13 Ekim 2016 Perşembe

HACI RECEP ÇALKANER (ASLAN GAYSERİLİM) Abdullah Çağrı ELGÜN

HACI RECEP ÇALKANER
        (ASLAN GAYSERİLİM)          

                            Abdullah Çağrı ELGÜN                    

Çalkaner’yeni kitabın basımı için hummalı şekilde çalışırken bu kitab hakkında söylenenleri kaleme alamak da bize düştü.
Hacı Recep ÇALKANER, bu kitabı “4x4 Aslan Gayserilim” adı ile Ağustos 2003’te Şafak Ofset Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti. tarafından KAYSERİ'de  yayımlanmıştı. Bugün onkinci baskısı yapılmakta olan “Aslan Gayserilim”  de  diğerlerinden daha olgun, yeni ve taze lezzetlerle okuyucuya sunuluyor. Şairin toplam ikiyüz kırk üç sayfadan oluşan kitabının ilk sayfası Bekir Oğuz BAŞARAN’ın Hacı Recep Çalkaner’i tanıtımıyla başlıydu. “İçindeki Yazı Başlıkları”ndan sonra Şairin onbirinci kitabı “4x4 Aslan Gayserilim”, niçin ortaya çıktığını anlatan kendi “Sunuş”u  yer alıyordu.

Hacı Recep Çalkaner’in anlattığı  “Gayseri ve Gayserili”nin kendi coğrafyası, tarihi, edebiyatı, gelenek ve görenekleriyle, kıvrak ve keskin zekâsı, fıkra ve tekerlemeleri, nüktedanlığı, ticaretteki erbablığı, yetiştirdiği dünya çapındaki ilim, sanat ve siyaset adamlarıyla bir cazibe merkezi olan Kayseri ve Kayserili’dir. Kitabın, sonraki sayfasında,  Kayseri  kültürü içinde yaşamış; ve onu kendi dili(ağız özelliği) ile  yaşatan ve bir halk şairi gözü ile anlatan sanatçıyı,  Kayseri Eski Valisi, dost, değerli devlet adamı, mümtaz insan, sayın Nihat CANPOLAT da şiirleri ve sanatının gücü yönünden öven bir “Önsöz” yazmış, söz söylemişlerdi.
  
Hacı Recep ÇALKANER, “4x4 Aslan Gayserilim” kitabında yetmiş altı metin, doksan beş şiir, mânî ve tekerlemelerle, oniki adet bestelenmiş ve notalarının yer aldığı şiirlerini sergiliyor.

 Çalkaner, kendini Halk şairi, “SANATÇI” yapan özelliğini, “Kayseri Ağzı”nı hem şiirlerinde hem de “Gayserili Ağzı Gonuşmalar”ında çok tatlı, leziz, nefis bir yöre dilini kullanmaktaki maharetiyle gösteriyor. Bu kitapta, Türkçenin beslendiği tatlı su kaynağını, Türkçenin, bozulmamış özelliklerini keşfetmiş olmanın hazzını yaşıyoruz.  Sanatçıyı sanatçı yapan asıl güç ve kudret budur. Şüphesiz Türkçe bu değildir; ancak yöreye ait ağız özellikleri, Türkçenin beslendiği kelime ve mevhum gücünün, kudretinin şekillendiği berrak menbağlarıdır ki Türkçeyi Türkçe yapıyor. Anamın ak sütü gibi ak ve berrak kılıyor. Çalkaner,  bize bu kaynağın gözelerini ortaya çıkararak bizim, bu tatlı sudan içebileceğimizi işaretliyor. Türkçenin beslenmesi gereken kaynağa işaret ediyor. 
Çalkaner, Ağız özelliklerinin değiştiğinden yakınarak bu kelimeleri gün ışığını çıkartıyor. Etnoğrafya çalışanlarına da bir fener tutuyor Türkoloji araştımalarına kaynak sunuyor.

 “4x4 Aslan Gayserilim” kitabının içindekiler: “ Kayseri Tarihçesi, Erciyes Dağı’nın Kısa Tarihi”, Kayseri’de Geçen Olaylar, Kayseri Türküleri, Kayseri Fıkraları, Seçme Ata Sözleri, Hikâyeler, Bilmeceler, KAYSERİ AĞZI GONUŞMALAR: Hasibe’ye Mektup, Gelin Hamamı, Güvem Dadlı Gel, Öğüncek Anşe, İntimin Eliyeti, Dünür Gezme Âdeti, Döğeşgen Fadime, Gayseri Beddaları, Ana Baba Terbiyesi, Gelininen Gaynana, İki Gaynananın Detleşmesi, İminağnımın Bazan Alış Verişi, Otobüs Durağında Gadınlar, Gayseri Ağzının Gayboluş Nedenleri”

Çalkaner, bugüne kadar bir çok sanatçısının unuttuğu halk deyişini dile getirmekteki mahareti, kendi özel kabiliyetiyle  kendini, yine kendisi tanıtıyor. Kısaca Çalkaner, kalemiyle geçinebilen   Kayseri’nin tek sanatçısıdır. Hiç bir sanatçı kendi eserlerini yine kendisi bu kadar tanıtamamıştır. Çalkaner, İç Anadolu’da hemen hemen ilklerdendir. Mücadeleci ruhu, acılı ve çileli yüreği, yediğini, içtiğini ve elindekileri paylaşmaktaki  cömertliği, candan öte dost kalbi, dost için, ölümü bile göze alabilen, kalbur gibi bir yüreğe sahip olmaktaki “Aslan Gayseriliği”, “Gayseri Azı”ndaki(dili) ustalığı, dostlarını etrafında pervane kılıyor. 

Nitekim, tarih göstermiştir ki, milletlerin kurmuş oldukları devletler yıkılabilir; oturtuğu vatan  elinden alınabilir; fakat eğer dilini yaşıyorsa, o millet dağılmamıştır, ayaktadır. Zira dil, fertlerin millî şuuru, millî hafızasıdır. Hafızasını ve şuurunu kaybetmiş bir insan, evinde çocuklarının arasında da olsa, mânen ölmüş demektir. Aksine  hafızası ve şuuru yerinde bir insan, evinden vatanından  uzaklarda, çok uzaklarda olsa bile yaşıyor demektir. Ferdi yaşatan nasıl ki şuursa, milleti yaşatan da millî şuur demek olan millî dildir. Dilini kaybeden her şeyini kaybetmiş demektir. Nitekim Hititler, Sümerler gibi devletleri ancak tarihin tozlu sayfalarında bulmak mümkündür. Sanatçı Recep Çalkaner, bize geçmişin tozlu sayfalardan  dilin orjinalliklerini sunmaktadır.

Çalkaner, ülkesini, vatanını, yaşadığı bölge ve toprağını sever. Ona hayrandır. Orada mutlu olur, orada huzur ve sıhhat bulur. Seyrettiği  camileri minareleri ve atalarının buralarda yaşadığı ve yaşattığı manevî havayı hissederek  onu dillendir. Kayseri zenginlerinin ve fakirlerinin cömert, misafir sever, su yerine ayran içirmeden uğurlanmayan misafir perverliklerini öve öve bitiremez.

Eski Kayseri halkının, yediği yemekleri ve gıdaları sıralarken de Hacı Recep Çalkaner, insanımızı, şehrimizi; eski  ile yeniyi mukayese etmeye davet ediyor. Eski gıdaların verdiği hazzı ve yemeklerdeki tadı bize bir bir anlatıyor. Bugün çoğunun evine uğramayan yiyecekleri, gelir seviyemizin düşüklüğünü ve giderek yoksullaşmış olduğumuzu da ortaya koymaktadır. Çalkaner, Pastırma ve suçuk türü yiyeceklerin yapılışıyla ilgili bilgiler de vererek dünkü yiyeceklerin özelliklerine dikkat çekiyor. Bizi ogünün insanlarını kıskanır hale getiriyor.

Çalkaner, sevgileye durumunu ve içini açar. Onun zor bir anının olması ve sanatçıya ihyacının bulunması durumunda, ansızın çıkıp gelebileceğini, hiç bir engelin, buna set olamayacağını anlatır. Kaide, kural tanımayan gönüllerin, bu durumlarda dahi, şimşek olup çakarak gelebileceğini “Gelirim” şiirinde seslendirir:

Üzgünlük yaşatmam, bilsem acını,
Beklenmedik anda, çıkar gelirim.
Duysam eğer, bana ihtiyacını,
Bütün engelleri, yıkar gelirim.

Bilirsin,  gönüller kural tanımaz.
Sevenler, sevgisiz bir an duramaz.
Beni, senden başka kul durdruramaz,
İste, şimşeklerle çakar gelirim.

Düşünme, olursa benimle işin.
Yanında olurum sözlerim peşin.
Ne zaman nerede sıkışsa başın
En coşkun sularla akar gelirim.

Madde ile mânânın  arasındaki farkı bilen,  onunla arası açık olan şair, bundan yakınır. Sevgiye ve insana gönül verdiğini belirterek, dostluklara, dostlarına  parasını  âdeta, bir pul gibi değersiz hale getirdiğini, “Bizim” şiirinde dile getirir. Çalkaner :

Sevgide insana gönül vereli,
Maddeyle açıktır aramız bizim.
Karartsa güneşi, maddenin eli,
Mânâda ışıktır, çıramız bizim.
Mânâ deriz, ne kadar aç olsak da,
Ümitvarız, en dar günde kalsak da,
Biz maddeyi, kırk dereden bulsak da,
Dostluklara, puldur paramız bizim.

Durmadan, şandan şereften, ardan namustan bahseden; ama kimi bu özellikileri taşımayan kimselere seslenen Çalkaner, “Sana Yok mudur?” Şiirinde:  Her türlü şerefin, haysiyet, ar ve namusun hep karşıdakilerde noksansızlığı aranırken, “Bunlar hep bana da sana yok mudur?” siz de niçin noksansızlığı aranamıyor da bunları bizden tam, noksansız istiyorsunuz, diyerek muhataba çatarak şiirinde seslendirir:

Ar, namus, haysiyet, şeref diyorsun
İffet hep bana mı, sana yok mudur?
Cömertlik adına benden yiyorsun.
Külfet hep bana mı, sana yok mudur?
Olsun istiyorsun  bende incelik,
Hep sen kır, hep sen aç, ruhumda delik.
Haklı tarafına çekil, üstelik,
Minnet hep bana mı sana yok mudur?

Şair “Güzelleme “ şiiriyle  gönlün güzellerden  asla vazgeçemeyeceğini,  baktığı kimi güzellein gözlerinin Çalkaner’i yakıp geçtiğini, kimi zamansa gönlünün güzellere kapılıp akıp gittiğini, bunca zaman yaşayan şair, güzele ve güzelliğe hayran olarak, yalancı dünyadan dün gelip bugün gittiğini  anlatmağa çalışır:

Güzel gözler hep içimi,
Yaka geldi yaka gider.
Gönlüm, güzellere doğru
Aka geldi aka gider.
Güzel bakabilmek hüner
Gözler, güzellere döner
Güzele, hayran ÇALKANER,
Aha geldi  aha gider.

Çalkaner, verimli bir bağ gibi ürün vermeye devam etmektedir. Avrupa’da sesimizi, Kayseri’nin güzelliklerini, ağız özelliklerini dillendiren sanatçının adına,  çeşitli televizyon ve radyo  puroğramları yapılmakta, kendisi de Erciyes Üniversitesi TV’de pruoğram yapmakta olup, eserleri Kayseri’de Almer’in önünde Avrupalı gurbetçilerimiz tarafından peynir ekmek gibi kapış kapış alınmaktadır. Onikinci kitabını çıkartamakta olan şaire bu yolda başarılar diyler daha nice yıllara verimli çalışma ve yorulmaz azmiyle devam etmesini gönülden dilerim.

Şair Recep Çalkanerin kitabını isteme adresi kitabının  iç kısmında Fevzi Çakmak Mahallesi Olgun Sokak Pınar Ap. Numara: 10/4  Tel: 0352 234 09 00 Cep: 0542 693 79 12 Belgegeçer 0352 231 73 03 olarak belirtilmektedir. İsteyen ve merak edenlere duyurulur.

    KAYNAKLAR:
1. Ozan Antolojisi, 1991,1992,1993
2. Güldeste, 1994
3. Hacı Recep ÇALKANER, Sevgi Yumağı, 1995
4. Hacı Recep ÇALKANER, Gönül Kervanı, 1996
5. Ozanlar Duygu Seli, 1997
6. Güldestenin Gülleri, 1998
7. Ozanlar Şiir Bahçesi, 1999
8. Kayseri Antolojisi, 1,III
9. Anadolu Hececileri, 1,2,4 Baskı 1000 Ad.
10. Hacı Recep ÇALKANER, Hasret, 1980
11. Hacı Recep ÇALKANER, Gönülden Gönüle 1, 1998
12. Hacı Recep ÇALKANER, Gönülden Gönüle 2, 1999
13. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 1, 2000
14. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 2, 2001
15. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 3, 2002
16. Hacı Recep ÇALKANER, Gönül Sayfam, 2002
17.Abdullah Satoğlu, Kayseri Ansiklopedisi
18. Hacı Recep ÇALKANER, “4x4 Aslan Gayserilim”, Şafak Ofset Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti. Ağustos 2003,KAYSERİ
19. Abdullah Çağrı ELGÜN,  "Türk Dili”,(Gnşltlmş İkinci Bas.)LaçinYay.Dağ.Kayseri 2001;
20. Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî Sanatlar”, (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2000)
21. Abdullah Çağrı ELGÜN,  "Akkışla Yöresi ve Ağızları”,(Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Kayseri 2005);




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder