19 Ekim 2016 Çarşamba

SÜLEYMAN DURDAĞ’IN SERGİSİ ve MÜZİK DİNLETİSİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ. FONOGRAFTAN RADYOYA... “1877’DEN GÜNÜMÜZE ASIRLIK SERÜVEN”,Abdullah Çağrı ELGÜN

SÜLEYMAN DURDAĞ’IN SERGİSİ ve MÜZİK DİNLETİSİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ.

FONOGRAFTAN RADYOYA...  “1877’DEN GÜNÜMÜZE
 ASIRLIK SERÜVEN”
                                                   Abdullah Çağrı ELGÜN
HAYATI HAKKINDA:

1952 yılında Sarıkamış’ta doğdu. İlk orta ve lise tahsilini Kayseri’de tamamladı. 1977 yılında  Ankara Devlet Mimarlık Mühendistlik Akademisi’nden Makine Mühendisi olarak mezun oldu. Makine Mühendistleri Odası, TTM Derneği, Sosyal Araştırmalar Vakfı Koleksiyoncular Derneği üyesidir.
Lambalı Radyo biriktirme hayranı olan Süleyman DURDAĞ bu hayalini sonunda gerçekleştirir. Bundan başka koleksiyonunda Gramofon, Fotoğraf, Pikap ve aksesuarları ve bunlarını anlatan kitapların koleksiyonlarını yapar.
2003 yılından beri Koleksiyon Kulüp ve Koleksiyoncular Derneği Yöneticisi olarak bir çok faaliyetlere katılmıştır.
TRT 2 Televizyonu’nda iki adet “RADYO”  konulu Televizyon Programı, iki adet dergi yazısı ve konu ile ilgili olarak bir çok radyo konuşmaları yapmıştır.
Süleyman DURDAĞ, Mesleği mühendistlik ile ilgili alanda, serbest çalışarak hayatını devam ettirmektedir. 
YAPTIĞI SERGİLER ve ETKİLERİ
“ADA MÜHENDİSTLİK” Katkılarıyla  Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar D Galerisinde gerçekleştirilen FONOGRAFTAN RADYOYA...  “1877’DEN GÜNÜMÜZE ASIRLIK SERÜVEN”  ile GRAMOFONDAN TAŞ (PLAK) PİLAK DİNLETİSİni gerçekleştiren Sn. Süleyman DURDAĞ’ı bir defa daha kutluyorum.
Kültür değerlerimiz, kültürümüzün yansıyan unsurları ve uzun yıllar evlerimizde, iş yerlerimizde, kahvehanelerde kullanıldıktan sonra bir yenisi çıktığı için onunla yer değiştiren  nice hatıralarımıza şahitlik eden ve çoğu kez genç yaşlı, başında sabahladığımız bu teknoloji aleti radyoları haksız, vefasız ve sadakatsızca mahsenlere, ardiyelere hatta çöplüklere ve hurdacılara terk ederiz.  Süleyman DURDAĞ, bu attığımız lambalı radyoları toplayarak onlardan bir koleksiyon oluşturmuş; ve bu  oluşturduğu koleksiyonu da dünden bugünlere taşıyarak bizlere sergileyip, bize dün ile bugünü mukayese fırsatı tanımış, bizi mazideki o günlere götürerek hafızalarımızı tazeleme fırsatı vermiştir.

Bu sergide, yüz yıllık  ses ve müzik üreterek, insanların his ve ruh dünyalarına hitabeden cihazlar inceleniyor. Sergi, koleksiyoncunun ifadelerine göre, konusunda, Türkiye’de ilk defa böyle bir sergi olma özelliği de taşıyor.
Sergide ve sergi katalogunda  yazılanlar: “Akademik bir çalışmanın, ürünü olma iddiasında değildir. Hataları ve eksikleriyle  kabul edilip değerlendirilmelidir.” deniliyor.

“Mutlaka bu konuda daha donanımlı kişiler ve kurumlar vardır. Ben burada koleksiyonumu tanıtmak ve  ilgilenenlere sunmak, sunarken de mümkün olduğunca tarihsel, kültürel, teknik katagorilere ayırmak istedim.
Edison’un:  “Konuşun makine yapacağım.” dediği ve yaptığı fonografın icadı, zamanla dev bir  müzik endüstrisinin doğmasına yol açmıştır.


Bazı kaynaklar, Edison’la aynı yıllarda  hem Amerika’da hem de  dünyanın başka ülkelerinde  aynı türden çalışmalar yapıldığını kaydederler. Hatta yeni bir iddia da  Edison’dan on yedi yıl önce, Fransız Eduoard-Leo  Scott de  Martinville’in  dünyanın  ilk kaydını yaptığını iddia etmektedir. Genel kanaat  ise hep Edison’un bu işleri yapanın ilki oluğu olarak bilinmesidir.

Mühendist ve Koleksiyoncu Süleyman DURDAĞa göre sırasıyla şu aletler ortaya çıkmıştır:
Fotografın icadı,
Silindir mum (plak) pilağa kayıt ve çoğaltılması,
Gıramofonun(gramafon) icadı,
Disk pilağa kayıt ve çoğaltılması,
Fonograf-Gıramofon mücadelesi,
Lambalı radyonun icadı,
Ve diğerleri, (Teyp, 33.45’lik pilaklar ve pikaplar)
Dijital Teknoloji, CD’ler, CD çalarlar...

Kayıt sütüdyoları, cihaz imalatları, bu alanda yüz yıl öncesinde  bir kıyasıya tanıtım kampanyaları, “NİPPER”in logo olarak seçilmesi ve tüm dünyada az bilinen cihaz,(Gıramofon) pilak markası olması. Bu rekabeti kazanan Gıramofon (gramaofon) olmuş ve disk biçimli pilak, insanlığın yüz yıl hayatını etkilemiştir.

Bu etkileşim, ticaret, eğlence, eğitim, tanıtım, tasarım, reklam, siyasî puropaganda (propaganda), eldeki bilgilerin paylaşımı, bilgilerin kayıt altına alınarak arşivlenmesi, bu bilgilerin radyo yayınında kullanılması olarak yansımıştır.

Dünyada ve ülkemizde de çok  nadir olmakla birlikte, hâlâ 33’lük pilaklar basılıp satılabilmektedir. G. Markoni tarafından 1901 telsizin icadı, hayatımıza kısa bir zaman sonra  Radyo olarak  girmiş ve hâlâ insanlık hayatının vazgeçilemez, önemli bir ögesi olarak kalmaya devam etmektedir.
Galenli radyodan başlayarak, Lambalı radyoya kadar geçen zaman hayatımızın en zevkli ve renkli yılları arasında olsa gerek..

Süleyman DURDAĞ’ın bu hobisini, uğraşını, emeğini yani bir çok lambalı radyo, pilak, gıramofon ve bunların parçaları ve eklerini çeşitli imkansızlıklara rağmen satın alıp, biriktirerek koleksiyonuna dahil edip sergilemesini tebrik ediyorum.
Emeğe saygı ve takdir bakımlarından kendisini kutluyorum. Bir çok zorluklara rağmen bu kadar alet, edevata yer bulabilmek saklayıp koruyabilmesindeki mahareti ve zekasına hayranlığımı belirtmek istiyorum.
Bu eserleri sergi salonuna kadar, kırıp dökmeden getirebilmesindeki maddî külfeti halletmiş olmasındaki mücadelesini kutluyorum.
Bu ölümsüz eserleri, sergi haline dönüştürerek biz seyredenlerin, yüz yıllık bir geçmişle yüz yüze gelmemizi ve dünle bugünü mukayese fırsatı verdiği için, teşekkür ediyorum.

Bu çok çok özel koleksiyonu, Türk insanlarıyla paylaşmasındaki alçak gönüllüğü için de şükranlarımı ve minnettarlığımı belirtiyor; başarılarınızın devamını diliyorum. Siz ve sizin gibiler iyi ki varsınız diyorum.

KAYNAKLAR:
1)Fonograf’tan Radyoya... “ 1877’den Günümüze Asırlık Serüven” Ses Reklam İletişim Hizmetleri.  16.05.2008
2) Gıramofondan Taş Pilak Dinletisi 19 Mayıs 2008
3) Sanatçının Abdullah Çağrı ELGÜN’e Anlattıkları 8.05.2008,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder