FİLOLOG PROF. DR. İLHAN AKÇAY’I KAYBETTİK
(ÇINARDAN BİR YAPRAK DAHA DÜŞTÜ)
(ÇINARDAN BİR YAPRAK DAHA DÜŞTÜ)
Abdullah Çağrı ELGÜN
![]() |
Prof .Dr. İlhan AKÇAY |
KİŞİLİĞİ:
14 Aralık 2017'de Çınardan bir yaprak daha düştü. İlhan AKÇAY
Hak’ka yürüdü. Yaklaşık otuz yedi yıl(37) önceydi. Sıcak bir yaz günü Sağlık
Bakanlığının Merkez binasının beşinci katında Oral BAHTIŞEN, hemşerim ve hısım Fazlı ÖZTÜRK ile birlikte daktilosunun başında hummalı
bir çalışmanın başında tanıdım ilhan AKÇAY’ı… AKÇAY, Basın Müşavirliğinin dokunulmaz adamlarındandı.
Otoriter, dediğim dedik, dakik, disiplinli çalışmaları ve iş üretmekteki
başarısı insanı hayretlerde bırakıyordu.
Yaklaşık on yedi(17) dile olan
vakıflığı, onu her türdeki donanımlı kişiler karşısında üstün ve ulaşılamaz
kılıyordu.
Randevularına o kadar sadıktı ki bir gün Kızılay’da başka dostlarla buluşmak
için konuştuğumuzda, sadece iki dakika geç geldiler diye geç gelen arkadaşlara:
“Hakkınızı kaybettiniz. Bundan sonra
daha dikkatli olmalısınız!..” diyerek görüşmeden çekip gitmiştik..
AKADEMİK ve SOSYAL HAYATI
O gerçek bir akademisyen ve hakkıyle hocaydı… Arkeoloji, Sanat Tarihi, Hitetoloji, Kütüpanecilik gibi okulları
bitirmiş; hatta bir kaçından da doktora almıştı. Bir müddet Amerika, İngiltere, İspanya, Almanya,
Fransa, Libya, Mısır, Kudüs, Arap Emirlikleri ve Osmanlı Coğrafyası onun gezdiği ve kaldığı yerler olarak birkaç tanesidir…Ana
dili gibi bildiği dillerden Almanca, Fransızca
ve İngilizce ile. Fiolog, Arkeolog, Hitetolog ve Katoğcu idi ve doktorası vardı…
Sağ kulağının ağır işitmesi ve kulaklık kullanıyor olması ona bir engel teşkil
etmemişti. O çok fazla eser bırakmamış olsa da ilklerin babasıydı. Türkiye’de
ünlü Sümerolog ve Hititologlardan çok önce yazdığı kitaplarla Aztekler, Mayalar, İnkalar, Antartika ve Kayıp
Mular ile ilgili Türk Tarih kurumunda ilk tebliği o sunuyor; ve tebliği bir
kitapçık olarak (1991) yayınlanıyordu…
Alta Şair Şakir SUSUZ, Abdullah Çağrı ELGÜN, İlhan AKÇAY İLESAN'da |
Yayınlanmış her kitabında söylediği şey hep ilkti ve belki de kimsenin
söyleyemediği ve söylemeye cesaret edemediği şeylerdi…
Çocukluk günleri ve kulağındaki problem sebebiyle ilk okul annesinin dizi
ve müşvik kucağıydı. Sonra özel hocalar ve okullarda en ünlülerden dersler
alarak okudu; fakat en önemli hocası annesiydi..
Annesi Fahriye AKÇAY Hanım da çok
donanımlı ve kültürlü bir bayandı. Beyrut’ta doğmuş. Libya ve Mısır’da ve Arap
yarımadasında gezmediği yer kalmamıştı. Arapçası, Fransızcası, İngilizcesi ve
Almancası ile küçük İlhan’a bir okul oldu. Kendisi Gazi Mareşal Ahmet Muhtar Paşa’nın kızı olması dolayısı ile iyi bir
aileden geliyordu. Muhtar Paşa, Erzurum Tabyalarının kumandanı, Osmanlı Rus Savaşları’nın müdafisi ve
kahramanlarındandı…
![]() |
İlhan AKÇAY ve Dedesi Gazi Mareşal Ahmet Mutar Paşa |
Yanlış bir evlilik yapmış, ve nihayet mecburen boşanmıştı; çünkü böylesi
zampara, sarhoş ve evle, aile ile hiçbir bağı olmayan ve yuvasına gelmeyen biri
ile evli kalmak hem İlhan’a hem de sağlığına zarar veriyordu. Sonuçta boşanmak
daha iyi olacaktı. Öyle de oldu.
Ankara’da Erzurum Mahallesi (Kurtuluş Mahallesi) Geçim Sokaktan ev aldılar.
Altındağ, Hamamönü o dönemin en zengin mühit olup Ankaralıların kaldığı yerlerdendi…
Komşuları arasında YAHNİCİLER, Zeki
MÜREN, FEDAİLER, ERKALLAR…vb. de bu mahallede onların komşularıydılar.
Hafta sonları ve akşamları genellikle Ankara Gazinolarına gidilir buralarda
çok nefis şarkıları seslendiren sanatçılarla yan yana bazan da diz dize otururlardı.
Bunlar arasında:
Yesarî Asım ERSOY, Müzeyyan SENAR,
Selahaddin PINAR, Mualla GÖKÇAY, Safiye
AYLA … vb. sanatçıları
dinlerler, onların insanı kendinden geçiren şarkılarıyla mest olurlardı. Evde
her türden dergi ve gazeteler eksik olmaz yabancı dilde basılmış kitaplar ve
dergiler de sürekli okudukları arasındaydı.
Annesinin vefatında çok acı çekti. Yalnızlığa bir türlü alışamıyordu.
Bekardı ve hiç evlenmemişti. Komşuları bunun kucağına bir kedi verdiler. Mırıl
mırıl uyurken İlhan’ı teskin ediyordu. Hayli zaman sonra İlhan yanlızlığa da
alıştı.
![]() |
Fahriye Hanım ve Mürebbiyesi |
Anesi yaşarken her sene mutlaka bir yurt dışı gezisine çıkarlar, Fransa,
Almanya ve Osmanlı coğrafyasında Beyrut, Libya ve Mısır’da uzun bir süre
kalırlardı. Libya’da ve Mısır’da akrabaları vardı. Annesi Beyrut doğumlu olması
sebebiyle buraları pek severdi. Baba tarafından akrabaları Antalya’da Elmalı
kasabasında büyük çiftlik sahibiydiler. Mal mülke önem vermez. Hatta baba
tarafından akrabaları kendisi babasından kalan yerleri üzerine alması için
geldiklerinde onları nazik bir şekilde geri göndermişti..
Üniversiteden ayrılarak önce büyükşehir belediyesinde çalışmış, 1980
ihtilali ile de Sağlık Bakanlığına Bakan Müşaviri olarak başlamıştı.
Dedesi (1897-1898), 93 savaşları dediğimiz, Osmanlı Rus Savaşlarından
tanıdığımız ve “Başımıza Gelenler“ kitabının
da yazarı Gazi Mareşal Ahmet Muhtar Paşa’dır.
Annesi Fahriye hanım Ahmet Muhtar Paşa’nın kızıdır. Babası yine o devrin ünlü paşalarından
birinin oğlu Bekir’dir.
![]() |
Ailesi:Bekir AKÇAY, İlhan , ve Fahriye Hanım |
Mevlâna kitabının yazarı Bedia Ünsü
ÇORAK hanımefendi de İlhan AKÇAY’ın
dedesinin kız kardeşinin kızıdır. İlhan AKÇAY ile hemen hemen aynı dönemlerde
yaşamış çocuklukları beraber geçmişti. İstanbul’a onu görmeğe gittiğimizde
işitmiştim. İpek yolu ile katırlarla gelen kumaşlar ve yükleri indirirlerken
birlikte katırcılara doğru koştukları ve meraktan katırlarda gelen yüklere
dikkat kesildiklerini anlatıyorlardı..
İstanbul’a
gittiğimizde: Bedia Hanımlar tarafından müthiş bir ilgi ve büyük bir
misafirperverlik ve karşılanıp ağırlanmıştık. Akrabalar uzun yıllar birbiri ile
irtibat kopukluğu sebebiyle uzak kalmışlardı. Oturup konuşulup dertleşilmişti.
İlhan
AKÇAY muhterem ve muhteşem bir insandı. Bakanlıkta birlikte çalıştığımız yıllar
anlatılamaz. Oral, Fazlı ve daha niceleri ile günler neşe ve sevinç içinde geçerdi.
![]() |
Fahriye Ahmet Muhtar(AKÇAY) |
Zaman
zaman sıkıldığında 1980’li yılların başında Bahçelievler İkinci Caddedeki bizim
eve gelir on on beş gün kalır bu kalmalar hatta uzar, daktilosunu getirir bizde
üç dört ay kalır, çalışmalarını burada yapardı… Ben tatil ve izinlerde onu
Kayseri’ye getirir burada gezmedik yer, girilmedik kapı bırakmazdık..
Türk
Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu onun bir çok eserini basmış, yüzlerce tebliğ,
bildiri ve makale yayınlamıştı.
Yazın
ve kimi zaman da Tatilleri Kayseri’ye birlikte gider, birkaç ay orada kalır ve Kayseri’de
tanıdığı tüm dostları ile de görüşme ve konuşma fırsatı bulurdu. İlçeye gider,
Erciyes’te, Çay Bağları’nda, Gesi Bağların’da Erkilet’te gezinirdik. Her yer
onun evi onun bahçesi bağı ve meskeni idi. Herkes ile anında irtibat kurar,
onunla halleşir ve dertlerinden haberdar olurdu. Sonra Ankara’ya tekrar
dönerdik. Onun tarih ve müze merakı, plan ve proje merakı, gelecekle ilgili
planları hiç bitmezdi. Onu diri ve ayakta tutan gelecek ile ilgili düşünce, hayal
ve planlarıydı. Gereğinden çok dostu ve tanıdığı vardı. Evine hemen her ilden, ilçeden,
kasaba ve köyden gelmeyen yoktu. Bu gelen misafirlerin şehirlerinden köylerine
kadar olan bütün yerleri inanılması güç bir bilgelikle bilir, oralar hakkında
gelenlerin kendi yöresi hakkında bilmediklerini biliyor, enteresan ve hiçbir
yerde duyulmadık yazılmadık şeyler söylüyor olması ona olan saygı, sevgi ve
minneti artırır, onu ulaşılamaz kılardı. Çok saygı görürdü. Bu bilgileri hocadan
dinleyenler onun ellerine sarılır, yüzünden öper dizlerinin dibine kurulup onu
saatlerce dinlerlerdi…
![]() |
Abesi Fahriye Hanım |
O
emekli olduktan sonra da çalışmalarına devam etti. Evine en az bir gazete girer
ve okumayı asla bırakmazdı.
HAYAT HİKÂYESİ
21.
12. 1930 ‘da Datça’da doğdu. Babası Bekir ve annesi Gazi Mareşal Ahmet Muhtar Paşa’nın kızı, Fahri’ye AKÇAY’ın oğludur.
Fahriye
AKÇAY’ın evlatlığı Bedia Hanımın, Datça’da Sağlık Evi Doktoru olması sebebiyle
bir müddet yaşadıkları Datça’da doğdu.
Sonraki yıllarda Ankara’ya gelen, AKÇAY Ailesi’nin oğlu İlhan AKÇAY,
Ankara Kurtuluş Mahallesinde (Erzurum Mahallesi) bulunan Dumlupınar İlkokulunu,
Cebeci Ortaokulunu ve İstanbul IŞIK Lisesinden mezun oldu.
Üniversiteye
Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesini “Kütüphanecilik
Bölümü, Sanat Tarihi Bölümü ve Arkeoloji Bölümlerini” aynı zaman bitirdi.
Atatürk
Üniversitesine Asistan olarak başladı. “Mimari
Sanatlar ve Restorasyon” konusundaki Doktorasını İstanbul Üniversitesinde
tamamladı.
Bir
müddet Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak görevini
yürüttü. Daha sonraki yıllarda Ankara
Belediyesine Başkanlık Uzmanı olarak atandı. Büyük Şehir Belediyesi
Başkanlık uzmanı olarak görevini yürütürken emekli oldu.
![]() |
İlhan AKÇAY, Bülent ÇORAK, Abdullah Çağrı ELGÜN |
İhtilâl
sonrası (1980) Sağlık Bakanlığında tekrar göreve başladı. Türk Tarih Kurumu Kongresi Bildirileri ve Atatürk’ün Sağlık Konusunda
Politikaları konulu çalışmalarını
tamamlayarak görevinden ayrıldı.
EDEBÎ KİŞİLİĞİ:
Bugüne
kadar birçok esere imza atan AKÇAY: “Hakses,
Türk Tarih Dergisi, Türk Dili, Türk Devrim Kurumu Dergisi, Türk Kültürü,
Türkocağı, Aydınlık, Mehmet Akif, Boyut, Bilim ve Teknik ...vb.” dergilerde ve bir çok gazetelerde eserleri
yayınlandı.
Türk
Tarih Kurumu Tarafından, “Türk Dilinin Tasnifi, Ankara, Ayasofya, Kolomp Öncesi
Amerika” gibi birçok uzun dilimli tebliğler sunmuş ve tebliğleri aynı yerde
yayınlanmıştır.
1)AKÇAY,
İlhan; “ANKARA HARİKASI”, Eser Matbaası,
Ankara-1969
2)AKÇAY,
İlhan; “Kolomb Öncesi Amerika Türk
Kültürü”, VIII. Türk Tarih Kongresi II. Cilt’ten Ayrı basım, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara-1991
3)AKÇAY,
İlhan; “ERZURUM HAKKINDA YAZILMIŞ YAZILARIN BİBLİYOĞRAFYASI”, Atatürk
Üniversitesi, 1960 Yıllığından Ayrı Basım. Erzurum-1961
4)AKÇAY,
İlhan; “ATATÜRK DEVRİNDE SAĞLIK HİZMETLERİ”; IX.Türk Tarih Kongresinden Ayrı
Basım. Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara-1989
5)AKÇAY,
İlhan; “İLDEN ile ATATÜRK YURT DİZİLERİ, ATATÜRK ANKARA’DA I”, EDİTÖR HİKMET
TEKİN, YAZAR: İLHAN AKÇAY, Türk Devrim Kurumu
6)
AKÇAY, İlhan; “Dünyanın Yedi Harikası
(Piramitler)”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara
7) AKÇAY, İlhan; “Grimin Masallar (Garip Cüce)”, TDK Yayınları, Ankara
8) AKÇAY, İlhan; “Çin
Türkistanı”, 1962 A.Von le Coqve ,Hakses, Erzurum. Çeviri (Kaiser Wilhelm),
Türk Devrim Kurumu Yayınları, Ankara
9) AKÇAY, İlhan; “Ankara”, TDK Yayınları, Ankara
10) AKÇAY, İlhan; “Yayın Arşivciliği, Gazetecilik Enstitüsü Ders
Kitabı”, Ankara
![]() |
50..YIL PARKI, Abdullah Çağrı ELGÜN ve İlhan AKÇAY |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder