ŞAKİR
SUSUZ'U, EBEDîYETE UÇURDUK
Abdullah
Çağrı ELGÜN
Yozgat/Akdağmadeni/Oluközü’nün
serin dağlarında doğan SUSUZ’u İLESAM’da bir şiir dinletisinde tanıdım. Yakışıklı,
iyi giyinen giydiğini kendisine yakıştıran yiğit bir Türkmen şairiydi. Bana şiir
kitabını takdim ederken, bir dörtlük okumayı da ihmal etmedi.
Dostluğumuzun ilk adımları böyle başladı.
Sonraki günlerde gittiğimiz Şiir şölenleri, İLESAM’daki şiir faaliyetleri ve
her aktiviteye katılmada gösterdiği gayreti de bizi bir birimize daha da
yaklaştırdı.
Benim hafta sonları Kayseri’ye gidip
gelmelerimdeki olay ve durumları hemen telefon ile nakleder: “Çağrı, biliyor musun neler kaçırdın. Bak
sana anlatayım!..” diyerek konuya kahkahalar ve neşe içinde haftalık geçen olayları heyecanla naklederdi.
Her yazdığı şiiri birkaç kişi ile mütalaa etmeden görücüye çıkarmaz, çok çok kafasını meşgul eden bir durum olduğunda mutlaka beni arar ve bana bu konuyu danışmak ve mütalaa etmek istediğini belirtirdi.
Her yazdığı şiiri birkaç kişi ile mütalaa etmeden görücüye çıkarmaz, çok çok kafasını meşgul eden bir durum olduğunda mutlaka beni arar ve bana bu konuyu danışmak ve mütalaa etmek istediğini belirtirdi.

Şiirlerinin tashihi, eleştirisi,
eksikliği konusunda asla bir kompleksi yoktu. Şu bölümü olmamış, şurasını şöyle
düzeltelim dediğimizde de mutlak dikkate alır. Düzeltir yeniden bana okur, bir
eksik var mı diye tekrardan sorar ve şiirini biraz daha düzenleyeceğini veya
bir kaç hafta ay geçmesini bekler veya tamamlamış hisseder ise bir besteciye
taktim edeceğini söyleyerek ayrılırdı. Son zamanlarda kendisine Mustafa Nevruz
SINACI’ya bir site yaptırmış orada şiirlerini ve kitaplarını tanıtmaya
çalışıyordu. Kendisi de hanımı da rahatsızlanmıştı; fakat buna rağmen
hastalığından asla söz etmez, yakınmaz, bunları bir dert gibi görme
alışkanlığını hiç görmedim.
Şen
şakrak, hayat dolu, adam gibi bir adam olan SUSUZ, düşündüğünü hiçbir şekilde
söylemekten çekinmez, düşündüğü gibi yazar, yazdığı gibi de düşünür, realist
bir şairdi. Şiirleri Karacoğlan, Gevheri, Aşık Ömer, Seyrani tarzlarını
yansıtsa da şiirlerindeki açıklık, candan ve düşündüğü gibi açık saçık söyleyişi
açısından bakıldığında, daha çok devrimizin KARACOĞLAN’ı diyebileceğimiz bir
tarzı yansıtmıştır.
Şiirlerinde güzelliklere, güzellere,
sevgiliye ve beşerî AŞK’a duyduğu özlem yaşayan şairlerce biraz aşırı karşılansa
bile SUSUZ gerçekçidir. Onun çekinecek, gocunacak, korkacak ve ürkecek bir
tarafı yoktur. Ne ise odur. Düşündüğünü yazmaktan, yazdıklarının arkasında
durmaktan asla çekinmez. Doğru, dürüst ve fiiliyat adamıdır. Gördükleri güzellere
iltifat etmekten, övmekten, ona anında yakışan, öven, cezbeden bir şiir
yazmaktan ve hemen oracıkta muhataba okumaktan asla çekinmez. Samimiyet yüklü,
sözü, özü bir, mert ve civan bir şairdir.
Herkes
ile olmasa bile değerli bulduğu, değer verdiği bay ve bayanlara yaklaşmak
isteği, onlar ile sohbet ve görüşlerini çekinmeksizin iletme tavır ve davranışı
kendisini tanımayan bazı cahil, kıskanç ve ondan daha eksilikler için yanlış
anlaşılsa bile pek aldırış etmez. Hak bildiği yolda adım adım ilerlemekten
çekinmeyen gerçek bir insan ve rint bir şairdi…
Kendisini, rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Türk Edebiyat tarihi, Türk Edebiyatı, İLESAM ve üyesi bulunduğu kuruluşlar çok
değerli, bir şairini, edebiyat insanını yitirmiş olmanın bahtsızlığını, her
vakit duyacak ve her vakitte hissedecektir…
Türk
Edebiyatının ve tüm şair ve yazarların başı sağ olsun diyor, kendisine Allah’tan
rahmet yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder