13 Ekim 2016 Perşembe

HALİT BELGELİ’NİN SANATI ve ESERLERİ “KAPINDA MÜLTECİ GÖNLÜM” Abdullah Çağrı ELGÜN

HALİT BELGELİ’NİN SANATI ve 

ESERLERİ

“KAPINDA MÜLTECİ GÖNLÜM”

Abdullah Çağrı ELGÜN

HAYATI HAKKINDA:

1959 Yılında Kayseri ili Sarıoğlan İlçesi Alâmettin köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Alâmettin kasabasında bitirdi. İlkokuldan sonra tahsil hayatına Nevşehir’de başladı. Daha sonra Suudi Arabistan’a giderek orada on yıl kaldı. Evli iki çocuk babası olan BELGELİ bir müddet de imamlık da yaptı.
“İnsan odur ki bıraka her yerde bir eser,
Eseri olmayanın yerinde yeller eser.
                                                       Mevlânâ”
Yukarıdaki sözü kendisine prensip edinen BELGELİ, şiir yazma tutkusunu uzun süre devam ettirir. Daha sonra bu şiirlerini bir kitap haline getirerek dünyaya bir eser bırak  ister. Halit BELGELİ şiirlerini bir kitap haline getirerek bunu kalıcı yapar. 

İLESAM üyesi olan, ve İLESAM’ın her Cumartesi Millî Müdafa Caddesindeki Kültür Bakanlığının Salonunda yaptığı etkinliklerinde, şiirlerini sunan Halit BELGELİ’nin çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri çıkar. Televizyon programlarına katılarak burada konuk sanatçı olur ve şiirlerini tanıtma fırsatı da bulur.

Şiirlerinin Konusu:
Halit BELGELİ, hayatın yaşanılan gerçeklerini çekinmeden, korkmadan olduğu gibi vermeye çalışır. Sefaleti, işsizliği, açlığı, halden anlamayan hükümet yetkililerini şiirlerinde  eleştirir. Bu durumlara çare bulmalarını bekler. Günün aktüel olayları ile yakından ilgilenir. Terörü lanetler. Bunlara çanak tutanların oyunlarını göz önüne serer. Allah, Peygamber,  anne,  baba, sevgi, aşk,  gurbet, özlemler, memleket,  millet,milliyet, bayrak gibi konulara değinir.

Şairin Edebî Kişiliği:

Şair Halit BELGELİ, şiirlerini hece vezni ile yazıyor. Şiirlerinin son dörtlüğünün çoğunda “BELGELİ” mahlasını kullanıyor. Soy ismin mahlas olarak kullanılması daha kolay ve daha tanıtıcı olduğundan, Halit BELGELİ de bunu yapıyor; ve soy ismi, “BELGELİ” yi şiirlerinde mahlas olarak kullanıyor.
Şirlerini hecenin  7+7=14 veya  4+3+4+3=14; 6+5=11 veya 4+4+3=11; 4+4=8; 4+3=7 ve 3+2=5li duraklı hece veznini kullanmaktadır.
GEL ARTIK YETER Şiirinde şair 3+2=5li hece vezinni kullanmıştır:
Her anım zilâl,
İçimde melâl,
Olmuşum bir lâl,
Gel artık yeter.

Perişan oldum,
Gam keder doldum,
Gayri yoruldum
Gel artık yeter

Acımı dindir,
Bu kalp senindir,
Dönüp sevindir,
Gel artık yeter.
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.115 

Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. 

Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

KİTAP HAKKINDA:
Kitap, kitabın basılmasında maddî katkıda bulunan Bekir MUSLU’ya, yayınevi sahibi Ali GÜNDÜZ Bey ve kitabın düzeltilmesinde yardımlarda bulunan Aysel AL’a teşekkür yazısı yer alıyor. Daha sonra Yayınevi sahibi Ali GÜNDÜZ beyin şairi tanıtan iki sayfalık bir yazısına yer veriliyor.
Altıncı sayfada şair, bizzat kendi hakkında kısa bilgiler vermeğe çalışsa da bu bilgiler şairin hikâyeleştirilmiş bir hayatı nakletmesi sebebiyle şairin hayatı hakkında geniş bilgiler elde edinemiyoruz.
Bu kitap toplam 128 sayfadan oluşmuş olup, beyaz, 75 gramajlı kağıta, on bir punta ile basılmıştır. Mısraların aralıkları (Tam Düzende), sık dizilmiş olduğu göze çarpmaktadır. Kağıttan tasarruf etmek, maaliyeti azaltmak; ve uzun şiirleri dahi bir sayfaya sıkıştırmak düşüncesinin kitaba yansıtılmış olduğu görülmektedir.
Kitabın arka sayfasında: Kendi ve kızının fotoğrafı ile KAPINDA MÜLTECİ GÖNLÜMşiirine yer verilmiştir.
Şair devlet düzenini, Osmanlıyı, Türkiye’yi, ülkeyi, her kesin hoşgörüyle dolduğu, dillerin tatlı olduğu, memleket ve yurt aşkının tüm gönülleri sardığı, el ele vererek birlikte güzel günleri gördükleri yılları, dert ve yaraların sarıldığı, bir kurtarıcının çıkıp geldiği, bütün ülkenin bir ve beraber olduğu, toplumda yalan, dolan ve hilenin bittiği, insanların mutluluktan bir huşu içinde zikre başladığı zamanlarda, şair nasıl mutlu olacağını bir bir sıralayarak işte: “...SEN O ZAMAN GÖR BENİ.” diyerek böyle bir ülkede mutlu olabileceğini anlatıyor:

GÖR BENİ

“...Paylaşınca zengin yoksul varını,
Birlikte görürler mutlu yarını,
El ele vererek kin duvarını,
Yıktığında, sen o zaman gör beni
s.22. BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm”, I.Baskı:Yıldız Ofset, Mayıs, 2008 Gündüz Yayınevi, Vatan Cad. Demet 412. Sok.Nu:7/B Yenimahalle/ANKARA”

Şair “BUGÜN” adlı şiirinde günün aktüel olaylarını dile getirerek, devrin çarpık düzenine isyan ediyor. Herkesin gözünün kör olmadığını bu olan olayları gördüğünü, milyonlarca gencin işsiz olduğunu, yüreğinin yandığını, sokakların yüzünün gülmediğini, mutsuz insan yığınlarının, ülkeyi doldurduğunu bunun bir çaresi olması gerektiği anlatıyor. Sokakların kapkaç çeteleri,    devlet içinde talanın yaşandığını, zenginin daha zengin, fakirin ise daha da fakirleştiğini, yukarıdakilerin içinin dışının kirlendiğini, içindeki yaranın kanadığını, başbakanlara dahi suikastlar yapıldığını, bunun bir an önce çaresine bakılması gerektiğini anlatıyor:

“Aynı dertten bizâr, her kent her yöre,
Batıyor bu gemi, göz göre göre,
Ahlâksız yaşantı, bu mudur töre?
Millet mefkûresi, çürüyor bugün
....
Dost bilerek, kardeş dediklerimiz,
Acıyıp kol kanat, gerdiklerimiz,
Kırmızı pasaport, verdiklerimiz
Tehditkâr mesajlar, veriyor bugün

Bir bıçak sırtında, sürerken yaşam,
Gelen ağam, giden, olmasın paşam
Bağdat, Kerkük, Kudüs, Beyrut, ve de Şam
Korkulu rütyalar, görüyor bugün”
s.24-25. BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm”, I.Baskı:Yıldız Ofset, Mayıs, 2008 Gündüz Yayınevi, Vatan Cad. Demet 412. Sok.Nu:7/B Yenimahalle/ANKARA”

 “BİR NESİL İSTİYORUM” şiirinde şair, özlemlerini dile getirmektedir: Zorluklar karşısında eğilmeden dik duracak, üretimi artıracak, korkmayıp, cesur olacak, her dem en önde olacak, yılmayan, yorulmayan, kızmayan, darılmayan, batıla sarılmayan,  Hakk’kı tutup kaldıran, düşmanına saldıran, gafletten uyandıran, geçmişinden kopmayan, hedefinden sapmayan, haram lokma yutmayan, yüzleri güldürecek, dertleri dindirecek, gerçeği bildirecek, zalimi korkutacak, zulmü silip atacak, yalnız Hakk’a tapacak, milletiyle barışık, tüm değerlere aşık, ışık olacak, yürüyen değil koşan denizler gibi coşan gece gündüz çalışan; yaraları saracak, dünden hesap soracak, asra mühür vuracak, kimseyi aldatmayan, mazlumu aağlatmayan, aç varken, tok yatmayan; savaşı bitirecek, halka güven verecek; el ele verecek, güle benzeyecek, bir nesil istiyorum; diyerek dile getiriyor.
s.36-37, BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm”, I.Baskı:Yıldız Ofset, Mayıs, 2008 Gündüz Yayınevi, Vatan Cad. Demet 412. Sok.Nu:7/B Yenimahalle/ANKARA”

 ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

BAYRAĞIM

Bin okla delik deşik olsa da fani beden,
Sen ki yaşayacaksın göklerde ebedîyen.,
Hür ve bağımsız olan bir milletin şanısın
Toprağı kutsal vatan yapanların kanısın.
Ruhum sen var oldukça her dem huzur bulacak,
Anlı şanlı milletim, hür ve mesut olacak.
Uğruna feda olan güneşlerin ülküsü,
Dillerden düşmeyecek sana hasret türküsü
Gözlerim görmese de gölgen düşse tanırım,
Dünyaya baş kaldırır tek senden utanırım.
Başım yalnız Allah’a bir de sana eğilir,
Seni uçan kuş tanır, gökte melekler bilir
Herhangi bir mekanda meçhûly olsa da cismin,
Seninle var olacak ünvanımdaki ismim
O unvan ki şehadet Rabbim’den ödül bana,
Bin can fedâ ederim ebedî hatırana
Ey şafaklar bekçisi dalgalan mağrur mağrur
Var olduğun müddetçe hep başımız dik durur.
Bir kutsal emanetsin sonsuzluğa kalacak,
Seninle yüce millet, seninle var olacak
Senin türkünü söyler kardeşim, anam  bacım,
Aldığım nefes gibi sana öyle muhtacım.
Sensiz doğacak güneş ömrüme hızar olur,
Vatan bildiğim toprak, o zaman mezar olur.
Ben düşersem ardımda Mehmetler üçer beşer,
Sen düşersen şan düşer, vatan düşer, din düşer
Hak saklasın bu zülden, kahrolur taşıyamam,
Ölüm olur tercihim, bayraksız yaşayamam.
Kırmızı karanfiller beyaz güllerle açsın,
Kanayan cerihama en etkili ilaçsın
Son arzum, mezarımı bayraklarla donatın,
Dilerseniz üstüme tonlarca toprak atın.
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.3 Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

 KAPINDA MÜLTECİ GÖNLÜM
Hiçbir ateş bu kadar yakmaz,

Hiçbir dert böyle ağlatmaz,
Sana yakın olmak isterim,
İlâhi uzaklara atma.
Ferahlığında yandı şu gönlüm,
Ne olur fazla ağlatma.
Yok senden başka sahibim,
Yok beni koruyacak biri,
Merhametin alır ancak,
Şu gönlümdeki kederi,
Garibim dari dünyada
Ölmeden bedenim harâp,
Daha fazla dayanamam,
Yetiş imdadıma Yârab!
Nusretin yetişir mutlak,
Her canlıya zamanında
Mağdur etme şu  miskini
Kabul eyle divanında
Ziyan oldu koca ömrüm,
Gafletle geçti her anım
Mahcûbum elim boş geldim,
Rabbim al kuru bir canım
Umutla vuslatı bekler,
Kapında mülteci gönlüm.

VALİ BEY
Bilmem ki halimi nasıl anlatsam?
Derdim deryasına daldım vali bey.
Kim alır bu derdi ben kime satam?
Gırtlağıma kadar doldum vali bey

Sermayem bir çekiç, bir murç, bir mala,
İşim yok, borç hayli oldu bakkala,
Cinnet geçirmeye tam ramak kala,
Kalemi elime aldım vali bey,

Himmet eyle lütfet, bir kuru selam,
Kime gönderirsen makbulü kelam,
Senden tek isteğim bir iş vesselâm,
O yüzden kapını çaldım vali bey.

Biçare halime isyan’m edeyim?
Kime ne söyleyim kime ne deyim?
Yol gösterin ben nereye gideyim?
Şaşırıp ortada kaldım vali bey.

Bir ara düşündüm ben de ölümü,
Uzattım takmaya ipe elimi,
İki küçük yavru bir sevgilimi,
Gözümün önünde buldum vali bey.

Gözlerim takıldı üç masum yüze,
O anki ahvalim sığmaz ki söze,
Yemin ederim ki inanın size,
Vallahi bin kere öldüm vali bey.

Bir alevdir bedrenimi sarıyor,
Kalp çarpınca ağzım dilim kuruyor,
Hâlâ iki yıllık kiram duruyor,
Avrupa’ya haber saldım vali bey.

Para şöyle dursun mektup gelmedi,
Gülmeyen şu yüzüm yine gülmedi,
Gardaş dedim o da halden bilmedi,
Son umudum sana geldim vali bey,

Aklıma olmadık şeyler geliyor,
Yemin olsun inancım engelliyor,
Senden mi saklayım, Allah biliyor,
Adımı kimlikten sildim vali bey
İnsan onuruna ters düşen şeyler,
Yapılmaz ki yapsam vicdanım neyler?
Boy boy ekranlarda hortumcu beyler,
Çıktıkça saçımı yoldum vali bey,

Nimetlerin bol olduğu bu yerde,
Fakru zarûretten ölek mi bir  de?
Sefaletin pençesinde her derde
Birer açık adres oldum vali bey.

Çoluk çocuk çarşıya çıkamadık,
Almak dursun vitrine bakamadık,
Doğru dürüst bir soba yakamadık,
Son baharda bile soldum vali bey

BELGELİ’yim tekrar selam ederim,
Gün gelir başımı alır giderim,
Şu yalan dünyada yoğumuş yerim,
Doğduğuma pişman oldum vali bey.

GİTME SEVDİĞİM
Öyle  başın alıp gurbet ellere
Gitme ne olursun dur be sevdiğim,
Atarım kendimi azgın sellere
Ya da çek silahın vur be sevdiğim.

Ne çabuk unuttun güzel günleri,
Hatırla ettiğin o yeminleri,
Gelecek yılların tüm mevvsimleri
Baharına yağar kar be sevdiğim.

Benden uzaklaşıp açma arayı,
Gidersen boş kalır gönül sarayı,
Bağrıma kazdığın derin yarayı,
Kendi ellerinle sar be sevdiğim

Gidersen derdini nasıl taşırım
Yokluğuna gülüm zor alışırım.
Bir daha ne sever ne barışırım
Bu acın içime kor be sevdiğim

Mutluluk isterdim ayrılık neden?
Kararın değişti durup dururken,
Seni canı gibi seven var iken,
Gidişin ölümden zor be sevdiğim

Şimdi harap olmuş bir beden ile
Ateşlere atma sen bile bile
Sevenlere danış, bekle dur hele,
Ayrılık ne demek, sor be sevdiğim?

BELGELİ’yi düşün vazgeç sözünden,
Terk etmek olur mu, bir hiç yüzünden?
Gülmeyi unuttum; acı, hüzünden
Dünya tek başıma dar be sevdiğim.

      ANNE
Bu gece de sesin ile uyandım
Kendimi bir anda koynunda sandım
Derdinden ah, çekip bir başka yandım.
Sensiz hiç sabahlyar olmuyor anne

Gülmeyi unuttu hüzünlü gözüm,
Hasretiniden yandı eridi özüm,
Babasız yetimim sensiz öksüzüm
İnan ki şu yyüzüm gülmüyor anne

Bakışın merhamet, gülüşün rahmet,
Tarife sığar mı çektiğin zahmet
Lâyık olamadım, sen beni affet
Halimden kimseler bilmiyor anne

Sen beni bırakıp gittin gideli
Ayrılığın ağır oldu bedeli
Aklımı kaybettim oldum bir deli
Görenler yanıma gelmiyor anne

Hani baharımdın, hani yazındım
Nerde o kınalı masun kuzundum
Kaderiniden Hakk’tan alın yazındım
Olmuyor hiç böyle olmuyor anne

Ancak sen anlarsın benim halimden,
Gözlerin geçiyor hep hayalimden
BELGELİ’yim bir kez olsun elimden
Tut, düşlerim seni bulmuyor anne

      ÖZLEDİM KÖYÜMÜ
Senden ayrılalı senelern oldu,
Özledim köyümü Alâmettin’i
Hasretin bağrıma doldukça doldu
Özledim köyümü Alâmettin’i

Soğuuk sularınadan kanar içerdim
Tozlu yollarından gelir geçerdim
Ot yolardım, arpa , buuğday biçerdim
Özledim köyümü Alâmettin’i

Yorulmazdım dere, tepe geçerdim
Çalılarıa çiğdem kazar dizerdim
Göleklerde yarı çıplak yüzerdim
Özledim köyümü Alâmettin’i

Dağlarına gidern odun ederdim
Mal yayardım, koyun kuzu güderdim
Azığımı açar durur yerdim
Özledim köyümü Alâmettin’i

Yağlı yavan demez yiyip doyardık
Samanlığa armut toplar koyardık,
Kar yağınca çıkar kızak kayardık
Özledim köyümü Alâmettin’i

Tuzak kurar serçe tutar gelirdim,
Anam Arap Aşı  çalar ve yerdik
Mutluydum, yok idi kederim,derdim
Özledim köyümü Alâmettin’i

Yaylaya çıkardık hep oba oba,
Çobanlar gelirdi sırtında aba
Süt sağardık bakraç denilen kaba
Özledim köyümü Alâmettin’i

Karışırdı koyun kuzu sesleri
Barışırdı dargın olan küsleri,
Duygular yaşardık, yüksek hisleri
Özledim köyümü Alâmettin’i

Öveçten aşağı inerdik bele,
Akan gözyaşlarım, karışır sele
Ana baba, gardaş, bacımı hele,
Özledim köyümü Alâmettin’i

Severdim habersiz ben de bir kızı,
Gördükçe artardı kalbimde sızı
Yakardı içimi derin bir sızı
Özledim köyümü Alâmettin’i

Bilmem ki anlatsam ben hangisini,
Baklava böreği, hepsini sini
Ayırmadan bütün köyün hepsini,
Özledim köyümü Alâmettin’i

BELGELİ’yim geçip giden çağımı
Çam kokulu buram buram dağımı,
Dayasan da viran olan bağımı
Özledim köyümü Alâmettin’i
  
GEL ARTIK
Bıraktığın acılar içimi kanatıyor,
Yüreğim çırpınıyor, sen sen diye atıyor
Uykusuz gözlerime kirpiklerin batıyor,
Gel artık ıstırabım dinsin Allah aşkına

Yetmedi mi bunca yıl gurbette beklediğin?
Onca yalanlarına yalanlar eklediğin,
Az mı geldi bağrıma alev körüklediğin?
Gel artık ıstırabım dinsin Allah aşkına.

Bu kaçıncı söz verip, kaçıncı rucû ediş?
Bekle gelirim deyip söyle bu nasıl gidiş?
Bıktırdı hayatımdan dönüşünü bekllleyiş
Gel artık ıstırabım dinsin Allah aşkına

Estiği günden beri bu ayrılığın yeli,
Rahat yüzü görmedim sen bırakıp gideli,
Böyle mi olacaktı yâr sevmenin bedeli?
Gel artık ıstırabım dinsin Allah aşkına

Şu üç günlük dünyamı cehenneme çevirme
Neticede insanım etme kanıma girme,
Alnımın ortasından vur da azap çektirme
Gel artık ıstırabım dinsin Allah aşkına
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.26 Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

      PARA
Vay, imansız kalleş para,
Elinde kul, bir maskara;
Zenginimiz Karun gibi,
Fukaramız çok fukara

İffet, onur, aldın gittin,
Değerleri sen tükettin,
Kulu kula muhtaç ettin,
Kapanmaz açıtığın yara

Esir aldın bizi esir,
Her alana ettin tesir,
Yokluğunsa büyük kusur,
Düşündürür kara kara

Alın teri, emek sensin,
Ekmek sensin, yemek sensin,
En büyük güç demek sensin,
Neymişsin vay, sen para!?.

BELGELİ’yim babadan yok,
Yüreğimde saplı bir ok,
Yarı gün aç yarı gün tok,
Düştüm çıkmaz tuzaklara
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.31 Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

BAYRAMIM BENİM
Çile yumak yumak, ıstırap kat kat,
Tahammül kalmadı, bitiyor takat,
Zalimin yüzüne ilâhi tokat,
İndiğinde düğün bayramım benim.

Dışlanır ezilen, muteber ezen,
İntiharı seçer canından bezen
Baştan aşağıya bu çarpık düzen
Döndüğünde düğün bayramım benim.

Yerine gelince verilen sözler,
Yarına umutla bakınca gözler,
Yokluklar içinde sararan yüzler
Güldüğümde düğün bayramım benim.

Muhterem paşalar,  kıymetli baylar
Dur deyin alçaklar ülkeyi paylar
Setten pasakları kabaran çaylar
Deldiğinde düğün bayramım benim.

Bozuk değil asıl benim niyetim,
Baş gidince kaldık öksüz ve yetim,
Millî bir devlete millî yönetim
Geldiğinde düğün bayramım benim.

Ekinler boy vermiz başaklar yanık,
BELGELİ’yim, makkum, düşüncem sanık,
Milleti sömüren üç beş uyanık,
Öldüğünde düğün bayramım benim.
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.45 Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

      BAKMA ÖLDÜRÜRSÜN
Öyle melül melül durup karşıma,
Çıkma öldürürsün kurban olduğum,
Şu koca dünyayı benim başıma,
Yıkma öldürürsün kurban olduğum.

Çekerim sevdanı ben yana yana
O Katı gönlünde yer yokmuş  bana
Gözlerine sürme, eline kına,
Yakma öldürürsün kurban olduğum.

Hatırlarım yaş dolar gözlerime,
Dayanamam kan damlar yüreğime,
Başkasını koyup benim yerime,
Bakma öldürürsün kurban olduğum.

Bu kara sevdanın düştük eline,
Nâme olduk el âlemin diline,
BELGELİ’yim, gülü zülfün teline,
Takma öldürürsün kurban olduğum.
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.46 Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

SARI KIZ
Ay doğar güneş batar,
Eller uykuya yatar,
Benim sevdiğim güzel,
El eder bana bakar

Perdeleri aç da gel,
Çık bacadan kaç da gel,
Aman kimse görmesin
Bahçeyi dolaş da gel

Aman aman Sarı Kız
Duramıyom yalınız
Çok bekletme çabuk gel
Şimdi sokaklar ıssız.

Yanakları kırmızı,
İçime düştü sızı,
Kaç gündür göremedim
İmanım Sarı Kız

Perdeleri aç da gel,
Çık bacadan kaç da gel,
Aman kimse görmesin
Bahçeyi dolaş da gel

Aman aman Sarı Kız
Duramıyom yalınız
Çok bekletme çabuk gel
Şimdi sokaklar ıssız.

Güzel saçların sarı
Kaldır bağla yukarı,
İki gönül bir olsun
Kalmasın ayrı ayrı,

Perdeleri aç da gel,
Çık bacadan kaç da gel,
Aman kimse görmesin
Bahçeyi dolaş da gel

Aman aman Sarı Kız
Duramıyom yalınız
Çok bekletme çabuk gel
Şimdi sokaklar ıssız.
BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” s.51Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

KAYNAKLAR:
1) BELGELİ, Halit, “Kapında Mülteci Gönlüm” Gündüz Yayınevi Yayınları, Yıldız Ofset, Demetevler 412. Sok. Nu:7/B, Yenimahalle/ANKARA,  Mayıs, 2008

Kitap İsteme ve Haberleşme Adresi:
Halit BELGELİ
hbelgeli@hotmail.com. Cep: 0546 265 82 49


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder