31 Ekim 2025 Cuma

ALAEDDİN İKİCAN’IN: ‘SEVGİDEN ÖTESİ YOK!” ADLI KİTABI:

 ALAEDDİN İKİCAN’IN: ‘SEVGİDEN ÖTESİ YOK!” ADLI KİTABI

Abdullah Çağrı ELGÜN

KITAP HAKKINDA BİLGİLER:


         Yazarın Kitabı, Apsis Kitap Tarafından 2017 yılında basılıyor.

Kitabın Yayın Yönetmenliğini: Ekrem MÜNÜKLÜ, Yayın Koordinatörlüğü: Meryem BÖLÜKBAŞ, Editör: Oktay DEMİR. Kapak: Ali KOCA tarafından oluşturuluyor.

Kitabın ISBN No: 978-605-501-928-0; Yayınevi Sertifika No: 275647 
Kitap Yayın Adresi olarak da: Apsis Kitap Basın Yayın Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Tekstilkent Ticaret Mrk. A/15 B1. No: 50 Esenler-İstanbul

  Kitap Baskısı: Ofis Yayın Matbaa Ltd. Şti.  Maltepe Mah. Gümüşsuyu Cad. Işık San. Sit.  No: 19-B Blok Z-1 Topkapı, Zeytinburnu, Tel: 0 (212) 576 47 15 Sertifika: 14973 Temmuz 2017

ÖNSÖZ 

"Güzel koku bir çiçeği nasıl güzelleştirirse, Fedakârlık ve vefa duyguları da insanı öylece güzelleştirir." İnsanlarla dost ve arkadaş olmak için onların fizikî güzelliklerine, yaşlarına, maddî zenginliklerine ya da cinsiyetlerine bakmak istemem, sadece insan olmalarına, aynı duygu ve düşünceleri paylaşmalarına, anlayış ve davranışlarımızın ortak, toplum menfaatlerinde iyi ve güzelde kesişmesine bakarım. Bu düşünce içerisinde, benim birçok dostum arkadaşım ve kardeşim olmuştur. Rahmetli babamdan öğrendiğim çizgi doğrultusunda, yaşımdan büyüklerle arkadaşlık ediyorum ki onların tecrübelerinden yararlanma imkânı bulayım. Yaşımdan küçüklerle arkadaşlık ediyorum ki, benim tecrübelerimden onlar istifade etsinler. Yaşıtlarımla arkadaşlık ediyorum ki, onların yaşam tarz ve zamanlarından kopmayayım. 

İnsanların her zaman, en güzele en iyiye layık olduklarını düşünüyorum; ancak bu toplum ve yaşam şartlarında bu düşüncemin gerçekleşmesini beklemenin hayali ile yaşadığımı itiraf etmek istiyorum. Her şeyin en iyisini bulmanın güçlüğü içe mevcutların arasından en iyisini değerlendirmenin düşüncemizle paralel olacağı varsayımından hareketle, çeşitli uzman, profesyonel, amatör şairlerin şiirlerine ek olarak ben- de, çeşitli zamanlarda birçok olaydan ve yaşamın kesitlerinden esinlenerek duygularımı dile getirmek amacıyla yazdığım şiirlerimi bir kitapta toplamayı uygun gördüm. Duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmama ortam yarattığınız için teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde memnun kalacağınız ümidiyle rahmetli babam ile ellerinden saygıyla öptüğüm anneme, ayrıca hayatın tüm engellerini birlikte aşmaya çalıştığımız zahmetlerimi çeken çok sevgili eşim ve evlatlarıma adadığım eserimi okurken ayni duyguları yaşayacağınızı umuyor, esenlikler diliyorum.

Alaeddin İKİCAN   

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.7-8

ALAEDDİN İKİCAN ’IN HAYAT HİKÂYESİ:

Esen, ılık bir sonbahar yelinin serinliğinde, 1959 yılının Ekim ayında. Serhat şehri Kırklareli'nin rençperlik yüklü toprak kokan bir yerleşkesi olan, Yayla Mahallesinde dünyaya geldi.

Annesi Emine Hanım, Babası Hüseyin Efendi’dir. Hayatı, şehrin köy yaşamından farklı olmayan ve birçok çiftçi ailelerin oluşturduğu mahallede, şiir hayatının başladığını söylemek yanlış olmaz!

İlkokuldaki şiir yarışmasına katıldığında aldığı birincilik ödülü onun bu şiir tutkusunu kamçılayacak ileriki hayatına öncülük etti.

Lise yıllarında açılan, ulusal bir şiir yarışmasına katıldığı “KIBRIS” isimli şiirine verilen ödül, İKİCAN’ın şiir yazma yolunda ilerlemesi gerektiğini anlatıyordu. 

Zaman ilerledikçe gelişen şiir sosyal hayatı, Şiir ve Kültür Etkinliklerine katılımlarıyla gelişip zenginleşti. Değişime ve olgunluğa ulaştı. 1998’de başlayan fiili şiir hayatı, yine bu yıllarda yazdığı; fakat o güne kadar kimseyle paylaşmadığı şiirlerini katıldığı Şiir Dinletilerinde, sahnelerde ve Şiir sohbetlerinde görücüye çıkarma imkânı buldu… Bu şiirler aynı zamanda dergi, gazete ve kitaplarda, yayınlanınca, şaire ayrı bir haz ve şevk vermeğe başladı. Böylece şiirlerini çeşitli etkinliklerde seyirciler karşısında okudukça, alkışlandıkça ve takdir edildikçe yazmayı sıklaştırdı. Şiir konusunda daha çok çalışması ve okuması gerektiğini anlayarak bol bol kitap okudu. Kendini geliştirmek için araştırmalar yaparak, bilgi dağarcığına yeni şeyler ekledi

Ülkemizin dört bir yanında düzenlenen Şiir ve Kültür Festivalleri ve Şiir Etkinliklerinde boy gösterdi. Şiirlerini büyük topluluklar önünde birçok sanatçıların da bulunduğu sahnelerde okudu. Şair ve Yazar Alaeddin İKİCAN ’ın, Trakya Bölgesinde katıldığı onlarca şiir etkinliği ile birlikte:

Kapadokya, Nevşehir; Yozgat-Sürmeli, Kütahya-Simav, Antalya-Kemer, Kuşadası, Ankara-Kabakçı Konağı, İstanbul-Kadıköy-Ümraniye; Çanakkale; Sivas; Manisa-Soma, Samsun-Bafra; Isparta; Azerbaycan; Hollanda; Kıbrıs; Yunanistan ve Bulgaristan'da “Şiir Dinletilerine ve Şiir Şölenlerine” katıldı. Sonraki yıllarda şiirlerini geliştirmek için özellikle jest, mimik ve beden dilini ustaca kullanma konusunda yeni beceriler elde etti. Sahnelerde yaptığı şiir sunumlarında, dinleyenlerin ruhuna hitap eden Ses Musikî Ritmi ve Beden Dilini kullanarak seyircilerini mest etmeyi başardı…

1977 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden, maddî imkânsızlıklar sebebiyle ayrılarak, askere gitti. Askerlik dönüşü rklareli İl Özel İdare Müdürlüğünde Memuriyet hayatına başladı.  Burada memuriyet hayatına devam ederken Açık Öğretim Fakültesi ’ne de kaydolup dört yıllık üniversite eğitimini tamamlamayı başardı. Bu eğitim sonunda çok kısa sürede Şeflik, Kontrolörlük ve Müdürlük görevlerine yükseldi.

Hayatının dönüm noktası olan evlilik süresine kadar, yazmış olduğu şiirlerinin, kaybolduğunu üzülerek ifade etmektedir.

1990 yılından bu yana İl Mahalli İdareler Müdürü olarak görev yapmakta olan Şair ve Yazar Alaaddin İKİCAN evli olup, Elif ve Ezel isminde iki kız çocuğu babasıdır.

Bulgaristan, Yunanistan, Hollanda ve Azerbaycan’da (2012 ve 2015 yıllarında) yine Uluslararası Türkmen Elleri Şairleri ve Sanatçıları Buluşmasına, Şiir ve Edebiyat Etkinliklerine katılarak yaklaşık 100 civarında belge ve plaket aldı.

Şair ve Yazar Alaeddin İKİCAN, Trakya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğrencileri tarafından şiirleri ve edebî yaşamı tez konusu yapılarak hakkında tez hazırlandı. 

Balkan Şiir Müzik ve Kültür Etkinliği Organizasyonunda görev aldı. İLESAM İl TEMSİLCİSİ olarak şiir etkinlikleri düzenledi. Halen Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İl Temsilcisi, Kırklareli Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi olup, Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneği (KIRKSEDER) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütmektedir...

Edebiyat ve şiir bilgisi ışığında, birçok şiir türünü denedi. Sonuçta epik, lirik, didaktik, duygusal ve sosyal içerikli şiir üzerinde yazmaya karar verdi. Daha çok duygusal şiir türü üzerinde yoğunlaşarak şiirlerinin birçoğunun besteciler tarafından bestelendi. Bestelenen şiirlerini ve kendi yaptığı şiir yorumlarını içeren bir tanıtım CD'si de hazırladı.


ŞAİR VE YAZAR İKİCAN’IN HALEN YÜRÜTTÜĞÜ GÖREVLER:

1)      Kırklareli İl Mahalli İdareler Müdürlüğü

2)      Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneği (KIRKSEDER) Başkanlığı

3)      Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İl Temsilciliği

4)      Trakya Şairler ve Yazarlar Derneği TRAKŞAYAD üyeliği

5)      Trakya Kent Konseyi Üyeliği

6)      Türk Hava Kurumu (THK) Yönetim Kurulu Üyeliği

ŞAİR VE YAZAR ALAEDDİN İKİCAN’IN KÜLTÜR FAALİYETLERİ:

Şair ve Yazar Alaeddin İKİCAN     kendisinin davet edildiği ülkenin birçok yerindeki Şiir ve Kültür Etkinlikleri, Festivaller ve Şiir Şölenlerine, fiilî olarak katılan şairler arasında, hemen hemen birinci sırada gelmektedir…

Şair ve Yazar Alaeddin İKİCAN     Yazdığı şiirlerini Kültür ve Edebiyat Dergileri ile gazetelerde, antolojilerde ve kendi yayınladığı kitaplarda, radyo ve televizyonlarda çokça görmek mümkündür.

2005 yılında Anadolu Gazete, Radyo ve Televizyon Yayıncıları Birliği öncülüğünde, Dünya Şairler ve Şiir Sevenler Derneği başta olmak üzere, kültür ve sanat elçilerimizin katkılarıyla, Türkiye genelinde, geleneksel olarak düzenlenen: "İl İl Karadeniz" konulu Hikmet OKUYAR Dokuzuncu (9.) Şiir Yarışmasında, “Mansiyon” ödülü almıştır.

 2006 yılında Kırklareli Belediyesi ve KIRKTUR-DER (Kırklareli Kültür Turizm ve Tanıtma Derneği) tarafından düzenlenen şiir yarışmasında "Festivalle Kırklareli" isimli şiiri ile Birincilik Ödülünü aldığını görüyoruz.

2007 yılı Mayıs ayında Trakya Turizm Derneğince düzenlenen "İnsan Sevgisi" temasını işleyen, ulusal şiir yarışmasında "YAŞAMIN TEMELİ İNSANLARI SEVMELI" isimli şiiri ile ikincilik ödülü aldı.

“Kırklareli Türküsü” isimli eseri bestelenerek, türkü şeklinde radyolarda ve televizyonlarda, sanatçı Hasan Öztürk'ün sesiyle Rumeli TV, Medya TV, Hollanda'da Deniz TV. de okundu.

On beş civarında şiiri Hasan ÖZTÜRK (Berraki), Beytullah ARABACI (Tekfurî), Mehmet BUDAK, Fuat ERTUĞRAL ve Aşık Ziya VAR tarafından türkü formatında bestelenmiştir.

Rumeli TV, Tek Rumeli TV, Kanal 59 TV, Trakya Türk TV, Hollanda Deniz TV, Polis Radyosu, Ürgüp FM, Serhat FM, Gözde FM, Kırklar TV gibi radyo ve televizyonlarda şiir programlarına katılmış olup kendisi ile ilgili haber ve şiirler yayınlanmıştır.

İLESAM’ın, “11. Bilim Adamı Şair Yazar ve Sanatçılar Ansiklopedisi"nde yer aldı.

Nazif KARAÇAM tarafından yayınlanan: "Kırklareli'ni Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar" isimli yaklaşık 700 yıllık bir süre içerisinde Kültür Edebiyat ve Sanat alanında değişik dallarda hizmeti bulunan şahsiyetleri içeren araştırma kitabında:

“Kırklareli Şiirini Anadolu'ya Taşıyan Şair" olarak yer aldı. Şiirleri "Kırklareli Şiirleri", 'Anadolu Şairleri' isimli antolojilerde, Geleneksel ve Uluslararası Kapadokya Şiir Şöleni Antolojisi, Türk Dünyası Şairler Antolojisi, Çorlu Kültür ve Sanat Derneği Antolojisi, Kültür Çağlayanı Şiir Antolojisi, Şiir Harmanı Seçkisi, Kırklareli Şairleri Antolojisinde, Soma Şiirleri Antolojisi, Şairler Seçkisi Şiir Antolojisi, Türk Dünyası Şairler Antolojisi ile on sekiz (18) ülkeden beş yüz atmış dört (564) Şairin yer aldığı: Avrasya Şairler Antolojisi, Yeşeren Düşler Antolojisi ve Azerbaycan'da yayınlanan ve Azeri Kütüphanelerine dağıtımı yapılan "Türk Dünyası Şairleri BUTA Almanax" ğı ile, yerel ve genel gazeteler ile “Türkiye Sevdası", "Karadeniz Sevdası" Kültür ve Edebiyat Dergilerinde yer aldı.

ALEADDIN İKİCAN ’IN ŞİİRLERİNİN YER ALDIĞI DERGİLER:

Sanat ve Edebiyat Pınarı, Istranca Rüzgarı, Şiir Öykü Haber Dergisi, Ozan Ağacı Kültür ve Edebiyat Dergisi, Cep sanat Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, Sanat ve Edebiyat Pınarı, Kırklareli ve Sağlık Dergisi, Kırklareli İl Özel İdaresi Dergisi, Ortanca Sanat ve Edebiyat Dergisi, Dost, Karınca Kooperatif Kültür Dergisi, Kültür Çağlayanı Eğitim Sanat Edebiyat ve Halkbilim Dergisi, Aşiyan Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi, İLESAM Dergisi, Edebiyatta Yankı Dil Kültür Edebiyat ve Sanat Dergisi, Nişikli Travel Kültür Sanat Dergisi, Günebakan Kültür Sanat Dergisi, Kırklar Kültür Sanat Eğitim ve Haber Dergisi, Emniyet Polis, Avrasya Sanat Edebiyat Dergisi, Kumru Tarih Kültür ve Edebiyat Dergisi, Kum Kırklareli Fen Lisesi Dergisi gibi Kültür ve Edebiyat Dergilerinde yayınlandı. Ayrıca Uluslararası olarak Hollanda, Bulgaristan Azerbaycan Gazetelerinde olduğu gibi ülke çapında Posta, Hürriyet, gazetelerinde de yayınlanmıştır. “2017: İKİCAN, Alaeddin : (Sevgiden Ötesi Yok!) s.11”

Yeni İnan, Çoruh'un Doğduğu Yer, Fethiye, Söke Ekspres, Van Gölü Ekspres, Burdur, Burdurlunun Sesi, Gündem Ankara, Gaziantep Zafer, Belde, Oğuzeli, Sonsöz, Önder, Kent, 24 SAAT, Olay, Van Postası, Hudut, Yeni Gün, Ses, Trakya, Demokrat, Haber Trak, Muratlı Hizmet, Avrupa Yakası, Sesleniş, Tasvir, Yarın, Trakya'nın Sesi, Ekran, Rota, İl çapındaki gazetelerden, Haber Lüleburgaz, Babaeski Gündem, Frekans, Günyüzü, Babaeski Söz, Görünüm, Hür Fikir, Kırklareli Bülteni, Burgaz, …vb. gazetelerinde kendisi ile ilgili haberler veya şiirleri yayınlandı. 

Nazif Karaçam'ın önderliğinde Kırklarelili şairlerin oluşturduğu Kırklar'ın Sesi Şairler Grubu ile başlayarak sonra Kırklareli Kültür, Sanat ve Edebiyatçılar Derneği (KIRKSEDER) ile İl Temsilcisi olarak görev yaptığı Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) adına Trakya şiir şölenlerinde, festivallerde, Eğitim Kurumlarında ve birçok şiir dinletilerinde, Şair ve Ozanlar gecelerine katılarak okuduğu şiirler üzerine plaket, ödül ve belge alarak şiirleri beğeni kazandı.

SANATÇI ALEADDIN İKİCAN’IN: “Sevgiden Ötesi Yok!” ADLI KİTABINDA GEÇEN KONU BAŞLIKLARI:

Önsöz; Özgeçmiş Alaeddin İKİCAN    ; Nazif KARAÇAM ve Kırkların Sesi Şairler Grubu;  Üretken Şair Alaeddin İKİCAN      ve Sevgiden Ötesi Yok Şiir Kitabı;  Vize'de Şampiyonluk Maçı; Yüreğin Özü; Yarabbi; Alaeddin İKİCAN     Dostuma;  Bulamadım Kendimi Sende; Kader;  Gerçeğe Uçmak;  Bir Başka Havasında Şiir Dinletisi: Duyulmayan Çığlıklar: Yapraklar solmasın; Gelmedin: Sokak Çocukları: Martılar: Ana:  Mecbur muyum;  Unutulmuyorsun; Sevgi; Sen Gidiyorsun; Koca Çınar; Ben ve Çocuklarım; Ardımdan Ağlamasın; Baba Mirası; Muhtacım; On Yedi Yaşı; Baba Bedduası; Seviyorum Seni; Arkadaş; Kordan Ateş; Benimlesin; Tatarköy; Ağlıyorum; Arkadaşım; Allah Kurtarsın; Sen Suçlusun;  Yalan Dünya, Toprağım; Vatanım İçin; Dostlar; Nişikli; Doğmadan İsyankar; Duygular; Gönlümdeki Aşkıma; Tomurcuk lale; Köy kızları; Kurban Olsun; Savaş Dediğin; Deme Bana; Hüzün; Canan; Sir Tutalım Sevgimizi; Burası Türkiye; Hatıra ve Sevgi; İnsanları Sevmeli; Seni Seviyorum; Affedemem Seni  Başkasını Sevmeyeceğim; Sen Gittin Ben ağladım;  Ben neyi; Seni Yaşarken; İçimden Atamadığım; Sevgi; Canlarım Benim; Benimlesin; Soru-Cevap; Antalyalım; Nasihat; Didaktik ; Dostluk Üzerine; Babaeski, Analık Sevgisi Sonsuz Bir, Yaktın da Gittin; Yetenektir; Bekleme;   Gönlümdeki Aşkıma; Aşkım Hatıra Kalsın; Çernobil Kalıntısı; Gönlüm Bekledi Gelmedin; Küçük Yüreğin Sonu; Beni de Götür; Deliorman' da Suyun Gözü; Festivalle Kırklareli; Çocukluğumun Oyunları; Şahinle Kumru; Orkun' un Yaşamı  123   Kemer Şiir ve Müzik Etkinliği;  Ne Olurdu;  Simav Şiir ve Müzik Etkinliği; Hatıraların Anılarınla; Ne Olur Gel; Yanımda Sen Oldukça; Ecel Vakti Gelmeden; Sen Bende Yaşıyorsun; Aşk;  Başım bunalıyor (Aliterasyon); Ayrılık Acıdır; 6/Fen sınıfı; Ayrılık Anı; Unutulan Sevgi; Sen Sevdalı;    Ümitsiz Yaşam;
Haykırmak, Ağlamak ve Yaşamak; Hissettim; Alaeddin IKICAN'a;  Paramparça; Azerbaycan Rüyası; Kırklareli; Kapadokya Şiir Şöleni; veda; Bu Gece; Yayla Mahallesi; Dostun Böylesi; Yavru Vatan Kıbrıs. 
“2017: İKİCAN, ALAEDDİN: (Sevgiden Ötesi Yok!) s. 5-192”

SAYIN NAZİF KARAÇAM ve KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER GRUBU:

İlkokula gittiğim yıllarda tanıdım onu. Cismini, siluetini görmeden, manen tanımıştım, Öğretmenimin verdiği “İlimizi Tanıyalım” ödevini tek kaynak olarak bulduğum "KIRKLARELİ" kitabından yapmıştım. Kitabın arkasında biyografisi verilen Araştırmacı Yazar Sayın Nazif KARAÇAM’dı, Yaptığım ödevin sınıfta başarılı görülerek tahtaya asılması kendisine duyduğum ilk saygının tohumları idi.

Yazarın Kırklarelili olması, pekişmesine neden olan sevgi ve saygımın, memuriyet yıllarımdaki araştırmacılığı, kültüre olan aşkı ve sevgisi ile doruğa ulaştı derken; 1998 yılı başında sadece izleyici olma amacı ile gittiğim "Kırkların Sesi" şairler grubu toplantılarına başkanlık ederken, otoritesi, dürüstlüğü ve beyefendiliği ile, yerinde, tarafsız ve zamanında müdahaleleri ile beni bu grubun şiir dinletilerine katılmamı sağladı.

Onun Başkanlığında yapılan şiir dinletilerini, kaçırmamaya çalıştım. Kırkların Sesi şairler grubu toplantılarında çeşitli şair arkadaşlarımın kendilerine has şiirlerini dinlerken kendi şiir haznemi de geliştirmeyi ihmal etmedim. İlk kaleme aldığım şiirler ile Kırkların Sesi Şairler Grubu şiir dinletilerine katıldıktan sonra yazdığım şiirler arasındaki farkı yakalamamak mümkün değil, Umarım okurken bu farkı sizler de yakalayacaksınız.

Bu toplantılarda tanıma ve tanışma fırsatı bulduğum, başta Sayın Araştırmacı Yazar Nazif KARAÇAM, Mekân sahibi, şair Mülayim TİRFİL, Şair ağabeylerimizden, Enis ILGAR, Merhum Yaşar Faruk İNAL ile ismini yazmaya fırsat bulamadığım birçok şair dostla, Edirne'den toplantılarımıza katılan, Ozan ağacı ile bütünleşen Merhum Mehmet ve Özlem AĞIRGAN ’lar beraberinde gelen dostlarımızdan en azından dostluklarını, kendilerini tanıma fırsatını kazandım. Şiir birikimimin zenginleşmesinde ve kitap yayınlama aşamasına gelmesinde teşvikiniz yok değil!

Teşekkürler Sayın Nazif KARAÇAM, Teşekkürler Kırkların Sesi Şairler Grubu toplantılarına katılan tüm şair dostlar. Her şey gönlünüzce olsun. 

Alaeddin İKİCAN   

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.14-15”

ÜRETKEN ŞAİR ALAEDDİN İKİCAN ve "SEVGİDEN ÖTESİ YOK" KITABI:

Şiirin okulu yoktur ama şiir yazan şairin iklimi vardır. Şair bu iklim olmadıkça, bu iklimi yaratmadıkça şiir yazamaz. Bu nedenle şiir yazmak da şair olmak da zordur. Alaeddin İKİCAN     bu zoru kolaylaştırmış şairdir. Şiirin perilerini bekleyen değil, şiire giden, şiiri yakalayan bir kimsedir.

Bu sebeple üretken bir şairdir. Aynı zamanda okunan bir şairdir. 2004 yılında bastırdığı "Sevgiden Ötesi Yok" şiir kitabı ikinci baskıyı yapmış bulunmaktadır.

Alaeddin İKİCAN'ın şiirlerinde en büyük özellik edebî nitelik- ten çok doğallık ve duygusallıktır. Gerçi her şairde duygusallık vardır ama Alaeddin İKİCAN'ın duygusallığı düşünce ile iç içe olmasındandır. O, geçmişten çok yakın zamanların, yakın çevrenin şairidir. Şiir için yola akşamdan çıkmaz. Bekler ki sabah olsun duygular, düşünceler durulsun, özlemler yakına gelsin, HÜZÜN biraz daha acıtsın, biraz daha sevgiyle anlatılacak hale gelsin... O, bazı şairler gibi kendisini şiirlerinde saklamıyor, aksine şiirlerinde "Ben Buyum" diyor ve yazıyor: YİTİK BAYRAMLAR adlı şiirinde bakın ne diyor İKİCAN:

Dedemin pamuk elleri,

Halamın candan gözleri,

Bayram gecesi tatlı hayalleri,

Nerede bıraktık hatırlıyor musun?

 

Necibe Teyze’den ikramın akidesi

Tahsin Amca’nın beyaz yirmi beşliği

Naylon torbalarda peynir, şeker.

Büyük sermaye idi, biliyor musun?

 
Özenle hazırlanmış baklava tatlısı,

Olmayanlarda bayram sıkıntısı,

Bayramların vazgeçilmez sofrası,

Mantar tabancaları, çatapatları unutuyor musun? 


Mazide kaldı eski güzel bayramlar

Misafir rızkı ile gelir diyenler

Artık bayramlar güzelliğini yitirdiler

"Şimdi Bayram gelmiş neyime" dediler.

 

“Bu nostaljik şiirde Alaeddin İKİCAN     kökü geçmişte şair izlenimini veriyorsa da doğru değil! Onun zaman zaman geride kalan anıları şiirleştirme ustalığındandır; ancak, her şairin biraz geçmişle bağlantısı vardır değil mi?

Alaeddin İKİCAN     bürokrat bir şairdir. Onun bu yanını açıkça belli eden şiirleri vardır. "Muhtar Dostlara" bu tür şiirlerinden biridir. "Memleketim", ve son yazdığı "CANIM KIRKLARELİ" güzellemesi, betimlemesi (tasviri) onun Uzun şiir tekniği üzerinde durduğunu da göstermektedir. Gerçi şiirin uzunu kısası hep şiirdir ama ağıt gibi, övgü gibi şiirler genelde uzun olur. Türk Edebiyatında, KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER TOPLULUĞU'nda bu tür şiir yazanlar vardır. İKİCAN bu bağlamda kendine özgüdür. Şiire konu ettiklerini isterse uzun yazma yeteneği bulunmaktadır. 

"Şiir" edebî bir tür olması itibariyle teknik ve sanat yönü olan bir yazım ve anlatım şeklidir. Bu anlamda her şiir belki edebî bir türdür; fakat sanat ve teknik yönüyle Manzume de olabilir. Görebildiğim kadar Alaeddin IKICAN Manzume yazan şair basamaklarını geride bırakmıştır. Didaktik Şiir çeşidine de pek itibar etmemektedir. Bilindiği gibi Didaktik şiir öğretici şiir türüdür. Edebiyatta her şair yazdığını güzel okur diye bir kural yoktur. Her güzel yazan da güzel konuşamaz. Hem güzel yazmak hem güzel okumak ve güzel konuşmak pek az insanda görülür.

Alaeddin İKİCAN     yazdığı şiiri, şiir okuyan profesyonel şairler gibi seslendirir, adeta şov yapar. Artistik bir özellik verir ki bu dinleyiciyi etkileme bakımından gerekli olan şeydir. Bugün itibariyle Alaeddin İKİCAN      da yarına kalacak cinsten şiirler bulunduğunu söylemek abartı sayılmaz. Zaten şairler olsun, yazarlar olsun bütünüyle değil, bazı güzel kitapları, bazı güzel şiir ve öyküleri ile tanınırlar. Ancak şairi, yazarı, öykücüyü tanıtacak, afişe edecek eseri ZAMAN seçer;çünkü bunlar zamana dayanıklı olduklarını kanıtlamış şiir ve romanlardır. Sözgelimi:

Yahya Kemal “SESSİZ GEMİSİ” adlı şiiri ile öne çıkar. Faruk Nafiz Çamlıbel “ÇOBAN ÇEŞMESİ”, Behçet Kemal Çağlar "MEMLEKET GÜZELLEMESİ" şiiri ile daha çok tanınırlar.

Şiiri sevenlere ALAEDDİN İKİCAN'ı okumalarını tavsiye ederim. Onun şiirlerinde güzel deyişler, nostaljik yanlar, anılar, sevgiler, duygusallıklar ve kısaca hayatın kendisini bulacaklardır.

Yazımı, onun “YAŞAYACAKSIN” şiirinden bir dörtlükle bitirmek istiyorum:

“Küçük bir kahkaha, bir tebessüm.

Kalemi alıp her yere ismini yazdığım.

Sevgini dağlara taşlara haykırdığım.

Sesimde, özümde, nefesimde yaşayacaksın." 

"Yaşamak güzel be kardeşim…"

Diyenler çok olsun.”

“2017: İKİCAN, ALAEDDİN : (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16-18”

VİZE 'DE ŞAMPİYONLUK MAÇI HAVASINDA ŞİİR DİNLETİSİ
4. Vize Tarih ve Kültür Festivali Etkinliklerinin 2. günü olan 30 Temmuz 2009' da, Vize şehir stadyumunda gerçekleşen şiir dinletisine, Tekirdağ'ı temsilen Tekirdağ Namık Kemal Şiir Gurubu şairlerinden Kanal 59 Mavi Bir Şehir prowram yapımcı ve sunucusu Şair Sedai KAVRIK davet edilerek yaklaşık 10 bin kişilik kalabalık bir dinleyicinin önünde şiirlerini yorumladı. Şiir dinletisinin sunuculuğunu da yapan Şair Sedai KAVRIK, festival için yazmış olduğu "Uçarak Geldim" ve ''Uzak Mavi Bir Şehirdi Gözlerin" isimli şiirlerini yorumlayarak Vizeli dinleyicilerden büyük bir beğeni topladı. Dinletiye Kırklareli KIRKSEDER (Kırklareli kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneği) şairlerinden olan ve Kırklareli İl Mahalli İdareler Müdürlüğünü halen sürdüren Şair Alaeddin İKİCAN "Paramparça" ve "Gitme be Gülüm" isimli şiirleriyle, Rumeli Televizyonu' nda program hazırlayıp sunan besteci ve yorumcu Hasan ÖZTÜRK sazı ile sözü bestesi kendine ait olan "Manolya" ve Trakya yöresine ait türkülerle dinleyicileri adeta coşturdular. Sanatçı Hasan ÖZTÜRK kendine ait bir şiirini dinleyicilerle paylaşırken sözleri Şair Alaeddin İKİCAN 'a ait olan kendi bestelediği Kırklareli Türküsü" adlı eser de büyük beğeni gördü. Program ÖZTÜRK' ün Sarı Saçlım Mavi Gözlüm" adlı şarkıyı seslendirmesiyle son buldu. Yerel ve ulusal basının ilgi gösterdiği, konuk belediye başkanlarının da hazır bulunduğu, yaklaşık 45 dakika süren dinletiye halkın yoğun ilgisini fark eden Vize Belediye Başkanı Selçuk YILMAZ ilerleyen tarihlerde daha fazla katılımcı ile bir şiir dinletisi gerçekleştirmek istediklerini belirterek, dinletiden duyduğu memnuniyetini dile getirdi ve katılımcılara festivalin anısına düzenlenmiş olan teşekkür plaketlerini sundu.

Gece değişik etkinliklerle devam etti. Tekirdağlı Şair Sedai KAVRIK’in 4. Vize Tarih ve Kültür Festivali için yazmış olduğu şiir

UÇARAK GELDİM
Duydum ki dostların şenliği varmış,
Bugünü bir coşku bir sevinç sarmış,
Can dost İKİCAN'ım bir haber salmış,
Sevinçten göklere uçarak geldim...


Yıllardır büyüttüm hep sevgi ile,
Gönül çiçeklerim bugün sizlere...
Tekirdağ' dan alıp Kırklareli'ne,
Sevgi bayrağını dikmeye geldim...


Kardeşlik ve dostluk işte burada,
Gerek var mı söze tablo ortada...
Kalbimle, ruhumla bugün burada,
Gönüllerinize girmeye geldim...


Nereye baksam hep gülüyor yüzler,
Bal damlıyor diller, coşuyor kalpler,
Gökten gülümsüyor sanki melekler,
Hakkın rızasını alarak geldim...
 
“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s. 19-20”

DUYULMAYAN ÇIĞLIKLAR (Öykü)

Muktedir ile annesi, derme çatma yer evlerinin önünde pilileri yemlerken, gök bulutu üzerlerine çökmüş ağlıyordu. Sadece gözlerin konuştuğu sessizliği hatun bozdu.

- Muktedir! 

Buyur ana! 

Pilileri yemleyince karşı çayıra gidelim. Yoncayı biçer- bağlarız. Babana hazır ederiz, öğle yemeğini de orada yeriz bahçeden soğan, domates biber toplarız. Ayrıca sana söyleyeceklerim var!

Aslında hiç mi hiç gidesim yok ama annemin söyleyecekleri çok önemli olmalı ki beni çayıra, özellikle teşvik edici bir ima ile çağırıyordu. Gerçekte benim adım nüfus cüzdanında Metin olarak geçiyor. Annem dedemin arzusu dışında evlendiği için ne dedem tarafından ne de halalarım ve amcalarım tarafından pek sevilmiyorduk.

Bahçelerinde envayi çeşit meyve ağacı vardı. Tüm meyvelerden köydeki çocuklara koyunlarına dolduruncaya kadar vermelerine rağmen ben gittiğimde bir tane bile vermek istemiyorlardı. Köyde insanlara çeşitli konularda yardımcı oldukları için herkes onları seviyordu. Annemi ise dedemler ve ailesi sevmediği için köyde kimse sevmiyordu. Tabii onun oğlu olduğum için beni de kimse sevmiyordu. Hangi konuda olursa olsun vardığım tüm kapılar yüzüme kapanıyor, günler ön- ce heyecan içinde beklediğim dini bayramlarda, dedem, halam ve amcamlar hatta herkes çocuklara para verirken bana ellerini dahi vermek istememesi beni derinden yaralıyordu. 

Benim hayattaki varlığım, bana yaşama gücü veren iki in- san vardı. Biri; henüz hayatımın gonca yaşamında yetim kalmamın fitilini ateşleyen, fırsat buldukça bahçe ve çayırda, zaman zaman inşaatlarda çalışan, kazandığını ailesi için sarf eden, çaresizliğinde isyanı ve nefsinin mahkûmiyeti ile ölümü seçen babam, diğeri ise hızla uçuruma yuvarlandığımı gören yüreği yaralı, her gün gözyaşlarının eşliğinde bana bir şeyler anlatan bir çift göz ve konuşmayan dilin maliki annem. Bu iki varlığın ve onlara olan sevgisizliğin rolünü üstlenen sahte dün- ya melekleri arasında günümü gün ediyordum. Ölümün soğuk tenini hissedercesine zaman zaman ateşlenip ağrılarıma katlanamadığım zamanlarda bile hasta olduğumdan bahsedilmesini istemiyordum. Plastik bir yaprak gibi gıdım gıdım erirken bile bana masum masum bakan sahte sevgilere inat etrafa gülücükler saçıyordum. Taa ki annemle bahçede konuşana dek.

Annem bir taraftan pilileri yemlerken gözyaşlarını gizlemeye çalışıyordu. Babam ise kasabada iş aramaktaydı.

- Muktedir, oğluummm! Derken yüreği ağzına geliyordu.

- He ana de bakalım. Dediğimde yutkunup kısa bir sessizlikten sonra yine başlar. 

-Muktedir, oğlum! Günden güne eriyorsun, sen acı çektik- çe benim ciğerim sökülüyor. Gel yarın doktora gidelim. 

O güne kadar annemin gözyaşları içerisindeki yakarışlarını önemiyordum; ama bu sefer başkaydı... İçimden bir ses he dememi istiyordu. 

- Hee gidelim ana! Gidelim! 

- Ha benim iki gözüm, baban gelende varalım hastaneye.

Henüz hayatımın pembe açmazında, doktorların kucağın- da beyhude bir pişmanlıkla, mazinin koridorlarında sürükleniyordum. Hastanede kendime geldiğimde " Bana ne oldu? Ben kimim? Neredeyim? Diye inlediğim sırada açık kapı aralığın- dan doktorun gözü yaşlı annemle gizli gizli konuşurken ecelimi duyabileceğimi, hayat arkadaşım ölümle kucak kucağa yaşayacağımı hiç mi hiç düşünmemiştim. Annemin yakaran sözleri beni kendime getirdi.

- Hiç mi şansımız yok doktor bey? 

Maalesef, keşke olumlu bir şey diyebilseydim. Ancak kesinlikle size çok iş düşüyor. Zira morale her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Kendisine belli etmeyin lütfen.

- Anladım doktor bey anladım. Allah yardımcımız olsun. Dünya güzeli evladımı, o gözleri kamaştıran hayat ışığını, o gönülleri yakan sevda güneşini karanlık dünyasına hapsetmek zorundayız.

Sonu kaçınılmaz haberi alan babam zaten geçim mücadelesi ile kaderine razı olmaya çalışırken yıkılır. Kalbini duyamaz, yüreğine söz geçiremez, duygularını susturamaz.

Bu vahim haberin şiddetinden ömür saltanatı çatırdıyor, hayalleri yıkılıyor, umutları sönüyor, kabristanı noktalayan karanlık tüneller birer canavarı andırırcasına babamın gölgesi gibiydi. Taa ki bu çaresizliğe dayanamayıp kendini hastanenin, beşinci katındaki penceresinden boşluğa bırakıp beton cadde ile öpüşene dek.

Karanlık dünyamı paylaştığım annem için hayat daha zorlaştı. Akrabalarının kin ve nefreti babamın ölümüne rağmen son bulmamıştı. Çevresinden dışlanmış, para yok, pul yok, destek yok. Sadece laf kalabalığı ve sorun keşmekeşliği vardı.

Hastane odasında yatarken, göğsüne bastırdığı kabarık bir dosya ile odama gelen doktorun hali durumumu özetliyordu. Yüzündeki hüzün dolu ifade içine düştüğüm çaresizliğin habercisi gibiydi. Yüzüme hüzünle bakarken bölük pörçük sözcükleri, titreyen dudaklarından dökülmeye başladı. 

-Yanındaki kadın annen miydi? 

- Hee anamdı ama uzun süre oldu yanıma gelmedi. 

Doktor akan gözyaşlarını fark ettirmeden silerken, “zavallı kadın dayanamadı mücadele etmeye, o da kolayı seçti. Bir avuç leblebide buldu kendini" derken gözlerime bakamıyordu. Sustu. Cümlesini tamamlayamadı. Sözleri sanki sinsice boşlukta sallanıyordu. Tüm hayat bağlarımın o sırada koptuğunu hissettim. Freni boşalan ölüm aracının beni hızla mekânıma sürüklediğini hissediyordum. Tek kelimeyle yıkılmıştım. Birden yere yığılan taze bedenimin etrafında doktorlar, hemşireler koşuşuyordu. 

Altı ay süre ile hastaneler, içimi dışımı saran ilaçlar ile yaşadım. Bir saniye bile aklımdan çıkamayan annemin o mahzun ve zavallı görüntüsü de içimi delip geçmeye yetiyordu. İzinli olarak hastaneden çıktım. Annemin mezarı başına gittim.

Bir anda perdelendi gözlerim... İnfilak ediyormuşçasına zonklayan beynim! Göğüs kafesimi parçalar gibi tıp tıp vuran kalbim! Kulaklarımda dayanılmaz çınlamalar! Her yer karanlık... Anneme kavuşmuştum. 

Kısa, çetin ve çileli geçen ömrümün sonunda Mevla'm beni gönlüme göre ödüllendirmişti. Kirlenen dünyamızda, kansere davetiye çıkaran tüm çalışmalara katkı sağlayanlar ile kendilerine muhtaç kalacağım, anneme duydukları kin ve nefreti bana da sirayet ettiren dedemler ve sevmeyenlerimle birlikte bu dünyada yaşamaktansa, sevdiklerimle, kendilerinden bir parça olarak ayrıldığım varlıklar annem ve babamla birlikte olmayı nasip etti Yaradan! 

Aslında yavru beden yerine tebessüm etmesi, mutlu olması gerekenler kimler? Sinsice kötü emellerinin sermayesini artırarak, insanlığı kanser illeti ile iç içe yaşamaya zorlayan, kirli yaşamlarını zenginleştiren zavallılar!

Siz Sevinin Tebessüm Edin! Zira Zafer Sizin...

Yıl 2002, Yer Ankara, İçişleri Bakanlığı Misafirhanesinde yemek sonrası meslektaşlarımızla dışarıya çıkıp dolaşmak üzereyken gelen bir telefon beni duygu seli içerisine gömüverdi, gençlik yıllarından beri birbirlerini çok severek evlenen iki arkadaşımın mahkeme kararıyla boşandıklarını, çocuklarından birinin anneye, birinin ise babaya verildiğini öğrendim, Sanki olay benim başıma gelmişti. Çok duygulandım, ellerimi yanaklarıma götürerek, yüzümü iki elimin arasına alıp orada kalakaldım. Gözlerimi kırparken yanaklarımdan süzülen iki damla gözyaşı beni kendime getirdi, dalmıştım, duygular denizinde yüzüyordum anda baba olarak TOPRAĞI, anne olarak BEDENİ, çocukları da YAPRAKLARA benzetmek suretiyle oluşturduğum senaryo üzerine, yazdığım dizeleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Allah, insanları sevdiklerinden ayırmasın. Her şey gönlünüzce olsun.

  “2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.21-25”

ÇOCUKLUĞUMUN OYUNLARI (Anı)

Özledim, çocukluğumu, hiçbir maddi değeri olmayan ama manevi değeri unutulmayan çocukluğumdaki oyunları özledim. Tarladan geldikten sonra akşamüzerleri hava kararıncaya değin oynadığımız annemiz çağırdığından biraz daha oynayalim diye sitem ettiğimiz, tekrar başlamak için ertesi günü sabırsızlıkla beklediğimiz manevi değeri yüksek ama maddi değeri hiç olmayan o güzel oyunları bugün andıkça kâh gülüyorum, kâh düşünüyorum kâh gözyaşı döküyorum. Beni uçsuz bucaksız anılara götürüyor. O anıları yaşadığım arkadaşlarımın bir kısmını bugün toprak altında rahmete kavuşmuş Allah gani gani rahmet etsin bir kısmı ise ticarete, siyasete, resmiyete atılarak yaşam savaşlarını sürdürüyorlar. İşte değerli dostlar bu günde çocukluğum gözümün önüne gelerek yağmur kar güneş demeden her türlü hava şartlarında oynadığımız vaktimizi değerlendirdiğimiz, küçük yüreklerimizi pır pır kanatlandıran oyunlarımızı anımsadım ve onları kaleme almaya karar verdim.

Çocukluğumuzda severek özlemle oynadığımız oyunların büyük bir kısmı unutulmaya hatıralardan dahi silinmeye yüz tuttu. Günümüz çocukları internet oyunları aldıkları çok pahalı oyuncakları ile meşgul olurken bizim çocukluğumuzda oynadığımız, şıştırpan (topaç çevirme), dangalak (Çember) çevirme, Cicili (Misket), Yağ satarım bal satarım, çelik çomak, çizgi (sek sek), uzuneşek, körebe (kovalamaca), saklambaç, bezirgânbaşı, yakan topu, lastik atlama, çivi futbolu, beştaş, yedi kiremit oyunları gibi yokluktan alınamayan oyuncakların yerine ise gündöndü (Ayçiçeği) kafalarından araba, süpürge saplarından telli çalgı, gündöndü sopalarıyla kamyon otobüs yapmak, naylon ya da zenginlerin alabildiği plastik toplarla futbol oynamak çocukluğumuzun en zengin vakit hırsızlarıydı.

Yokluk, yoksulluk içerisinde mutlu olmanın yollarını ayan çocukluğumuz zamanında, zamanımızı neşeyle harcadığımız, mutlulukları sevinçle paylaştığımız, hüzünlerde ortak olduğumuz kültür ananelerimizi çocukluğumuzda duyduk. Bu yaşam tarzı içerisinde bulduğumuz zamanı en iyi değerlendirme şekli olan oyunlarımızın bazılarını paylaşmak istiyorum. Bunlar yaşayanlar için bir anı, bir özlem, bir mutluluk kaynağı, bizden sonra bu oyunların sadece ismini duyan genç kuşaklar için bunlar da oyun mu? Denebilecek onlara göre basit bizlere göre çoook zengin ortamlardı.

Babalarımızın ninelerimizin dedelerimizin bize anlattığı oyunlarla büyürdük, çocukluğumuzu yaşarken onların oynadığı oyunları çok basit bizim oyunlarımızı çook zengin ve neşeli görüyorduk ya, şimdi de zamanımızın çocukları bizim oyunlarımızı çok basit görüyorlardı. Ama nine ve dedelerimizin oynadıkları el emeği oyunları anlatırken gözyaşlarını gizleyemediklerini de itiraf etmeden geçemeyeceğim. Bunu itiraf ederken yeni nesil çocuklarımızın ne kadar şanslı olduklarını hazır oyunlarla ya da teknolojik oyunlarla zamanlarını geçirdiklerini
de rahatlıkla söyleyebilirim.

Nerede kaldı özlemle dışarı çıkıp oynamayı özlediğimiz bu oyunlar, sahi hala oynayan var mıdır ya da bilen bu oyunları? Aslında o zamanlar hünerdi lastiğe takılmadan atlamak ya da kiremitleri bir atışta devirip hepsini çevreye sermek. Ekipleri seçerken söylediğimiz tekerlemeler hatılıyor musunuz?

 "000000

iğne iplik

delme diplik

çelik çıbık

çık." Ya da

"O0000

inene

minene

söyleyim

ninene

zarta zurta

pilav kaşık

çatal bal

çık."

“Aldım

verdim,

ben seni

yendim” diyerek adımla ilerleyen çocuğun seçme hakkı kazanması takım kurmada büyük bir avantajdı. Bu heyecanı bize hangi teknoloji aleti bilgisayar verebilirdi ki veremezdi çünkü onlar sanal bizim yaşadıklarımız gerçekti.

Geçen zaman sürecinde bu değerlerimiz yok olduğu gibi mazimizde sararıp kararıyordu sanki. Bizler için bu oyunlar, mücadele, terlemek azim, gayret, emek, başarı, gülmek ve belki de kaybedince ağlamak duygularını yaşatıyordu. bol hareket ve efor isteyen bu oyunlarımız bizlerde hep mazi olacak hep özlemle yad edilecekti.

Her şeyden önce bu eski oyunlarımız hareket içerdiği için sağlığımızı da olumlu etkilemesine rağmen bu günkü teknolojik oyunlarımız ise bizleri sabit sandalyeye bağladığından sağlığımızı olumsuz etkilemekte, boyun ağrıları başta olmak üzere birçok sağlık sorunlarına davetiye çıkarmaktadır. Çocuklarımızı fiziki ve sosyal gelişmeden olumsuz etkileyen günümüz teknik oyunları maalesef bu konularda tedbir almamızı, anne babaların bu konularda uyarılmaları gerektiği gerçeğini yansıtmaktadır.

Yaşı yaklaşık 25 in üzerinde olan ve yazıtımıza konu olan çocukluğumuz oyunlarını yaşayan kesimin çocukluğunda sokak aralarında ya da yıkık dökük evlerin geniş ve sahipsiz bahçelerinde oynanan bu oyunların yerini artık bilgisayar televiz tablet ve cep telefonları aldı.

Tabii bu hata çocukların mı? Kesinlikle hayır onlara bu dünyayı bizler sunduk. Muhteşem devasa binalar yaparak, yeşil alanları yok ederek ekonomiyi düşünüp betonlaşmak çocukların işimi, en küçük parselleri bile inşaata ayırıp oyun
alanlarını daraltmak tabii ki bizlerin işiydi. Onları o teknolojik oyunlara sevk etmekte bizim de payımız yok değildi. Tüm bunların birçok zorlu sınava hazırlanmak için eğitim maratonuna adapte olmaya çalışması da bu sokak oyunlarının unutulmasına neden olduğu söylenebilir.

Teknolojik oyunların çocuklarımıza verdiği olumsuz öneklerden biri de çocukları sertliğe kabalığa, şiddete silaha ve sanal dünyada oynandığı için bilinçsiz cesarete alıştırdığı göz önüne alındığında bizim çocukluğumuzdaki oyunların ise
tam tersine çocukların kişisel gelişimine olumlu yansıdığı düşünülmektedir.

Yine günümüz teknolojik oyunlarına ya da bilgisayara bağımlı olan çocukların sosyal gelişimlerinin de olumsuz seyredeceği bu durumda ilerleyen dönemlerde bu çocukların toplumla sosyalleşmede epey zorluk yaşadıkları gözlemler arasında yerini alıyordu.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.119-122” 

ÖZÜMDEN GÖNLÜMDE KALAN KIRKLARELİ (Anı):

Cennet misali köyümüzün ne olacağı bilinmiyordu. Hangi ulusun çetelerinin köyümüzü basacağı, evleri yakıp yıkacağı meçhuldü. Zira köyümüzün bulunduğu Batı Trakya kırsal yerleşim yerleri bir Osmanlı, bir Bulgaristan, bir Yunanistan toprağı oluyordu. Balkan savaşları sona ermiş, yakıp yıkılan evlerin arasında kışın ayazını yazın kızıllığını hissettirmeyecek mekân çok azdı.

 Yer şu anda Yunanistan sınırları içerisinde kalan Batı Trakya bölgesinde Kavala İli Drama İlçesi Loftişta kasabası Probayna Köyü…

Bahçede iki pilinin (tavuğun) altından yumurtaları alıyordu. Sanki fırtına öncesi sessizliği bozan anasının gür sesi kulaklarının zarını patlatıyordu.

Hüseyin! Kardaşın Hasan’ı da al tetenlere koy git (teyzenlere koş git) onlarla

Bağa gitçeniz, canınıza eyi bakın.

Hüseyin’in ise zevkime diyecek yok, sıcacık yeni çıkmış üç tane hem de sarı kabuklu yumurta var onlara bakıyor, zevkten dört köşe oluyordu. Keyifli keyifli sırıtırken annesinin pençeleri omuzumdan tuttuğu gibi onu havaya kaldırıyordu. Hayalinin arasına reklam girmişçesine suratı dondu kaldı.

Hüseyin on iki, kardaşı Hasan 10 yaşındaydı. Bağda yumruk kadar cevizler çok iri kayısı, armut, ayva ve envay çeşit meyveler vardı. Üzüm salkımlarının bir tanesi iki kilo gelebiliyordu. Bağa gideceklerini duyunca sevindi.

Anaaa! kardaşım gelmesiiin. Ben yalnız gideyim.

Olmaaazz!

Kardaşın sana emanet der gibi dramatik bir bakışla ensesine okkalı bir şaplak atarak, kabalarına da bir şamar vurarak tetelerine kovaladı. Teteleri Hüseyin ve Hasan’ı çok seviyordu, aralarında iki yaş olmasına rağmen ikiz gibiydiler. Teteleri onları o gün her zamankinden daha sıcak, daha sevecen sarmışlardı. Sanki yeni ocakları burası olacak gibi bir yakınlıkta.

Annesi Hüseyin’e bir kumanya kardaşına bir kumanya hazırlayarak ellerine tutuşturdu. Yola koyuldular, teteleri köyün dışında, bağları ise yaklaşık üç dört evlek ötedeydi. Tetesi onları kapıda karşıladı.

Anaaaa Hüseyin’imle Hasan’ım gelmiş, gelin gelin canlarım benim…. deyip bir sardı bir sardı ki, sanki iki sevgilinin buluşma anı gibiydi. O gün farklı bir ilgi, farklı bir sevgi kendini perdenin arkasında gösteriyordu adeta.

Öküzleri arabaya koşan eniştesi bir çırpıda onları arabaya attı, teteleri ve ailenin diğer bireyleri de arabada yerlerini alınca eniştenin gür sesiyle araba hareket etti. Harç hurç cagırt gibi kağnı arabası misali sesler çıkararak yola revan oldular. Belki yaya gitseler daha hızlı giderlerdi amma o kadar eşya götüremezlerdi. Sonunda bağa geldiler. Çadır kurdular, geceler geçti gündüzler geçti ama eve gitmiyorlardı. Annelerini, babalarını, agalarını özlemişlerdi, ama köye dönmüyorlardı.

Ara ara tetesi eline bir torba alıp, bir de matara suyla her gün belli saatlerde bağın yan tarafında çukur gibi bir yere gidiyordu. Dönüşte yanında getirdiği malzemeler bulunmuyordu. Onları oraya niye götürüp bırakıyordu, Hüseyin buna bir anlam veremiyordu. Bir gün kardaşıyla gözleri yaşlı olduğu halde orada gezerken tetesinin gittiği çukurun önüne geldiler, çukur adeta bir mağara gibi derine iniyordu. Meraklandılar, kardaşına,

Sen yukarıda kal ben aşağıya ineceğim. Dedi. Gerçekten mağaraydı, ileride bir hışırtı duydu, ürperdi, nefesini tutmuş soluklanamıyordu, Bir de ne görsün? Öldürüldü diye bildikleri Emin amca ve arkadaşı orada, dimdik ayakta duruyordu. Birbirleriyle hararetle konuşuyorlardı, ama neydi konuştukları? El ve yüz hareketlerini çözemiyordu. Onu görmesinler diye taş aralığına yapışmıştı. İçeri doğru girdiklerinde kendisini kamufle ederek ve yine yukarı doğru sürünerek toprağın üzerine çıktı. Kardaşı Hasan heyecanla bembeyaz kesilmiş bir halde suratına bakarak.

Aga aşağıda ne vardı, yılan mı gördün.

Yok!

Dedi, hemen tetemlere gidelim diyerek kardaşının kolundan tuttu. Tetesine koştu, derme çatma çadırın önünde odun yakmış çamaşır suyu ısıtıyordu.

Teteeee teteeeee diye bağırarak koşuyordu. Tetenin yamalı eteklerine sarıldı. Korku ve heyecan ile,

Ben gördüm iki kişiydiler Emin ağamı gördüm.

Diyerek sanki bir define bulmuş gibi tetesinin kardaşı ve öldü bilinen Emin ağayı gördüğünü bağırarak söylüyordu. Tetesi bunu duyunca sevinçten onu saracağını beklerken, aşkıyla sert bir şamar patlattı suratıma

Sen ne aramaya gittin oralara, niye buradan ayrılıyorsunuz.

Dedi. Kardaşına da bir tokat vurdu.

Sakın kimseye söylemeyin onlar orada yaşamak durumunda,

Deyince tekrar şaşırdı. Zira yaşanacak yer değildi. Sanki hapis gibi o mağarada kalıyorlardı. Nereden bilsinler ki onları arayan Yunun çetelerine öldüklerini söyleyerek orada gizlediklerini, tetesinin her gün su matarası ile yiyecek getirdiği o mağaranın düşman toprağındaki vatanları olduğunu, orada Türk askerleriyle iletişim kurmaya çalışarak istikballeri ve yarınları için kafa yorduklarını, plan yaptıklarını, nereden bilebilirdi ki?

Hüseyin kardaşıyla dereye indi, hala anlayamamıştı, öldü diye bilinen Emin Agayı mağarada gördüğünde, sevinçle kendilerine haber verdiği sırada niye tokat yediğini, ama bir şeyi anlamıştı. Her gördüğünü her yerde söylememesi gerektiğini anlamıştı. Zira artık gizlilik ortadan kalkmıştı, bir şekilde Yunan çeteleri o mağaraya baskın yapacaktı. Aradan iki gün geçmedi ki bir grup eşkıya pis sakallı, saç sakal birbirine karışmış sanki kırk yıldır sakal tıraşı olmamış bir şekilde nara atarak anlayamadıkları bir dille mağara tarafını işaret ederek atlarıyla oraya gidiyorlardı. Bir zaman geçtikten sonra tekrar çadırlarının önünden nara atarak ve anlamadıkları dilden konuşarak hızla uzaklaştılar. Meğer onlar gördükten sonra Emin Aga ve arkadaşı orasını terketmiş, iyi de yapmışlar, çünkü onlar duyulduğu zaman Yunan Eşkıyalarının geleceğini biliyorlarmış. Tetesi hala ona kırgındı niye nara atarak bağırarak orada olduklarını söyledi diye, çünkü o günden sonra su ve katık mağaraya gitmiyordu. Emin ağaların ne olduğunu bilmiyordu. Ama bildiği bir konu varsaaa.  Uzun süre sessiz ve gözleri gülmeyen tetesinin sevinçle kendilerine doğru gelerek;

Haydi, haydi hazırlanın büyük mübadele için anlaşma olmuş Türkiye’ye

gidiyoruz. Orada çeteler yok, sefalet yok, gizlenmek saklanmak yok. Atatürk’ün memleketi var, vatanı için can atanlar var, bize orada kimse zarar veremez, ölmeden önce bir Türkiye’yi görsem diyordum, Allahım sana sonsuz şükürler olsun dualarım yerini buldu. İstanbul var ya İstanbul yedi düvelin göz koyup alamadığı, muhteşem canların kan akıttığı yer İstanbul. Bizans’ın yıllarca payitahtlığını yaptığı yer İstanbul. Osmanlının yedi kıtaya hükmettiği şehir İstanbul, orası anlatılmaz kuzucuklarım yaşanır. Hayallerimizde zenginleştirdiğimiz ama ulaşamadığımız yer İstanbul. İstanbul’un da yer aldığı Türkiye’ye gidiyoruz mübadele anlaşması olmuş, haydi haydi hazırlanın ölmeden önce görmeyi nasip edecek inşallah Allah’ım Türkiye’yi, nereye iskân koyarlarsa koysunlar, kırda da olsa şeherde de olsa Türk toprağı olsun yeter. Çok şükür rabbim, çok şükür.

Diye dua ederken dilinin çözüldüğü o anda gözleri Hüseyin ve kardaşına ilişti. Hüzün dolu bakışlarla onları süzüyordu. Gözlerinden damlayan yaşları hissediliyordu. Rengi kızıl bir al renge döndü. Geldi bir koluyla Hüseyin’i, bir koluyla kardaşı Hasan’ı sardı. Kokluyordu, öpüyordu, bağrına basıyordu.

Yok, yok, aa, yok sizi de götüreceğim, burada bırakamam, bizim çocuklardan

derim. Sizi göz göre göre Yunanlıların eziyetine bırakamam, olmaz geleceksiniz. Siz bana İbram ağamın emanetlerisiniz. Onlar sizler için, bizler için can verdiler. Sizi de onların kaderine bırakmam, bırakamam, bizim çocuklardan derim, derim ya inanırlar, beraber değil miyiz?

Diyordu; ama sanki kendi bile dediklerine inanmıyordu. Çocuklar ise şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlardı. Onların da tıkanmış, yutkunuyorlardı, konuşmak istiyorlar sanki dilleri lal olmuştu, konuşamıyorlardı. Nereye gideceğiz? diye düşünmeden edemiyorlardı tabi. Ama onları sahiplenmiş gibi acıyor misali bakıyordu onları acımaklı süzüyordu.

Yok yok! Geleceksiniz, tabi siz bize emanetsiniz kim kaldı ki sizden size sahip çıkacak kim var, ben daha ölmedim. Şerefsizler kanınızı sülalenin topunu temizledi. Sizi bırakmam. Türkiye’ye sizde geleceksiniz.

Çocuklar şaşkındı. Türkiye büyük memleket, Adı büyük Şanı büyük, masal gibi kasabalar, kahraman askerleri var, her şeyden önce ninni niyetiyle geceleri kahramanlıklarını anlatırken onları uyuttukları, unutulmaz Atatürk’leri var, hayal miydi bu? teteleri hayal mi sayıklıyordu?..

İnandıklarına hala inanmadıkları bu duruma adeta bayram yapıyorlardı. Gerçek olabilir mi ki? Gidebilirler miydi diye düşünürken, birkaç gün içinde trenlerin geleceği söylendi. Paket yapabilecekleri eşyaları hazırladılar. Artık İnanıyorlardı. Tebdili mekân göründü, hazırlıklar gerçeğin fitilini ateşledi. Bayram şölenleri gibi trenler bekleniyordu.  Dolu dolu tren vagonları gelmeye başlayınca teteleri onları da sıkıştırarak vagona attı, ailenin diğer bireyleri de onların ardından trendeydi. Yaşlı kadınlar ile çocukların sayısı erkek sayısına göre çoook çok fazlaydı; çünkü sağ kalanların çoğu yaşlı kadın ve çocuktu. Her gittikleri durakta vagonlar bir daha sıkışıyor, insanlar biraz daha artıyordu.

Ağlayanlar, gülenler, sevinenler hasrete düşenler hepsi farklı imajdaydı. Hayaller yerini kah beklentiye cevap veren, kah alakası olmayan gerçeklere bırakıyordu. Türk topraklarına vardığımızda vagonlardan inen toprağı öpüyor, ağlıyordu. Hüseyin kardaşıyla bu durumu anlamaya çalışıyordu. Ama bilerek, ama bilmeyerek onlar da gördüklerini yaptı. Toprağa yüzlerini koydular, alınlarını yapıştırdılar. Sanki sımsıcak gelmişti o toprak onlara. Teteleri ağladığı için onlar da ağlıyordu. Ağlarken mutlu olmak, ağlarken gülmek, nasıl bir duyguydu onu yaşadılar. Hazırladıkları kumanyaları büyük bir hazla ve iştahla yedikten sonra tekrar kamyonlarla Kırklareli’nin Pınarhisar İlçesi yancıklar köyüne iskân olmak üzere geldiler. İskân yerleri burasıymış.

Kısa bir süre sonra Kırklareli’de tütüncülük yapan “Tütüncü sülman” lakaplı ağa gibi büyük bir çiftçi ırgat arıyor. Yancıklara geldiğinde Hüseyin ve Hasan ona önerilmiş. Boğaz tokluğuna artık kaderleri Kırklareli şehir merkezinde tütüncülük ve çiftçilikle geçecekti. Hüseyin daha fazla işe sarılıyor. Yaşı 2 yaş fazla olduğu için sorumluluğunu daha iyi yerine getiriyordu. Hasan burada fazla durmayarak Edirne’nin Abalar köyünde ağalık yapan birinin yanına girdi.

Kurtuluş savaşı sonrası Türkiye yavaş yavaş tanınmaya başlıyor, büyük savaşın yaralarını sarmaya çalışıyordu. Atatürk Soyadı Kanunu’nu çıkardığı zaman soyadı almak için Hasan ve Hüseyin Nüfus Memurunun karşısına çıkar. Nüfus Memuru kendilerine der ki;

Size Soyadı veremeyiz, siz reşit değilsiniz, gidin ailenizden en büyüğünüz gelsin, ona soyadı vereceğiz hepiniz ailede ayni soyadını kullanacaksınız.

Hüseyin evin büyüğü edasıyla ve kendinden emin bir şekilde;

Evin en büyüğü benim. Trenlerle değiş tokuşta Drama’dan kardaşımla beraber geldik. Ailemizden başka kimse yoktur! Hepsi Yunanistan’da öldürüldüler. Sadece biz kaldık ailede, başka kimsemiz yo!..

Nüfus Memuru şaşırmıştı. Sanki ona cevap veren kişi büyümüş de küçülmüştü. Nasıl işlem yapacaktı. Konuşmasına devam etti.

Peki mübadelede sizi almazlardı, büyüğünüz olmadan sizi kim getirdi yanında, yalnız gelemezsiniz?

Tetemlerle geldik, onlar Yancıklar köyünde kaldı, bende çalışmak için Tütüncü Sülman Ağanın yanında ırgat olarak çalışıyorum. Kardaşımda Edirne’de Abalar köyünde bir Ağanın yanında çalışıyor. Bizim kanımızdan sülalemizden başka kimse yok!

Nüfus memuru şaşırmıştı. Tütüncü Sülman ve Yancıklar Köyünden teteleri Hatice ve Ayşe ile de gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra tekrar Nüfus dairesine bu iki çocuğu çağırdı. Elini çenesine getirdi. Düşünceli, duygulu ve şaşkın bir şekilde sözü aldı.

Hımm! Söyledikleriniz doğruymuş. O zaman, madem ki mübadelede Yunanistan’da ailenizden sadece ikiniz kaldınız, ikiniz geldiniz, başka kimseniz yok! Siz de isterseniz, uygun görürseniz, Yunanistan’dan ailenizden sadece İki çocuk, iki kişi, İki Can geldiğiniz için sizin soyadınız da İKİCAN olsun. Ne dersiniz?

Derken, gözyaşları tombul yanaklarından süzülüyordu. Çocuklar bir şey diyemediler. Sadece Oluur diyebildiler. Soyadları o günden itibaren İKİCAN olarak süregeldi. Hüseyin uzun bir süre Tütüncü Sülman’da çalıştıktan sonra evlenmeye karar verdi ve oradan ayrıldı, başkalarından yarıya icar ile tarla kiralayarak hayatını idame ettirdi.

Zamanın ortamı emek gücüne dayalı iş yaptığı için ameleye çalışacak insana ihtiyaç vardı. Eşinin varlığı ona güç veriyordu ama yeterli gelmiyordu. Bu nedenle zamanın gereği on çocukları oldu. Dördü çocuk yaşlarda rahmetli olunca kalan altı çocuğunun okuması için eşiyle birlikte gecesini gündüzüne kattı. Sağ kalan altı evladını hepsini okutup devlet memuriyetine girmelerini sağlayıp bir baba için son görev olan çocuklarının evlenmelerini de temin ederek 5 Haziran 1998 tarihinde rahmetli oldu. Sağ kalan altı çocuğundan en küçük olanı şu anda okumakta olduğunuz reelden kaynaklı hikâyeyi yazmakla meşgul.

“2018: İKİCAN, Alaeddin: (Rumeli Haber Sanat Araştırma Yorum Kültür ve Turizm Dergisi) s.50”

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:

YAPRAKLAR SOLMASIN

Sevgiye hasret,

Topraktan koparılmış,
Bir yaprağı var vücuduna sarılı,
Ondan özlem ve sevgi bekleyen,
Gelecek vadeden,
Sadece bir yaprak!..
Diğer yaprağı koparılmış toprakça.,
Vücudundan çalınmış hunharca,
Ama bedendeki sevgi zamkı,
Kopan yapraktaki aşk tabanı,
Yok olmadığı müddetçe,
Yaprak bedene yapışır yine,

Ancak, toprak izin verdiğince!.

Kurutmayın yapraklardaki aşk yumağını,

Yok etmeyin oluşan sevgi zamkını,

Birbirine kavuşturun bedendeki vefayı,

Toprak - beden anlayın yaşam şartını,

Yaprakların yeşil kalması sizin elinizde,

Sevgi, vefa, İnanç, dostluk şifalarıyla,

Hazırlanmış suyla doyurun papatyayı,

Zor değil, toprakla bedenin varlığı,

Yaprakları yeşertmek için,

Niye olmasın vefa, özlem, sevgi fedakarlığı !.


Olmaz mı toprak,hala inatçı mısın?.

Olmaz mı beden, hala kin güdüyor musun?

O zaman sizler inançlarınızın, düşüncelerinizin esiri olu

Bırakın yapraklar birbirini koklasın,

Ayni suyla yaşadığını, ayni havayı soluduğunu,

Bir çiçeğin tek yapraklı olamayacağını bilsinler.

İkisinin de bir gülün ayrı birer yaprağı,

Ayni toprakta yetişen bedenin canları,

Olduğunu hatırlasınlar, unutmasınlar.

 

Toprak ve beden belki büyük fedakârlıkla,

Ayrı yaşamlarını sürdürebilir amma,

Yaprakları unutmayın,

Sizler olmazsanız yapraklar olmaz,

Yaşatın yaprakları,

Gönderin, sevgi, özlem, aşk diyarına,

 

Yıllar önce hatırlayın yaprak olduğunuzu,

Toprağa sarılı bedene nasıl yapıştığınızı.,

Neler beklediğinizi.,

Çok mu?

Sadece sevgi!,

Mahrum etmeyin sevgiden,

Yaşama hasret özlem içinde bekleyen,

Oluşturduğumuz yapraklara,

Yapraklar bizim geleceğimiz,

Varlığımız, her şeyimiz,

Çünkü yaprak,çocuklarımız!.

 “2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.25-27”

1960 ve 1970 li yıllarda kırsal kesimde yaşayan anneleri  tarlada bağ ve bahçede tarımla uğraşırken emek gücüne dayalı tarımsal işlerde çalışırken karda buzda yada güneş altında bebelerini dünyaya getirdiklerine hiç şahit oldunuz mu? İşte o şartlarda yaşayan annelerden birini sembolize ederek bir anayı tasvir etmeye çalıştım.

ANA

Soğuk bir kış günü..,

Yayladayım dostlarımın yanında.,

Bir ana çocuğunu beliyordu,

Karların buzların altında.,

 

Yavrum için, milletim için dedi.

Ana dedim, üşüyorsun,

Ana dedim çok yoruluyorsun,

Halk için halkım için dedi,

 

Yüzü çatlamış, elleri morarmış,

Aniden kendinden geçmiş,

Yanındaydım irkildim,

Sorunca yerin dibine girdim.

 

Ana dedim bu ne hal?

Yavrum için milletim için dedi,

Ana dedim öleceksin,

Gençlik için canda helal dedi.

 

Beş on kişinin varlığında,

Uzun bir sandık baş üstü kollarında,

Ağır, vakar yürüyüş dallarında,

Gidenlere merakımdan sordum.

 

Gardaşlar dedim bu nedir.?

Yeni doğan melektir dediler.

İçim sızlayarak yoksa dedim o mu.?

Başı sağ olsun halkın gençliğin dediler.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.28-29”

NE OLUR GEL!
Ceylan gözlerinle vurdun özümü,
Sevda bağlarında aldın sözümü,
Muhtacım sevgine bildin gizimi,


Uzağı yakın eyle, ne olur gel.
Yalvartma beni uzat bir el, yeter!
Hasretimi dibinden, inan söker,
Tek taraflı aşk, ölümden beter,


Uzağı yakın eyle, ne olur gel.
Nefesini nefesimde hissettim,
Kanatlı kuşlar misali özgürdüm,
Nasıl oldu, yek başına soldurdun,


Uzağı yakın eyle ne olur gel.
Başka âlemdeyim, sen güldüğünde,
Hüzünler söner, hoş bakışlarında,
Güller dikensizdir, "He" dediğinde,


Uzağı yakın eyle, ne olur gel.
Vefa, sevgi, saygı yok olmuş gitmiş,
Virane aşklarda baykuşlar ötmüş,
Yeter artık dilimde tüyler bitmiş,
Uzağı yakın eyle ne olur gel.
“2017: İKİCAN, Alaeddin İKİCAN: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.170”


BU GECE
Yaşıyorum seni tüm benliğinle,
Kendimi buldum cam gözlerinde,
Kıvılcım saçan güzelliğinle,
Derdimi yüreğime gömdüm bu gece.


Ağladım deme, gözlerin kanamadan,
Ben yandım deme, tenin erimeden,
Kara sevdalıyım deme aklın yitirmeden,
Kanayan yüreğimi kora bastım bu gece.


Gelsen, tutsan ellerimi ısıtsan tenimi,
Işığım olsan, işıtsan kararan yüreğimi,
Ufukta kaybolup giden ümitlerimi,
Hayal ettim, bekledim durdum bu gece.


Şırıltısıyla uyandığım derenin kenarında,
Çevreme baktım, seni aradım etrafımda,
Sarmayı arzuladığım cananı gördüğümde,
Kaçtın kollarımdan yok oldun bu gece.
“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.192”

ŞAİR VE YAZAR ALAEDDİN İKİCAN’A YAZILMŞ ŞİİR:

ALEADDIN İKİCAN'A

Bir bedende ol iki can

Damarında var asil kan 

Yüzü güleç dost bakınan

Şansın açık ola gardaş.

 

Allah şansı vermiş sana 

Yardım için düşer yola 

Yolun açık verme mola

Şansın açık ola gardaş.

 

Doğruluktan ayrılmayan

Hiç kimseyi kayırmayan

Yalanlarda bulunmayan

 Şansın açık ola gardaş.

 

Güler yüzü dili tatlı 

Açık olmuş gönül bahtı 

Hak yolunda canı saklı 

Şansın açık ola gardaş. 

Fuat Ertuğral / 13.11.2015;

“2017: İKİCAN, Alaeddin İKİCAN: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.179”

“İMLÂ, NOKTALAMA VE YAZIM KURALLARI” AÇISINDAN:

YAZAR, YAYINCI VE TASHİHÇİYE ELEŞTİRİ:

Elimizdeki bu eser “SEVGİDEN ÖTESİ YOK!” adlı kitabı, dizgi, baskı, düzeltmeler, tasarım yönünden, eleştiriye uğrayacağı şüphesizdir. Kıymetli şair ve yazarımızın, kendisinden kaynaklanmadığını sandığım bu tür hatalar, kitabın özünde, değer kaybı yapmayacaktır; ancak ikinci baskısında da bu hatalara dokunulmadan basılmış olması Türkçemiz açısından acıklı bir durumdur… Umarım bu kitap, diğer baskılarında, bu tür hataları da giderilerek, layık olduğu değere ulaşarak çıkmayı, başaracaktır.

Kitabın ikinci (2.) sayfasında, yer alan: “2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.2”

Kitabın Basıldığı şehir, matbaa, yayıncı, basıldığı yıl ve ne kadar basıldığı, bilgilerinden bir kısmına, yer verildiği görülüyor. Kitabın bu basımda ne kadar basıldığı ise meçhul kalmış… Diğer şair, yazar ve bunların kitaplarının çoğunda da görebildiğimiz bu kusuru, burada da ne yazık ki görmekteyiz.

İstatistikî bilgiler gereği ve ileride hazırlanabilecek: “Kitap Katalogları, Şehir Yıllıkları, Şiir Antolojileri, Şair Yıllıkları, Edebiyat Tarihi, Edebiyat Literatürü, Temel Eserler, …vb.” için gerekli bilgilere ulaşmak, bu hatalar devam ettiği sürece zor olacaktır. Şairinden değil; ama basan: “Yayıncı, Yayın Yönetmeni, Yayın Koordinatörü, Editör, Yayınevi ve Dizgici”den kaynaklanan bu tür hatalar, kitabın kalitesini düşürmektedir. Herhangi bir kitap okuyucusuna sunulmadan, basımdan hemen önce, kitapların nerede, kaç yılında, kaçıncı baskı olarak ve ne kadar, adet, basıldığı, “Türkçemizin İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” açısından mutlaka, iyi bir şekilde gözden geçirilmesi, en sonunda: “Bu Eser Baskıya Hazır Hale Geldi !” denildikten sonra, dizgiye gönderilmesi, dizgiye girmesi yerinde olacaktır.

Elimize alacağımız her eserin yazarının, hangi yıllarda yaşadığını (Hakkında, Özgeçmiş, CV…gibi), kitabının hangi şehirde, hangi yılda basıldığı, hangi matbaada ne kadar baskı yapıldığı konusunda tereddütlere ve kargaşaya meydan verilmeyecek, net ve açık bir şekilde belirtilmesi elzem olup, hepsinden önemlisi bir mecburiyettir.

Bir kitapta, bu bilgilerin olmayışı: Araştırmacı Gazeteciler, Yazarlar, Bilim İnsanları ve Şehir Yıllıkları, Kataloglar, Bibliyografya Çalışması Yapanları; İlim Kurumları, Üniversitelerinde Master ve Doktora Tezi Yapan v e Yapacak Olanlar Açısından da önemli bir bilgi kaynağı olup bu bilgilere ulaşmak isteyen araştırmacıları, zor durumda bırakmaktadır.

Örneğin: Sadece iç kapakta veya 1-2. sayfadaki basıldığı yılın yanında bir yere: “Bu kitaptan ... adet basılmıştır!” diye belirtilmesi gerekirken miktar belirtilmemiştir. Hemen bütün kitaplarda görülen, bu eksikliğin, basılacak diğer kitaplarda olmaması, önemli bir aksaklığı gidermiş olacaktır.

Türkçemizdeki: “İmlâ, Noktalama ve Yazım” yazma işlemi, keskin “Kurallar” a tabidir. Her kişi bunu eğip, büküp, kendine göre evirip çevirip, kimi harflerin boyunu büyütüp kimi harflerin boyunu kısaltıp veya değişik şekil ve durumlara sokarak kullanamaz. Yazamaz! Mevcut işaretleri de değişik şekillerde; ikili, üçlü, beşli ünlem işaretleri, ayraç; (!!!!); (????); (!!!??????) (////////) …, vb. uydurarak işaret, harf, noktalama ve imlâ kuralı icat edemez! Bunu yazı olarak metne dökemez, resmî yazışmalarda ve ilim, kültür, tarih, coğrafya, Türk Dili ve Edebiyatı, Türkçe, …kitaplarına koyarak yazamaz ve bunu bu durumları ile yayınlayamaz, yayınlatamazlar!..

1)Yanlış Kullanım:

ÜRETKEN ŞAİR ALÂEDDİN İKİCAN VE "SEVGİDEN ÖTESİ YOK" KITABI:

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16”

Doğru Kullanım:

Türkçenin Yazım Kuralı: Özel İsimler, kişinin Nüfus Cüzdanlarında yazılmış olduğu gibi yazılırlar. Örnek: ALÂEDDİN isminin yazılışı “ALAEDDİN ” olarak düzeltilecektir.

(ÜRETKEN ŞAİR ALAEDDİN İKİCAN VE "SEVGİDEN ÖTESİ YOK!" KITABI:) başlığının tamamı yukardaki gibi yazılarak düzeltilecektir.

Türkçenin Yazım Kuralı: Başlıklarda kullanılan: “ve, veya yahut; mı, mi; mu, mü; da, de; ile, ya da” sözleri küçük harfle, diğerleri büyük harfle yazılırlar; Başlık veya yazının tamamı büyük yazılıyor ise bütün olarak bunlar da büyük harfle yazılırlar. Örnek:

Yusuf ile Züleyha; Türkiye ve Bugünün Gerçekleri; Dünya ve Merkür

ÜRETKEN ŞAİR ALAEDDİN İKİCAN VE "SEVGİDEN ÖTESİ YOK!" KITABI:

TURFA MI TURFANDA MI?; VATAN YAHU SİLİSTRE; LEYLÂ İLE MECNÛN.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16”

Türkçenin Yazım Kuralı: Ünleme, seslenme, çağırma, bağırma, şaşırma, hayret, acıma, heyecan, emir, küçümseme, yerme, alay etme, ifadelerinden sonra ünlem işaret (!) kullanılır. Örnek: ÜRETKEN ŞAİR ALAEDDİN İKİCAN     VE "SEVGİDEN ÖTESİ YOK!" KITABI: “Yok!” sözünden sonra ünlem işareti konulmalıydı. Örnekler:

Her zorluğun, bir kolaylığı var!.. Bölük dur! Savaşmaktan başka çare yok!.. Her şey var!

“2017: İKİCAN, ALAEDDİN: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16”

2)Yanlış Kullanım: Şiirin okulu yoktur ama şiir yazan şairin iklimi vardır. Şair bu iklim

olmadıkça, bu iklimi yaratmadıkça şiir yazamaz. Bu nedenle şiir yazmak da şair olmak da zordur. Alaeddin İKİCAN     bu zoru kolaylaştırmış şairdir. Şiirin perilerini bekleyen değil, şiire giden, şiiri yakalayan bir kimsedir. Cümlesinde bir anlatım bozukluğu, kavram kargaşası hemen göze batmaktadır. Bu durum aşağıdaki şekilde düzeltilecektir.

3)Yanlış Kullanım: Şiirin okulu yoktur ama şiir…”

Türkçenin Yazım Kuralı: Türkçede bir cümle tamamen bitip, ikinci cümle: ama, fakat, lâkin, çünkü, böyle, böylece, halbuki, binanaleyh…” gibi sözcüklerle başlarken, birinci cümlenin sonuna noktalı virgül (;) konduktan sonra, ikinci cümle, küçük harf ile başlayarak devam eder.

Doğru Kullanım: “Şiirin, okulu yoktur; ama şiir…” şeklinde düzelecektir.

“2017: İKİCAN, Alaeddin : (Sevgiden Ötesi Yok!) s.2”

4)Yanlış Kullanım: (“şairin iklimi olması”, “iklimi yaratmak”) bu cümlede, mantıksız iki durum söz konusudur.

İklim: Bir yerde uzun bir süre gözlenen: hava, nem, sıcaklık, soğukluk, basınç, rüzgâr, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların ortalamasına verilen addır.

Sanatçının, burada kullandığı “iklim” sözü açık olmayıp, örtülüdür. Doldurmadır ve Tutarsızdır. Şöyle ki:

“…şairin iklimi olması”: İklim: Bir coğrafî terimdir. Bu söz burada; kapalıdır ve açık olmayıp cümlede, doldurma söz olarak kullanılmıştır.

Aslında Söylenmek İstenen: Şairin şiirle, kültürle, edebiyatla ilgilenenlerin bir ortamı, muhiti, çevresi topluca bulundukları dernek, birlik, kültür ocağı ve kültür faaliyetlerinin yapıldığı yer, yöre ve yaşadığı bölge; kültür çevresi, kültür ortamı, kültür mahali olabilir…

Türkçede, kelimeleri eğip bükerek, anlamlı anlamsız sözleri bir araya getirmek; “Kulağa hoş gelecek sözleri birbiri ardına sıralayarak cümle, söz dizisi oluşturmak, maharet sayılsa da uzmanlarınca bağışlanması mümkün olmayan “Bozuk Anlatım, Anlatım Bozukluğu” işlerindendir. Türkçe, burada katledilmiştir. Türkçe burada kavram kargaşasına kurban edilmiştir. Türkçenin, burada yapısı ve anlamı bozularak (Anlatım Bozukluğu) oluşturulmuş ve Türkçe, içinden çıkılmaz bir kelime çuvalı haline dönüştürülmüştür. Bu bozuk anlatımla Türkçe, bugün ve gelecek kuşaklar için telafisi mümkün olmayan katliama, kurban verilmiştir. Bu Anlatım Bozukluğu ile Türkçenin, zengin anlatım gücü, zaafa uğratılmış, işlek, kıvrak ve matematiksel örgüsü, kurallar zinciri, dahiyane işleyişi bozulmuş, var olan gücü sarsılmıştır. Cümlenin bu şekli ile kullanımı: Anlatım Bozukluğu, Kavram Kargaşası, Örtülü, Doldurma ve Tutarsız bir söz topluluğu oluşturmuştur. 

“Yaratmak” sözü Allah’a mahsustur. Onun için kullanılır.: “İcat etmek”, teknolojik bir terimdir. Bu sözcük için: “Yeni düşünce, buluş, üretim, üretmek, ortaya koymak…” gibi Türkçemizde bolca olan söz veya sözcüklerden biri ile karşılanmalıydı.

Doğru Kullanım: Şiirin okulu yoktur; ama şiir yazan şairin, ortamı, muhiti, çevresi, etrafı (iklimi) vardır. Şairin bu ortamı, muhiti, çevresi (iklim) olmadıkça, bu ortama, muhite, çevreye girmedikçe, oralarda bulunmadıkça (iklimi yaratmadıkça) şiir üretemez, ortaya koyamaz, yazamaz! Bu sebeple (nedenle) şiir yazmak da şair olmak da zordur. Alaeddin İKİCAN     bu zoru başarmış (kolaylaştırmış) şairdir. İlhamın (Şiirin) perilerini bekleyen değil, ilhama (şiire) giden, ilhamı (şiiri) yakalayan bir kimsedir.

“Şiirin okulu yoktur; ama şiir yazan şairin, ortamı, muhiti, çevresi, etrafı vardır. Şairin bu ortamı, olmadıkça bu muhite girmedikçe bu çevrede bulunmadıkça şiir üretemez şiir yazamaz! Bu sebeple şiir ortaya koymak, yazmak da şair olmak da zordur. Alaeddin İKİCAN     bu zoru başarmış şairdir. İlham perilerini bekleyen değil, ilham perilerine giden, şiirde, ilhamı yakalayan bir kimsedir.” Cümle, bu şekliyle: “İmlâ, Noktalama, Yazım Kurallarına Uygun” olarak düzeltilmiş olacaktır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.2”

5)Yanlış Kullanım: …2004 yılında bastırdığı "Sevgiden Ötesi Yok" şiir kitabı ikinci baskısını yapmış bulunmaktadır.

Türkçe’nin Yazım Kuralı:

İki Nokta ( : ): Bir cümle veya sözden sonra, sıralanacak örnekleri, açıklamaları, göstermek üzere, cümle veya sözlerin sonuna konur. Örnek:

Yanlış Kullanım:

“…2004 yılında bastırdığı "Sevgiden Ötesi Yok" şiir kitabı ikinci baskısını yapmış bulunmaktadır.”

Doğru Kullanım:

“…2004 yılında bastırdığı: "Sevgiden Ötesi Yok" şiir kitabı ikinci baskısını yapmış bulunmaktadır.” Şeklinde yazılarak düzeltilecektir.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16”

Türkçe’nin Yazım Kuralı: Virgül bir nefeslik durakları göstermek için kullanılır.

Virgül (,) : Doğru Kullanım:

“…2004 yılında bastırdığı: "Sevgiden Ötesi Yok!" şiir kitabı, ikinci baskıyı yapmış bulunmaktadır.” Cümlesinde olduğu gibi cümle, bütün imlâ ve noktalamaları yerine konmuş, doğru bir cümle olarak düzeltilmiş, olacaktır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 2

6) Yanlış Kullanım:

Alâeddin İKİCAN'ın şiirlerinde en büyük özellik edebi nitelikten çok doğallık ve duygusallıktır.

Türkçe’nin Yazım Kuralı: Birlik, mensubiyet, aitlik bildiren (î) ekleri üzerlerine şapka koyularak yazılır.

Doğru Kullanım: Alaeddin İKİCAN'ın şiirlerinde en büyük özellik edebi nitelikten çok doğallık ve duygusallıktır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 2”

7) Yanlış Kullanım:

Gerçi her şairde duygusallık vardır ama Alâeddin ıkican'ın duygusallığı düşünce ile içiçe olmasındandır.

Türkçe’nin Yazım Kuralı: Başlıklarda kullanılan: “ve, veya yahut; mı, mi; mu, mü; da, de; ile, ya da” sözleri küçük harfle, diğerleri büyük harfle yazılırlar; Başlık veya yazının tamamı büyük yazılıyor ise bütün olarak bunlar da büyük harfle yazılırlar.

Doğru Kullanım:

Gerçi, her şairde duygusallık vardır; ama Alâeddin İKİCAN'ın duygusallığı düşünce ile iç içe olmasındandır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 2”

8) Yanlış Kullanım:

O, geçmişten çok yakın zamanların, yakın çevrenin şairidir.

Doğru Kullanım:

O, geçmişten çok, yakın zamanların, yakın çevrenin şairidir.

Türkçenin Yazım Kuralı: Virgül (,) cümledeki anlam kargaşasını önlemek için kullanılır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 2”

9)Yanlış Kullanım:

Şiir için yola akşamdan çıkmaz. Bekler ki sabah olsun duygular, düşünceler durulsun, özlemler yakına gelsin, HÜZÜN biraz daha acıtsın, biraz daha sevgiyle anlatılacak hale gelsin...

Doğru Kullanım:

Şiir için yola, akşamdan çıkmaz! Bekler ki sabah olsun! Duygular, düşünceler durulsun. Özlemler yakına gelsin. Hüzün biraz daha acıtsın, biraz daha sevgiyle anlatılacak hale gelsin... Şeklinde yazılarak düzeltilmiş olacaktır.

Türkçe’nin Yazım Kuralı: Biten her cümlenin sonuna nokta konur. Tek söz ile cümle kurulabildiği gibi uzayıp giden, bağlaçlarla, birbirlerine bağlanmış cümlelerde Türkçemizde mevcuttur.
Örnek: Dur! Al! Ver! Beni deli mi sanırsın ki Ahmet ile kıyaslayıp başımı belaya sokmak için uğraşırsın; bu boşuna uğraş; fakat yine de durma; ama ben senin bu planını bozacağım…

Türkçemizin yapısı, genel anlamda, kısa cümledir; bununla birlikte. Bağlı, bileşik, sıralı, bağlaçlı uzayıp giden cümleler de mevcuttur. Cümle uzadıkça bazan bozulur, anlam değişikliğine uğrar, Özne, yüklem. tümleçler birbirine karışır ve bir anlatım bozukluğu oluşturur. Kavram kargaşası başlar. Bu sebeple, kısa cümle kullanmağa dikkat etmek önemlidir.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 2”

10)Yanlış Kullanım:

O, bazı şairler gibi kendisini şiirlerinde saklamıyor, aksine şiirlerinde "Ben Buyum" diyor ve yazıyor: YİTİK BAYRAMLAR adlı şiirinde bakın ne diyor İKİCAN:

Doğru Kullanım:

O, bazı şairler gibi kendisini şiirlerinde saklamıyor, aksine şiirlerinde: "Ben, Buyum!.." diyor ve yazıyor: YİTİK BAYRAMLAR adlı şiirinde, bakın ne diyor İKİCAN: şeklinde noktalamalar konlarak düzeltilmiş olacaktır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16; Paragraf 3-4”

11) Doğru Kullanım:

Dedemin, pamuk elleri,

Halamın, candan gözleri,

Bayram gecesi tatlı hayalleri,

Nerede bıraktık, hatırlıyor musun?

 

Necibe teyzeden, ikramın, akidesi.

Tahsin amcanın, beyaz, yirmi beşliği

Naylon torbalarda: peynir, şeker.

Büyük sermaye idi biliyor musun?

 
         Özenle hazırlanmış baklava tatlısı.

Olmayanlarda, bayram sıkıntısı.

Bayramların vazgeçilmez sofrası.

Mantar tabancaları, çatapatları unutuyor musun? 

Mazide kaldı, eski güzel bayramlar...

Misafir rızkı ile gelir diyenler.

Artık bayramlar güzelliğini yitirdiler.

"Şimdi, Bayram gelmiş neyime?!.." dediler.

Şiirdeki “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” Yanlışlıkları:

Şiir üzerinde gösterilen; “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” nın uygulanmasında olduğu gibi: Dedem, Halam, Nerede bıraktık, Necibe teyzeden, ikramın; Tahsin amcanın; Olmayanlarda; mazide kaldı, sözlerinden sonra virgül; akidesi, tatlısı, sözlerinden sonra nokta (.); Naylon torbalarda sözünden sonra iki nokta (:) iki noktadan sonra ise “p” harfi küçük yazılarak, Şimdi sözündeki “Ş” harfi ise büyük yazılarak yanlışlıklar düzeltilmiş olacaktır.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16-17; Paragraf 3-4 

12) Yanlış Yazılmış Cümle:

Bu nostaljik şiirde Alâeddin İKİCAN kökü geçmişte şair izlenimini veriyorsa da doğru değil. Onun zaman zaman geride kalan anıları şiirleştirme ustalığındandır. Ancak, her şairin biraz geçmişle bağlantısı vardır değil mi?

Türkçenin Yazım Kuralı: Ünlem İşaret (!): Sevinç, kıvanç, hayret, şaşma, acı, korku, …vb. gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin sonuna konur: Değil, Evet, Hayır, Var, Yok, Vah Vah, Yazık …vb 

Doğru Kullanım:

Bu nostaljik şiirde Alâeddin İKİCAN, kökü, geçmişte şair izlenimini veriyorsa da doğru değil! Onun, zaman zaman geride kalan anıları, şiirleştirme ustalığındandır; ancak, her şairin, biraz geçmişle bağlantısı vardır değil mi?

Türkçenin Yazım Kuralı: Noktalı Virgül (;): Türkçede bir cümle tamamen bitip, ikinci cümle: ama, fakat, lâkin, çünkü, böyle, böylece, halbuki, binanaleyh…” gibi sözcüklerle başlarken, birinci cümlenin sonuna noktalı virgül (;) konduktan sonra, ikinci cümle küçük harf ile başlayarak devam eder 

İKİCAN’dan sonra virgül (,); kökü sözünden sonra virgül (,); değil sözünden sonra ünlem işareti (!); onun sözünden sonra virgül (,); ustalığındandır sözünden sonra noktalı virgül (;) ancak sözünün “A” küçük harf; şairin sözünden sonra virgül (,) konularak cümle yukarıdaki şekliyle düzeltilmiş olacaktır 

Türkçenin Yazım Kuralı: Virgül (,) cümle içinde, bir nefeslik durakları göstermek için kullanılır. Bu metinde virgüllerin doğru yerlerde kullanılmadığını görüyoruz.

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.17; Paragraf 5”

13) Paragraftaki: “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” Yanlışlıkları:

Alâeddin İKİCAN, bürokrat bir şairdir. Onun, bu yanını, açıkça belli eden şiirleri vardır.

Yanlış Kullanım:

"Muhtar Dostlara" bu tür şiirlerinden biridir. "Memleketim" ve son yazdığı "CANIM KIRKLARELİ" güzellemesi, betimlemesi (tasviri) onun Uzun şiir tekniği üzerinde durduğunu da göstermektedir. Gerçi şiirin uzunu kısası hep şiirdir ama ağıt gibi, övgü gibi şiirler genelde uzun olur. Türk Edebiyatında, KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER TOPLULUĞU’NDA bu tür şiir yazanlar vardır. İKİCAN bu bağlamda kendine özgüdür. Şiire konu ettiklerini isterse, uzun yazma yeteneği bulunmaktadır. 

Doğru Kullanım:

"Muhtar Dostlara" Şiiri, bu tür şiirlerinden biridir. "Memleketim" ve son yazdığı "CANIM KIRKLARELİ" güzellemesi, betimlemesi (tasviri) onun, uzun şiir tekniği üzerinde durduğunu da göstermektedir. Gerçi, şiirin uzunu kısası, hep şiirdir; ama ağıt gibi övgü gibi şiirler, genelde, uzun olur. Türk Edebiyatında, KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER TOPLULUĞUNDA bu tür şiir yazanlar vardır. İKİCAN bu bağlamda kendine özgüdür. Şiire konu ettiklerini isterse, uzun anlatarak yazma yeteneği bulunmaktadır. Şeklinde düzeltilerek hem anlatım bozukluğu hem de: “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” yanlışlıkları bakımından düzeltilmiş olmaktadır 

14) Yanlış Kullanım:

"Şiir" edebi bir tür olması itibariyle teknik ve sanat yönü olan bir yazım ve anlatım şeklidir. Bu anlamda her şiir belki edebi bir türdür, fakat sanat ve teknik yönüyle Manzume de olabilir. Görebildiğim kadar Alâeddin CAN Manzume yazan şair basamaklarını geride bırakmıştır. Didaktik Şiir çeşidine de pek itibar etmemektedir. Bilindiği gibi Didaktik şiir öğretici şiir türüdür. Edebiyatta her şair yazdığını güzel okur diye bir kural yoktur. Her güzel yazan da güzel konuşamaz. Hem güzel yazmak hem güzel okumak ve güzel konuşmak pek az insanda görülür.

Doğru Kullanım:

"Şiir", edebî bir tür olması itibariyle, teknik ve sanat yönü olan bir yazım ve anlatım şeklidir. Bu anlamda, her şiir belki edebî bir türdür; fakat sanat ve teknik yönüyle, manzume de olabilir. Görebildiğim kadar Alâeddin CAN Manzume yazan şair basamaklarını geride bırakmıştır. Didaktik Şiir çeşidine de pek itibar etmemektedir. Bilindiği gibi Didaktik Şiir öğretici şiir türüdür. Edebiyatta her şair yazdığını güzel okur diye bir kural yoktur. Her güzel yazan da güzel konuşamaz. Hem güzel yazmak hem güzel okumak ve güzel konuşmak pek az insanda görülür.

15) Yanlış Kullanım:

Alâeddin İKİCAN yazdığı şiiri, şiir okuyan profesyonel şairler gibi seslendirir, adeta şov yapar. Artistik bir özellik verir ki bu dinleyiciyi etkileme bakımından gerekli olan şeydir. Bugün itibariyle ALAEDDİN  İkican’da yarına kalacak cinsten şiirler bulunduğunu söylemek abartı sayılmaz. Zaten şairler olsun, yazarlar olsun bütünüyle değil, bazı güzel kitapları, bazı güzel şiir ve öyküleri ile tanınırlar. Ancak şairi, yazarı, öykücüyü tanıtacak, afişe edecek eseri ZAMAN seçer. Çünkü bunlar zamana dayanıklı olduklarını kanıtlamış şiir ve romanlardır. Sözgelimi

Yahya Kemal “SESSİZ GEMİSİ” adlı şiiri ile öne çıkar. Faruk Nafiz Çamlıbel ÇOBAN ÇEŞMESİ, Behçet Kemal Çağlar "MEMLEKET GÜZELLEMESİ" şiiri ile daha çok tanınırlar.

Şiiri sevenlere ALAEDDİN İkican'ı okumalarını tavsiye ederim. Onun şiirlerinde güzel deyişler, nostaljik yanlar, anılar, sevgiler, duygusallıklar ve kısaca hayatın kendisini bulacaklardır.

Doğru Kullanım:

Alâeddin İKİCAN yazdığı şiiri, şiir okuyan profesyonel şairler gibi seslendirir. Adeta sahnede şov yapar. Şiire, artistik bir özellik verir ki bu hareketlilik, dinleyiciyi etkileme bakımından gerekli olan şeydir. Bugün itibariyle, Alaeddin İKİCAN’da yarına kalacak cinsten orijinli şiirler bulunduğunu söylemek, abartı sayılmaz! Zaten, şairler olsun, yazarlar olsun, bütünüyle değil: fakat bazı güzel kitapları bazı güzel şiir ve öyküleri ile okuyucu tarafından tanınırlar; ancak şairi, yazarı, öykücüyü tanıtacak, afişe edecek eseri, ZAMAN seçer; çünkü bunlar, zamana dayanıklı olduklarını kanıtlamış şiir ve romanlardır. Sözgelimi:

Yahya Kemal: “SESSİZ GEMİ” adlı şiiri ile öne çıkar! Faruk Nafiz ÇAMLIBEL: “ÇOBAN ÇEŞMESİ”; Behçet Kemal ÇAĞLAR: "MEMLEKET GÜZELLEMESİ" şiiri ile daha çok tanınırlar.

Şiiri sevenlere: Alaeddin İKİCAN'ı okumalarını tavsiye ederim. Onun şiirlerinde: güzel deyişler, nostaljik yanlar, anılar, sevgiler, duygusallıklar ve kısaca, hayatın kendisini bulacaklardır. Şeklinde: “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” yazının paragrafın bütününde uygulanmış olarak düzeltilmiş olacaktır.

16) Yanlış Kullanım: bir kahkaha, bir tebessüm

Yazımı, onun “YAŞAYACAKSIN” şiirinden bir dörtlükle bitirmek istiyorum:

“KüçükKalemi alıp her yere ismini yazdığım

Sevgini dağlara taşlara haykırdığım

Sesimde, özümde, nefesimde yaşayacaksın." 

"Yaşamak güzel be kardeşim…"

Diyenler çok olsun.”

Doğru Kullanım:

Yazımı, onun “YAŞAYACAKSIN” şiirinden bir dörtlükle bitirmek istiyorum:

“Küçük bir kahkaha, bir tebessüm.

Kalemi alıp, her yere ismini yazdığım…

Sevgini, dağlara taşlara haykırdığım…

Sesimde, özümde, nefesimde yaşayacaksın!" 

"Yaşamak güzel be kardeşim!"

Diyenler çok olsun.”

Şeklinde yazılarak: “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” paragrafın bütününde, uygulanmış olarak, düzeltilmiş olacaktır

“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s.16-18”

 16) Yanlış Kullanım:

VİZE 'DE ŞAMPİYONLUK MAÇI HAVASINDA ŞİİR DİNLETİSİ
4. Vize Tarih ve Kültür Festivali Etkinliklerinin 2. günü olan 30 Temmuz 2009' da Vize şehir stadyumunda gerçekleşen şiir dinletisine, Tekirdağ'ı temsilen Tekirdağ Namık Kemal Şiir Gurubu şairlerinden Kanal 59 Mavi Bir Şehir prowram yapımcı ve sunucusu Şair Sedai KAVRIK davet edilerek yaklaşık 10 bin kişilik kalabalık bir dinleyicinin önünde şiirlerini yorumladı. Şiir dinletisinin sunuculuğunu da yapan Şair Sedai KAVRIK, festival için yazmış olduğu "Uçarak Geldim" ve ''Uzak Mavi Bir Şehirdi Gözlerin" isimli şiirlerini yorumlayarak Vizeli dinleyicilerden büyük bir beğeni topladı. Dinletiye Kırklareli KIRKSEDER (Kırklareli kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneği) şairlerinden olan ve Kırklareli İl Mahalli İdareler Müdürlüğünü halen sürdüren Şair Alaeddin İKİCAN     "Paramparça" ve "Gitme be Gülüm" isimli şiirleriyle, Rumeli Televizyonu' nda program hazırlayıp sunan besteci ve yorumcu Hasan ÖZTÜRK sazı ile sözü bestesi kendine ait olan "Manolya" ve Trakya yöresine ait türkülerle dinleyicileri adeta coşturdular. Sanatçı Hasan ÖZTÜRK kendine ait bir şiirini dinleyicilerle paylaşırken sözleri Şair Alaeddin İKİCAN    ' a ait olan kendi bestelediği Kırklareli Türküsü" adlı eser de büyük beğeni gördü. Program ÖZTÜRK' ün’ “Sarı Saçlım Mavi Gözlüm" adlı şarkıyı seslendirmesiyle son buldu. Yerel ve ulusal basının ilgi gösterdiği, konuk belediye başkanlarının da hazır bulunduğu, yaklaşık 45 dakika süren dinletiye halkın yoğun ilgisini fark eden Vize Belediye Başkanı Selçuk YILMAZ ilerleyen tarihlerde daha fazla katılımcı ile bir şiir dinletisi gerçekleştirmek istediklerini belirterek, dinletiden duyduğu memnuniyetini dile getirdi ve katılımcılara festivalin anısına düzenlenmiş olan teşekkür plaketlerini sundu. Gece değişik etkinliklerle devam etti. Tekirdağlı Şair Sedai KAVRIK’in 4. Vize Tarih ve Kültür Festivali için yazmış olduğu şiir:

UÇARAK GELDİM
Duydum ki dostların şenliği varmış,
Bugünü bir coşku bir sevinç sarmış,
Can dost İKİCAN'ım bir haber salmış,
Sevinçten göklere uçarak geldim...


Yıllardır büyüttüm hep sevgi ile,
Gönül çiçeklerim bugün sizlere...
Tekirdağ' dan alıp Kırklareli'ne,
Sevgi bayrağını dikmeye geldim...


Kardeşlik ve dostluk işte burada,
Gerek var mı söze tablo ortada...
Kalbimle, ruhumla bugün burada,
Gönüllerinize girmeye geldim...


Nereye baksam hep gülüyor yüzler,
Bal damlıyor diller, coşuyor kalpler,
Gökten gülümsüyor sanki melekler,
Hakkın rızasını alarak geldim...
 
“2017: İKİCAN, Alaeddin : (Sevgiden Ötesi Yok!) s. 19-20”

Doğru Kullanım:

VİZE 'DE ŞAMPİYONLUK MAÇI HAVASINDA, ŞİİR DİNLETİSİ:
4. Vize Tarih ve Kültür Festivali Etkinliklerinin 2. günü olan; 30 Temmuz 2009' da, Vize şehir stadyumunda, gerçekleşen şiir dinletisine, Tekirdağ'ı temsilen Tekirdağ Namık Kemal Şiir Gurubu Şairlerinden: “Kanal 59, Mavi Bir Şehir Programı Yapımcı ve Sunucusu; Şair Sedaî KAVRIK, davet edilerek, yaklaşık: 10 bin kişilik kalabalık bir dinleyicinin önünde, şiirlerini yorumladı. Şiir Dinletisinin Sunuculuğunu da yapan Şair Sedaî KAVRIK: festival için yazmış olduğu "Uçarak Geldim" ve ''Uzak Mavi Bir Şehirdi Gözlerin" isimli şiirlerini, okuyarak Vizeli Dinleyicilerden, büyük bir beğeni topladı. Dinletiye Kırklareli KIRKSEDER (Kırklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçılar Derneği) şairlerinden olan ve Kırklareli İl Mahalli İdareler Müdürlüğünü görevini halen sürdüren, Şair Alaeddin İKİCAN     "Paramparça!" ve "Gitme Be Gülüm!" isimli şiirleriyle, Rumeli Televizyonunda Program Hazırlayıp Sunan, Besteci ve yorumcu: Hasan ÖZTÜRK, sazı ile sözü ve bestesi kendine ait olan "Manolya" ve Trakya yöresine ait türkülerle, dinleyicileri adeta coşturdular.

Sanatçı Hasan ÖZTÜRK: Kendine ait bir şiirini, dinleyicilerle paylaşırken, sözleri Şair Alaeddin İKİCAN    ' a ait olan, kendi bestelediği “Kırklareli Türküsü" adlı eser de büyük beğeni gördü.

Program ÖZTÜRK' ün’ “Sarı Saçlım Mavi Gözlüm", adlı şarkıyı seslendirmesiyle, son buldu.

Yerel ve ulusal basının ilgi gösterdiği, konuklar ve yöre Belediye Başkanlarının da hazır bulunduğu, yaklaşık 45 dakika süren dinletiye, halkın yoğun ilgisini fark eden, Vize Belediye Başkanı Selçuk YILMAZ, ilerleyen tarihlerde, daha fazla katılımcı ile bir şiir dinletisi gerçekleştirmek istediklerini belirterek, dinletiden duyduğu memnuniyetini dile getirdi ve katılımcılara festivalin anısına düzenlenmiş olan, “Teşekkür Plaketlerini” sundu.

Gece, değişik etkinliklerle devam etti. Tekirdağlı Şair Sedaî KAVRIK’in 4. Vize Tarih ve Kültür Festivali için yazmış olduğu şiir.

Bu şiir Edebiyatımızda Âşık Edebiyatı içerisinde “Koşma Türü” olarak incelenecektir. Âşıkların, halk ozanlarının, tabiat güzelliklerin,aşk ve kahramanlık duygusunu, yiğitlik ve serdengeçtiliği, caşkun ve pervasız bir dille dile getiren bir edebiyatımızdır. Ürünleri arasında: Koşma, destan, varsağı, taşlama, ağıt, güzelleme, koçaklama, …vb. leridir. Buradaki Şiir koşma olduğuna gere: Şiirin kafi düzeni ve şeması da aşağıda verildiği şekilde yanlışlıklar düzeltilerek verilmektedir.

UÇARAK GELDİM! 

Duydum ki dostların, şenliği varmış.               -a
Bugünü, bir coşku bir sevinç sarmış.               _a
Can dost: İKİCAN'ım, bir haber salmış!          -a
Sevinçten göklere uçarak geldim!..                -b


Yıllardır büyüttüm, hep sevgi ile.                    -c
Gönül çiçeklerim, bugün sizlere.                     -c
Tekirdağ' dan alıp, Kırklareli'ne,                      -c
Sevgi bayrağını, dikerek geldim!..                 -b


Kardeşlik ve dostluk, işte burada,                  
Gerek var mı söze, tablo ortada...                   
Kalbimle, ruhumla, bugün burada,                 
Gönüllerinize, girerek geldim!..                     -b


Nereye baksam hep, gülüyor yüzler,               -d
Bal damlıyor diller, coşuyor kalpler,               -d
Gökten gülümsüyor, sanki melekler,               -d
Hakkın rızasını, alarak geldim!..                    -b
 
“2017: İKİCAN, Alaeddin: (Sevgiden Ötesi Yok!) s. 19-20” 

NOT: Kitabın tamamında: “İmlâ, Noktalama ve Yazım Kuralları” açısından bu ve benzeri hataların olduğuna şahitlik ettik ise de tamamını burada zikretmenin gereksizliği sebebiyle, tekrar tekrar yazmıyorum.

TÜRKÇEMİZ:

Türkçe, tarihe damgasını vurmuş, “yedi iklim, beş kıtada, küre-i arzın mutlak sahibi olan, ilâhi kelimetullahı yeryüzünde hâkim kılmak isteyen, Allah’ın yeryüzündeki halifesi, atalarımızın hükmettikleri, beş kıtanın topraklarda hüküm sürmüş, söz söylemiş, söz dinletmiştir. Türkçenin gelişerek zenginleşerek gittiği her yerde, şehit verdiği gibi kelimeler vererek, toprak sahibi olduğu gibi kelime sahibi de olarak, o halkın diline, dinine, tarihine, kültürüne ve sözüne de yerleşmiştir 

Güzel Türkçemizi oya gibi ören, nakış nakış işleyen, kelimeleri bir ipliğe dizer gibi ilmek ilmek sıralayan; boncuk boncuk, tesbih tesbih, inci inci dizen; pırlanta, elmas, zümrüt yakut işleyen mıhlayıcılar; mücevher ustaları kuyumcular gibi özene bezene nakşeden şair, yazar ve diğer sanatçılar, Türkçemizin kullanımı konusunda, özellikle dikkatli olmak durumundadırlar. Şair, yazar ve araştırmacılar, geleceğimizi yönlendiren hedef gösteren, ufuk açan, içinde bulunduğu halkın dili, sesi, nefesi olan ve halkının ruhuna tercümanlık eden, halkımızın heyecanlarını diri ve canlı tutan onların seslerine ses olan önderlerdir.

Türk imlâsı herkesin aklına göre, sık sık değişmesi gereken bir sistem değildir. Kaçınılmaz farklılıkların dışında, imlâda birlik sağlanabilmesi için ısrarla, Türkçenin kurallarına uyulması şarttır!

Millet olarak kalmak, zamana ve asırlara karşı koymak, Türk Dilinin gelecek kuşaklara, bozulmadan ve yozlaşmadan taşınabilmesi, imlâdaki birliktelik ile mümkündür. İmlâdaki birliktelik, millî güvenlikte, millî savunmadaki birlikteliktir. Bunun için sanatçılara büyük vazife düşmektedir. 

Bir memlekette sanatçılar eser veremez, yazarlar araştırmacılar susar, şairler toplumun dertlerini, halkın duygularını terennüm etmezse, o memleket hastalanır. Sevenleri ölür, hayat damarları felçli, beyni saralanır. Yaşam kaynakları kurur. Bunun için sanatçı da anlattıklarını bir su gibi berrak, hakimler gibi doğru anlatacak…Adaletin terazisi gibi doğru tartacaklardır. Sanatçı, böyle büyük olur. Sanatçı, gelecek kuşakları böyle besler. Büyük sanatçının öğrencileri ve okuyucular asla eksilmez 

Büyük sanatçıları büyük şehirler besler: Büyük buluşlar devvâsa laboratuarlarda gerçekleşir. Dev marketler, market zincirleri insanların caddelerde su gibi akıp gittiği kalabalık, eğitimli, çevre ve şehircilik açısından devvasa şehirlerde hayat bulur. Büyük ve göklere uzanan binalar, büyük ve düzenli otobanlar, caddeler, kaldırımlar ve her şeyin insan için var olduğu akıllı evler ve şehirlerde serpilir. Koca koca köpek balıkları, dev yunuslar, kocaman balinalar okyanuslarda yaşar. Küçük şehirlerin kabına büyüklük sığmaz. Bu sebeple hakiki sanatçılar da büyük şehirlerde yetişir. Milletinin, toplumunun, halkının sesi soluğu nefesi olur... Sedası, dört bir yanda yankı bulur. 

“Avazeyi bu âleme Davut gibi sal!

Baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş…”

Devrin muazzam şairi Bâki gibi bu âlemde bir hoş seda bırakarak gitmek... Millî Edebiyat Dönemi şairlerimizden Mehmet Emin Yurdakul:  

“Şairleri haykırmayan bir millet

Sevenleri toprak olmuş, öksüz çocuk gibidir.” Der.

Faruk Nafiz Çamlıbel de: “Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın” diyerek şairin, sanatçının, görevini bildirir.

Araştırmacı şair ve yazar Aleadden İKİCAN, halk ve sosyetenin bulunduğu; şiir ve kültür etkinliklerinde ortaya koyduğu nezaket, kibarlık, centilmenlik tavır ve davranışları ile gönüllerde bir iz ve işaret bırakmış olduğu şüphesizdir...

Aleadden İKİCAN, hakkında övgü dolu şiirler ve tanıtım yazıları, övgüler yazan diğer şairlerimizin de methine mashar olmuştur. Çoşku ve kendine has tarzıyla okuduğu eserleri ve sahne performansı ve görüntüsü, verdiği intiba ile temaşacıların gönüllerine girmeyi başarmıştır. Kendisine bu yolda başarılar diliyor, sağlık sıhhat, bitimsiz ümitler içinde, nice güzel eserler meydana getirmesi için kendisinde güç ve kuvvet bulmasını temenni eyliyorum.

SOSYAL ETKİNLİKLER ÇERÇEVESİNDE: KATILIM BELGESİ, PLAKET; TEŞEKKÜR, TAKDİR BELGELERİ:

1) 2004; Ekim 10; Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen "Trakyalı Şairler Buluşması " KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ  

2) 2005; Nisan 03; Tekirdağ Valiliğince düzenlenen "3. Trakyalı Şairler Şöleni " KATILIM BELGESİ

3) 2005; Mayıs 20; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen "15. Kirklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Şiir Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ

4) 2005; Ağustos 01; Babaeski Tarım Festivali Şiir Dinletisi  ONUR PLAKETİ 

5) 2005; Eylül 11; Kırklareli Pehlivanköy Panayır Şenlikleri Şiir ve Müzik Etkinliği  KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

6) 2006; Mayıs 16; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen 16. Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Ulusal Şiir Yarışması Birincisi SİİR YARIŞMASI BİRİNCİLİK PLAKETİ 

7) 2006; Mayıs 16; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen 16. Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Ulusal Şiir Yarışması Birincisi SİİR YARIŞMASI ÖDÜL BELGESİ 

8) 2006; Mayıs 19; Kırklareli Belediye Başkanlığınca 16. Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATİLİM BELGESİ 

9) 2006; Haziran 01; Trakya Turizm Derneği tarafından düzenlenen 2. nci Ulusal Kültür ve ŞİİR YARIŞMASI 2 ncisi ÖDÜL PLAKETİ 

10) 2006; Temmuz 29;  Lüleburgaz Kırıkköy Belediye Başkanlığınca Toplu Sünnet Şöleni Şiir Etkinliği  KATİLİM PLAKETİ 

11) 2007; Haziran 1; Trakya Turizm Derneği tarafından düzenlenen 2. nci Ulusal Kültür ve Şiir Yarışması 2 ncisi ŞİİR YARIŞMASI İKİNCİLİK ÖDÜLÜ PLAKET 

12) 2007; Haziran13-19; Tekirdağ Belediye Başkanlığınca düzenlenen "43.Kiraz Festivali Şiir Etkinliği " KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

13) 2007; Ağustos 10; Tekirdağ Hayrabolu Belediye Başkanlığınca düzenlenen 17. Hayrabolu Ayçiçeği Festivali Şiir Dinletisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

14) 2007; Kasim 03; Antalya Güllük Şiir Derneği tarafından 4 ncü Antalya Şairler Buluşması TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATILIM BELGESİ 

15) 2007; Kasım 11; Tekirdağ Barbaros Belediye Başkanlığınca  Şiir ve Müzik Etkinliği KATİLİM PLAKETİ

16) 2007; Aralık 6; Trakya Üniversitesi tarafından düzenlenen "Gazi Mestan Ovası 'ndan Meriç'e" konulu Şiir Müzik ve Kültür Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

17) 2008; Ocak 11; Edirne Ozan Ağacı Dergisi kültürel etkinliği TEŞEKKÜR BELGESİ 

18) 2008; Nisan 25;  Kırklareli Valiliğince düzenlenen Uluslararası Balkan Şiir Müzik ve Kültür Etkinliği KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

19) 2008; Mayıs 19; Kırklareli Belediye Başkanlığınca 18. Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

20) 2008; Mayıs 19; ŞÜSİYAD Grubu Başkanı "Hikmet OKUYAR KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ BELGESİ "

21) 2008; Kasım 7-9; Antalya 5. Şairler Buluşması KATILIM ve ONUR BELGESİ 

22) 2009; Nisan 01; Kırklareli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 45. Kütüphane Haftası etkinlikleri KATILIM PLAKET 

23) 2009; Mayıs 12-14; Kırklareli Üniversitesi tarafından düzenlenen 2. Kültür Sanat ve Spor Şenlikleri KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

24) 2009; Mayıs 17; Çorlu Kültür ve Sanat Derneği tarafından düzenlenen "Aşk" Konulu Şiir Yarışması Mansiyon ödülü 

25) 2009; Haziran 06; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen "19.Kirklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Şiir Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 26) 2009; Haziran 12; Karahalil Belediye Başkanlığınca düzenlenen Yağlı Güreşleri Şiir ve Müzik Etkinliği KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 27) 2009; Haziran 30; Tekirdağ Kumbağ Belediye Başkanlığı tarafından 1. Engelsiz Tatil Yaz Kampı Etkinliği TEŞEKKÜR PLAKETİ

 28) 2009; Ağustos 22; Lüleburgaz Belediye Başkanlığınca düzenlenen Şiir Şöleni KATKI ve KATILIM PLAKETİ

 29) 2009; Ekim 12; Kırklareli Kent Konseyi Başkanlığınca Konferans imza günü ve Şiir Dinletisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ  

 30) 2009; Ekim 16 Ürgüp FM tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Kapadokya Şiir Şöleni KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 31) 2009; Ekim 24; Türk Diabet Cemiyeti Kırklareli Şubesi ile Bulgaristan Burgaz Diabet Derneği tarafından düzenlenen eğitim gününde şiir dinletisi KATKI ve KATILIM BELGESİ

 32) 2009; Ekim29; Kırklareli Valiliğince Kültür ve Sanata Hizmet KATKI ve HİZMET PLAKETİ

 33) 2009; Ekim 29; Tekirdağ Ulaş Belediyesi Cumhuriyet kutlamalarında şiir etkinliği TEŞEKKÜR BELGESİ 

 34) 2009; Aralık 20; Tekirdağ Namık Kemal Şiir Grubu Şairler Buluşması KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 35) 2010; Mart 13; Bulgaristan Burgaz Diyabet Derneği Etkinliği Şiir Paylaşımı KATILIM BELGESİ 

 36) 2010; Mayıs 14; Tekirdağ Çorlu Trakya Koleji Müdürlüğünce düzenlenen "Şiir Söyleşisi ve İmza günü TEŞEKKÜR BELGESİ 

 37) 2010; Mayıs 29; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen "20 .Kirklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Şiir Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 38) 2010;Temmuz 22-25; Tekirdağ Hayrabolu Belediye Başkanlığınca düzenlenen 20.Ayciceği Festivali Şiir Şöleni KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ

 39) 2011; Eylül 21; Tekirdağ Çorlu Önerler Köyü Muhtarlığı tarafından 1.Ceviz Festivali  TEŞEKKÜR PLAKETİ

 40) 2010; Ekim 8-9;  Antalya 1. Kemer Şiir ve Müzik Festivali KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ

 41) 2011; Mayıs 14; Kütahya Simav Belediye Başkanlığınca düzenlenen "Eynal Kaplıcaları 16.ncı Şairler Şöleni" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 42) 2011; Temmuz 8-9-10;  Yozgat Belediye Başkanlığınca düzenlenen "Yozgat Sürmeli 12.nci Şiir Şöleni " KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 43) 2011; Eylül 16-17-18; Nevşehir “Ürgüp FM” organizesinde düzenlenen " 6. Ürgüp FM Geleneksel Uluslararası Kapadokya Şiir Şöleni" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 44) 2011; Kasım 24; Tekirdağ 80. Yıl Cumhuriyet İlköğretim Okulu Müdürlüğünce düzenlenen Şiir Dinletisi KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 45) 2012; Mayıs 2; Tarih Kültür Eğitim Derneği çalışmalarına verilen maddi manevi katkı TEŞEKKÜR ve ONUR BELGESİ 

 46) 2012; Mayıs 25; Tekirdağ Muratlı Belediye Başkanlığı 32. Geleneksel Hıdırellez Şenlikleri KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 47) 2012; Mayıs 29; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen "22.Kirklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Şiir Etkinliği " KATILIM ve ONUR BELGESİ 

 48) 2012;Ekim 09; Kırklareli Muhtarlar Derneği Başkanlığınca Muhtarlar Moral ve Motivasyon Gecesi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 49) 2012; Kasım 14;  Bulgaristan Burgaz Diyabet Derneği Etkinliği KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATILIM BELGESİ 

 50) 2012; Kasım 24; Tekirdağ Marmara Ereğlisi Kaymakamlığınca düzenlenen Öğretmenler Günü Kutlama Programı KATKI ve TEŞEKKÜR BELGESİ  

 51) 2013; Mart 8 Bulgaristan Burgaz Diyabet Derneği Başkanlığınca düzenlenen "Uluslararası Diyabet konulu Etkinlik" TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATILIM BELGESİ 

 52) 2013; Nisan 13 Pınarhisar Kaymakamlığınca düzenlenen şiir etkinliği TEŞEKKÜR ve KATILIM BELGESİ 

53) 2013; Mayıs 13; Yozgat Sarıkaya Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığınca düzenlenen Şairler Buluşması Şiir Şöleni KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 54) 2013; Mayıs 21-22-23; ASKED Genel Başkanlığı ve ASKED Azerbaycan Başkanlığı tarafından Bakü de düzenlene,n “Uluslararası Bakü Avrasya Şairleri ve Sanatçıları Buluşması" KATILIM BELGESİ 

 55) 2013; Mayıs 26; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen "23.Kirklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali Şiir Etkinliği " KATILIM ve ONUR BELGESİ 

 56) 2013; Ekim 30; Tekirdağ Belediye Başkanlığınca Cumhuriyetimizin 90 ıncı yılı onuruna "Maziden bir yaprak" isimli şiir dinletisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 57) 2013; Kasım 4;  KKTC, Lefkoşa Türk Belediyesi Kıbrıs Programı KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 58) 2013; Kasım10.11; Sarantalı Köylüm Gazetesi tarafından "Kırklareli 'nın Gönüllü Kültür Elçisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 59) 2014; Mayıs 14; Antalya Kepez Belediye Başkanlığınca düzenlenen Türk Dünyası Kültür ve Sanat Şöleni KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 60) 2014; Haziran 22; Sivas 6. Uluslararası Geleneksel Şiir ve Müzik Şölenine, KATILIM BELGESİ 

 61) 2014; Eylül 20; Soma Şiir Antolojisine katılım ve Şiir Dinletisi Etkinliğine, KATİLİM BELGESİ

 62) 2014; Aralık 5; Bulgaristan Burgaz Diyabet Derneği Etkinliği KATILIM BELGESİ

 63) 2014; Aralık 06; Türkiye Şair Ozan ve Yazarlar Kültür Derneği Genel Başkanlığınca kuruluşunun 20.yili anısına düzenlenen Ulusal Şiir Yarışmasında Mansiyon ödülü ŞİİR YARIŞMASI MANSİYON ÖDÜL PLAKETİ

 64) 2014 Yılında 12 ülkeden 176 sanat ve Edebiyatçının katıldığı Isparta Türk Dünyası Sanat ve Edebiyatçılar Buluşması KATKI ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 65) 2015 yılı 7-8 Mart, tarihlerinde 18 ülkeden 564 şairin katıldığı "Avr-Asya Şairleri Antolojisi dağıtım Galası ve Şiir Şöleni”ne, KATILIM BELGESİ 

 66) 2015; Mayıs 13 Bafra Kaymakamlığınca düzenlenen "Ulusal Şiir Şöleni" PLAKET ve KATILIM BELGESİ 

 67) 2015; Mayıs 15; ASKED Başkanlığı ve Sahil Kitap tarafından Azerbaycan Bakü de düzenlenen "Uluslararası Avrasya Şairleri ve Sanatçıları Bakü Etkinliği" KATILIM BELGESİ 

 68) 2015; Mayıs 15; Azerbaycan Bakü Respublika Elil ve Şehid Ailelerinin"vetenperverler" Cemiyyetinin Türk Menşeli Xalqların Hemreyliyine Tesis Edilmiş " "Türk Dünyası" Diplomuna Türkçülüq Anenesine Sadıq olarak, Türk Dili Xalqların Hemreyli Uğrunda Evezsiz Xidmetlerine göre İKİCAN Alaeddin'in layiq görülmesi. TÜRK DÜNYASI DİPLOMUNA LAYİQ GÖRÜLME BELGESİ 

 69) 2016; Nisan 01; İLESAM Genel Başkanlığınca Esere Saygi Korsana Karşıyız Programına Destek Etkinliği DESTEK ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 70) 2016; Temmuz 16; Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği SİYSAD tarafından  düzenlenen "8 ncı Geleneksel Uluslararası Şiir ve Müzik Şöleni" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 71) 2017; Ocak 12; Üsküp Belediye Başkanlığınca Darbeye Direnen Cesur Yureklerle Millet Olduk Şiir Programı KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 72) 2017; Ocak 31; Kırklareli İl Özel İdaresi tarafından düzenlenen "Darbeye Direnen Cesur Yureklerle Millet Olduk" Şiir Programı KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 73) 2017; Şubat 12; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ASKEF Başkanlığınca düzenlenen "Uluslararası Türkmen Elleri Şairleri ve Sanatçıları Antalya Buluşması" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 74) 2017; Mayıs 07; Pınarhisar Kaynarca Belediye Başkanlığınca düzenlenen Geleneksel Su Festivali Şiir Dinletisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 75) 2017; Ekim 07; Kemer Belediye Başkanlığı ve ASKEF Genel Başkanlığınca düzenlenen "Dil Bayramı ve Uluslararası Türkmen Elleri Şairleri ve Sanatçıları Şöleni" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 76) 2017; Aralık 07; Kırklareli Üniversitesi tarafından Balkanlarda Türkler ve Türk Kültürü Paneli KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 77) 2018; Eylül 20-21; Çan Belediyesince düzenlenen "2 nci Uluslararası Türk Dünyası Şiir ve Müzik Festivali" KATILIM BELGESİ ve PLAKET 

 78) 2018; Ekim 5-6; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İLESAM Genel Başkanlığınca düzenlenen "Sanatın ve Kültürün Kardeşliği : Müze - Şiir - Müzik" Çanakkale Etkinliği KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 79) 2018; Kasım 17; Bulgaristan Karnobat Diyabet Etkinliği ETKİNLİK BELGESİ 

 80) 2018; Aralık 7; Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen "Balkanlarda Türkler ve Türk Kültürü" İsimli Panele KATILIM BELGESİ

 81) 2019; Mart13; Kırklareli Mustafa Dalcalı Orta Okul Müdürlüğünce Okul Sosyal ve Kültürel Faaliyetler KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ

 82) 2019; Nisan 07; Lüleburgaz Kültür Sanat ve Edebiyat Topluluğu'nun düzenlediği "Lüleburgaz Şairler Buluşması" TEŞEKKÜR ve KATILIM BELGESİ 

 83) 2019; Haziran; Avrasya Sanat Kültür Edebiyat ve Bilim Dernekleri Federasyonu ASKEF tarafından düzenlenen " Uluslararası İstanbul Şairler ve Sanatçılar Şöleni" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 84) 2019; Ağustos 30-31 Kırklareli Pınarhisar Kaynarca Belediye Başkanlığınca Kaynarca Geleneksel Su Festivali Şiir Söyleşisi ve Dinletisi KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 85) 2019; Eylül 17; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen 10.Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri Şiir ve Müzik Şöleni " TEŞEKKÜR ve KATILIM BELGESİ

 86) 2019; Eylül 28; Lüleburgaz Belediye Başkanlığınca düzenlenen Türkü ağırlıklı Şiir Serpmeli Türkü ve şiir şöleni KATILIM BELGESİ 

 87) 2019; Ekim 20; Kırklareli Lüleburgaz Kültür ve Sanat Topluluğu tarafından Sanat Etkinliği Onur Konuğu KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ

 88) 2019; Kasım 02;  Kırklareli Dereköy Muhtarlığı Şiir ve Müzik Etkinliği ETKİNLİK DÜZENLEME PLAKETİ - KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 89) 2019; Kasım 7; İLESAM 2.Edebiyat Atölyelerinde verilen dersler ve Türk Edebiyatına Sağladığı katkılardan dolayı TEŞEKKÜR BELGESİ 

 90) 2019; Kasım 16; Kırşehir Belediye Başkanlığınca 8.Uluslararası Aşık Paşa Şiir Şöleni KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 91) 2019; Kasım 23; Trakya Edebiyat ve Sanat Dostları Grubunca düzenlenen Güz Buluşması edebiyat ve Sanat Etkinliği KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 92) 2019; Aralık 10 Kırklareli Üniversitesi Balkan Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi KIRK-BAL tarafından düzenlenen ""Şiir'den Şuur'a Bulgaristan 'dan Zorla Göçün 30.Yil Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ

 93) 2020; Eylül 12; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen 11.Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri Şiir ve Müzik Etkinliği "

 94) 2021; Mayıs 31; Bulgaristan Sofya Diyabet Derneği Etkinliği ETKİNLİK BELGESİ 

 95) 2021; Ağustos 25; Kırklareli Belediye Başkanlığın ve Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlığınca düzenlenen "Sanat Şöleni " KATILIM BELGESİ 

 96) 2021; Eylül 15; Lüleburgaz "Eski taşlı Kaçamak Kültür Şöleni Şiir ve Müzik Etkinliği " KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 97) 2021; Eylül 26; Kırklareli Kizilcikdere Muhtarlığınca düzenlenen "Bağ Bozumu Şenlikleri Kapsamında KIRKSEDER olarak düzenlediğimiz Şiir ve Müzik Şöleni" PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 98) 2021; Aralık 14; Bulgaristan Sofya Diyabet Derneği Etkinliği KATILIM BELGESİ 

 99) 2022; Mayıs 08; Müsellim Köy Muhtarlığınca düzenlenen "KIRKSEDER Siir ve Müzik Etkinliği " PLAKET - KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 100) 2022; Mayıs 10; Afyonkarahisar Valiliğince düzenlenen "Büyük Taarruz'un 100.Yılına Ahde vefa" Uluslararası Şiir Yarışması veFA BELGESİ

 101) 2022; Ağustos 20-21; Kırklareli Pınarhisar Kaynarca Belediye Başkanlığınca Kaynarca Geleneksel Su Festivali KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 102) 2023; Nisan 12; Babaeski Alpullu Belediye Başkanlığınca düzenlenen Bahar Şöleni Şiir ve Müzik Etkinliği KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ

 103) 2023; Mayıs 19; Samsun KÜSADER Başkanlığınca 100. Yılda 100 Yürekle Atatürk ve Cumhuriyet Programı KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ - KATILIM BELGESİ 

 104) 2023; Mayıs 23; Kırklareli Cumhuriyet Ortaokulu Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman" isimli Şiir Dinletisi KATILIM BELGESİ 

 105) 2023; Ağustos 18-19; Kırklareli Pınarhisar Kaynarca Belediye Başkanlığınca Kaynarca Geleneksel Su Festivali TEŞEKKÜR PLAKETİ

 106) 2023; Ağustos 25; KIRKSEDER Başkanı olarak Kırklareli Belediye Başkanlığı ve Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlığı işbirliği ile düzenlenen "Şiir ve Müzik Şöleni " KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 107) 2023; Eylül 16; Kırklareli Belediye Başkanlığınca düzenlenen 14.Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri Şiir ve Müzik Etkinliği " TEŞEKKÜR ve KATILIM BELGESİ 

 108) 2023; Eylül 30; KIRKSEDER Başkanı olarak düzenlediğimiz "Cumhuriyetin 100. yılı anısına Uluslararası Şiir ve Öykü Yarışması" PLAKET 

 109) 2023; Aralık 13; Kırklareli TOBB Sosyal Bilimler Lisesi Okul Müdürlüğünce düzenlenen "Kendi Şiirim" Projesi KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 110) 2024; Eylül 08;  KIRKSEDER Başkanı olarak düzenledikleri"Kırklareli Kula Köyü Şiir ve Müzik Şöleni" ETKİNLİK DÜZENLEME PLAKETİ 

 111) 2024; Eylül 27 Kırklareli 4. Kızılcıkdere Bağ Bozumu Şenlikleri ETKİNLİK DÜZENLEME PLAKETİ

 112) 2024; Ekim 9; Eriklice Köy Muhtarlığınca Emeklilik programı TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 113) 2024; Ekim 04; Kırklareli Alternatif Medya tarafından başarılı çalışmalar ve hizmetler nedeniyle TEŞEKKÜR PLAKETİ

 114) 2024; Ekim 25; Edirne Ozan Ağacı Şairler Grubu 25.yil etkinlikleri KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 115) 2024; Kasım 01; Kırklareli Vize Belediye Başkanlığınca Sakin Şehir Vize Kurtuluş Günü Etkinlikleri KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 116) 2024; Aralık 08; Türkiye Emekliler Derneğinin düzenlediği Kültür Etkinliği KATILIM BELGESİ 

 117) 2024; Aralık 11;  İl Jandarma Alay Komutanlığınca destek ve katkı programı, HİZMET PLAKETİ 

 118) 2024; Aralık 14; Edirne Erasta Alışveriş Merkezi Şiir Dinletisi ve İmza Günü Etkinliği KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 119)  2025; Ocak 12; Türkiye Emekliler Derneği ve KIRKSEDER Kültür Etkinliği KATILIM BELGESİ 

 119) 2025; Ocak 16; Kırklareli TOKİ Ahmet Cevdet Paşa Orta Okulu Müdürlüğü tarafından"Şiirin Gücü ve ilhamina Minnetle " isimli program KATKI ve TEŞEKKÜR PLAKETİ 

 120) 2025; Ocak 20; Lüleburgaz Zooffee Caffee tarafından düzenlenen "Atilla İlhan'ı Anma Şiir Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 121) 2025; Haziran 29; Türkiye Emekliler Derneği TÜED in düzenlediği "Atatürk'ün emekli olduğu gün ve Emekliler Günü KIRKSEDER Şiir Etkinliği " TEŞEKKÜR ve KATILIM BELGESİ 

 122) 2025; Nisan 26; Lüleburgaz Belediyesi ve Onuncu Köyün Kalemleri Şiir Grubu tarafından düzenlenen "Şiire Çağrı" Programına Katılım TEŞEKKÜR BELGESİ 

 123) 2025; Nisan 28; Kırklareli Bilim ve Sanat Merkezinin düzenlediği "Kırklareli Yazarlarla Buluşuyor Etkinliği" KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 124) 2025; Mayıs 31; Babaeski Büyük Mandıra Belediye Başkanlığı ve El Sanatları Doğal Yaşam Derneği tarafından düzenlenen"Brakana Tatlısı" Şenliklerinde Şiir Dinletisi PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 125) 2025; Ağustos 30; Kula Köyü Zafer Bayramı Şenliklerini şiir ve müzik ile organize etmek

PLAKET - KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ

 126) 2025; Ağustos 31; Yenice Köyü Zelenika Şenlikleri KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 127) 2025 Eylül 13; Kırklareli 16. Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 ESERLERİNİN YER ALDIĞI ANSİKLOPEDİ, ANTOLOJİ. KİTAP ve DERGİLER

 1)   2005 Mart; Kırklareli Şiirleri Seçkisi 128 Sayfa Avcı Ofset Matbaacılık İstanbul 124,125 ve 126. Sayfalar 

 2)   2009 Şubat "Aşk" Konulu Şiir Yarışması Kitabı 129 Sayfa Print Copy Çorlu Tekirdağ 36,37,38,39 ve 40. Sayfalar 

 3)   2009 Şubat; Hatice OPAK BİLGİN'e ait Hayatın İçindekiler Kitabı 175 Sayfa Tunç Yayıncılık İstanbul 141. Sayfa 

 4)   2010 Ekim; Kapadokya Şiir Antolojisi 224 Sayfa Kapadokya Kültür Derneği yayını Onka Matbaacılık Ankara 75 ve 76. Sayfalar 

 5)   2010; Edebiyatta Yankı Dil Kültür Edebiyat ve Sanat Dergisi 6 ve 7. Sayi 138 Sayfa Edebiyatta Yankı Aydın 17.sayfasinda

 6)   2011 Mart; Uluslararası ve Geleneksel Kapadokya Şiir Şöleni Antolojisi 403 Sayfa Kültür Yayınları 1 Kayseri 160,161ve 368. Sayfalar 

 7)   2011 Aralık; İslâm Beytullah Erdi'ye ait Romanya ve Bulgaristan Yollarında Yirmi Beş Gün isimli kitap 100 Sayfa Bengü Yayınları Ankara 13 ve 14. Sayfalar 

 8)   2012 Mayıs; Kültür Çağlayanı 1. Şiir Antolojisi 320 Sayfa Kültür Ajans Yayınları Ankara 33,34,35 ve 36. Sayfalar 

 9)   2013 Mayıs; Türk Dünyası Şairleri Antolojisi 528 Sayfa Sahil Kitap Sahil Yayınevi Antalya 426,427 ve 428. Sayfalar 

 10)         2013 Kasım; Kırklareli Şairleri Antolojisi 256 Sayfa İN.Adina Gazetecilik Matbaacılık Reklamcılık Lüleburgaz 21,22 ve 23. Sayfalar 

 11)         2013; Şiir Harmanı Şiir Seçkisi 288 Sayfa Frida Yayınları İstanbul 14,15,16,17 ve 18. Sayfalar 

 12)         2014; Şubat; Nazif KARAÇAM'a ait Kırklareli'ni Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar İsimli Biyografik Kitap 464 Sayfa Parafiks Yayınevi İstanbul 46,47 ve 48 nci sayfalar.

 13)         2014 Nisan; Şairler Seçkisi Şiir Antolojisi 6; 513 Sayfa ES-FORM Ofset 31,32,33,34,35 ve 36. Sayfalar 

 14)         2014 Eylül; Soma Şiirleri Antolojisi 236 Sayfa Sahil Kitap Yayınevi Antalya 15. Sayfa 

15)         2015 Ocak; Avrasya Şairleri Antolojisi Birinci Cilt 842 Sayfa Sahil Kitap Sahil Yayınevi Antalya 72,73 ve 74. Sayfalar 

 16)         2015 Nisan; 100.Yılında 100 Kalemle Atatürk ve Çanakkale Şiirleri 312 Sayfa Sahil Kitap Yayınevi Antalya 61,62 ve 63. Sayfalar 

 17)         2015 Ekim 23; Yeşeren Düşler Şiir Antolojisi 250 Sayfa Kültür Ajans Yayınları Ankara 25,26 ve 27. Sayfalar 

 18)         2016 Nisan; Şairler Seçkisi Şiir Antolojisi 8; 672 Sayfa ES-FORM Ofset Sivas 75,76,77,78,79 ve 80. Sayfalar 

 19)         2016; Türk Dünyası Şairleri BUTA Almanax 351 Sayfa OL npkt-nin metbeesinde çap olunub Bakı- Azerbaycan 22,23,24 ve 25. Sayfalar

 20)  2017; İLESAM'lı İlim Adamı Şair Yazar ve Sanatçılar Ansiklopedisi 514 Sayfa Berikan Yayınevi Ankara  196,197 ve 198. Sayfalar 

 21)         2017 Temmuz; Fuat ERTUĞRAL'a ait Kıyam Et Yüreğim İsimli kitap 144 Sayfa APSİS Yayınevi İstanbul 7,8,9 ve 132. Sayfalar 

 22)    2018 Şubat 12; ÇAĞDAŞ TURKİYE YAZARLARININ HEKAYELERİ HEYATIN RENGLERU ALMANAX 200 sayfa Ayb Kitab Tercüme Neşriyat Poliqrafiya Merkezi 65,66,67,68,69,70 ve 71. Sayfalar 

 23)    2018 Şubat; Karabağ'dan Kerkük'ten Çanakkale'ye Şiir Seçkisi 774 Sayfa Sahil Kitap yayınları Antalya 58,59,60 ve 61. Sayfalarında 

 24)    2018 Mayıs; Bir Şehir Bir Şair Bir Şiir Memleket Şiirleri Antolojisi 281 Sayfa Tunç Yayıncılık İstanbul 145,146,147 ve 148. Sayfalar 

 25)    2018 Ekim 08; TÜRK UŞAQ EDEBİYYATI ANTOLOGİYA 187 Sayfa Ayb Kitab Tercüme Neşriyat Poliqrafiya Merkezi 6 ve 7. Sayfalar 

 26)    2019 Ocak; Türk Dünyası Şiir Seçkisi 3 447 Sayfa ASKEF Kültür Yayınları Sahil Kitap Antalya 64,65,66 ve 67. Sayfalar 

 27)    2019 Mayıs; İlklerin Şehri Tarsus'tan Kültür Başkenti İstanbul'a Şiir Köprüsü Guldestesi 402 Sayfa Ekrem Matbaası Adana 34,35,36,37,38 ve 39. Sayfalar 

 28)    2020 Mart; İLESAM Kırklareli Edebiyat Atölyesi Şiirler ve Yazılar Kitabı 96 Sayfa Ürün Yayınları Ankara 

 29)    2020 Eylül; Hece Şairleri Ansiklopedisi Birinci Cilt 535 Sayfa Ay Yayınları Salihli Manisa 52 ve 53. Sayfalar 

 30)    2020 Aralık Şiir Yağmuru 240 Sayfa Sahil Kitap Yayınevi Antalya 16,17,18,19 ve 20. Sayfalar 

31)    2020 Aralık; Gönül Eri Dergisi 2020 Güldestesi 242 Sayfa Ay Yayınları Salihli Manisa 24,25,26 ve 27. Sayfalar 

 32)    2020; Şairlerden Şiirler Coronatufan 2020; 176 Sayfa Sahil Kitap Yayınevi Antalya 141. Sayfa 

33)    2021 Ocak; İnsanlık Ölüyor Dünya Utansın Şiir Seçkisi 192 Sayfa Efsus Yayınları İstanbul 10,11,12,13 ve 14. Sayfalar 

 34)    2021 Mayıs; Aşk Sandığın Kadar Değil Yandığın Kadardır Şiir Antolojisi 272 Sayfa Zinde Yayıncılık İstanbul 9,10,11,12 ve 13. Sayfalar 

 35)    2021 Kasım; Şehirlerimiz Şairlerimiz Siirlerimiz Şiir Seçkisi 319 Sayfa Sahil Kitap Yayınevi Antalya 141,142,143 ve 144. Sayfalar 

 36)    2021 Aralık; Şairlerin Dilinden Yunus Emre 238 Sayfa Berikan Yayınevi Ankara 31 ve 32. Sayfalar 

 37)    2023 Haziran; Zonguldak Şiirleri Antolojisi 186 Sayfa Odessa Yayınevi İstanbul 26 ve 27. Sayfalar 

 38)    2023 Eylül; Cumhuriyeti'in 100. Yılında 40 Şairin Kaleminden Atatürk ve Cumhuriyet Şiirleri Antolojisi 248 Sayfa Ortatek A.S. Ezgi Ofset Ankara 65,66,67,68 ve 69.sayfalar 

 39)    2023 Eylül; Yörük Obası Şiir Antolojisi 192 Sayfa Göksu Matbaa İstanbul 32,33,34,35 ve 36. Sayfalar 

 40)    2024 Şubat; Yaşama Destek Ol Dünyayı Değiştir Antolojisi 176 Sayfa SESKODER Kültür Yayınları Göksu Matbaa İstanbul 11,12,13,14 ve 15. Sayfalar 

 41)    2024 Haziran; Cumhuriyeti'in 100. Yılında İz Bırakan Kalemler Edebiyat Antolojisi' 252 sayfa Gülnar Yayınları Ankara 7,8 ve 9. Sayfalar 

 42)    2024 Kasım; 21.Yuzyıl Edebiyatı 258 Sayfa Koç Yayınları Lüleburgaz Kırklareli 10,11,12,13,14,15,16,17 ve 18. Sayfalar 

 ÇALIŞTIĞI KURUM ile İLGİLİ GÖREVLERLE İLGİLİ ÖDÜLLER:

ALDIĞI KATILIM, TEŞEKKÜR ve TAKDİR BELGELERİ:

1)        1991; Eylül 16-25; İçişleri Bakanlığı Semineri KATILIM BELGESİ 

 2)        1991; Temmuz 16; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 3)        1995; Eylül 18-22; İçişleri Bakanlığı İl Mahallî İdareler Müdürleri Semineri KATILIM BELGESİ 

 4)        1996; Mayıs 20-24; İçişleri Bakanlığı'nca düzenlenen İl Mahallî İdareler Müdürleri Semineri KATILIM BELGESİ 

 5)        2000; Haziran 12-16; İçişleri Bakanlığı İl Mahallî İdareler Müdürleri Semineri KATILIM BELGESİ 

 6)        2002; Mayıs 3; İçişleri Bakanlığı İl Mahallî İdareler Müdürleri Semineri KATILIM BELGESİ 

 7)        2003; Aralık 10 Kırklareli Valiliği Personel Eğitim Semineri Eğitimci olarak katılma TEŞEKKÜR BELGESİ 

 8)        2000; Temmuz 21; Kırklareli Valisi tarafından verilen TAKDİRNAME BELGESİ 

 9)        2004; Eylül 11; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 10)    2005; Ekim 19; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 11)    2007; Temmuz 13; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 12)    2007; Temmuz 31; Başbakanlık TÜİK Başkanlığınca TÜİK Çalışmalarına Yapılan Katkı TEŞEKKÜR BELGESİ 

 13)    2007; Ekim 30; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ

 14)    2007; Nisan 12;; Kulüpler Arası Voleybol İl Üçüncüsü ÜÇÜNCÜLÜK PLAKETİ 

 15)    2009; Haziran 26; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 16)    2010; Ekim 25-28 Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı tarafından düzenlenen Kamu Yöneticilerinin Eğitimi KATILIM BELGESİ 

 17)    2010; Aralık 26; Türkiye Sakatlar Derneği Kırklareli Şubesi tarafından düzenlenen Konferans KATILIM ve TEŞEKKÜR BELGESİ 

 18)    2013; Kasım 07; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 19)    2014; Eylül 17; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGEuSİ 

 20)    2014; Trakya Kalkınma Ajansı TR 21 Trakya Bölge Planı çalışmalarına katılım ve katkı TEŞEKKÜR BELGESİ 

 21)    2015; Nisan 2-3; İçişleri Bakanlığı Muhtar Bilgi Sistemi Kursu KATILIM BELGESİ 

 22)    2016 Mayıs 9-13; İçişleri Bakanlığı İl Mahallî İdareler Müdürleri Semineri KATILIM BELGESİ 

 23)    2017; Şubat 3; Roman Vatandaşlara Yönelik Sosyal İçerme Eylem Planları Geliştirme Çalıştayı KATILIM BELGESİ 

 24)    2017; Aralık 17-20; Vilayetler Hizmet Birliği İl Mahallî İdareler Müdürleri Eğitim Semineri KATILIM BELGESİ 

 25)    2019; Aralık 2-6; Vilayetler Birliği İdare ve Denetim Müdürleri Eğitim Semineri KATILIM BELGESİ 

 26)    2019; Temmuz 16; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette TAKDİRNAME BELGESİ 

 27)    2021; Aralık 17 Kırklareli Valisi tarafından Hizmette ÜSTÜN BAŞARI BELGESİ 

 28)    2024; Ekim 9; Kırklareli Valisi tarafından Hizmette BAŞARI BELGESİ 

 29)    2024; Ekim 9; İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürü tarafından Hizmette TEBRİK ve TAKDİR BELGESİ 

 30)    2024; Eylül 25; Kırklareli İl Emniyet Müdürlüğünce destek ve katkı KATKI ve HİZMET PLAKETİ 

 31)    2025 Nisan 24; İçişleri Bakanlığı, Kırklareli Belediye Başkanlığı Türkiye Belediye Başkanları Birliği İşbirliği Geliştirme Projesi KATILIM BELGESİ 

 ŞAİR ve YAZAR Alaeddin İKİCAN’IN YAYINLANMIŞ ESERLERİ:

1) SEVGİDEN ÖTESİ YOK (1), (ŞİİR)

         2004, İKİCAN, Alaeddin, SEVGİDEN ÖTESİ YOK   (1. Baskı)

2005, İKİCAN, Alaeddin, SEVGİDEN ÖTESİ YOK   (2. Baskı)

2007, İKİCAN, Alaeddin, SEVGİDEN ÖTESİ YOK   (3. Baskı)

Bellek Yayınevi, Edirne (2024-2025-2025)                                                                                      2) 2007, İKİCAN, Alaeddin, UMUDUN SEVDASI (1.Baskı) Bellek Yayınevi, Edirne (2007)

3) 2010, İKİCAN, Alaeddin, EĞİTİM SOFRASINDA TUZUMUZ OLSUN (1.Baskı) Yardımcı Ofset, Ankara (2010) 

 4) 2014, İKİCAN, Alaeddin, GÖNÜL EVİNDE İKİCAN -1 (1.Baskı) Sahil Kitap, Antalya (2014)

5) 2016, İKİCAN, Alaeddin, GÖNÜL EVİNDE İKİCAN -2 (2.Baskı) Sahil Kitap, Antalya (2016)

6) 2017, İKİCAN, Alaeddin, SEVGİDEN ÖTESİ YOK (2) (ŞİİR) (1. Baskı) APSİS KİTAP İSTANBUL (2017)

7) 2017, İKİCAN, Alaeddin, EĞİTİM SEVDAMIZ (ŞİİR) (Birinci Baskı) SAHİL KİTAP İSTANBUL (2017)

HABERLEŞME ve KİTAP İSTEME ADRESİ:

Yazar: Alaeddin İKİCAN (alaeddinikican@gmail.com

Cep Tel: 0543 585 34 31

Kitap Yayın Adresi:

Apsis Kitap Basın Yayın Dağıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Teksitilkent Ticaret Mrk. A/15 B1. No: 50 Esenler-İstanbul

 

giyim, kişi, şahıs, iç mekan, grup içeren bir resim

Yapay zeka tarafından oluşturulmuş içerik yanlış olabilir.
             İLESAM KONGRESİNDENDE ALAEDDİN İKİCAN VE ARKADAŞLARI

 

                   ALAEDDİN  İKİCAN’IN ESERLERİNDEN BİR KISMI

metin, kitap, iç mekan, koleksiyon, toplama, tahsilat içeren bir resim

Yapay zeka tarafından oluşturulmuş içerik yanlış olabilir.

                   ALAEDDİN İKİCAN’IN ÖDÜLLERİNDEN BİR KISMI VE PROFİL GÖRÜNTÜSÜ

         insan yüzü, kişi, şahıs, giyim, gömlek, tişört içeren bir resim

Yapay zeka tarafından oluşturulmuş içerik yanlış olabilir.