Hayatı Hakkında Birkaç Söz:
Orhan VERGİLİ, Tekirdağ ili, Çorlu
İlçesi nüfusuna kayıtlıdır.
1958 yılında Ankara, Altındağ
İlçesi’nde doğdu.
1978 yıllarında şiirle tanışarak
şairliğe gönül verdi. Duygu düşünce ve hayâl dünyasını süsleyen güzellikleri
şiirle anlatmaya başladı. Şiirle tanışmaya ve onunla içli dışlı olmaya,
kelimelere duygularını yüklemeye yirmili yaşlarda başladı. Bu VERGİLİ’de öyle bir tutku haline geldi
ki onun hayat arkadaşı oldu, onunla yatıp onunla kalkar hal aldı.
1984 yılında polis memuru olarak
devlet hizmetine katıldı.
2005 yılında buradan
kendi isteğiyle emekli oldu.
Evli ve bir kız bir erkek
olmak üzere iki çocuk babası olan VERGİLİ
Ankara’da ikamet etmektedir.
2006 yılında şiire
yoğunlaşarak kendini şiirlere verdi. Gönlünde yer eden duyguların yansımasını “Ben Sevdamı Sana Yazdım” isimli ilk
kitabında toplayarak yayınlattı.
İLESAM üyesi
olan Orhan VERGİLİ boş zamanların
şiir yazarak, Hayal Şiir Evi, Kale Şiir
Dinletileri, İLESAM Şiir Dinletileri gibi etkinliklerle, Türkiye çapında
yapılan etkinliklere giderek şiirlerini sunmakta ve duygularını Türk halkı ve
şiir sevenlerle paylaşmaktadır.
Şairin Şiirlerinin Konusu:
Aşk, sevgi, hasretlik,
gerçek hayat, yaşama dair hatıralar, geceler, teselliler, rüyalar, zalimlikler,
kuşlar, bilmece, bulmacalar, gölgeler, feryat figan,anılar, mutluluk, bebek,
Ankara, gariplik, infaz, perdeler, varlık, yokluk, kelebek, yol ile yolcu, kağıt,anne, baba, gökyüzü, savaş, Şahı
Merdan, Mehmetçik, Çanakkale, Mevlânâ, Yunus Emre,
Kitap Hakkında:
Toplam 96 sayfadan oluşan
kitap: Alagöz Matbaacılık, Talatpaşa
Bulvarı No: 145/6 Cebeci/Ankara, 2008 tarihinde piyasaya çıkıyor.
VERGİLİ’nin bu kitabı ASEM Başkanı ve Yayım Yönetmeni sn. Bayram
KAYA tarafından sunuş yazısı ile okuyucuya sunuluyor.
Bayram KAYA: “Orhan VERGİLİ’nin kalemi, güzelliklerin
gözlerine bakıp, duygu damlıyor. İnceliğini, nüktelerini dizelerinin arasına
dost selamıyla serpiştiriyor.” diyerek şairin şiirlerindeki güzelliklerini
methederek kitabı okuyucuya sunuyor.
Orhan VERGİLİ’nin “ DELİ YÜREĞİM” adı ile yazdığı
şiirinde konu sevda, sevgidir. Temâ ise “AŞK” tır. Şair konu seçimine özen göstererek göz
önünde bulundurulacak özellikleri belirlemiş görünüyor:
“Delidir bu yüreğim,
Dokunma volkan olur,
Sende başlayan sevdam,
Bil ki sende son bulur.”
Kendisinden emin işlediği konuyu biliyor ve temâsını tesbit
etmiş. Şair VERGİLİ, konu seçerken bildiği, ilgi duyduğu, araştırma
yapabileceği konuyu seçiyor ve konunun, geliştirmeye uygun, ilmî gerçeklerle
çelişmeyen, türlü yorumlara yol açmayacak kadar inandırıcı ve açık bir şekilde
veriyor.
Bu şiir, aynı zamanda bir kompozisyon olabilecek kadar
aydınlık, açık ve beliğdir. Şüphesiz her şiirin anlatımında temel alınan öge
konudur. Orhan VERGİLİ şiirinin konusunu, üzerinde konuşulan, yazı yazılan,
günlük olaylardan, insanlar arası ilişkilerden, toplumsal gerçeklerden,
problemlerden, bilim ve teknolojiden, sanattan, kısaca hayatın her kesitinden
seçebilmektedir. Orhan VERGİLİ bu şiirinde ise “sevgi”
konulu ve "aşk" temâlı
olan duygusal, bir eserini okuyucu ile buluşturuyor. Her eserin bir amacı, iletmek istediği bir
mesaj olduğu gibi VERGİLİ’nin bu şiirinde de bir mesaj var. Bu şiiirde de bu yüreğin
yangınlığı pervasızlığı yüreğindeki deliliği ifade ediyor. Şiirde iletilmek
istenen mesaj ise şiirin "temâ" sını oluşturuyor. Bu
şiirde ise daha çok duygu ve hayâller ele alınıyor. Bu şiirde yoğun olarak
işlenen duygular ve hayâller şiirin temâsını oluşturmuştur. Şiiri oluşturan her
birimin bir temâsı vardır. Bu temâlar birleşerek şiirin ana temâsını
oluşturuyor. Şiirde işlenen temâlar soyut(elle tutulup gözle görülmeyen) bir
kavram veya düşüncedir, bu soyut kavramlar şiir dışında vardır. Şiirle
somut(elle tutulup gözle görülebilendir) somutlaştırılan temâya da "konu"
denir. Konu her zaman dışta olan görünendir. Şairin şiirlerinde aynı temâyı
işleyen birden çok şiir vardır; ancak Orhan VERGİLİ’nin şiirlerinin her biri,
birbirlerinden daha başarılıdır. Bunun sebebi, temânın işleniş biçimidir. Orhan VERGİLİ’nin
şiirlerinde zamanın, şairin kendisinin, şairin bulunduğu yerin, şairin içinde
bulunduğu ruh halinin, işlenen temânın, şiirin yazıldığı dönemle ve şairle çok
yakından bir ilişkisi vardır. Şairi toplumdan uzak kabul etmek mümkün değildir.
Şair toplumun bir bakıma aynasıdır. Türk halkı hayat tarzı, yaşayış biçimiyle
sevgi ve muhabbet yüklüdür ve herşeyi kolay kolay kendisine dert etmez.
Keder ve sıkıntıya gülüp geçer. İnancı gereği her şeyin olacağına varacağını
düşünür. Sonuca sabreder. Acıyı yüzünü ekşitmeden, alnını kırıştırmadan, bir
bardaktan suyu yudumlar gibi gülümseyerek benimser. Bilir ki:
“Hak şerleri
hayreyler,
Zannetmeki
Gayreyler
Ârif onu
seyreyler
Görelim Mevlâ
neyler,
Neylerse güzel
eyler. Mevlânâ”
Düsturuyla: “Elle gelen düğün bayramdır.” Prensiplerine
sarılır ve bu aşk içinde huzur bulur.
“Aşk” konusu ise bütün şairlerimizde ortak bir temâdır. Devrin
ünlüleri ne güzel söylemiş:
“Aşk imiş her ne var ise âlemde ;
İlim bir kîl ü kâl imiş ancak.
Fuzûlî"
“Sevdiceğim!
cânânım! Aşkın ile mestim yâr…
Senden gayrı
ne varsa, alâkamı kestim yâr!”
"Aşk öyle bir varlıktır ki onda doğa kimyası var,
Bir buluttur, onda yüz bin; şimşekten bir kanadı var
"
Her kimde bir sevgi, aşk
ateşi yoksa, o odundur.
Mevlânâ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder