HACI RECEP
ÇALKANER
(ASLAN GAYSERİLİM)
Abdullah Çağrı ELGÜN

Hacı
Recep ÇALKANER, bu kitabı “4x4 Aslan Gayserilim” adı ile Ağustos
2003’te Şafak Ofset Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti. tarafından KAYSERİ'de yayımlanmıştı.
Bugün onkinci baskısı yapılmakta
olan “Aslan Gayserilim” de diğerlerinden
daha olgun, yeni ve taze lezzetlerle okuyucuya sunuluyor. Şairin toplam ikiyüz
kırk üç sayfadan oluşan kitabının ilk sayfası Bekir Oğuz BAŞARAN’ın Hacı Recep Çalkaner’i tanıtımıyla başlıydu. “İçindeki Yazı Başlıkları”ndan sonra
Şairin onbirinci kitabı “4x4 Aslan
Gayserilim”, niçin ortaya çıktığını anlatan kendi “Sunuş”u yer alıyordu.
Hacı
Recep Çalkaner’in anlattığı “Gayseri
ve Gayserili”nin kendi coğrafyası, tarihi, edebiyatı, gelenek ve
görenekleriyle, kıvrak ve keskin zekâsı, fıkra ve tekerlemeleri, nüktedanlığı,
ticaretteki erbablığı, yetiştirdiği dünya çapındaki ilim, sanat ve siyaset
adamlarıyla bir cazibe merkezi olan Kayseri
ve Kayserili’dir. Kitabın, sonraki sayfasında, Kayseri kültürü içinde yaşamış; ve onu kendi
dili(ağız özelliği) ile yaşatan ve bir
halk şairi gözü ile anlatan sanatçıyı,
Kayseri Eski Valisi, dost, değerli devlet adamı, mümtaz insan, sayın Nihat CANPOLAT da şiirleri ve sanatının
gücü yönünden öven bir “Önsöz”
yazmış, söz söylemişlerdi.
Hacı
Recep ÇALKANER, “4x4 Aslan Gayserilim” kitabında yetmiş altı metin, doksan beş
şiir, mânî ve tekerlemelerle, oniki adet bestelenmiş ve notalarının yer aldığı
şiirlerini sergiliyor.
Çalkaner, kendini Halk şairi, “SANATÇI” yapan özelliğini, “Kayseri Ağzı”nı hem şiirlerinde hem de “Gayserili Ağzı Gonuşmalar”ında çok tatlı, leziz, nefis bir yöre
dilini kullanmaktaki maharetiyle gösteriyor. Bu kitapta, Türkçenin beslendiği
tatlı su kaynağını, Türkçenin, bozulmamış özelliklerini keşfetmiş olmanın
hazzını yaşıyoruz. Sanatçıyı sanatçı
yapan asıl güç ve kudret budur. Şüphesiz Türkçe bu değildir; ancak yöreye ait
ağız özellikleri, Türkçenin beslendiği kelime ve mevhum gücünün, kudretinin
şekillendiği berrak menbağlarıdır ki Türkçeyi Türkçe yapıyor. Anamın ak sütü
gibi ak ve berrak kılıyor. Çalkaner, bize bu kaynağın gözelerini ortaya çıkararak
bizim, bu tatlı sudan içebileceğimizi işaretliyor. Türkçenin beslenmesi gereken
kaynağa işaret ediyor.
Çalkaner, Ağız özelliklerinin değiştiğinden yakınarak bu
kelimeleri gün ışığını çıkartıyor. Etnoğrafya çalışanlarına da bir fener
tutuyor Türkoloji araştımalarına kaynak
sunuyor.
“4x4 Aslan Gayserilim” kitabının içindekiler: “ Kayseri Tarihçesi, Erciyes Dağı’nın Kısa Tarihi”, Kayseri’de Geçen
Olaylar, Kayseri Türküleri, Kayseri Fıkraları, Seçme Ata Sözleri, Hikâyeler,
Bilmeceler, KAYSERİ AĞZI GONUŞMALAR: Hasibe’ye Mektup, Gelin Hamamı, Güvem
Dadlı Gel, Öğüncek Anşe, İntimin Eliyeti, Dünür Gezme Âdeti, Döğeşgen Fadime,
Gayseri Beddaları, Ana Baba Terbiyesi, Gelininen Gaynana, İki Gaynananın
Detleşmesi, İminağnımın Bazan Alış Verişi, Otobüs Durağında Gadınlar, Gayseri
Ağzının Gayboluş Nedenleri”
Çalkaner, bugüne kadar bir çok sanatçısının unuttuğu halk
deyişini dile getirmekteki mahareti, kendi özel kabiliyetiyle kendini, yine kendisi tanıtıyor. Kısaca Çalkaner, kalemiyle geçinebilen Kayseri’nin
tek sanatçısıdır. Hiç bir sanatçı kendi eserlerini yine kendisi bu kadar
tanıtamamıştır. Çalkaner, İç
Anadolu’da hemen hemen ilklerdendir. Mücadeleci ruhu, acılı ve çileli yüreği,
yediğini, içtiğini ve elindekileri paylaşmaktaki cömertliği, candan öte dost kalbi, dost için,
ölümü bile göze alabilen, kalbur gibi bir yüreğe sahip olmaktaki “Aslan Gayseriliği”, “Gayseri Azı”ndaki(dili) ustalığı,
dostlarını etrafında pervane kılıyor.
Nitekim, tarih göstermiştir ki, milletlerin kurmuş
oldukları devletler yıkılabilir; oturtuğu vatan
elinden alınabilir; fakat eğer dilini yaşıyorsa, o millet dağılmamıştır,
ayaktadır. Zira dil, fertlerin millî şuuru, millî hafızasıdır. Hafızasını ve
şuurunu kaybetmiş bir insan, evinde çocuklarının arasında da olsa, mânen ölmüş
demektir. Aksine hafızası ve şuuru
yerinde bir insan, evinden vatanından
uzaklarda, çok uzaklarda olsa bile yaşıyor demektir. Ferdi yaşatan nasıl
ki şuursa, milleti yaşatan da millî şuur demek olan millî dildir. Dilini
kaybeden her şeyini kaybetmiş demektir. Nitekim Hititler, Sümerler gibi
devletleri ancak tarihin tozlu sayfalarında bulmak mümkündür. Sanatçı Recep Çalkaner, bize geçmişin tozlu
sayfalardan dilin orjinalliklerini
sunmaktadır.
Çalkaner,
ülkesini, vatanını, yaşadığı bölge ve toprağını sever. Ona
hayrandır. Orada mutlu olur, orada huzur ve sıhhat bulur. Seyrettiği camileri minareleri ve atalarının buralarda
yaşadığı ve yaşattığı manevî havayı hissederek
onu dillendir. Kayseri zenginlerinin ve fakirlerinin cömert, misafir
sever, su yerine ayran içirmeden uğurlanmayan misafir perverliklerini öve öve
bitiremez.
Eski Kayseri halkının, yediği yemekleri
ve gıdaları sıralarken de Hacı Recep
Çalkaner, insanımızı, şehrimizi; eski ile yeniyi mukayese etmeye davet ediyor.
Eski gıdaların verdiği hazzı ve yemeklerdeki tadı bize bir bir anlatıyor. Bugün
çoğunun evine uğramayan yiyecekleri, gelir seviyemizin düşüklüğünü ve giderek
yoksullaşmış olduğumuzu da ortaya koymaktadır. Çalkaner, Pastırma ve suçuk türü yiyeceklerin yapılışıyla ilgili
bilgiler de vererek dünkü yiyeceklerin özelliklerine dikkat çekiyor. Bizi
ogünün insanlarını kıskanır hale getiriyor.
Çalkaner, sevgileye durumunu ve içini açar. Onun zor bir anının
olması ve sanatçıya ihyacının bulunması durumunda, ansızın çıkıp
gelebileceğini, hiç bir engelin, buna set olamayacağını anlatır. Kaide, kural
tanımayan gönüllerin, bu durumlarda dahi, şimşek olup çakarak gelebileceğini “Gelirim” şiirinde seslendirir:
Üzgünlük yaşatmam, bilsem acını,
Beklenmedik anda, çıkar gelirim.
Duysam eğer, bana ihtiyacını,
Bütün engelleri, yıkar gelirim.
Bilirsin,
gönüller kural tanımaz.
Sevenler, sevgisiz bir an duramaz.
Beni, senden başka kul durdruramaz,
İste, şimşeklerle çakar gelirim.
Düşünme, olursa benimle işin.
Yanında olurum sözlerim peşin.
Ne zaman nerede sıkışsa başın
En coşkun sularla akar gelirim.
Madde ile mânânın arasındaki farkı bilen, onunla
arası açık olan şair, bundan yakınır. Sevgiye
ve insana gönül verdiğini belirterek, dostluklara, dostlarına parasını
âdeta, bir pul gibi değersiz hale getirdiğini, “Bizim” şiirinde dile getirir. Çalkaner :
Maddeyle açıktır aramız bizim.
Karartsa güneşi, maddenin eli,
Mânâda ışıktır, çıramız bizim.
…
Mânâ deriz, ne kadar aç olsak da,
Ümitvarız, en dar günde kalsak da,
Biz maddeyi, kırk dereden bulsak da,
Dostluklara, puldur paramız bizim.
Durmadan, şandan şereften, ardan namustan
bahseden; ama kimi bu özellikileri taşımayan kimselere seslenen Çalkaner, “Sana Yok mudur?” Şiirinde:
Her türlü şerefin, haysiyet, ar ve namusun hep karşıdakilerde
noksansızlığı aranırken, “Bunlar hep
bana da sana yok mudur?” siz de niçin noksansızlığı aranamıyor da bunları
bizden tam, noksansız istiyorsunuz, diyerek muhataba çatarak şiirinde
seslendirir:
Ar, namus, haysiyet, şeref diyorsun
İffet hep bana mı, sana yok mudur?
Cömertlik adına benden yiyorsun.
Külfet hep bana mı, sana yok mudur?
…
Olsun istiyorsun bende incelik,
Hep sen kır, hep sen aç, ruhumda delik.
Haklı tarafına çekil, üstelik,
Minnet hep bana mı sana yok mudur?
Şair “Güzelleme
“ şiiriyle gönlün güzellerden asla vazgeçemeyeceğini, baktığı kimi güzellein gözlerinin Çalkaner’i yakıp geçtiğini, kimi
zamansa gönlünün güzellere kapılıp akıp gittiğini, bunca zaman yaşayan şair,
güzele ve güzelliğe hayran olarak, yalancı dünyadan dün gelip bugün
gittiğini anlatmağa çalışır:
Güzel gözler hep içimi,
Yaka geldi yaka gider.
Gönlüm, güzellere doğru
Aka geldi aka gider.
…
Güzel bakabilmek hüner
Gözler, güzellere döner
Güzele, hayran ÇALKANER,
Aha geldi
aha gider.
Çalkaner, verimli bir bağ gibi ürün
vermeye devam etmektedir. Avrupa’da sesimizi, Kayseri’nin güzelliklerini, ağız
özelliklerini dillendiren sanatçının adına,
çeşitli televizyon ve radyo
puroğramları yapılmakta, kendisi de Erciyes Üniversitesi TV’de pruoğram
yapmakta olup, eserleri Kayseri’de Almer’in önünde Avrupalı gurbetçilerimiz
tarafından peynir ekmek gibi kapış kapış alınmaktadır. Onikinci kitabını
çıkartamakta olan şaire bu yolda başarılar diyler daha nice yıllara verimli
çalışma ve yorulmaz azmiyle devam etmesini gönülden dilerim.
Şair Recep
Çalkaner’in kitabını isteme adresi kitabının iç kısmında Fevzi Çakmak Mahallesi Olgun
Sokak Pınar Ap. Numara: 10/4 Tel: 0352
234 09 00 Cep: 0542 693 79 12 Belgegeçer 0352 231 73 03 olarak
belirtilmektedir. İsteyen ve merak edenlere duyurulur.
KAYNAKLAR:
1. Ozan Antolojisi, 1991,1992,1993
2. Güldeste, 1994
3. Hacı Recep ÇALKANER, Sevgi Yumağı, 1995
4. Hacı Recep ÇALKANER, Gönül Kervanı, 1996
5. Ozanlar Duygu Seli, 1997
6. Güldestenin Gülleri, 1998
7. Ozanlar Şiir Bahçesi, 1999
8. Kayseri Antolojisi, 1,III
9. Anadolu Hececileri, 1,2,4 Baskı 1000 Ad.
10. Hacı Recep ÇALKANER, Hasret, 1980
11. Hacı Recep ÇALKANER, Gönülden Gönüle 1, 1998
12. Hacı Recep ÇALKANER, Gönülden Gönüle 2, 1999
13. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 1, 2000
14. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 2, 2001
15. Hacı Recep ÇALKANER, Aslan Gayserilim 3, 2002
16. Hacı Recep ÇALKANER, Gönül Sayfam, 2002
17.Abdullah Satoğlu, Kayseri Ansiklopedisi
18. Hacı Recep ÇALKANER, “4x4 Aslan Gayserilim”, Şafak
Ofset Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti. Ağustos 2003,KAYSERİ
19. Abdullah Çağrı ELGÜN, "Türk Dili”,(Gnşltlmş İkinci
Bas.)LaçinYay.Dağ.Kayseri 2001;
20. Abdullah Çağrı ELGÜN, "Edebî
Sanatlar”, (Laçin Yayın Dağıtım, Kayseri 2000)
21. Abdullah Çağrı
ELGÜN, "Akkışla Yöresi ve
Ağızları”,(Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Kayseri 2005);
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder