, ŞİİR, İstanbul, Kuşak Ofset. s.128
2) 1999 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Hayâllerimin
Hıçkırığı”, ŞİİR, ANTAKYA, Yirem Basımevi s. 126
3) 2000 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Yüreğimden
Tutun Beni”, ŞİİR, s.67 Adana, Tuncay Matbaası
4) 2001 MISIRLIOĞLU, Sevil, “İnsanlığın
Adresi Sevgi”, ŞİİR s.80, Sönmez Güven Ofset Salihli
5) 2002 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Düşlerin
Köpüğü”, ŞİİR s.72, Sönmez Güven Ofset Salihli
6) 2003 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Devin
Omzundaki Cüce”, ŞİİR, s.66, Sönmez Güven Ofset, Salihli
7) 2005 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Yüreklerimiz
Susmasın”, s.78, DENEME, Kent Ofset Yayıncılık ÖYKÜ, ŞİİR, Ankara
8) 2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Güneşi
Kurşunladık”, ŞİİR, s. 80, Ürün
Yayınları Ankara
9) 2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Dillerin
Dansı”, ŞİİR, 120 s., Omay Ofset, Ürün Yayınları, I. Baskı, ISBN:
987-99-44-761-80-2, Konur Sokak 36/13 Kızılay/ANAKARA Tel: 0 312 425 20
Kitap İsteme
ve İrtibat Adresi:
Karaoğlanoğlu
Caddesi MISIRLIOĞLU Apt. No:27/12, Antakya / Hatay
Ürün Yayınları, Konur Sokak 36/13, Kızılay/ANAKARA
Tel: 0 312 425 20 ve adreslerinden temin
edilebilmektedir.
KAYNAKLAR:
2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı,
ŞİİR, s.120, Omay Ofset, Ürün Yayınları, I. Baskı, ISBN: 987-99-44-761-80-2,
Konur Sokak 36/13 Kızılay/ANAKARA Tel: 0 312 425 20
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder