İMDAT GÜMÜŞ’ÜN ŞİİR KİTABI:
SEVDA SADAKATIN USTURA AĞZIDIR
Abdullah Çağrı ELGÜN

Futbola
meraklı olan İmdat GÜMÜŞ Ardeşen Spor, Genç Takımı’nda yer aldı.
1994 yılında
Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Erzurum
Karayazı Lisesi, Mohaç İlköğretim Okulu’nda görevler yaptı. Halen Yücetepe İlköğretim
Okulu’nda Türkçe dersleri vermektedir.
Askerliğini
Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlığında Neşriyat
Şubesinde yedeksubay olarak tamamladı.
Ankara’da bir
çok radyo ve televizyon programlarına katıldı. Monografi çalışması Torbalı Köyü
Derlemesi, (Hacetepe Üniversitesi Kütüphanesinde) bulunmaktadır.
Şiirleri: Damar, Ayhaber, Bay (Kosova),
Sevgi Yolu, Duygu Seli, Altarnatif Sanat, Aksu ...vb. gibi bir çok dergilerde yayınlandı.
Bodrum
Ekspres, Büyük Anadolu Birliği, Bakış, Hür Işık, Sorgun Selâm, Hürsöz, Yeni
Ufuk, Anadolu, Güzel Hisar, Zümrüt, Söke Ekspers, Tasvir, Olay, İleri, 24 Saat, Yeni Gün, Kemer, Gözcü,
Zafer, Fırtına gazeteleri hakkında köşe yazıları yazdı. Şiirleri bu gazetelerde
yayınlandı.
1998 -1999
yılları arasında Hava Kuvvetleri Komutanlığında gazeteci olarak çalıştı. Hava
Kuvvetleri ve Personel Bülteninin çıkmasında yazı ve düzenleme sorumlusu olarak
görev yaptı.
Anadolu
Birliği Gazetesinde sanat danışmanlığı, çeşitli yerlerde şiir programları,
İLESAM (Radyo Televizyon) asil üyeliklerinde
bulundu. “Sevda Şairi” adı ile de bilinen İmdat GÜMÜŞ, halen Ankara’da hayatını sürdürmektedir.
Vedat
FİDANBOY’un sanatçıya, adından bahsederek yazdığı şiirde kendisine “Sevda
Şairi” dedirtmesine karşılık vererek
şöyle sesleniyor:
“Sevgili Dost, İmdat GÜMÜŞ’e;
Yaptığın o hatadan, zordur geri
dönüşün,
Olamaz mucizesi, ne hayâlin ne
düşün.
Öyle kolay mı bilmem, “Sevda
Şairi “ olmak?
Bundan böyle işi zor, bence İmdat
GÜMÜŞ’ün.”
(2007, Nisan; FİDANBOY, Vedat, Baskı:
İnkansa Matbaacılık Tic. Ltd. Şti; ISBN: 978-975-00622-3-0, SAKÜDER, Katip
Çelebi Sok. No:2/1 Kavaklıdere/ANKARA)
ŞAİRİN ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
DÜŞLERİM KAN KUSUYOR
Nice baharlar geçti, eridi bütün
buzlar,
Gözyaşlarım gün be gün,
yarelerimi tuzlar.
Ateşte hasret kaldı, alev
aşkımdan sızlar.
Düşlerim kan kusuyor, cân
ayaklanır şimdi,
Sen yokken ey sevgili, gün
çoraklanır şimdi.
Feleğin tokadından, hiç kimse
kaçamadı.
Gönül köşkünü yârân, hiç kimse
açamadı,
Bülbül de küstü güle, derdinden
açamadı.
Düşlerim kan ağlıyor, cân
ayaklanır şimdi,
Selâmını bir duysa aşk duvaklanır
şimdi.
Köz düşürdün içime, kendimi
arıyorum.
Her gün düşümde seni, delice
sarıyorum
Peri uykusundayken, saçını
tanıyorum.
Düşlerim kan kusuyor, cân
ayaklanır şimdi,
Akşam çöker üstüme, yol
meraklanır şimdi.
Sular habersiz benden, bilse hiç
çağlamazdı,
Ceylan halim görseydi, şaşırır
ağlamazdı
Mecnûn çöllere düşüp, kendini
dağlamazdı.
Düşlerim kan kusuyor, cân
ayaklanır şimdi.
Belki yürekte cânân, her şey
haklanır şimdi.
Sigaram rüzgar içti, seni
düşünürken yâr,
Efkârım güle düştü, yarada merhem
ağlar,
Sinem bükülür kol, akıl çölünde
donar
Düşlerim kan kusuyor, cân
ayaklanır şimdi.
Bir tebessüme dahi, hayat
saklanır şimdi.
2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” s. 29.
Yaşarken kefene sarılır mı yâr?
O daha goncayken kırılır mı yâr?
Yangına körükle gidilir mi yâr?
Kanadı kırık kuş vurulur mu yâr?
Seneyi vurunca sevda yaşıma,
Yıl değil asırlar ağlaşıyordu.
Geleni bir bilsen dertli başıma,
Acıda demlenmiş can taşıyordu.
Kar beyaz saçımı dağlar mı sandın?
Aşk rüzgarı, aklı dağ taş
savurur.
Bir gönül sabırla ancak bilenir.
Sen kaçsan da bulup seni kavurur.
Seni sokak sokak arar dilenir.
Yaralı yüreği bağlar mı sandın?
Gecem gündüzümün, ganimetiydi.
Zühre’den sorandım yaman halini,
Her akşam, düşümde yâr suretiydi.
Efkâr kuşatırdı duman halimi.
Yanan bülbül gülsüz susar mı
sandın?
Ruhum bedenime hep ağır geldi
Şehir küçülüyor, sokak bir nokta,
Kökünden koparan tufandı, seldi
Varda bulamadım, saklısın yokta,
Sudan çıkmış balık yaşar mı
sandın?
(2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” s. 36.)
DİLEDİĞİNCE YAŞA
Tendeki
kokun hayat, bendeki adın cânân
Cihânda bir tek benim, senin uğruna yanan
Sende uykuya dalıp, görülmedi uyanan
Duvağından görüp de, eririm gözde yaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Aklından şüphe eder, yüzüne bir an bakan
Yoktu senden öncesi, zülfüne güller takan
Mahallenin dilinde, hep peşin satan cakan
Hasretinle kavurdun, saldın gönlüm ataşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Diktiğim o fidanlar, çoktan boynunu geçti
Gönlün gelmeyi değil, uzaklaşmayı seçti
Mesafe hükümsüzdür, sanma cân senden geçti
Sen yüreğe her daim, közler ekleyen maşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Bildim ki dünyada yâr, umuda çıkan yoldun
İçimde duman değil, sigaramdan sen doldun
Zaman zaman kuş gibi, bulutlarda kayboldu
Bende hiç bitmeyecek, gözümde tek temaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Türlü türlü giyinip, salınarak yürürdün
Gönlümü acımadan, ardın sıra sürürdün
İçimi bahar gibi, hep umuda bürürdün
Kulak ver ey sevgili, kendindeki savaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
(2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” s. 27)
Cihânda bir tek benim, senin uğruna yanan
Sende uykuya dalıp, görülmedi uyanan
Duvağından görüp de, eririm gözde yaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Aklından şüphe eder, yüzüne bir an bakan
Yoktu senden öncesi, zülfüne güller takan
Mahallenin dilinde, hep peşin satan cakan
Hasretinle kavurdun, saldın gönlüm ataşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Diktiğim o fidanlar, çoktan boynunu geçti
Gönlün gelmeyi değil, uzaklaşmayı seçti
Mesafe hükümsüzdür, sanma cân senden geçti
Sen yüreğe her daim, közler ekleyen maşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Bildim ki dünyada yâr, umuda çıkan yoldun
İçimde duman değil, sigaramdan sen doldun
Zaman zaman kuş gibi, bulutlarda kayboldu
Bende hiç bitmeyecek, gözümde tek temaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
Türlü türlü giyinip, salınarak yürürdün
Gönlümü acımadan, ardın sıra sürürdün
İçimi bahar gibi, hep umuda bürürdün
Kulak ver ey sevgili, kendindeki savaşa
Bir asır değil bende, dilediğince yaşa
(2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” s. 27)
GELDİM
Beynimi gönlüme katık edipte,
Sana lal-ü şerbet vermeye geldim,
Dolaştım cihanı sorgu sualsiz,
Kendimi kendimden dermeye geldim.
Hoyrattı ellerin, yabandı dilin,
Öz canda gizliyken aşktaki ilim,
Sevda yangınından habersiz alim,
Senin ahvalini sormaya geldim.
Şahı, padişahı diz çökerten yâr,
Sırrına ermeye uğraşan mı var?
Bilsin ki yalancı, dünya ona dar.
Sıratta cananı, sarmaya geldim.
Ceset hükmündesin yaşayan diri,
Taşıyorsan eğer ihanet kiri.
Aşkta saklanmıştır sırların piri,
Akılı fikirden dürmeye geldim.
Hasret perdesini çekme yüzüme
Azrail karışır sonra özüme.
Karanlık görünür dünya gözüme,
Yürek sazına can, vurmaya geldim.
Kıs kıvrak yakalar gecede beni,
Gözle kurşunlar her hecede beni.
Mecnun da, Leylâ da nicede beni,
Ararken gönlüne girmeye geldim.
(2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” s. 30)
BİLMEZSİNİZ
Bilmezsiniz,
Bir yaprağın duvarla sevişmesini.
Yalın ayak,
Kaldırımda zamansız üşüdüğünü.
Bilmezsiniz,
Yaprağın yalnızlıktan solduğunu.
Her sabah,
Kızarmış gözleriyle,
Rüzgarda seherler sevdiğini.
Bilmezsiniz,
Solgun sokaklarda,
Kaç hülyanın boğulduğunu.
Siz bilmezsiniz,
Kaç yaman baharda,
Narkoz bakışlarım seyretti,
Nice sevdalıları.
Ama, siz bilmezsiniz.
(2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” Elvan Yayınları: 8, Şiir Dizisi: 4, I. Baskı, Haziran; Baskı Pozitif Matbaacılık, ISBN: 978-975-98027-1-4, Tel: 0312 379 00 31, Faks: 0312 397 00 31)
EDEBî KİŞİLİĞİ:
Şair mesleği
gereği edebiyatın içerinde, edebiyatla haşır neşir, edebiyatla iç içedir. Mesleğin içinde edebiyat, ve edebiyatın yazı
türlerinden şiir, hikâye, roman, makale fıkra, hatıra, denemeler, sohbet ...vb türlerle
haşır neşir olmuştur. Çeşitli yerlerde ve özellikle dost meclisleri “Sevda
Yangını Şiir Programları” ve İLESAM’da
şiir dinletileriyle yakından alâkadar olan İmdat GÜMÜŞ, dergi, gazete ve
mecmualarda şiirler yazdı. Radyo ve televizyon programlarına da katılan, İmdat
GÜMÜŞ, askerlik yaptığı Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlığında da gazeteci
olarak çalıştı.
Şiirlerinde,
belli bir ivmeyi yakalayan İmdat GÜMÜŞ’ün şiirleri kalıcı olma yolunda büyük
bir hızla ilerlemektedir. Özellikle “AŞK, SEVDA, GÖNÜL YANGINI, YÜREK
SIKINTISI, KALP AĞRISI, KÖHNE BEDEN, KAYIP AŞK, SENSİZLİK, SEVDA FAİLİ,
YOKLUKTA VAR OLMAK, AŞK OKYANUSU...vb.”
konularda başarıyı yakalamıştır:
Aşk ve sevda konulu
şiirleri, şairin şiirlerinin bütününü oluşturmaktadır. İmdat GÜMÜŞ, aşkı
arayan, onu bulan ve bulduklarını şiirlerine yansıtmağa çalışan modern
şairlerdendir. Şiirleri biraz da Divan Edebiyatının klasik yapısını andırır.
Buna göre her mısranın kendi içinde bütünlüğü, bazen de iki mısranın birbiri
arasında bütünlüğüne önem verilen bir özelliktir: (GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA
SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Deli Rüzgar s.16), Bazı şiirleri tek tek
mısralar arasında bağımsızlık meydana getirirken, bazı şiirleri de bir bütün olarak güzellik ve orjinallik
arzetmektedir: (GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Düşlerim
Kan Kusuyor s. 28-29)
“Kaç mevsim
geçti yâr, yüzün gülmedi.
Hiç mi kurşun
bakış, bağrın delmedi?
Söylediğin
sözler, hatra gelmedi.
Sen vurdun,
kim bana sahip çıkar ki?
Alevden
sevdayı kimler yakar ki?..
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Sen Vurdun) s. 15
Deniz tuzu
tadında, mavi burnumda tüter,
Avcumda köpük
tadı, ertelenmiş günlerden.
Sensizlik
yaman vurgun, zulmü ölümden beter.
Kılı kırk kez
yarıp da kırk yılda bir ararsın,
Şimdi nereye
gider yokluğumu sorarsın?
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Gönül Alevi)s. 18
...
![]() |
ARİFAN RADYO'da İsmail KARA ile ŞİİR SOHBETİ |
Köz düşürdün
içime kendimi arıyorum.
Her gün
düşümde seni, delice sarıyorum.
Peri
uykusundayken, saçını tarıyorum.
Düşlerim kan
kusuyor, cân ayaklanır şimdi.
Akşam çöker
üstüme, yol meraklanır şimdi.
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Düşlerim Kan Kusuyor) s. 29
Tamamen
orijinal bir şiir:
Yaşarken
kefene, sarılır mı yâr?
O daha
goncayken, kırılır mı yâr?
Yangına
körükle gidilir mi yâr?
Kanadı kırık
kuş vurulur mu yâr?
Ölmüş eşek
kurttan korkar mı sandın?..
...
Sudan çıkmış
balık, yaşar mı sandın?..
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Öyle mi Sandın?) s.36
“Kulak ver ey
sevgili, her şey aşkta gizlidir;
Sevdanın
girdabında, aşk ne kadar nazlıdır.”
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Güneşe Yürüyorum) s.25
Şairin kimi
şiirlerinde, bütün güzelliğini yakalama kaygısı taşıdığı görülmektedir. Kimi
şiirleri Divan edebiyatının yekâhenk gazellerini andırmaktadır. Şiirin
tamamında bütün güzelliğini sağlamak yerine, bağımsız mısralar meydana getirmek ve mısraların her birinin kendi
içinde güzelliğine önem vermek prensibiyle hareket ettiğini görmekteyiz:
“ Deli Rüzgar
Rüyamda gül
diye seni sararım,
Bahar da
neymiş yâr, mevsimler küser.
Deli rüzgar
gibi seni sararım.
O kavak
yelleri nereden eser?”
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Deli Rüzgar) s.16
“Geldim
Beynimi
gönlüme katık edip de,
Sana lâl ü
şerbet vermeye geldim.
Dolaştım
cihânı sorgu, sualsiz,
Kendimi
kendimden dermeye geldim.”
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Geldim) s.30
Divan
Edebiyatına vakıf olmak, Divan tarzı şiirlere hayranlık, Osmanlının yükselme
devrinin ihtişam ve görkemine olan sevgi, şairi bağımsız mısralar yazmaya
itiyor olabilir. Bunların yanında şair, şiirin bütününde şiirdeki bütün güzelliğine
bakışı, bu olmakla birlikte kimi şiirlerinde orijinal söyleyişleri yakalamış
görülmektedir.
Şair
şiirlerinde Türkçenin kelimelerini ustaca kullanmayı başarmıştır. Şiirleri
orijinal, söyleyişte zenginlik ve halk dilinde pelesenk olmuş sözleri,
mısralarına taşımış olması, bu orijinalliği sağlayan, önemli unsurlardan
biridir.
KİTABA ELEŞTİRİ:
Kitaba yazılan özgeçmiş yazıları hayatın romanı değildir. Böyle olunca özgeçmiş yazılarında önemli,
belirgin noktalar, dikkate değer ve sanatçıyı tam anlamıyla tanıtacak bilgiler
yer almalıdır. Bu durum hayatın gizli yanlarını, mahrem durumlarını,
başkalarının bilmesinde bir yarar olmayacak özel durumları açıklamanın, sözü
gereksiz şekilde uzatmak bir anlamı olmaz.
“Ben” anlatımlı roman, hikâye, deneme, özgeçmiş yazılarında, Mişli
Geçmiş Zaman (Öğrenilen Geçmiş) kullanılamaz. Eğer kullanılırsa bu kişi o işin
yapıldığına inanmıyor, o işi yapan kişi kendisi değilmiş gibi olur. Sonra
yapmışım, etmişim, gitmişim; (yapan, eden, giden kendisi; ama bunları yaptığını
bilmeyen, bunlara inanmayan da kendisi) bu sebeple, romanlardaki yanlışa düşmüş bir kısım yazar
gibi yanlış yapmaya devam ederiz.
Türkçenin kurallarını kendimize göre düzenlemek: “Ben yaptım; öyleyse oldu demek” kolaycılığına kaçılamaz. Türkçe de
matematik gibi kurallara tabidir. Bu kurallar bir milletin sınırlarını bekleyen
askeri, ordusu gibidir. Nihayet bu ordular nasıl ki fetihler yapıyor, zaferler
kazanıyor ise ana dilimiz Türkçede de durum aynıdır.
Kitapta özellikle yazım kuralları, imlâ ve noktalama kurallarına
uyulmadığı, noktalama işaretleri ile yazım kurallarının önemsenmediğini
söylemek gerekiyor.
Soru(?), ünlem (!) üç nokta(...), noktalı virgül (;) gibi işaretlerin,
yerli yersiz kullanıldığı; veya hiç kullanılmadığını görüyoruz:
Bu anlamda bozuk olan mısralar:
“Sen vurdun kim bana sahip çıkar ki;
Alevden sevdayı kimler yakar ki.”
Düzeltilen
mısralar:
Sen vurdun,
kim bana sahip çıkar ki?
Alevden
sevdayı kimler yakar ki?..
GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Sen Vurdun) s. 15
Bozuk olan mısralar:
“Kılı kırk kez yarıpta kırk yılda bir ararsın,
Şimdi nereye gider, yokluğumu sorarsın.”
Düzeltilen
mısralar:
Kılı kırk kez
yarıp da, kırk yılda bir ararsın,
Şimdi nereye
gider, yokluğumu sorarsın?
GÜMÜŞ, İmdat,
“SEVDA SADAKATİN USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR, Gönül Alevi)s. 18
Mısralarda anlatım bozukluğu:
“Serseri Hayat” şiiri: “ Bu saatlerde kim cânânı unutur” s. 20.birinci
dörtlük, üçüncü mısra.
“Gittiğin gibi dön artık böyle gel” s.20 dördüncü dörtlük, üçüncü
mısralarda anlatım bozuklu; ve, veya anlam bozuklu yer almaktadır. Bunlar
düzeltildiğinde şiirler bir başka
güzellik ve orijinallik kazanacaktır
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
1) 2007, “GİTMELER” (ŞİİR)
2) 2008, Haziran, GÜMÜŞ, İmdat, “SEVDA SADAKATİN
USTURA AĞZIDIR” (ŞİİR) Elvan Yayınları: 8, Şiir Dizisi: 4, I. Baskı, Haziran ;
Baskı Pozitif Matbaacılık, ISBN: 978-975-98027-1-4, Tel: 0312 379 00 31Faks:
0312 397 00 31
İmdat hoca Karayazı lisesinde öğretmenidir çok değerli öğretmendir yolun açık olsun
YanıtlaSil