14 Ekim 2016 Cuma

İBRAHİM ŞAŞMA ve ESERİ “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” Abdullah Çağrı ELGÜN

    İBRAHİM ŞAŞMA ve ESERİ
“HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A”
Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI:
Çiftçi bir ailenin yedinci ve son çocuğu olarak 1974 yılında Karaman’da doğdu. Selçuk Üniversitesi, Karaman Meslek Yüksek Okulu, Et Endüstrisi Bölümünden mezun oldu.  Halen bir kamu kuruluşunda memur olarak çalışmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.

Şiiri çok seven şair, şiirlerinde millî ve manevî değerlere dair duygularını şiirleştirerek bizi biz yapan değerlerin sıkı takipçisi ve savunucusu olmuştur.
Türk Dilinin ve Türkçenin amansız savunucu, mücahidi ve süvarisidir. Karamanoğlu Mehmet Bey 1277 ‘da : “Bundan böyle bargahta, dergahta, çarşıda pazarda Türkçeden başka bir dil kullanılmaycaktır” dediği sözün amansız takipcisidir.
Yunus’un bu yoldaki hayranlarından olup Türkçe konusunda hassasiyet sahibidir. Bunu her fırsatta ve her mekanda söylemekten çekinmez.
Şairin şiir ve hikâyeleri bir çok kitap, dergi ve antolojilerde yer aldı.

ŞİİRLERİNİN KONUSU:
Ağaç, acı, anne, aşk, Ankara, Karaman, Konya, Bursa, Harran, bayramlar, utanmak, ağlamak, baba, anne, bahar, kış, yaz, kapı, yanarım, dinlemek, evlât, fatiha, gitmek, gelmek, gıybet, göz, hicran, Emine, erkek, kadın, Atatürk, Oğul, Nefret, neşter, özgürlük, samirenin saçları, sevgili, Koca Seyyit, Çanakkale, Şubatı Yakmak, Törenin kötülüğü, Türkiye sevdası, Zeynep Kız, Yılan, Yunus, Hacıbektaş, Mevlânâ, Yirmili yaş gibi konular şiirlerinin konusunu teşkil etmektedir.

EDEBÎ KİŞİLİĞİ:
Şair Türkçenin ezelî aşıklarından Karamanoğlu Mehmet’in memleketi KARAMAN’dan bize seslenmektedir; bu vesile ile Karamanoğlu Mehmet gibi Türkçenin aşığı olduğunu söyler:

“Türkçem bu benim. Hanemin ışığı. Tüten dumanım. Günüm, güneşim. Türkçem bu benim. Ağustosta soğuk suyum. Şubatta tenimi ışıtan ateşim. Türkçem bu benim. Çatım, gökkubbem. Geçmişim, geleceğim.Ssevdiğim seveceğim, Türkçem bu benim.Gerek kökünün sağlamlığı, gerekse anlatım yollarının zenginliği ile dünyanın en işlek ve en zengin dilleirnden biri. En büyük zenginliğim. Gönül sandığımda sakladığım hazinem. Türkçem bu benim. Şuurumla işledikçe parlayan, üzerine titredikçe daha da güzelleşen dilim.

Bu ata mektubudur sana. Baba fermanıdır:  “Bugünden sonra divanda, dergâhta,  bargâhta Türkçeden özge dil kullanılmaya.”   diyen  Mehmet Bey’in torunuyum ben…”
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s. 4)

Şair böyle söyler, böyle der böyle yazar yazar.  Türkçenin işlekliğinden kıvraklığından kök, yapım eki, ve çekim eklerini kullanarak öyle değişik şiirler yazar ki okuyanı düşündürür. Kimi şiirleri Türkçenin Konya, Karaman ağız özelliklerini yansıtır. Türkçenin beslenen kaynaklarını da bizlere gösterir:

“2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s. 48, GIZZZ ANAM” şiiri)
Şair İbrahim ŞAŞMA, şiirlerine konu bulmakta güçlük çekmez. Her konuda şiir yazmak onun işidir. Şiirlerinin hece ve serbest tarzda dener. Vatanseverdir. Sevda şiirlerinin yanıda vatana, millete dair şiirlerinde çok şertleştiği görülür:

“ELBET
Söz vatansa eğer, bakmayız arda,
Gökten yıldırımlar sağarız elbet.
Her kim ki göz diker, bu kutlu yurda;
Başına taş diye yağarız elbet… “ diyerek düşüncelerini kesin bir dille anlatır.

Türkçe, sade bir dil, yaşayan ve herkesin bildiği özümsediği konuşma şeklinden asla ayrılmaz. Kelime dağarcığı müthiştir. Keskin zekasını, Türkçenin işlek ve kıvrak maharetiyle birleştiren şair, güzel ve ahenkle kurulmuş şiirlerini kitap sayfalarına serer. Bunu gören duyan ve şiirlerini eline alanlar bu şiirlerdeki uyum ve bütünlük karşısında ellerindeki kitabı bir nefeste okurlar.  

“KADIN OLMASA” şiirinde:
“Derip de kimlere verecektik ki?
Güller olur muydu, kadın olmasa?
Mecnûn’u nereye sürecektik ki?
Çöller olur muydu, kadın olmasa?

Şair şiirinde “ki” bağlacını soru ekleri: “-mı, -mi; -mu, -mü; -mısınız, -misiniz; -musunuz,-müsünüz” yerine kullanmış; ve “ki” ye soru eki görevi yüklemiştir. Bu durum Türkçenin işlek ve kıvrak bir yapısının olduğuınun da delilidir.  Başka örneklerde olduğu gibi:  “Her gün sildiğim o camlar var ya?” “ya?”; “görüyon nu?(gu) Okuyog nu?(gu), yapma be?  "be” nin soru  ifadesi olarak kullanıldığı gibi… Şiirde bir çeşniyi zenginliğin, kıvraklığın gelişmişliğin bir ifadesi olarak kullanıyor.

KİTABA ELEŞTİRİ:
“HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” kitabı, 112 sayfa olarak Mehmet Furkan ŞAŞMA’nın dizgisinde Ağustos 2009 yılında Damla Ofset tarafından basılarak piyasaya sürülüyor.
Şair İbrahim ŞAŞMA bu kitapta düzeltme(tatshih), imlâ ve noktalama, yazım kuralları ile kitabın içindekiler bölümlerini rafa kaldırıyor. Bu durum, şair tarafından  olmasa bile yayınevi, tasarımcı, dizgici, kitabı düzenleyen tarafından görmemezlikten gelinerek büyük bir gaf yapılıyor.
Kitabın içinde hangi sayfada hangi eserin olduğu hangi şiiiri hangi sayafaya yerleştirdiği belli olmuyor. Bunun için ya müneccim olmak veya bütün sayfaları tek tek karıştırarak aradığınız şiiri bulmanız gerekiyor.
Çoğu çalakalem yazılan kitaplarda ve baskılarında olduğu gibi bu kitapta da bariz hatalar dikkatlerden kaçmıyor.
Elimizdeki bu eser “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A”, dizgi, baskı, düzeltmeler, tasarım yönünden eleştiriye uğrayacağı şüphesizdir. Kıymetli şairin kendisinden kaynaklanmadığını sandığım bu tür hatalar, kitabında elbette değer kaybı yapmayacaktır; ancak umarım diğer baskılarda bu tür hatalar da giderilerek eser layık olduğu değere ulaşarak çıkacaktır.

Ön sayfada yer alması gereken (Basıldığı şehir, basıldığı yıl ve ne kadar basıldığı) bilgilerden bir kısmına diğer kitapların çoğunda da gördüğümüz gibi aynı kusuru burada da görmekteyiz. İstatistikî bilgiler gereği ve ileride yapılacak kitap katalogları ve şair yıllıkları için gerekli bilgilere ulaşmak bu kitapta da zor olacaktır. Şairinden değil; ama basan yayıncı ve dizgiciden kaynaklanan bu tür hatalar kitabın kalitesini düşürmektedir. Basılan kitapların nerede, kaç yılında, kaçıncı baskı olarak ve ne kadar adet basıldığı mutlaka belirtilmelidir. Eserin ve yazarının hangi yıllarda yaşadığı, kitabının hangi şehirde basıldığı, hangi matbaada ne kadar baskı yaptığı konusunda tereddütlere ve kargaşaya meydan vermektedir.
Bu bilgiler araştırmacılar, bilim adamları ve şehir yıllıkları, kataloglar, bibliyografya çalışması yapanlar için önemli bir bilgi olup bu bilgilere ulaşmak isteyenleri zor durumda bırakmaktadır. 

Örneğin: Sadece dış kapaktaki kitabı tanıtan içindeki şiirler hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlayan şiirde bile imlâ, noktala ve yazım kurallarına rastlayamadık:

ŞİİRİN ASLI:
“Hastalandığım demlerde
uykuyu haram kılardı
kendisine,
Gözyaşlarını helâl,
O yüzden sakınırdı.
soğuktan beni.
Ayazdan ateşten.
Ne vakit soğuk suya
uzansam cemalinde
bir celal.

Tatmadığım tat kalmadı
onunla.
Yemediğim meyve.
Tadını bilmediğim şeker.
Ama sırtına bir buluz
almadı.
Çorabının ucundan
parmakları çıktı
teker teker

Ben göreyim
diye o görmedi.
Ben görmeyim diye
gördü hep.
Bilemedim hiç kıymetini.
Bilemedim.
Onu kaybedene kadar
bu gözler görmedi
gördüklerimi.
Bu gözler kördü hep.”
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” arka kapak yazısı. )

ŞİİRİN DÜZELTİLMİŞ HALİ: 
“Hastalandığım demlerde,
Uykuyu haram kılardı,
Kendisine…
Gözyaşlarını helâl.
O yüzden sakınırdı:
Soğuktan beni.
Ayazdan, ateşten…

Ne vakit soğuk suya,
Uzansam; cemalinde
Bir celâl!..

Tatmadığım tat kalmadı,
Onunla.
Yemediğim meyve,
Tadını bilmediğim şeker;
Ama sırtına bir buluz,
Almadı…
Çorabının ucundan,
Parmakları çıktı,
Teker teker.

Ben göreyim,
Diye;  o görmedi…
Ben görmeyim diye,
Gördü hep…

Bilemedim hiç kıymetini.
Bilemedim…
Onu kaybedene kadar
Bu gözler görmedi
Gördüklerimi.
Bu gözler kördü hep!..”
  
İyi bir yayıncının tezgahından geçmeyen çoğu kitaplarda olduğu gibi bu kitapta da ilk sayfada kitabın kompozisyonuna dikkat edilmeyerek yazarın ismi yazılmamıştır. Halbuki yazar kimi kitaplarını imzalayıp takdim ederken belli bir aralıktan sonra, yazarın ismi yazılmalı ve yazar kitabını imzalamak istediğinde kolaylık olması bakımından ismini tekrar yazmasına gerek kalmadan hemen yanına    ‘…den, …dan”    ekleyerek yazacaklarını yazıp imzalaması için biraz boşluk bırakılmalıdır.
En alta bir yere de kitabın ismi ve yayıncı ismi ve onun altına da mutlaka yayınlama yılı yazılmalıdır. Bu kitapta basıldığı tarih ve yer belirtilmiş; ama ismi ve kitap ismi birbirine karışmıştır. Bu durumda kitabın ismi normal büyüklükte alta ve yazar ismi üç dört santimetre boşluk bırakıldıktan sonra yazılmalıydı. Böylelikle yazar kitabını takdim ederken karşı sahsın ismini ve takdim yazısını rahatlıkla yazabilsin.
(Sayıların Yazımı, İmlâ ve noktalama kuralları gereği: “Bir, iki ve üç haneli rakamlar yazı ile, üçten fazla haneli sayılar da rakamla yazılırlar.” yazı ile yazılmalı idi.
Bağlaç olarak kullanılan: “ama, fakat, çünkü, böyle, böylece, lâkin, halbuki” gibi bağlaçlarla bağlanan  birinci cümleler bitirildikten sonra nokta kullanılamaz. Yanlışlık şöyle düzeltilecektir. Türkçe de matematik gibi kurallara tabidir. Türkçedeki bu kurala göre: Birinci cümle bitmiş, ikinci cümle: “ve, ve de, veya, fakat, ama, çünkü, ancak, böyle, böylece …vb.”  gibi bağlaçlarla bağlanıyorsa bu cümlelerden, birinci cümlenin sonuna (;) konarak ikinci cümleye küçük harfle devam edilir.”
Türkçe, tarihe damgasını vurmuş, “yedi iklim, beş kıtada, küre-i arzın mutlak sahibi olan, ilâhi kelimetullah’ı yeryüzünde hakim kılmak isteyen, Allah’ın yeryüzündeki halifesi, atalarımızın hükmettikleriyle topraklarda hüküm sürmüş, söz söylemiş, söz dinletmiştir. Türkçenin gelişerek zenginleşerek gittiği her yerde şehit verdiği gibi kelimeler vererek, toprak sahibi olduğu gibi kelime sahibi olarak da o halkın diline, dinine, tarihine, kültürüne ve sözlerine de yerleşmiştir. Bunun için güzel Türkçemizi oya gibi ören, nakış nakış işleyen, kelimeleri bir ipliğe dizer gibi ilmek ilmek sıralayan şair yazar ve sanatçılar, Türkçemizin kullanımı konusunda özellikle dikkatli olmak durumundadırlar.
Şair ve yazarlar geleceğimizi yönlendiren hedef gösteren, ufuk açan, halkımızın heyecanlarını diri ve canlı tutan önderlerdir.
Türk imlâsı herkesin aklına göre sık sık değişmesi gereken bir sistem değildir. Kaçınılmaz farklılıkların dışında imlâda birlik sağlanabilmesi için ISRARLA TÜRKÇENİN KURALLARINA UYULMASI ŞARTTIR.
Millet olarak kalmak, zamana ve asırlara  karşı koymak, Türk dilinin gelecek kuşaklara bozulmadan ve yozlaşmadan taşınabilmesi imlâdaki birliktelik ile mümkündür. İmlâdaki birliktelik millî güvenlikte, millî savunmadaki birlikteliktir. Bunun için sanatçılara büyük vazife düşmektedir. 

       Bir memlekette sanatçılar eser veremez, yazarlar araştırmacılar susar, şairler toplumun dertlerini, halkın duygularını terennüm etmezse, o memleket hastalanır. Sevenleri ölür, hayat damarları felçli, beyni saralanır. Hayat damarları kurur. Bunun için sanatçı  da anlattıklarını bir su gibi berrak, hakimler gibi doğru anlatacaktır. Sanatçı böyle büyük olur, sanatçı böyle gelecek kuşakları besler. Büyük sanatçının öğrencileri ve okuyucular asla eksilmez.

Büyük sanatçıları büyük şehirler besler, büyük buluşlar devvâsa laboratuarlarda gerçekleşir. Dev marketler, büyük ve göklere uzanan binalar büyük şehirlerde serpilir. Koca koca balinalar okyanuslarda yaşar. Küçük şehirlerin kabına büyüklük sığmaz. Bu sebeple hakiki sanatçılar da büyük şehirlerde yetişir; ve milletin sesi olur; sedası, dört bir yanda yankı bulur. 
Şairlerimizden Mehmet Emin Yurdakul:       “Şairleri haykırmayan bir millet
                            Sevenleri toprak olmuş, öksüz çocuk gibidir.”

Faruk Nafiz Çamlıbel de:  “Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın”

Şair, İbrahim ŞAŞMA aldığı sayısız ödüllerle, bir kutsal görevin sorumluluğunu omuzlarına yükleyerek diğer şairlerimizin de methine mashar olarak yürüyor; yürümüyor rüzgarlardan kanat takarak hedefe doğru uçuyor. İbrahim ŞAŞMA bundan sonra vereceği eserlerle, asırlara meydan okumağa hazırlanıyor. Kendisine bu yolda başarılar diliyor, nice güzel eserler meydana getirmesi için kendisinde güç ve kuvvet bulmasını diliyorum. 

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER: 
AĞAÇ OLSAYDI
Yeşil düşlerime sefer eylerdim,
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.
Sağlığa sıhhate nefer eylerdim
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.

Sevgiyi bilmektir bu şartın ilki,
Allah vergisidir, sonraki bil ki.
Kuşlar ile komşu olurdum belki
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.

Hesaba çekmezdi bu toprak beni,
Hüküm vermiştir bak yeni yeni,
Güneşyakamazdı canlar da teni
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.

Sırtımı yaslayıop demli bir çayı,
Akşam yakalardım yıldızı ayı,
Oğlumun kızımın salıncak payı
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.

Toprağa fidana hürmet diyerek,
Oğluma kızıma servet diyerek,
Aşktır, onurdur, mürüvvet diyerek
Bahçemde dikili ağaç olsaydı.

İkiye bölerdim bir bardak suyu,
Paylaşmak olmalı şairin huyu,
Salkım söğüt, selviden soyu
Bahçemde dikili ağaç olsaydı
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s. 8)
  
GİTMİŞLİĞİM VAR
Ne soarsın dostum,sırrını işin,
Dikeni verene gül ile gittim.
Hesabın yapmadım, üç ile beşin
Ateşle gelene kül ile gittim.

Ne varsa Bektaşî Velî’den yana
Necaset deryası bu nurda yuna,
Üç öğün canıma ah, eden cana!
Yılmadan dost diyen dil ile gittim.

Nefsin girdabında, yitmek iş değil,
Önüne kin katıp gütmek iş değil,
Kusura kusurla gitmek iş değil
Veysel’ce, Yunus’ca söz ile gittim.

Yolumu kırk yerden tıkarken gördüm,
Yıllanmış sevgiyi yakarken gördüm,
Dilinden sevgiyi akarken gördüm,
Sebebin sormaya bal ile gittim.

Heves etmedim pula  ne de bir posta,
Ölenle ölmüşüm hastayla hasta,
Kurudu dudağım, susadım dosta,
Bir damla verene sel ile gittim.

Dostun dili şamar şamar vururken,
Dikili ağacım ahla, kururken,
Kem sözler ok gibi canda dururken,
Dudağımda türkü tel ile gittim.

Beni unuttum ben aradım bizi,
Hacbektaş’ta buldum, bir kutu gizi,
Hiddetle yürüyen yitirir izi
Arif’in çizdiği yol ile gittim.
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s.45)
  
HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A
(Kitaba ismini veren şiiri)
Bir kurşun göz gördüğümde
Hicran yağar Karaman’a
Hasret denen kördüğümde,
Hicran yağar Karaman’a.

Yaz gelende kış gelende,
Bu dert bana hoş gelende,
Kara tiren boş gelende
Hicran yağar Karaman’a

Sağnak sağnak azar azar,
Evim barkım bozar gelir,
Toprak damdan sızar gelir,
Hicran yağar Karaman’a
Yollar uzun kaldım yaya,
Yana dursun gönül suya
Sual olmaz hikmet bu ya?
Hicran yağar Karaman’a

Yunus çizdi ben yürüdüm,
Canı Sevdayla bürüdüm,
Vuslata cismim sürüdüm,
Hicran yağar Karaman’a

Kokun duysam gül üstünde,
Bir el görsem el üstünde,
İzin görsem  yol üstünde,
Hicran yağar Karaman’a

Simli bohçam yere sersem,
Anılardan bir dem dersem,
Gökyüzünde kumru görsem,
Hicran yağar Karaman’a

Mehmet Bey’in Fermanı’na,
Dilim derdim dermanına,
Canım aşkla harmanına,
Hicran yağar Karaman’a
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s.54)
  
URFA ÜSTÜME GELİYOR
Adımı neden İbrahim koydun?
Urfa hep üstüme geliyor anne.
Ne vakit sinende bir sızı duydun
Urfa hep üstüme geliyor anne.

Ellerinden mahrum kaldığımdan mı?
Sensiz uykulara daldığımımdan mı?
Bir kınalı kuzu olduğumdan mı?
Urfa hep üstüme geliyor anne.

Dudaklarıma değen bir kuru yelde,
Harran oldum ana, göresin gel de!
Derdimi serpmeye Balıklı Göl’de;
Urfa hep üstüme geliyor anne.

Ağustos içinde kış olmuş bana,
Fırat’ın sularaı yaş olmuş bana,
Taş duvarlar sanki taş olmuş bana,
Urfa hep üstüme geliyor anne.


Ya Nemrut diriydi ya ateş harda,
Mancınıklar bana bakar yukarda,
Tutuver elimden kalmışım darda,
Urfa hep üstüme geliyor anne.

Sen yoksun burada herşey kördüğüm,
Anasın yitirmiş ceylan gördüğüm.
Dumanlı dağlarda fırkat ördüğüm,
Urfa hep üstüme geliyor anne.
(2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” s.96)
  
KATILMIŞ OLDUĞU ve AKTİF OLARAK GÖREV ALDIĞI ETKİNLİKLER
2006, Hollanda Vlaardingen Karaman Kılbasanlılar Gecesi Şiir Dinletisi 
2007, Karaman Esentepe İlköğretim Okulu Şiir Konulu Konferans  
2008, Karaman Esentepe İlköğretim Okulu Değerlerimiz ve Biz konulu Konferans 2008 yılı
2008, Karaman Esentepe İlköğretim Okulu Türkçemiz  ve Neslimiz konulu konferans 2008 yılı
2008, Karaman Esentepe İlköğretim Okulu Benim Annem Bir Melek  konulu konferans 2008 yılı
2008, Ekim Karaman Şairler Buluşması Organizatörlüğü ( Yaklaşık 70 şairin ilimizde konuk edilerek halka açık bir şiir gecesi tertibi)
2008, Aralık, Karaman Kapalı Ceza İnfaz Kurumu  Şiir Dinletisi Aralık
2008, Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İşbirliği ile  Karaman Anadolu Öğretmen Lisesinde şiir dinletisi
2008, Karaman Türk Dil Bayramı ve Yunus Emre’yi anma Etkinlikleri çerçevesinde şiir dinletisi Karaman Şehir Stadyumu 
2008, Ebeler ve Hemşireler Günü Münasebetiyle Karaman İl Sağlık Müdürlüğü izniyle 2008, Karaman Devlet Hastanesinde şiir dinletisi  
2008, Karaman Temizel Ünlü Teknik Lisesi  Şiir Dinletisi
2008, www. Edebiyatdunyasi.net internet sitesi 18 Ekim Bursa Kestel Şairler Buluşması
2008, Antalya Güllük Dergisi 07-09 Kasım 2008 5. Şairler Buluşması
2009, Karaman Sudurağı Belediyesi Sevgi Gecesi Şiir Dinletisi
2009, Kastamonu Üniversitesi  Şairler Buluşması Şiir Dinletisi Ocak 2009-10-04


ULUSAL ve YEREL BAZDA ALMIŞ OLDUĞUM EDEBİYAT ve ŞİİR ÖDÜLLERİ

  1. 2006, Çorum Gazeteciler Cemiyeti Mahmut Tunaboylu 2. Öykü Yarışması İKİNCİLİK
  2. 2006,  Kahramanmaraş Andırın Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kozalak Gazetesi ile ortaklaşa düzenlenen Nedim Ali Zengin Hikâye Yarışması İKİNCİLİK
  3. 2006,Osmaniye Topluma Yeni Bakış Gazetesi 9. Ekmek Ödüllü şiir yarışması ÜÇÜNCÜLÜK
  4. 2006,Şeker Piliç firmasının düzenlemiş olduğu anneler günü ile ilgili geleneksel yazı yarışması BİRİNCİLİK
  5. 2006,Kastamonu Araç Haber Gazetesi Araç konulu Şiir Yarışması DÖRDÜNCÜLÜK
  6. 2006,Anadolu Yayıncılar Birliği Şebinkarahisarlılar Derneği Giresun Göreli Dernekleri Birliği işbirliği ile açılan Karadeniz Konulu şiir yarışması MANSİYON
  7. 2007, Osmaniye Topluma Yeni Bakış Gazetesi 10. Ekmek Ödüllü şiir yarışması ÖZENDİRME ÖDÜLÜ
  8. 2007, Osmaniye Ozanlar Şairler Yazarlar Derneği Şiir Yarışması ÜÇÜNCÜLÜK
  9. 2007, HOLLANDA Türkler için Danışma Kurulu IOT tarafından organize edilen Töre Konulu Yazı yarışması ONUR ÖDÜLÜ
  10. 2007, Birharf.net ve İlesam tarafından organize edilen Güfte Yarışması ÜÇÜNCÜLÜK
  11. 2007, Kırklareli Trakya Turizm Derneğince düzenlenen 3. Ulusal Şiir yarışması BİRİNCİLİK
  12. 2007, Çorum Gazeteciler Cemiyeti Mahmut Tunaboylu 3. Öykü Yarışması MANSİYON
  13. 2007, Ürgüp Fm Kapadokya Konulu Şiir yarışması MANSİYON
  14. 2007, Sanatalemi.net İnternet itesi Şubat ayı Hikâye yarışması İKİNCİLİK
  15. 2007, Ordu Ünye Belediye Başkanlığı Yunus Emre Konulu Şiir Yarışması MANSİYON
  16. 2007, Ordu Ünye Belediye Başkanlığı Yunus Emre Konulu Şiir Yarışması MANSİYON
  17. 2008, Osmaniye Radyo İhsan Sevgiliye Mektup Yarışması BİRİNCİLİK
  18. 2008, Osmaniye Radyo İhsan Sevgiliye Mektup Yarışması BİRİNCİLİK
  19. 2008, Kumru şiir sitesi 2008 yılı 5. Şiir Yarışması JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
  20. 2008, Balıkesir Avşa Belediyesi Avşa Adası Konulu Şiir Yarışması  İKİNCİLİK
  21. 2008, Ürgüp Fm Kapadokya 3. Şiir Şöleni Serbest Konulu Şiir Yarışması MANSİYON
  22. 2008, Mersin Yenice Belediyesi 5. Barış ve Kültür Festivali Özgürlük Konulu Şiir Yarışması İKİNCİLİK
  23. Antalya Göynük  5 .Şairler Buluşması Ozanlar Yarışması  İKİNCİLİK
  24. 2008, Birharf.net internet sitesi “Türkçe ağzımda anamın ak sütü gibidir” konulu yazı yarışması BİRİNCİLİK
  25. 2008, Yalın Ses Yayınları Ümit Kaftancıoğlu Öykü Yarışması  BİRİNCİLİK
  26. 2008, Yağmur Dergisi 2. Geleneksel Hikaye Yarışması İKİNCİLİK
  27. 2008, Mersin Silifke Belediyesi tarafından organize edilen Silifke Konulu Şiir yarışması BİRİNCİLİK
  28. 2008, Amasya Valiliğince organize edilen İnsan Hakları Konulu yazı yarışması halk kategorisi BİRİNCİLİK
  29. 2008, Tekirdağ Çorlu Kültür ve Sanat Derneği Kadın Konulu Şiir Yarışması ÜÇÜNCÜLÜK
  30. 2008, Gediz Belediyesi Geleneksel Şehide Mektup Yarışması BİRİNCİLİK
  31. 2008, Bab-ı Ali (Ehlibeyt) Vakfı Aşura Konulu Şiir Yarışması MANSİYON
  1. 2009, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İlesam) tarafından organize edilen Esere ve Emeğe saygı konulu öykü yarışması İKİNCİLİK
  2. 2009, Tekirdağ Çorlu Kültür ve Sanat Derneği Aşk konulu Şiir Yarışması  İKİNCİLİK
  3. 2009, Şanlıurfa Gap Gündemi Gazetesi ve Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şubesi ile ortaklaşa düzenlenen hikâye yarışması BİRİNCİLİK
  4. 2009, Özellikleri ve Güzellikleriyle İlimiz ve İlçeleri konulu 12. Hikmet Okuyar Şiir Yarışması Şiire ÜSTÜN HİZMET
  5. 2009, Ordu Ensar Dergisi Yarına Atılan İmzalar Konulu Biyografi Yarışması MANSİYON
  6. 2009, İzmir Seyrekli Belediyesi Öykü Yarışması  MANSİYON
  7. 2009, Ortanca Sanat ve Edebiyat Dergisi Erol Ertemel Öykü Yarışması MANSİYON
  8. 2010, Ankara  Saküder Atatürk Konulu Şiir Yarışması BİRİNCİLİK
  9. 2010, Menemen Toprak ve Su Kaynakları Enst Müd. Yazı Yarışması BİRİNCİLİK
  10. 2010, Sivas Eğitimciler Derneği  Öğretmen Konulu Şiir Yarışması BİRİNCİLİK
YURT DIŞINDA ALDIĞI ÖDÜLLER:
1)      2008, Fransa’da Cosep İnternational tarafından düzenlenen şiir yarışması TÜRKİYE  ÜÇÜNCÜLÜĞÜ;
2)      Almanya’daTürk Haber Gazetesi’nin Organize ettiği AŞK konulu Şiir Yarışmasında TÜRKİYE  BİRİNCİLİĞİ;
3)      2008, Hollanda Türkleri Danışma Kurulu IOT tarafından Organize edilen şiir yarışmasında, ONUR ÖDÜLÜ;
4)      Belçika Türk Dernekleri Birliği’nin Düzenlediği Şiir Yarışmasında BİRİNCİLİK;
5)      2009, Londra Türk Radyosu Tarafından organize edilen Sevgi Konulu Şiir Yarışması İKİNCİLİK ödüllerine layık görülmüştür.

FAYDALANILAN KAYNAK:
2009, ŞAŞMA, İbrahim, “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A” 112.s. Damla Ofset Matbaası, www.damlaofset.com.tr. KARAMAN,  ISBN: 978-9944-62-903-4  
ibrahimsasma@hotmail.com.  Cep Tel: 0535 2002 12 82

ESERLERİ:

1)      2008, ŞAŞMA, İbrahim “KİTABI ASMALAR ÜZÜM VERMEYECEK” Yalın Ses Yayınları Anonim Çalışma
2)      2009, ŞAŞMA, İbrahim “HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A”  Damla Ofset Matbaası, ISBN: 978-9944-62-903-4  








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder