19 Ekim 2016 Çarşamba

SEVİL MISIRLIOĞLU’NUN “DİLLERİN DANSI” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE Abdullah Çağrı ELGÜN

SEVİL MISIRLIOĞLU’NUN
“DİLLERİN DANSI” ŞİİR KİTABI ÜZERİNE
                                 Abdullah Çağrı ELGÜN

Hayatı:
Hatay’ın Merkez ilçesi Antakya doğumludur. Hatay Valiliği Hukuk işleri şefliğinden emekli oldu. Serbest ve hece vezni ile denediği şiirlerinde  aşk temâsının yanında  sosyal konuları da ele almıştır.
Bugüne kadar yazdığı yedi kitabının gelirlerini de hayır kurumlarına bağışlayan yazar, yeni yeni eserleriyle dikkatleri çekmektedir.
2008 Yılında, Çukurova Lobi Dergisi’nin yaptığı halk oylaması ile YILIN EN BAŞARILI ŞAİRİ seçilmiştir.
GASAT(Uluslararası Girişimci Sanat, Edebiyat ve Bilim Adamları Topluluğu) tarafından verilen Kültür Sanat, Edebiyat ve Bilim Adamları Ödülleri, kapsamında verilen “USTA KALEM BAŞARI ÖDÜLÜ”ne lâyık görülmüştür.
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisinde yer almış, İLESAM(Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği), EGAY(Egeli Araştırmacılar ve Yazarlar Birliği) üyesi ve Hatay GASAT il başkanıdır.
Kitap Hakkında Bilgi:
Kitapta toplam on üç şiir bulunmaktadır. Girişteki dördüncü sayfada bir paragraflık bölümle teşekkür edilmektedir. Şaire, kitabın çevirisini yapan, çevirmenlere, teşekkür ediyor.
Kitapta bir önsöze rastlamadık. Toplam 119 s. Olan kitapta başka kimselerin veya yayıncının bu kitabı kısa yolla da olsa tanıtan, sunulan, hakkında bilgi verebilecek bir yazısına da rastlayamadık.
Kitabın içinde toplam on üç şiire yer yeriliyor. Kitapta bulunan bu on üç şiir de on dile tercüme ediliyor.
Kitap İngilizce, Almanca, Hollandaca, İspanyolca, İrlandaca, Rusça, Makedonca, Arapça, Farsça, Macarca olmak üzere on dile tercüme ediliyor. Eserin ISBN: 987-99-44-761-80-2  birinci baskısı, Ekim 2009 Ankara’da çıkartılıyor. İsteme adresi olarak da yine YAYINCININ ilgili adresi veriliyor. Kitabının bu adres ve telefondan istenebilecektir. 

“Dillerin Dansı” adlı kitapta, geçen şiir başlıkları:
Sevmek İbadetim, Sevmek, Adım Sevgidir, Aşk Döngüsü, Şöhret, Anılar Var, Akıllı Oğlum, Bir Yıldız Kaydı, Güneşi Kurşunladık, Önce Ölmek mi Lazım?, Neden?, Hayyam ve Şarap, Piyango Beni Seçmiş”
KİTABA ELEŞTİRİ:
Şiirde ve şiire bağlı olarak da bütün kitapta imlâ ve noktalamaların görmemezlikten gelindiğini söylemeliyiz. Bu hataların, şairenin mi yoksa yayıncının mı yoksa kitabı düzeltenin hatasından mı kaynaklandığı anlaşılamamaktadır.
Kitap imlâsız ve noktalamasız bir şekilde, imlâ ve noktalama hataları ile dolu olarak piyasaya sürülmüştür. Şairenin bu konuda sorumluluğu olmakla birlikte,bu eksikliği gören çevirmenlerinin ve editörlüğünü yapan kişilerin de dikkatlerinde kaçıyor. 

Kitap, yayınevi tarafından ince elenip sık dokunarak; ve yayınevi tashihçisi (editörü) tarafından da gözden geçirilmiştir. Büyük talihsizlik olarak, yazar, yayıncı, düzeltici devre dışı kalmış; kitap yazım ve noktalama hataları ile piyasaya sürülmüştür.   
Bugün bunu bir akım olarak öne sürenler de çıkmaktadır. cUMHURİYET DÖNEMLERİNDE ; ancak   TÜRK EDEBİYATI TARİHDE BUGÜNE KADAR BÖYLE BİR AKIMA RASTLANMAMIŞTIR.

Edebiyatımızda Çeşitli Dönemlerde Özellikle Cumhuriyet Dönemi Edebiyat Akımları'na Rastlanılmaktdır. Bunlardan:
Şairler Derneği
Nazım Hikmet RAN Grubu “  olarak bilinmektedir. Bu gruplar süresini tamamlamış ve devrini kapatmıştır.  Zaten bir grubun,  bir iddia ile ortaya çıkması için, en az bir yarım yüzyıl, bir asrın geçmiş olması gerekir ki edebiyat tarihçilerinin değerlendirmesine girebilsin. Şimdi ise  edebiyatımızda bu grupları devam ettirmek isteyen sanatçılara rastlanmakla birlikte bugün, bunların devamı olduklarını iddia ve isbat edebilecek gruplar yoktur.
Aslında olması gereken şey: kitap, bir önsözle tanıtılıp tashihler yapılıp düzeltildikten sonra, bir çıktısı alınarak şaireye gönderilmeliydi. Şairenin şiirlerinin metnini imlâ ve noktalama kurallarına uygun bir şekilde düzeltilmesi yapılıp tashihler onaylandıktan sonra, düzeltilmiş metinler yeniden muhatap kişi şaireye gönderilmeliydi.
Konu üzerinde düzeltmelere “tamam” denildikten sonra yayınevi düzeltmecisi tarafından son bir kez daha gözden geçirildikten sonra, kitap baskıya sokulmalıdır.

Bu kitapta  böyle bir zahmete girilmeden,  kolay yol seçiliyor. Şiirler düzeltilmeleri yapılmadan, tanıtıcı bir önsöz veya kitap ve şiirler hakkında bilgi verilmeden, doğrudan doğruya olduğu gibi baskıya giriyor ve öylece piyasaya çıkıyor. Tabii bu yöntem de kitabın içindeki sözler ne olursa olsun, kitabın kalite olarak değerine gölge düşürmektedir.
Bu hatalı tutum, yayınevinin aceleciliğine, kitap yazarının Türkçeyi yanlışsız kullanmaktaki bilgisine, becerisine titizliğine konu hakkındaki tecrübesine, gölge düşürmekte ve şüphe ile baktırmaktadır.
Şaire bu kitapta şiirlerinin genelini noktalamasız, kuralsız ve kaidesiz okuyucusuna sunuyor. Kitabın bu şekilde hatalarla çıkmasına izin vererek bu konuda titiz davranmadığı için okuyucu tarafından hoş karşılanmıyor. Buna sebep olarak da yazdığı ve imlâ ve noktalama hatalarıyla dolu kitabı, piyasaya sürerek okuyucuya olan bakışını da ortaya sermiş oluyor.
Kitapta imlâ ve noktalama kuralları rafa kaldırılıyor; ve adeta noktalama yok sayılıyor. Kitaba dizgi, düzeltme, imlâ, noktalama ve baskı açısından bakıldığında tam bir felâketle karşılaşıyoruz.  Bir kitap; ancak bu kadar kötü, üstünkörü ve kapalı bir gözle çıkartılabilir. 
Bu durum ne sanatçı için ne de yayıncı için hoş olmayan bir durum olarak karşımıza çıkıyor; ve yayıncının da daha önce harika, orijinal, güzelliklerle dolu çıkardığı eserleri gölgeliyor.
Kitabı çıkarmak isteyen şair, yazar ve yayınevleri bilmelidirler ki: İmlâdaki birliktelik millî savunmadaki, millî güvenlikteki birliktelik kadar önemlidir. Hatta imlâdaki bu birliktelik, millî savunmadaki,  millî güvenlikteki birliktelikten daha da önemli ve elzemdir. Bunun için yayınevleri para kazanmanın yanında kültürümüze, edebiyatımıza yayınladıkları eserlerle, şaheserler kazandırarak isimlerinden bahsettirirler. Bu kuruluşlar ve şahıslar, bastıracakları eserlerde, Türk dilinin kural ve kaidelerini ihlâl etmemeli; ve Türk dilinin imlâ ve noktalamasına, yazım kurallarına harfiyen uymalıdırlar.

Yayınevleri, yazarlar, düzelmeleri yapanlar, Türkçeyi katletmez, Türkçeyi imlâsız ve noktalamasız hale getirerek kısırlaştırıp fakirleştirmezler. Bu durumdan kesinlikle kaçınmak ve para kazanma uğrunda güzel Türkçemizi imlâsızlaştırmak, dağ başındaki teröristin yaptığından daha büyük bir felâket olur. Bu vurdumduymaz tutum, bilerek veya bilmeyerek millete ve onun mensuplarına, konuştuğu dile haksızlık ve kötülüktür. 
“DİLLERİN DANSI” ADLI KİTABDAKİ Şiirlerden Örnekler:
Şiirin Aslı: 
 “SEVMEK İBADETİM
Söylediğim her söz fikrimdir benim
Yoksula gülen yüz şükrümdür benim
Vicdanın tutsağı dürüst kalp ile
Sevmek ibadetim zikrimdir benim”
(Kaynak: MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s.5, Ürün Yayınları, Konur Sokak 36/13, 2009, Kızılay/ANAKARA)

Şiirin düzeltilmiş hali:
“SEVMEK İBADETİM
Söylediğim her söz, fikrimdir benim.
Yoksula gülen yüz, şükrümdür benim.
Vicdanın tutsağı, dürüst kalp ile,
Sevmek ibadetim, zikrimdir benim.”
Şiir millî veznimiz olan Hece Vezninin kalıplarından, altı artı beş duraklı 6+5=11’li hece vezni ile yazılıyor. Şiirde “imdir benim” redifleri oluştururken “rki, rkü” zengin kafiyeyi oluşturmaktadır.
BİRKAÇ DÜZELTME :
Şiirin Aslı:



“SEVMEK
Sevmek
Kıymetini bilmeden
Geriye çevrilen hediyeleri
Keşkelerinde üzülmek mi

Sevmek
Yaşama hoyrat davranırken
Donuk duygulardan kayıp
Buz denizine süzülmek mi     

Sevmek
Dünlerin pişmanlığında
Yarınların düşmanlığına
Güçlü bir neden olurken
Hüzün çarklarında ezilmek mi

Hırçın sellerle denizi arayan yürek
Her beklenti
Hacmince özveri istiyor demek
Denize girerken yüzmesini
Severken de sevmesini bilmek gerek    
(Kaynak: MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s.9, Ürün Yayınları Konur Sokak 36/13, 2009, Kızılay/ANAKARA)
Şiirin düzeltilmiş hali:
SEVMEK
Sevmek:

Kıymetini bilmeden,
Geriye çevrilen hediyelerin,
Keşkelerinde üzülmek mi?

Sevmek:
Yaşama hoyrat davranırken,
Donuk duygulardan kayıp,
Buz denizine süzülmek mi?

Sevmek:
Dünlerin pişmanlığında,
Yarınların düşmanlığına,
Güçlü bir neden olurken,
Hüzün çarklarında ezilmek mi?

Hırçın sellerle denizi arayan yürek,
Her beklenti,
Hacmince özveri istiyor demek.
Denize girerken yüzmesini,
Severken de sevmesini bilmek gerek. 

Şiirin Aslı:
AŞK DÖNGÜSÜ
Kıvamını bulmuş aşk yarasından,
Süzülen acılar, canımı yakmaz
Sevda ateşinin kor karasından
Fırıncı küreği yüreğim korkmaz

Aşk döngüsündeki soysuz tecelli,
Kaypak niyetlerle üflenen hüzün
Günlük öykülerle gülen teselli
Gerçek sevdalara açtırmaz yüzüm
(Kaynak: MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s.36 Ürün Yayınları Konur Sokak 36/13, 2009, Kızılay/ANAKARA)

Düzeltilmiş hali:
AŞK DÖNGÜSÜ
Kıvamını bulmuş, aşk yarasından,
Süzülen acılar, canımı yakmaz.
Sevda ateşinin, kor karasından,
Fırıncı küreği, yüreğim korkmaz.

Aşk döngüsündeki, soysuz tecelli,
Kaypak niyetlerle, üflenen hüzün.
Günlük öykülerle, gülen teselli,
Gerçek sevdalara, açtırmaz yüzüm.

Şiirin Aslı: 
HAYYAM ve ŞARAP
Malumdur Hayyam’ın şarapla muhabbeti
Aşka varan bir şevkle severmiş o afeti

Hicivlerinde
Dertlenip şarabın yaşamla çelişkisine
Düşmüş isyan ile hayrete
Dünyadan men edilen şarap
Ödül olarak sunuluyordu cennette
Ne diye bir ömür bekleyecekti
Hayam
Laf söyletmemiş şarapla ilişkisine
(Kaynak: MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, s102, Ürün Yayınları Konur Sokak 36/13, 2009, Kızılay/ANAKARA)
  
Düzeltilmiş Hali:
HAYYAM ve ŞARAP
Malumdur, Hayyam’ın şarapla muhabbeti.
Aşka varan bir şevkle, severmiş o âfeti.

Hicivlerinde:
Dertlenip, şarabın yaşamla çelişkisine;
Düşmüş, isyan ile hayrete.
Dünyadan men edilen şarap,
Ödül olarak sunuluyordu, Cennet’te
Ne diye bir ömür bekleyecekti,
Hayam?!.
Laf söyletmemiş, şarapla ilişkisine.

EDEBî KİŞİLİĞİ:
Şaire Sevil MISIRLIOĞLU, şiirlerini daha çok görerek, yaşayarak, hissederek yazıyor. Onun şiirleri duygu yüklü, özlem yüklü, fikir yüklü ve hepsinden daha fazla da sevgi yüklü olarak görülüyor. Hayatın hemen hemen her konusuna değinen her konuyu rahatlıkla şiirlerine taşıyan şairin şiirleri, renkli bir özellik sergilemektedir. Konu bakımından sıkıntı çekmeyen sanatçı, hayatın gerçeklerini kimi zamanlar bir nükte, tenkit, güldürme, düşündürme ve zaman zaman alay etme ve kimi zaman da ders çıkarma maksatlı vermiştir. Sevil MISIRLIOĞLU, “Dillerin Dansı” adlı kitabındaki aşağıdaki şiirinde bu söylediklerimizi belgelendirmektedir:
“BİR YILDIZ KAYDI
Önce, güneş misâli yüreğimi yaktı,
Sonra, ay oldu, uzaktan baktı.
Küçüldü küçüldü, yıldız oldu;
Kayıp hayatımdan çıktı." 
Onun şiirlerinde: Özlemler, arayışlar, yakarışlar ve sevgi baş yere oturmuştur. Sevgi onun şiirlerinde adeta ibadet gibidir. Sevgisiz yaşanmasının mümkün olmayacağı, aşkın insanların içinde yaratıcı bir ruh olduğunu görmüş; ve bu dünyada iç huzurunu yakalamıştır. Sanatçı kendi kendisiyle barışık olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiirlerinde hep yeninin peşinde, sanatın zirvelerini zorlama, yükseklere erişme yarışındadır.

MISIRLIOĞLU için diyebiliriz ki o didaktik (öğretici) şiirin kapısını aralayarak şiirde yeni buluşlar ve orjinallikler peşine düşmüştür. Sevil MISIRLIOĞLU’nu cezbeden ve kendisine şaire dedirten de zaten bu yoldur. Herkesten farklılığı, fikirleri şiirleştirmekteki mahareti, güzelliği, kelimeleri seçmedeki kolaylığı, külfetsiz dili, sadeliği  ve içtenliğidir. Kelimeler şairenin şiirlerinde yeni bir hayat buluyor. Türkçenin kelimelerini kullanmaktaki gücü, şiire kattığı çeşitlilik, hepsinden önemlisi şiire yeni arayış ve buluşlar getirmesindeki mahareti dikkate değerdir.
Şiiri, hem hece hem de serbest tarzda yazıyor. Serbest tarzda yazdığı şiirlerde zaman zaman nazma yaklaşan özellikleri olsa da şiirdeki arayışlar, yeni buluşlar yapabilmekteki mahareti onu orjinalleştiriyor ve diğer şairlerden ayırıyor.
MISIRLIOĞLU, “Dillerin DANSI” adlı kitabıyla büyük bir zorluğu da başarmış olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu şairlerin şiirlerini kendi dillerinde dahi çıkaramadığı şu dönemde Sevil MISIRLIOĞLU’nun şiirlerini on dile çevrilerek sunabilmiş olması takdire şayan, tebriğe ve alkışa değerdir.
MISIRLIOĞLU, öğretici, bilgi yüklü, fikir (didaktik) şaireliğinin yanında sevgi şairidir de. Gönlü geniş BÜTÜN İNSANLIĞI KUCAKLAYAN, HER PARÇAYA AYNIO GÖZLE BAKABİLEN, HÜMANİST, SEVGİ YÜKLÜ bir sanatçı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sanatçı kitaplarının gelirlerini kısa adı ZİREM olan Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezine bağışlıyor.
MISIRLIOĞLU, daha önceden yayınlanan, "Yüreğimden Tutun Beni" isimli üçüncü kitabının tüm gelirini de korunmaya muhtaç çocuklara bağışlıyor. Bu açıdan bakıldığında da sanatçının geniş yüreği, sonsuz sevgisinin bir tezahürü de bu şekilde belgelenmiş olmaktadır. 
YAYINLANMIŞ ESERLERİ:

1) 1998 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Konuşan Sessizlik”, ŞİİR, İstanbul, Kuşak Ofset. s.128
2) 1999 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Hayâllerimin Hıçkırığı”, ŞİİR, ANTAKYA, Yirem Basımevi s. 126
3) 2000 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Yüreğimden Tutun Beni”, ŞİİR, s.67 Adana, Tuncay Matbaası
4) 2001 MISIRLIOĞLU, Sevil, “İnsanlığın Adresi Sevgi”, ŞİİR s.80, Sönmez Güven Ofset Salihli
5) 2002 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Düşlerin Köpüğü”, ŞİİR s.72, Sönmez Güven Ofset Salihli
6) 2003 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Devin Omzundaki Cüce”, ŞİİR, s.66, Sönmez Güven Ofset, Salihli
7) 2005 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Yüreklerimiz Susmasın”, s.78, DENEME, Kent Ofset Yayıncılık ÖYKÜ,  ŞİİR, Ankara
8) 2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Güneşi Kurşunladık”,  ŞİİR, s. 80, Ürün Yayınları Ankara
9) 2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, “Dillerin Dansı”, ŞİİR, 120 s., Omay Ofset, Ürün Yayınları, I. Baskı, ISBN: 987-99-44-761-80-2, Konur Sokak 36/13 Kızılay/ANAKARA Tel: 0 312 425 20
Kitap İsteme ve İrtibat Adresi:
Karaoğlanoğlu Caddesi MISIRLIOĞLU Apt. No:27/12, Antakya / Hatay
Ürün Yayınları, Konur Sokak 36/13, Kızılay/ANAKARA
Tel: 0 312 425 20 ve adreslerinden temin edilebilmektedir.  
KAYNAKLAR:

2009 MISIRLIOĞLU, Sevil, Dillerin Dansı, ŞİİR, s.120, Omay Ofset, Ürün Yayınları, I. Baskı, ISBN: 987-99-44-761-80-2, Konur Sokak 36/13 Kızılay/ANAKARA Tel: 0 312 425 20

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder